:: YAZI

Eklenme: 31.03.2018 17:50 


“Curcuna” tâbiri bana ait değil, Anma programına afişlerinde ismi ilk sıraya yazılan ÂŞIK Zülali ile ilgili eseri bulunan Yunus Zeyrek’e ait.Facebook’ta ve bana çekilen mesajlarda yer alan ifadeleri yazımın sonunda okuyacaksınız
Sapla/samanın birbirine karıştığı, Değerlerin değersizlerin elinde oyuncak veya kukla haline geldiği bir dönem yaşıyoruz.
Türk Şiirine “Modern Şiir” etiketi takarak, yozlaştıran, soysuzlaştıran emperyalistlerin bir projesi de var.
Eline kalemi alan yazar, şair, sazı eline alan Âşık olarak boy gösterirken, değerler arada kaybolup gidiyor, gelecek nesillerin zihinlerinde binbir kaos meydana geliyor.
Bursa’da l.ULUSLARARASI ZÜLÂLİ’Yİ ANMA GECESi yapıldı. Âşıklar Serdarı Posoflu Âşık Zülâlî kitabının yazarı Yunus Zeyrek’in bir
mesajında yer alan ifadelere göre “Curcuna” olarak değerlendirilen gece, Yıldırım Belediyesi tarafından organize edildi. Belediyede görevli bir kişinin tavassut ve planlamasanına göre Yurt içinden ve dışından belirli kişiler davet edildi, netice fiyasko oldu.
Barış Manço Kültür Merkezi'nde düzenlenen programa Yıldırım Kaymakamı Mehmet Aydın, Ardahan Posof Kaymakamı Enver Yılmaz, Yıldırım Belediye Başkan Yardımcısı Şenol Şimşek, Posof Belediye Başkanı Cahit Ulgar, AK Parti Yıldırım İlçe Başkanı Oktay Yılmaz, Bursa Ardahan Dernekleri Federasyonu Başkanı Zekai Aydın, Bursa Posoflular Dernek Başkanı Ayhan Yener ve çok sayıda ilçe sakini katıldı. Programda; Akademisyen-Yazar Yunus Zeyrek, Akademisyen-Yazar İkram Çınar, Şair-Yazar Huzeyfe Şanlı, Araştırmacı-Yazar Kaan Gündoğdu, Eğitimci-Şair Hilmi Şanlı, Şair Gülizar Gül Altay, Eğitimci-Şair Hülya Yalman Bayındır, Eğitimci-Şair Rahmi Bayraktaroğlu, Şair Hüsamettin Soylu, Âşıklar Ahmet Poyrazoğlu, Temel Turabi, Nergile Mehdiyeva, Gulıra Kasım Kulova, Menteşeli Cengiz, Erdem Usanmaz, Gözel Kerbecelli, Yahya Bilican, Ahmet Rıza, Er Mehmet, Halil Aksoy katıldı.
Yıldırım’da programın konuğu olarak: Ahmet Rıza, Kırgızistan’dan gelen Gulıra Kasım Kulova, Azerbaycan’dan Gözel Kerbecelli, Gürcistan’dan Nergile Mehdiyeva ile Kazanistan’dan gelen Er Mehmet sahne aldılar.
Zülâli ile uzaktan/yakından ilgisi ve bilgisi olmayan bazı kişiler davet edildi, program kapalı kapılar arkasında hazırlandı.
Eskişehirde de yapılan gecede ve Bursa’daki gecede; talebelerimden biri olan Hüsameddin Soylu’nun okuması için, Zülâli’nin YAKACAĞIM isimli şiiri verildi.
Bu şiirin Zülâli’ye ait olmadığını, birileri tarafından uydurma olarak yıllardan beri türkülerde bile okutulduğu: “Gökten insin Meryem oğlu İsa’yı yakacağım.” Bendinin yer aldığını köşemde yazdım, ilgililere söyledim.Sadece kitabım yazarı Yunus Zeyrek’ten bir mesaj geldi, kimse aldırış etmedi, program bir vebal yükü olarak omuzlarda kaldı.
İşte şiir ve şiire karşı yazdığım nazire ve Zülali’nin kısa hayatı.
Kararı siz verin, vicdanlarda ve imanlarda muhasebesini siz yapın. Hesabı Mȋzân Terazisine kalmasın.

YAKACAĞIM

Beni böyle Mecnûn eden Leylâ’yı yakacağım,
Ahımdan ateş çıkarıp dünyayı yakacağım,
Yüreğimin volkanından püsküren alevleri,
Tuna, Fırat dindiremez; Deryâyı yakacağım.

Ta!.. Semâvat yanmalıdır, cayır cayır ahımdan,
Bu ateşin şiddetini isterem Allah’ımdan,
Kalmasın Sema’da eflak bari Ah-û Vahımdan,
Gökten insin Meryem oğlu İsa’yı yakacağım. (???... Olamaz!)

Yazsalar hesaba gelmez bendeki Hicr-î Elem,
Yanıp kül olmak ne imiş gelip görmeli Kerem,
Der Zülalî bunca devlet bunca malı neylerem,
Hicr-î Gamdan kurtulamam, dünyayı yakacağım.
(Âşık Zülâli-873 -1956)
SÖZLÜK:.........................................
SEMÂVAT: Gökler, Gökyüzü. EFLÂK: Felekler, gökler, dünyalar, alemler.HİCR: (Hicir) Men'etmek, bırakmak. Şer'an haram olan şey. Semud Kavmi'nin bulundukları vadinin ismi. (Bak: Hacr) HİCR SURESİ: Kur’an-ı Kerim’in 15. suresidir.SENE-İ HİCRİYE: Hazret-i Peygamber Aleyhissalâtü Vesselâmın Mekke’den Medine’ye hicreti başlangıç sayılan ve Muharrem 1’den başlayan sene. Bu sene-i Kameriye (kamer yılı), Zilhicce ile biter, 354 veya 355 gün sürer. ZÜLÂL: Hafif, saf ve tatlı su.
..........................................................

VERDİĞİ İLHAMLA
Ne söylersin sen Zülali, yaktın/yıktın vȋran ettin,
Hiddet-i Şiddet her hali, isyan ötesine gittin.
Aynada görsen eşkali, iman noktasında bittin,
Seni sever dost ahali, sorulursa böyle nettin?
MECNȖN/LEYLA ÇÖLE DÜŞTÜ, ŞEKVAYLA/İSYAN ETMEDİ,
SABIR İLE KIRDI BÜSTÜ, BAŞKA KAPIYA GİTMEDİ.




Hicrân-ı Gam, keder olsa, tüm çileler seni bulsa,
Hayatında nâçar kalsa, gül benizler bile solsa,
Muhabbeti geri alsa, gönül sevdâ ile dolsa,
Kâinat üsten yıkılsa, nefis bedenden kurtulsa,
İSYAN ETMEK BİR HAK DEĞİL, SABIR/ŞÜKÜR RAHMET SANA,
MEVLÂ DİVANINA EĞİL, KİR/PAS SOKMA ÂSȊL CANA.

Yakmak kolay nefis için, yıkmak alay neden, niçin,
Yaratılan biçim biçim, sayamazsan, bırak geçin,
Haktan emirleri seçin, Seher Rüzgârları esin,
Kadeh alın, iksȋr için, hakikat böyledir kesin.
GÜL BAĞINA KARGA GİRSE, BÜLBÜL GONCASIZ OLUR MU?
ÂŞIK OLAN BÖYLE DERSE, ARAYAN HAKKI BULUR MU?

Ah! içinden ateş çıkmak, yürekten volkan püskürtmek,
Fırat/Tunalara akmak, şikâyet Arş’a yükseltmek,
Her önüne gelen yakmak, maznun hakkını çiğnetmek,
İbretle Deryâya bakmak, Semâyı figan inletmek,
ALLAH’TAN ŞİDDET İSTEMEK, HAKKI DEĞİL KUL OLANIN,
KÖTÜ DUYGULAR BESLEMEK, HADDİNİ HAKTA BULANIN.





Hicr-i Elem, Ah-u Vahlar, yanıp kül olan Keremler,
Yaratılan tüm Ervahlar, hastalık Veba/Veremler,
Yıkılan binlerce tahtlar, Tedavi olmaz elemler,
Nasib-i Kul için bahtlar, sahte Cennet-i İremler,
KADER-İ HAK’TAN BİR EMİR, TARİHTE İBRETLE OKU,
PASLANIR MI İMAN DEMİR, İSYANLA GELMESİN KOKU.

Hicr-i Gamlardan kurtulmak, gam kedere göğüs germek,
Yalanlarla uyutulmak, hakikat Âlemi görmek,
Lokma olup da yutulmak, var olanlardan hep vermek,
Zaman içre unutulmak, postu gönüllere sermek,
KEMÂLİ’NİN KALEMİNDE, KIYAMET KAPIDA HAZIR,
ŞAHİT CÜMLE ÂLEMİNDE, NERDE ÂŞIK, HANİ NAZIR?
KEMÂLİ (İLHAN YARDIMCI)
( 30 MART 2018/CUMA. BARIŞBANÇO KÜLTÜR MERKEZİ. ZÜLALİ’Yİ ANMA ETKİNLİĞİ ÜZERİNE)

