HIRİSTİYANLAR, MASONLAR, YAHUDİLER
Eklenme: 23.04.2007 04:43
*Levh-i Mahfûz'da Yaratana karşı gelip "La.." diyen ruhların devamı bâtıl zihniyet mensupları, Kıyamet ve Mizan'a kadar devam edecek, hak ile bâtıl mücadelesi sürekli olacaktır.
*Hazreti Adem'le başlayan insanlık âleminin geçirdiği devreler, milyonlarca yıldan beri olup/bitenler, devam eden, edecek olan bütün olaylar tesadüfi değildir, yaratan tarafından sevk/idare edilmektedir. Dünya'yı 23.5 derece eksen etrafında milyonlarca yıldan beri döndüren, bir milimetre saptırmayan güç ilahidir, tesadüfi olamaz. Kıyamet günü bu ölçünün bozulacağı, karaların denizlere, denizlerin karalara girdiği an yaşanacak, dağların hallaç pamuğu gibi atıldığı zaman insanlık O'na hesap vermeye gidecek, boynuzsuz koç boynuzlu koçtan hakkını alacaktır.
*Asrın kaosu içinde, zaman zaman gündeme gelen şaşırtıcı, uydurma oyun ve senaryolar sâfi beyinleri idlâl etmekte, insanlar büyük zarar görmektedir.
*İdeal ve ideolojilere âlet edilen eserler yayınlanmak, filmler yapılmakta, diziler çekilmektedir.
*"Da Vinci Şifresi" ile "Kutsal Kan ve Kutsal Kâse" isimli iki eserin, kırk milyondan fazla sattığı, ilgili filmin de o derece izlendiğini görüyoruz. Hazreti İsa'nın Mecdelli Meryem ile evlendiği, evlilikten olan oğullarının Hazreti İsa'nın çarmığa gerilmesinden sonra Fransa'ya göç ettikleri ve soyunun bugüne kadar devam ettiği iddia/yalan/iftiraları maalesef ilgi görmüş, özellikle Hıristiyan ve Yahudi dünyası, basını olayları abartarak, menfaat tacirleri yazarların büyük para kazanmalarına vesile olmuş, sürtüşmeleri İngiltere'nin en büyük mahkemesi Lortlar Kamarası'na kadar götürmüşlerdir.
*Kâinat kitabı Kur'an'da yer alan:Mekke'de nazil olan, 98 ayetten ibaret Meryem Suresinde bu olay geniş bir şekilde anlatılmakta, Hazreti İsa'nın "Ol.." deyiverme ile dünyaya geldiği, iftira atanlara karşı kundakta iken konuştuğu, kendisine peygamberlik verildiği, Hıristiyanlarla Yahudilerin birbirlerine düştükleri, küfredenler oldukları, zalimler ve sapıklar safında bulundukları, Cehenneme bırakılacakları açıkça beyan edilmektedir. (Allahın en büyük mucizesi bu olaydan detaylı bir şekilde bahseden Meryem Suresi'nin bütün ayetleri, özellikle, dikkatlice okunmalı, sapıklar ve zalimlerin kimler oldukları bilinmelidir.)
*Hıristiyanlar, Yahudiler, Masonlar ve bütün şer güçler ayni kaba işer, ayni kaptan içerler. Bütün oyun ve tuzaklar, senaryolar bu güçler tarafından hazırlanarak, uygulanır. Özellikle İslam'ın ve Müslümanların düşmanı bu "...izimler", ellerindeki maddi güçler sayesinde dünyaya hakim olma gayreti içindedirler.
*Son yıllarda; perdeleri aralayan, tabuları yıkan, gizlenen gerçekleri gün ışığına çıkaran çok sayıda birbirinden güzel araştırma ve kitaplar yayınlanmakta, diziler çekilmektedir. (Samanyolu televizyonunda devam eden YAĞMURDAN SONRA dizisini takip etmenizi tavsiye ederim.)
*Millî Gazete'de, Mustafa Yılmaz tarafından üç gün devam eden TMMM'DEKİ "DA VİNCİ" ŞİFRELERİ, tarihe ışık tutan enteresan bir araştırma yayınlandı.
*İnşaatı 1938 yılında başlayan, 1957 yılından itibaren inşaatı hızlandırılan, 6 Ocak 1961 de hizmete açılan TBMM'nin mimarı, dünyaca tanınmış, Avusturyalı prof. Clemens Holzmeister'dir. 1886-1983 yılları arasında yaşamış, 1930'lu yıllarda Nazilerden kaçarak Türkiye'ye sığınan bir Yahudi.
*Masonluk tarihi; Süleyman Mabedi mimari, Hiram Usta efsanesine dayanır.Muharref Tevrat kaynaklı başka bir iddiaya göre de; Hiram Usta, Sur ülkesinden, dul bir kadının oğludur. Tapınakta 20 bin işçi çalışmış, "çırak, kalfa, usta" sınıflara ayrılmışlardı. "Gizli kelamı" bilen Hiram Usta'nın bir emri ile 20 bin işçi çalışmaya başlıyor, başka bir işareti ile işi bırakıyordu. Mabedin inşaatının bitimine doğru, gizli kelamı öğrenmek için, üç kalfa tarafından, üç darbe ile Hiram Usta öldürülür. Hiram'ın dokuz ustası ölü huzurunda yemin ederek, sembollerini yerleştirmek üzere, dokuz ayrı yöne dağılırlar. O tarihten bugüne kadar Masonlar, yaptıkları her esere açık, bazen gizli Masonik semboller yerleştirdiler. Kiliselerde dahi bu sembolleri görmek mümkündür. İngiltere Edinburg yakınlarında bulunan "Rosslyn Şapeli" kilisesinde bu örnekleri görmek mümkündür. (Daha detaylı bilgi için bakınız: Tamer Ayan, Bilinen En Eski Masonik Kuruluş İskoçya Royal Order, Mimar Sinan, 1998, sayı: 110, sayfa 18-19)
*Osmanlı bayrağına haç ilave etmek isteyen, kel kafalı olduğu halde, başına ressam tarafından kalpak giydirilen mason Mithat Paşa tarafından kurulan, İstanbul/Karaköy Ziraat Bankasındaki Tevrat kaynaklı "elinde mason tokmağı olan heykel" Hiram Usta'ya aittir.Yanındaki kadın heykeli de "Dul Kadın" nı sembolize eder. ( Tevrat-Hakimler-Bab:5, Ayet: 26- "Sağ elini işçilerin tokmağına saldı ve tokmakla Sisera'yı vurdu, başını ezdi")
*"Türkiye Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası" kayıtlarına göre Mason Devlet adamlarından biri olan Abdülhalik Renda, 26 Ekim 1939 yılında temeli atılan TBMM. Başkanıydı, dereceli masondu ve temel atma merasiminde, "mine çiçeği" rozetleriyle Clemens Holzmeister'in yayındaydı.
*475 bin 521 metrekarelik bir arazi üzerinde bulunan TBMM. binasına hakim olan esrarengiz semboller tesadüfi olamaz. Şeref Holü, Genel Kurul salonunda hakim olan "Üçgen, Eşkenarlı üçgen, Dik üçgen""ler; Tanrı ile nurun sembolü olup,Hıristiyanlıktaki TESLİS'in (BABA-OĞUL-KUTSAL RUH) sembolü olarak kabul edilmiş, bugünkü masonluğa intikal etmiştir. Amerikan doları üzerinde bulunan "Üçgen içinde göz", TMMM. mermer salonun tam ortasında yer almaktadır. Masonlukta "ÜÇ" ün özel bir yeri vardır. "Üç nokta" sık sık rastlanan motiflerdir. Hiram Usta'yı öldüren kalfa sayısı, gizlenilen kapılar, Hiram'ı öldüren darbelerin sayısı, mason localarında yemin kürsüsünde bulunan kitap sayısı, yanda bulunan sütun, temel dereceler çırak/kalfa/usta, merasimlerde kılıç namlusunun mason adayına vurma sayısı üçtür. Ayni zamanda üç nokta, Masonik Tanrıyı simgeler.
*Mason merasimlerinde, masonluğa kabul töreninde "Kutsal Kâse/Kadeh" vardır. İçinde saf su olan bir kâse/kadeh, safiyetin sembolü olarak sol elde tutularak, sağ el kalp üzerine konulmak şartı ile mason adaya içirilir.
*TBMM. De mermer zemin üzerine yerleştirilmiş kadeh sembolü, sadece bir geometrik işaret değildir. 2000 yıllık "Kutsal Kadeh" efsanesine dayanmaktadır.
*Yukarıda bahsettiğimiz gibi filmi çekilen, kitabı 40 milyon satan "Da Vinci Şifresi"nde yer alan "KUTSAL KÂSE" sembolü, masonların kullandıkları bir işarettir. Bu kâse/kadeh, güya hazreti İsa'nın çarmığa gerilmeden önce, havarileri ile yediği akşam yemeğinde şarap içtikleri kadehti. Diğer bir rivayete göre de: Hz. İsa'nın çarmığa gerilişi esnasında Arimatea'lı Yusuf'un, İsa'dan akan kanı doldurduğu kâse'dir. Üçüncü bir iddia ise Vatikan'ı sarsan, Dan Brown'un Da Vinci Şifresi'ne göre KUTSAL KÂSE sırrına Sion Tarikatının sahip çıkıp, Hazreti İsa'nın Meryem ile evlenmiş, ondan olan çocuğunun soyu devam ettirdiği ve Büyük Siyon Krallığının başına geçeceği iddiası/yalanı idi.
*TBMM. Şeref holü ile Genel Kurul Salonu arasında yer alan sembollerde; W ve M işaretleri bulunur. Masonların köklerini dayandırdığı tapınakçı inanışa göre; "M" harfi Mecdelli Meryem'in sembolüdür.(Hıristiyan dünyasında: Madgelenalı Maria olarak anılır.)
*Günümüzde ders kitaplarında büyük dahi olarak gösterilen, 1400'lü yılların sonunda, karanlık Sion Tarikatının on yıl süreyle başkanlığını yapan Leonardo Da Vinci; "İsa'nın Son Akşam Yemeği" tablosunda, Meryem'i simgelemek için M harfine yer vermişti.M harfinin üzerine oturtulmuş başka bir kadeh de Meryem'in rahminin simgesidir, kutsal kâse ile M harfi yan yana getirilmiştir.
*Sion protokolünde yer alan: "Kudüs'ten çıkıp dünyayı dolaşan yılan sembolü, Mısır tapınaklarına kadar uzanır. Gizli Dünya Devleti'ne göre de, yılan parayı temsil eder. "Dünya hakimiyetini garanti eden, her şeyi kaplayan paranın gücü.. Yılan kendi kuyruğunu ısırınca, dünya hakimiyeti garantilenmiş olacak" inancını taşır. Bazı kaynaklarda ise bu sembol, doları işaret etmektedir.
*Daire içinde nokta, evrenin gizemini simgeler. Masonik literatürde ise; gerçek locayı simgelemektedir. (Daha geniş bilgi için bakınız: Harun Yahya, Kabala ve Masonluk )
*Masonluğun tarifini en güzel şekilde Cennetmekân Sultan Abdülhamid yapmıştır. Masonluk nedir diye sorduklarında: "Kıpkızıl Gâvurluktur" cevabını vermiştir.
*Millî İradenin tek temsilcisi TBMM., aziz milletimizin meclisidir. Bu iddialar ve binanın böyle yapılması; TBMM. Ne gölge düşürmez, lekelemez. Meclisin itibarı sembollerle değil, çıkardığı kanunlar ve yürütme ile kaimdir.
Ancak; bu gerçekler karşısında susmak, kenara çekilmek de doğru değildir. Bülent Arınç gibi bir büyük dâvâ adamı, gönül insanının bu gerçeklere sessiz kalacağını tahmin edemem. Masonluğu, Sion Protokollerini, şer güçleri, asrın belası "..izim"leri bugünkü nesil, Bülent Arınç gibi dâvâ adamlarından, ağabeylerden öğrendiler. AK partiye oy verenler, iktidar yapanlar, Bülent Arınç'ı Başkanlık koltuğuna oturtanlar şer güçler değildir.
Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin ilk başkanı, ilk Cumhurbaşkanı Atatürk; Masonlara yüz vermemiş, makamından kovmuş, localarını kapatmış bir tarihi şahsiyetin meclis binasında işlenen mason motifleri hoş karşılanamaz. Masonlar Atatürk'ü sevmez, kin beslerler. Masonların Atatürk'ü öldüren bir şırınga yaptıkları da ileri sürülmektedir.(Tarihi kaynak ve zabıtlara göre; 3 Ağustos 1938 de yapılan konsültasyon sonucu Atatürk'e 2 santigram Salygran (Civalı Diüretik) şırıngası adale içine enjekte edildi, belirli aralıklarla yapıldı.Heyette bulunan Fransız doktor tarafından, yan etkileri bilinen bu bileşimin, tedavi amaçlı kullanılmaması uyarısına rağmen dikkate alınmamış, Atatürk'ü mutlak sona götürmüştür. İfadelerine yer verilen belge Prof Dr. Utkan Kocatürk'ün "Kaynakçalı Atatürk Günlüğü" isimli eserinden alınmıştır. Mason kaynaklarında Atatürk'ün ismi "Sarı Efe, Sarı Adam" olarak geçer.)
Günümüzde Mason ve Sion oyunları aynen devam etmekte olup, "Gizli Dünya Devleti" kurma çabalarının ağa babaları bunlardır. Beynelmilel şer güçler, kuvvet, kaynak ve yardımlarını bu teşkilatlardan almaktadır.
Bu önemli olay üzerine; meclis araştırması veya genel görüşme açılamaz mı? Bekliyoruz!...
|