:: YAZI

Eklenme: 23.07.2007 02:36 


*Tarihin tekerrür olduğunu söyleyenler yanında, "ibret alınsaydı tekerrür etmezdi" diyenler de vardır. Bu köşe taşına ben de katılırım. Tarih her şeyi yazar, yazmak zorundadır. Önemli olan yalan söyleyen tarih olmamalı, yalan söyleyenler utanmalıdır.
*1400 yıldan beri tarihi kendi ideal ve ideolojilerine göre yamalayanlar, tırtıklayanlar, buzdolaplarına sokanlar ve milletten gizleyenler, az değildir. Tarihin gizli pencereleri, kapıları zaman zaman açılmakta, her şeye rağmen, satın alma ve sindirmelere rağmen doğruları yazan kalemler, yürek ve bilekler gerçekleri haykırmaktadır.
*55 yıldan beri yazarız, konuşuruz, söyleriz. Yaşımızdan çok sayıda eser içinde doğrudan yana, Hak'tan yana çizgi koyarak, tabuları yıkarak, perdeleri aralayarak, kırılmayı göze alarak eğilmeden, burnumuzun doğrultusunda doğrularda inat ederek yazdık, kabir kapısına kadar da yazacağız. Doğruları yazanların dokuz köyden kovulduğu gerçeğinde, biz kendimize yeni köyler bulmada ümitsiz değiliz.
*İran'ın sefahat ehli hükümdarı Nuşirevan'ı bilirsiniz. İslam'a erişmeden ölen, Sasani Devletinin ünlü hükümdarı. 49 yıllık hükümdarlığını av partileri, zevk/sefa/eğlence ve zulüm ile geçiren, doğruları gören akıllı veziri sayesinde, neticede bir kuş dili tercümesinden sonra Hak yolu bularak dönüş yapan, adalet terazisini doğru kullanan, halkına hizmet eden bir tarihi şahsiyet. "Nuşirevan'ın Adaleti", "Hazreti Ömer'in Adaleti" gibi tarihteki yerini almış, asırlardan beri dillerden düşmemektedir. Menkabe ve şiirlerde değerli motifler olarak işlenmekte, ölçü olmaktadır.
*Çıktığı bir av partisinde, yorulduktan sonra, dinlenmek için oturduğu bir ağaç altında, harabede ötüşen baykuşların sesi ile irkilir. Bu seslerin sebebini vezirine sorar. Vakti saatin geldiğini anlayan akıllı vezir, baykuşların ötüşünü, kuş dilini anlayan bir kişi sıfatıyla şöyle izah eder:
"İlk öten baykuş diyor ki:
- Oğlumu evlendirmek istiyorum, kızını verir misin?
- Kızımı veririm ama, başlık büyük olur.
- Söyle bakalım, isteyeceğin başlık neymiş?
- Çatısında yuva yapıp öteceğim bir dizi virane evler isterim.
Bu anda heyecanlanan hükümdar, vezirini sıkıştırır:
- Peki öteki baykuş bu isteğe nasıl bir cevap veriyor?
- Merak ettiğin şeye bak. Bu milletin başında Nuşirevan gibi ülkesini ihmal ederek,
milletine sırt dönerek, vaktini av ve eğlence partilerinde geçiren bir hükümdar var iken, bir dizi virane şehir bulabilirim sana..İhmal ve eğlenceler bir süre daha devam etsin, ülke bir baştan öbür uca harabeler şehri olacak. Ben de sana istediğin kadar virane şehir vereceğim.
*Kuş dili tercümesinden sonra, orada bir sessizlik başlar. Yıllardan beri bozulan ayar yerine gelmiş, zaman durmuştur. Nuşirevan titreyerek kendine gelir ve şöyle der:
-Bunun ne demek olduğunu çok iyi anladım. Bundan sonra kendimi toparlayıp, iyi bir hükümdar olacağım. Millete virâneler değil, mamûreler kazandıracağım. Beni kuş dili tercümesiyle en güzel şekilde ikaz ettin. Ölünceye kadar doğruları söylemekten çekinme,senin gibi doğru sözlü danışmanlara, tüm yöneticilerin ihtiyacı var.
*49 yıllık bir ömür sonunda, istikameti bulmak ve harabelerden uzaklaşmak. Bu göründüğü kadar kolay ve herkese nasip olmaz. Tarih kabristanına gömülen niceleri ve akıbetlerini tarih yazar, bilinir.
*Yönetici olmak, devletin başında bulunmak, âmir olmak, başkan olmak, bürokrat olmak, milletin vekili olmak ve "Adam gibi adam" olmak kolay bir haslet ve rütbe değildir.
"İşlerinizi, konuyu en iyi bilen dürüst danışmanlarla istişare ederek yapın. Ehil kimselerle istişare edenler sonunda pişmanlık duymaz!" diye buyuran Peygamber Efendimizin koyduğu ölçüyü hiç düşündünüz mü?. Günümüz anlayış ve kaosunda, sapla/samanın birbirine karıştığı, kantarın topunun kaçtığı, değerlerin birbirine karıştığı menfaat/şan/şöhret/şehvet ortamında; akıllı yönetici olmak, insanları yönetmek, devlet idare etmek kolay mıdır?.
*Türkiye önemli bir seçim dönemi geçirdi, sandık gereken cevabı verdi. Akla/hayale gelmeyen iftira ve yalanlar, trilyonluk harcamalar, tüyü bitmemiş yetimin malını yiyerek makamlara gelenler, bol keseden atıp, bol vaatler yapanlar, tarikat ağaları ile din baronlarını satın alarak, partilerinin meddahlığını yaptıranlar, cemaatleri siyasi icraatlarında kullananlar, gazetelerinde manşet çektirenler az değildir, vebal ve hesapları Mizan'a gidecektir.
*Tarih dağarcığında önemli bir şahit olmak üzere; 8.6.2007 tarihli Vakit Gazetesinde yer alan, Abdurrahman Dilipak dostumuzun yazısından bir bölümü buraya almak istiyorum. "Reis ikinci kez gömlek değiştirdi. Gömlekle birlikte mankenlerini de değiştirdi. Geçmişle bağlarını kopardı. AK Parti bu şekilde kendi tabanına güven veremez ve bu gidişle ANAP gibi partileşme sürecini tamamlamadan dağılabilir. Reis dikensiz gül bahçesi istiyor, ama bu olmayacak. Göreceksiniz, bu grup daha fazla sorun yaşayacak. Gelenler gidenleri aratacak.." Ayni görüşü paylaşıyorum. Ayni görüş ve düşüncelerimizi, genel merkez mülakatında ilgili heyete söylemiştim. İfadelerim, Mizan için şahit olacak inşaallah...Birileri tarafından "ihtilal" olarak nitelendirilen, bir partinin barajı aşması mümkün görülmezken 14.4 oranında oy alan, bize göre millî iradenin usturası kabul edilen meclis aritmetiğinde AK Parti'nin işinin daha zor olacağı gözüküyor. İstiklal Savaşı kazanmış aziz milletimiz, mânevi bir istiklal savaşı ile AK Parti'yi yeniden iktidara getirmiş, mayanın bozulmamasına dikkat çekmiştir. Maya bozulursa, netice çürük ve zehirli olur. İktidar hırsının muktedir olması istenir, beklenir. Zafer sarhoşluğu kazanç sağlamaz.
*Her şeye rağmen, bütün oyun ve tuzaklara, yıpratma, çamur atma, lekeleme ve iz bırakma gayretlerine rağmen, AK Parti 50.7 oranında oy alarak yola devam startı verdi. Başarıların devamını ve hayırlara vesile olmasını niyaz ederiz.
*Türkiye'de yeni bir dönemin başladığı 22 Temmuz seçimlerinden sonra; tüm yönetici ve başkanlarımıza armağan olmak üzere, Kemali'nin bir şiirini armağan etmek istiyorum. Atasözlerimize üzerine bina edilen bu şiir; gönülden beyinlere gitmeli, dünya ile Âhiret hayatı birlikte yürütülmeli, düşünülmeli, yaşanmalıdır.

"Yar yıkıldığı zaman tozar" atalar sözü,
"İğneyle kuyu kazan"ın sağlamdır özü.
"Yalan söyleyenin, yanmadan söner közü"
"Dipsiz kile, boş ambar" doğrudur demişler.
"Gönülden gönüle yol var, naz var, söz vardır"
"Âhireti düşünmezsen, dünya da dârdır"
"Zamanı dolu geçirmen, en büyük kârdır"
"Atalar sözü tut, müstakim ol" demişler.
"Yırtıcı kuşların ömrü az olur" derler,
"Havada bulup, tavada yemeği yerler"
"Şimşek çakar, yıldırım düşer, gökler gürler"
"Aldanma dünyanın varlığına" demişler.
"Aslını bil, kendini bil, haddini de bil"
"İnsan bedeninin en temiz, en pisi dil"
"İyilik yap, kötülükleri kalbinden sil"
"Kâmille cahil çuvala sığmaz" demişler.
"Birdir iman ile ikrâr" temel taşımız,
"Ecel gelir, can çıkar" dik kalmaz başımız,
"Dünya tamâhına" elbet yetmez yaşımız
"Ağır otur ki, batman gelesin" demişler.
"Kanaat etmeyen yılana toprak yetmez"
"Gurbete gidenlerin çileleri bitmez"
"Kötü söz, dünya yıkılsa akıldan gitmez"
"Yaz duvara, alırsın bahara" demişler.
"Zengin arabasını dağdan aşırır" sa,
"Fakir düz ovada yolunu şaşırır" sa,
"Dünya bir mescit, temiz toprak post olur" sa,
"Kıyamet kopsa bulursun bir dost" demişler.
"Keskin sirke küpüne zarar" ölçü olsun,
"Yüksekten alçağa akan su" küpe dolsun,
"Naz usandıran aşığın gülleri solsun"
"Kemâli kalemi doğru yazar" demişler..

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem