:: YAZI

Eklenme: 01.04.2019 13:15 


Meşrutiyet'in ilanı ve Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesinde Masonların rolü en ateşli tartışmalardan. Mason üstadı Celil Layiktez'in II. Meşrutiyet'in bir "Mason Devrimi" olduğunu iddia ederek Abdülhamid'i tahttan indiren beş kişinin de mason olduğu açıklaması tartışmaya yeni bir boyut getirdi.
Peki Sultan'm tahttan indirilmesini anlatan kaynaklar Mason İttihatçılar olan Emmanuel Karaso, Aram Efendi, Esad Toptani ve Arif Hikmet Paşa'mn isimlerini verirken Layiktez'in ısrarla vurguladığı beşinci mason kimdi?
Osmanlı İmparatorluğu, 27 Nisan 1909 sabahı belki en acı günlerinden birine uyanıyordu. Padişah ve Halife II. Abdülhamid'in ikamet ettiği Yıldız Sarayı'nda o gün farklı bir sessizlik vardı. Nasıl bir tertip olduğu hala gizemini koruyan 31 Mart ayaklanması, Selanik'ten gelen Hareket Ordusu tarafından bastırılmıştı. Şimdi başta Talat Bey olmak üzere İttihatçıların lider kadrosu padişahı tahttan indirmenin çaresini arıyorlardı.
Fetva Emini Hacı Nuri Efendi ve İttihatçıların kuklası haline gelen Şeyhülislam Ziyaeddin Efendi'den hal' fetvası alındı. Hacı Nuri Efendi'ye zorla imzalatılan fetvada Sultanın 31 Mart Vak'ası'na sebep olduğu, dinî kitapları yaktırdığı, devlet hazinesini israf ettiği ve zalim olduğu şeklindeki iftiralar gerekçe olarak sıralandı.
Hiç kimseyi idam ettirmemiş bir padişaha “zâlim” suçlaması yapmak, ancak ona tahttan indirildiğini bildirmeye gelenlerin niyetleri kadar habis olabilirdi. Ellerinde Meclis-i Mebusan'm aldığı karar, Yıldız Sarayı'nın basamaklarını tırmanan Yahudi Emmanuel Karaso, Ermeni Aram Efendi, Arnavut Esad Toptani ve Gürcü Arif Hikmet Paşa Sultanı tahttan indirmekle görevlendirilmişti.
Yalnız ona "Millet seni istemiyor" mesajı vermek için özenle seçilen bu heyetin ortak bir yönü daha vardı: Hepsinin Mason olması. Osmanlı coğrafyasında Siyonizme geçit vermeyen İslam Halifesine tahttan indirme bildirisini okuyan, bir mason ve Yahudi idi. Nitekim Abdülhamid Han, Selanik'te muhafazasına memur edilen Debreli Zinnur'a "Bana en çok dokunan, bu mason taslağı Yahudi'nin hal' kararını tebliğ edişi olmuştur" diyerek hicranını ifade eder.
Masonların Sultanın tahttan indirilmesindeki rolü elbette bu dört şahsın Yıldız Sarayı'na bildiriyi ulaştırmasıyla sınırlı değildi. Ondan sonra Masonluk ilk kez Osmanlı coğrafyasında kurumsallaştı ve Maşrık-ı Âzam-ı Osmani, yani Osmanlı Büyük Mason Locası kuruldu. Büyük Üstadlığa ise İttihat ve Terakki'nin önde gelen ismi Talat Paşa getirildi.
Nitekim Masonların yayın organı Tesviye Dergisinin editörü üstat Mason Celil Layiktez de "İslam Ülkelerinde Masonluk" başlıklı makalesinde Osmanlı Devleti'nde masonluğun nasıl kökleştiğini anlatır. Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesine giden süreçte masonların oynadığı rolü anlatan Layiktez'in "Hareket Ordusu, masonlar tarafından örgütlendi ve yönetildi" ve "Sultan Abdülhamid'e tahttan indirildiğini tebliğ eden beş milletvekilinden oluşan heyettekilerin tamamı Masondu" tespitleri dikkate değer.
Makalesiyle ilgili olarak daha önce kendisiyle görüştüğüm Celil Layiktez, "Bu beş kişinin Mason olduğundan eminiz" demiş, 31 Mart ayaklanmasını bastıran Hareket Ordusu ile ilgili olarak da, "Selanik'teki Hareket Ordusu'nu organize eden İttihat ve Terakki, Emmanuel Karaso'nun başkanı olduğu locada organize oluyordu" diye de eklemişti.
Layiktez, yukarıda zikrettiğimiz dört ismi sayarken ısrarla beşinci bir kişiden daha bahsediyordu. Son halife Abdülmecid Efendi'nin çizdiği, bildirinin Abdülhamid Han'a okunmasını gösteren meşhur tablosunda Emmanuel Karaso sağ eliyle ceketinin altındaki silahını tutarken görülür. Diğer üyelerden Aram Efendi iki elini önünde bağlamış, Esad Paşa Sultan'a hal' kararını tebliğ ederken sağ eli hareketli olarak, son üye Arif Hikmet ise ellerini yana salıvermiş durumda resmedilir. Resimdeki son isim ise İttihatçıların atadığı başmabeynci Cevad Bey'dir.
Peki Abdülhamid Han'a tahttan indirme kararını tebliğ eden beşinci Mason kimdi?
Abdülhamid Han'ın kızı Şadiye Osmanoğlu hatıratında son Başmabeynci Cevad Bey'den bahsediyor. İttihat ve Terakki tarafından Tahsin Paşa'nın yerine atanan mebusları Cevad Bey'in göreve gelir gelmez ilk defa huzura çıktığında "Ah efendiciğim, ben sizin sâdık bendenizim" dediğini, Abdülhamid Han çekmecesinden bir deste banknot alıp kendisine verince de yerlere kapanıp ayaklarını öpmeye çalıştığını anlatıyor. Ancak İttihatçıların Cevad Bey aracılığı ile Abdülhamid Han'ın tahttan indirilmesinin ardından Yıldız Sarayı'nı derhal terk etmesini istediklerinde durum değişiyor. Şadiye Osmanoğlu bundan sonra yaşananları şöyle anlatıyor:
"Cevad Bey, maalesef birkaç gün önce bir deste banknotu aldığı vakit yerlere kapanarak ayaklarını öptüğü babama, çok ağır sözler sarf ederek bildirdi. Ağzına aldığı kelimeler terbiye dışı idi, alelade bir adama dahi söylenmesi ayıptı, işte babam o zaman çok mahzun oldu. Cevad Bey de 'Başınıza gelen ve gelecekleri evvelce düşünseydiniz!' şeklinde cevap verdi."
Şadiye Osmanoğlu'nun anlattıklarından, Celil Layiktez'in bahsettiği Abdülhamid Han'a tahttan indirildiğini bildiren beşinci Masonun İttihat ve Terakki Mebusu Cevad Bey olduğu anlaşılsa da 27 Nisan 1909 günü Yıldız Sarayı'nın Küçük Mabeyn Köşkü'nün salonunda yaşanan o trajik olay hala gizemini koruyor.
BİRADERLERİN AKIBETLERİ
Yılmaz Öztuna, Abdülhamid Han'a tahttan indirilme tebligatını yapanların akıbetlerini şöyle anlatıyor:
"Karaso, İtalya'dan para alan bir casus olup Libya'nın İtalya tarafından yutulmasına meş'um bir rol oynamış, sonradan İtalya'ya kaçmış bir vatan hainidir.
Ermeni Aram Efendi, Ermeni ihtilal komiteleri ile yakın ilgisi olup Sultan Abdülhamid'den Ermenilerin intikamını almak için Abdülhamid'i tahttan indiren ekibe sokulmuştur.
Jandarma Paşası olan Es'ad Toptani, birkaç yıl sonra devlete isyan ederek Arnavut istiklâli için silah çekmiş ve sayısız Türk'ün kanma girmiş bir adamdır.
Arif Hikmet Paşa sonraki yıllarda karanlık siyasî hayatı olan bir denizcidir." (İNTERNET SİTELERİNDEN)
(NOT. Bir Makalemi okuyan, halen İstanbulda ikamet eden, Tarihçi araştırmacı olduğunu söyleyen YAŞAR MÜFİT ÇOLAK isimli vatandaş, Arif Hikmet Paşa’nın, Ateş Mehmet Paşa’nın oğlu olduğu, damat olmadığı, sarayda yetiştiği, Abdulhamidin yaverleri arasında bulunduğu ve Abdülhamidi devirenler arasında bulunduğunu söyledi. Kendi akrabası olduğunu da teyit etti. (22 Şubat 2019/Cuma günü bir telefon görüşmesinde...Telefonu: 05078864469)
Yalan söyleyen Tarih, her zaman utanır. Zaman en güzel şahit, Hesap günü Mȋzân Terazisi kıldan ince, kılıçtan keskin Adalet hükümrânıdır.
Fâni olan bu dünyadan ebedi âleme göçmek varken, gerisi yalan, falan ve angaryadır.
TRT 1 de yayınlananPAYİTAHT-ABDÜLHAMİD dizisinde abartılan, reyting uğruna yapılan ilave sahneler, Abdülhamidin hayatı ile uzaktan/yakından ilgisi bulunmayan şatavat, saray hayatı, sefahat sahnelerine rağmen, cesaretle söylenen mesajlar ve Tarihi gerçekler var.
Anlayanlar için yazımı bir şiirimle bitireyim:
PAYİTAHT
Gönül olsa Payitaht, Padişah insan olur,
Arkasında Veliaht, kendini orda bulur,
Sevgi kursa barikat, şüphelerden kurtulur,
Yol/İz, orda Tarikat, el üstünde tutulur.
PAYİTAHT ALTIN SARAY, ÇALI DİBİ OLSA DA,
GÜNEŞ, GECELERDE AY, TEK BAŞINA KALSA DA.

Taht kursan gönüllerde, pena vurur duygular,
Vahdet için ellerde, aranır mı bulgular?
Destan olan dillerde, yalan değil kurgular,
Bülbül zârı güllerde, diken ile sorgular.
OL GÖNÜL HAK KAPISI, İHSÂNI BÜYÜK YERDEN,
İLAHİDİR YAPISI, AĞLAMA ÇİLE/DERDEN.

Payitaht lekesizdir; Kir/Pas/Fitne giremez,
Menfaat tekelsizdir, karşılık pay istemez,
Parasız, bedelsizdir, kinle, garez beslemez,
Zulüm için elsizdir, ağyârları seslemez.
GÖNÜL AÇIK PENCERE, PERDELERİ İSTEMEZ,
KAYNAYAN AŞK TENCERE, GÜNAHKÂRI BESLEMEZ.

Payitaht sevgi ister, sevdâ olur ilacı,
Sevgiyi sevgi besler, başta onun bin tacı,
Orada coşar hisler, Kâbeden gelen Hacı,
Lâhûti olur sesler, kalmaz hiç ihtiyacı.
SEVGİ RAHMET-İ İHSAN, MȊYÂRI CEMÂLDEDİR,
FITRATTA LÂYIK İNSAN, MAYA/KOKU GÜLDEDİR.

Payitaht gülde diken, goncada bekler bülbül,
Gül alıp, güller eken, taşıyan olur Düldül,
Sevdâ/Sevgiyle biçen, Hasret-i Lâle, sümbül,
Bilir çileyi çeken, bahçıvan eker bin gül.
DİKEN YARASI GEÇER, AŞK YARASI ÖLDÜRÜR,
BÂDEYİ SEVEN İÇER, ÂŞIK OLAN GÜLDÜRÜR.

Taht yıkılsa ne olur, âşık altında kalır,
Hayal/Ümit kaybolur, Âheng-i Dem alçalır,
Nefis “Ben”den kurtulur, hakikatle kaplanır,
Adalet yerin bulur, Defter-i Hak kapanır.
TEMELİ OLMAYAN TAHT, SAM YELİYLE YIKILIR,
EĞER SAĞLAM İSE BAHT, “AKABE”DEN ÇIKILIR.

Kemâli Payitahtı, İman/İhlas Temelli,
Ezelden beri ahtı, Tevhit/Vahdet emelli,
Kalemi Hak’tan baktı, şiirlerinden belli,
Karamsarlığı yaktı, mahşere gider elli.
PAYİTAHT GÖNÜL ÖZÜ, ASÂLET/İRFAN SÖZÜ,
SÖNDÜRMEYİN O KÖZÜ, KARARMASIN AK YÜZÜ.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem