GARKAD AĞACI (SİNCAN DİKENİ- YAHUDİ AĞACI) VE YAHUDİLER
Eklenme: 06.01.2018 12:53
Garkad Ağacı dikenli bir ağaç türü, bir cins çalılıktır. Ağaç ve yaprakları hiç bir şeye yaramaz, zararlıdır.
Anadolu’nun çeşitli bölgelerinde ise Karaçalı, Karadiken, Kunar, Çalıtohumu, Çalıdikeni, Çeşmizen ve Hz. İsa (as) dikeni gibi çeşitli isimler altında tanınıyor.. Boyu iki-üç metre olan bu ağacın Latince ismi “palıurus spina christi” imiş. Tehlikeli dikenlere sahip olan pembe çiçekli bu ağaç, İsrail’de Yahudiler tarafından halen çok yaygın bir şekilde dikiliyor.
İsrail’in her yerinde garkad ağacı vardır. Yahudilerin millȋ ağacı garkad; Hz İsa (as) ve askerlerinin, nereye saklanırlarsa saklasınlar bütün Yahudileri bulup öldüreceği, ancak bu ağacın dile gelmeyerek onları koruyacağı inancını taşır.
İsrail eski Dışişleri Bakanı Şimon Perez’in Başbakan olmadan önce kendisiyle yapılan bir röportajda, muhabirin her yerde gördüğü bu ağacı sorması üzerine şu cevabı vermiştir: “Bu bizim ağacımız, bizi koruyacak ağaçtır. Müslümanlar bizi öldürmek isteyecekler ve biz bu ağaca saklanacağız.” Duydukları karşısında hayretini gizleyemeyen gazeteci sorar; “Madem öyle niçin onlarla sürekli savaşıyorsunuz?” Perez’in cevabı şudur: “Biz, bize vaat edilen için çalışıyoruz!”
Başka bir kaynakta şöyle deniliyor:
İsrail Devleti’nin o günkü başbakanı Şimon Perez’e“Kur’an-ı Kerim, sizin devletinizin yıkılacağından haber veriyor.” diye hatırlattıklarında, Perez şu cevabı vermişti: “Kur’an’ın bahsettiği Müslümanlar gelsin, düşünürüz.” (Tercüman Gazetesi, Ergun Göze, 1986)
Ömer ibn-i Hamza (ra) bildirmiştir. “Resulullah Aleyhissalatu Vesselam buyurdular ki:“Sizler Yahudilerle muhakkak savaşacaksınız! Harp o kadar şiddetli olacaktır ki, hatta taş: ‘Ey Müslüman! Şu arkamdaki bir Yahudi’dir! Gel de onu öldür!’ diyecektir.”(Müslim, Fiten, 80)
Abdullah bin Ömer (ra) bildirdi. “Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalatu Vesselâm şöyle buyurdu:
“Yahudiler sizinle savaşacaktır! Fakat neticede siz onlara musallat kılınacaksınız! Öldürme o kadar şiddetli olacak ki, bir kaya parçası: ‘Ey Müslüman! Şu arkamda duran kişi bir Yahudi’dir. Onu öldür!’ diye haber
verecektir.”(Müslim, Fiten, 81)
Ebu Hüreyre (ra) bildirmiştir. “Resul-i Ekrem Efendimiz Aleyhissalatu Vesselam şöyle buyurdu:
“Müslümanlar Yahudilerle harp etmedikçe kıyamet kopmayacak. Harp olacak ve Müslümanlar onları yenip öldürecekler. Öyle ki, Yahudiler ağaç ve taşların arkasına saklanacaklar, o ağaç ve taşlar konuşarak, ‘Ey Müslüman, ey Allah’ın kulu, arkamda bir Yahudi var, gel onu öldür.’ diyecek. Sadece Garkad ağacı haber vermeyecek, çünkü bu ağaç, onların ağacıdır.” (Müslim, Fiten, 82)
Müslümanlarla Yahudiler arasında çıkacak bu harbin Hz. İsa’nın yeryüzüne inmesinden sonra meydana geleceği belirtiliyor. Zira Hz İsa (as) Yahudilerle savaşacak ve onların işini tamamen bitirecektir. Hz.İsa’nın asıl hedefi deccal ve onun taraftarlarıdır. Deccalın Yahudi asıllı olması sebebiyle onu en çok Yahudiler destekleyecek, bu sebeple de Hz. İsa’nın hışmına uğrayacak ve yeryüzünden silinip gideceklerdir.
Efendimizin bu hadisinde Yahudilerin durumu dikkat çekici bir misalle anlatılmaktadır. Hadisi, Müslümanları Yahudilere yönelik bir soykırım çağrısı olarak değil, onlara karşı bir uyarı olarak görmek gerekir. Peygamberimiz, bu sözleriyle Yahudileri zulüm ve şer odağı olmaktan sakındırmaktadır.
Hadiste adı geçen Garkad ağacı, “Sincan dikeni” veya “Yahudi ağacı” olarak biliniyormuş.
Hadisler ışığında durum bu şekilde aktarılıyor. Kuranı Kerimde İsra Suresi Meali Şerifinde:
4- Biz İsrailoğulları’na Tevrat’ta şu hükmü verdik: “Muhakkak siz, yeryüzünde iki defa fesat çıkaracaksınız ve muhakkak büyük bir yükselişle yükseleceksiniz.”
5- Birincisinin zamanı gelince, üzerinize güçlü kuvvetli kullarımızı gönderdik. Onlar, evlerin aralarına girip araştırdılar. Bu yerine getirilmesi gereken bir vaad idi.
6- Sonra onlara karşı size tekrar ‘güç ve kuvvet verdik’, size mallar ve çocuklarla yardım ettik ve topluluk olarak sizi sayıca çok kıldık.
7- Eğer iyilik ederseniz, kendinize iyilik etmiş olursunuz ve eğer kötülük ederseniz yine kendinizedir. Artık diğer fesadınızın zamanı gelince, yüzlerinizi üzüntüye sokmaları, kötülük yapmaları ve ilk kez girdikleri gibi yine Beyt-i Makdis’e (Kudüs)e girmeleri, ele geçirdikleri yerleri mahvetmeleri için onları tekrar göndereceğiz.
8- Umulur ki, Rabbiniz size merhamet eder, fakat siz (bozgunculuğa) dönerseniz Biz de (sizi aşağılık kılmaya ve cezalandırmaya) döneriz. Biz, cehennemi kafirler için bir kuşatma yeri kıldık.
Yüce Allah,İsrailoğullarının iki defa kibirle yükselecekleri, bunun birincisinin sonucunda hüsrana uğradıkları ikincisinde aynı şeyin olacağını vaat etmektedir. Peygamber Efendimiz(S.A.V.) bunun nasıl gerçekleşeceğini hadislerinde tüm detayıyla anlatmıştır. İşte onlardan birkaçı:
“Horasan tarafından çıkan siyah sancaklıları gördüğünüzde, kar üzerinde sürünerek de olsa onlara gidin. Çünkü onların içinde Allah’ın halifesi Mehdi vardır.”(Fetava-i Hadisiyye, , İbn-i Hacer-i Heytemi-37)
“Horasan’dan siyah sancaklılar çıkar ki, ta İliya’ya (Kudüs’e) o sancağı dikinceye kadar, kimse onlara karşı koyamaz.” (Et-Tac, Ali Nasıf el-Hüseyni,c.5/ s.627)
Yine, hadisle ilgili olarak müfessir ve siyaset adamı Mehmet Vehbi’nin şu yaklaşımı da oldukça dikkat çekicidir. İsrailli bir diplomat, Mehmet Vehbi’ye şöyle der:
“Peygamberiniz: ‘Bir gün gelecek yeryüzünde bir tek Yahudi kalmayacak. Bir ağacın veya taşın arkasına saklansa taş dile gelip haber verecek.’ diyordu. Bak biz yok olmadık. Filistin’de devlet kurduk.”
Mehmet Vehbi de: “Ben Buhariyi tercüme ederken, o hadisin tercümesine gelince çok düşündüm. Ya Rabbi, senin peygamberin ne söylemişse doğrudur. Ama bu iş çok zor olacak. Yahudiler bütün dünyaya dağılmış durumda. Biz bunları nasıl bulacağız derken bir gün Filistin’de devlet kurduğunu, dünyanın her tarafına dağılan Yahudilerin Filistin’e göç ettiğini öğrenince seviniverdim.” der.
Büyükelçi: “Niçin sevindiniz?”
Mehmet Vehbi: “İşimizi kolaylaştırıyorsunuz. Biz Müslümanların bütün dünyayı dolaşmasını ve birçok cephede savaşa girmesini engelliyorsunuz. Hepiniz bir araya geleceksiniz biz de sizi topluca milletlerin başına bela olmaktan kurtaracağız.” der.
İman gözlüğü ile olaylara bakan kimse, şer gibi görünen nice şeyde sayısız hayırların olduğunu görebilendir. Zalimlere tanınan fırsatlar, onların tövbesine vesile olmuyorsa, onların dünya ve ahirette azaplarını katmerli hale getirecektir.
Gazze’de yaşanan son vahşette bugün, katliama “olay” deniliyor. Benim içim yanıyor içim…
Vicdanın dini ve dili olmaz. İnsan’san, onurunun katledildiğini kavrarsın!
Nefrete neden olan eylem ve davranışlara göstere göstere zemin hazırlayanlar durumlarının farkında. Kaldı ki, dinsel öğretiler ve tarihsel tecrübeler buna uygun.
Dualarımızı eksik etmeyelim.
Allah rızası için…
Bir yaşlı Yahudi kadın oğluna şöyle nasihat edermiş oğlum; “Müslümanları gördüğün yerde öldür dinlen, öldür dinlen, öldür dinlen”.
Yaşlı Siyonist’i pürdikkat dinleyen genç oğlu; “Ya Müslümanlar beni öldürürse?”
Yaşlı Siyonist; “ Oğlum niye senin hiç suçun yok ki…” İşte İsrail zihniyetini net anlatan bir fıkra. (Şevket Başıbüyük, Vakit, 17.06.2010)
Gerçek olan bu!
Yazımı, anlayanlar için beyitlerle bitireyim:
YAHUDİ’YE BEYİTLER
Kazdığın kan gölüne, düşeceksin cünâbet,
Şarap piçli dölüne, lâyıksın, tam isâbet.
Şehâdetin gülüne, şehitlerin tülüne,
Bilmezsin bülbülü ne, binlerce bu ölüm ne?
Dünyanın baş belâsı, çıfıt adlı Yahudi,
“Sam Amca”nın telâsı, ayriyeten AUDİ.
Ahtapotta iki kol, Yahudi ile Mason,
Defterin her zaman sol, çalışıyorsun fason.
Dünyayı yönetenler “Gizli Dünya Devleti”,
Daim olup/bitenler, kandırıyor Milleti.
Belli bir Anayasan, Talmûd ile Kabbala,
San ki bir karabasan, Tevrât yükle hamala.
Kuralın ahlaksızlık, sözlüğünde iffet yok,
Tarihi bir bahtsızlık, dümeninde olan çok.
O topraklar İslâm’ın, Yevm-i Ezelden beri,
‘Ağlama Duvar’ kanın, haddini bil serseri.
Müslüman ilk Kıblesi, mübârek olan Mescidi,
Şerefsiz kadeh dûblesi, aradan çık kara kedi.
Peygamber izleri Var, basma kirli ayağını,
Mescid-i Aksâ’da hâr, yersin Hakkın dayağını.
Lât, Hûzza’nın uşakları, Amerika piyonları,
Ermeni, Rus kuşakları, asrın şerli siyonları.
Allah, peygamber vâd ediyor, “Men Sabere Zafer” diyor,
Yahudi can katlediyor, dünya böyle mi istiyor.
Şehitler Cennet’te bekler, sizler için var Cehennem,
Dua ediyor bebekler, soğumasın hem Cehennem.
Kemâli’den bir Fâtiha, Şehitlere selâm olsun,
Ne güzeldir bu râyihâ, türbelere, kabre dolsun.
|