ÂŞIK ZÜLALİ (Yusuf KÖKTEN) KİMDİR

Âşık Zülali Kars ilimizin Posof ilçesinin Suskap köyünde bugünkü adı (Aşık Zülali Köyü) 1873 yılında doğdu.
Üstün yetenekli bir aşık olan Zülali çocukluk yaşlarından itibaren âşıklık geleneğinin bütün gereklerini başarıyla yerine getirdi. Bu konuda bilgisini. görgüsünü geliştirdi. Âşık Zülali aynı zamanda badeli aşıklardandır. Kars 'ta ve çevrede usta aşıklardan usul, erkan, yol belledi. İlk ustası Aşık Abbas'dı. Aşık Şenlik, Aşık Sümmani gibi zamanın en usta iki aşığıyla görüştü, onlardan nasibini aldı ve mutluluğa erişti.
Aşık Zülali, halk edebiyatının aşıklık geleneğinin bütün dallarında üstün örnekler verdi. Sözü kadar sazı da güçlüdür. Aşık Zülali, doğuda kısa zamanda büyük bir üne kavuştu. İstanbul'da o tarihlerde halk şairleri, sazlarıyla, sözleriyle büyük kahvelerde, köşklerde ilgiyle dinleniyor, teşvik ve takdir ediliyordu. Zülali İstanbul'da sanatını başarıyla sürdürdü, hem de medreseye devam etti. Sonra tekrar Kars'a döndü.
Gel zaman, git zaman yine gurbetin yolunu tuttu. Afyon, Emirdağ derken, sonunda Eskişehir'in Çifteler ilçesini mesken tuttu. Sazlı, sözlü bir dünyada 1956 yılının 18 Aralıkta Allah'ın rahmetine kavuştu.
NOT. Zülali bu şiirinde haddini aşarak, bir nevi isyan ederek Peygamberi yakma iddiasında bulunurken, aklı başında olmayabilir. Belki de, bu şiir böyle değildir, birileri tarafından kasıtlı olarak konulmuştur.
Âşıklar Serdarı Posoflu Âşık Zülâlî kitabının yazarı Yunus Zeyrek’ten bir mesaj:
İlhan Bey
Bahsettiğiniz manzumeyi, karıştırdım benim kitabımda göremedim. Benim asıl kaynaklarım merhum hocam Kırzıoğlu derlemeleri ve bizzat kendisinin hocaya gönderdiği eski yazılı defterlerdir.
Bunların dışındakileri de sağlam teyit ederek kitabıma aldım. Hatta aldıklarımla ilgili kendi notlarında rastladığım "Bu şiir bana ait değildir. " şeklindeki ifadesini de naklettim.
Bahsettiğiniz şiir torunu merhum Erdoğan Kokten'in risalesinde var. Son yıllarda Yener Yilmazoğlu söyledi. Sanki başka şiiri yokmuş gibi onun öne çıkarılmasını da anlamış değilim.
Şu halde Zulali ile ilgili mutekamil eser fakire aittir. Maalesef basta ailesi olmak üzere hemşehrileri de onu anlamamış ve ona sahip çıkmamışlardir. Son örneği de işte Bursa curcunasıdır. Zulali gibi büyük bir ismin böyle sahnelerde malzeme edilmesi bir kültür faciasıdır. İlk örneğini yıllar önce Çifteler'de yaşamıştık.
Bu belediye şimdi de ilim ve emek hırsızlığı yaparak kitabımı fotokopiyle çoğaltmış! Bursa toplantısında da kitap yok! 198-2004 yıllarım sırf Zulali ile geçti. Kitabın başımın bile beş kuruş katkı bulamadım. Diğer kitaplarımın yani da hediye olarak dağıttım.
Selam ve saygı tabiidir. (YUNUS ZEYREK. 29 Mart 2018 PERŞEMBE)
“Na ehil olanda olmaz kemâlat...Cehalet en büyük yaradır...” diyen Ehl-i Dil ne güzel söylemiştir.
Bade içmiş bir âşığın, Zülali’nin böyle bir şiir söyleyemeyeceğini, uydurma olduğunu, veya şer güçler tarafından bir proje olarak araya sıkıştırıldığını veya en son olarak Zülali’nin aklı başında olmadığı bir zaman içinde yazıldığını söyledim, yazdım. Bazı cahil, ehil olmayan, suyu bulandıranlar tarafından yaygara koparıldı, çeşitli iftiralar atıldı, yalanlar söylendi.
Maya tutmadı, hakikat meydana çıktı. Şiirin Zülali’nin olmadığı ispat edildi. Hesap Mahşere, Mȋzan Terazisine kaldı..

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem