:: YAZI

Eklenme: 20.12.2017 14:42 


1138-1193 yılları arasında yaşamış, Haçlı Seferleri’nde oynadığı rol dolayısıyla önemli yere sahip Eyyubi devletinin ve sülalesinin kurucu hükümdarı Selahaddin Eyyubi; 1138’de Irak’ın Tikrit kasabasında doğdu. Babası Selçuklu emiri hizmetinde, annesi ise Harim emirinin kız kardeşidir. Varlıklı ve devlet işleriyle uğraşan bir ailenin çocuğu olan Selahaddin Eyyubi geometri, astronomi, matematik ve aritmetik derslerini de içeren iyi bir eğitim gördü. XII. Yüzyılda yazılmış bir Arap yazmasında Selahaddin Eyyubi resimi. 26 yaşında amcasın hizmetine girerek askeri eğitim aldı. Amcasıyla birlikte çeşitli savaşlara katılan Eyyubi, Mısır’da bulunan Haçlı ordusuyla karşı süvarileriyle destek verdi. Savaş sonunda Haçlı ordusu kumandanı “Kayserili Hugh” (Hugh of Caesarea) Eyyubi tarafından esir alındı. Halife bu başarı karşısında para, asker ve bir kale ile ödüllendirdi.
Amcası ölen Selahittin Eyyubi, 31 yaşında amcasının yerine geçerek komutan oldu. O dönemlerde kendi aralarında bölünen Müslümanlar vardı, Abbasi ve Fatımi halifeleri kendi aralarında savaşıyordu. Halifeliğini sürdürmek isteyen Fatımi, Haçlılarla işbirliği yaptı. 1171’de Bağdat’taki Abbasi halifeliğine bağlılığını ilan eden Selahaddin Eyyubi, Mısır’daki Fatımi halifeliğini savaşarak sonlandırdı. Böylece Eyyubi, Mısır’ın tek yöneticisi durumuna geldi. İki halifeli dönem bitti ve İslam dünyası tek halifeli olduğunu kabul etti. Bunun sonucunda karşıt görüşlü Müslümanlar arasında birlik ve beraberlik sağlandı, Haçlı ordularına karşı daha güçlü birlik oluşturdular. Selahaddin Eyyubi, Abbasi halifesi tarafından Suriye, Yemen, Filistin ve Kuzey Afrika’nın sultânı îlân edildi. Böylelikle Eyyubi Devleti halifenin yardımıyla kurulmuş oldu.
1187’de Selahaddin Eyyubi, haçlı krallıklarına karşı Hıttin savaşını başlattı. Haçlıların Kudüs kralı ve ordusu Filistin’deki Hıttin’e kadar ilerlemişti. Bunu bilen Selahaddin, Hıttin’deki tüm su kuyularını çevirdi. Günlerce çölde ilerleyen haçlılar susuzluktan bitkin düştü. Hıttin’e ulaştıklarında Selahaddin Eyyubi’yi karşılarında gören haçlılar savaşmak zorunda kaldılar. Kısa sürede sonuçlanan savaşta haçlılar büyük kayıplar vererek dağıldılar.
Müslümanlar Hıttin savaşıyla Kudüs Krallığının büyük bölümünü ele geçirmeyi başardılar. Selahaddin Eyyubi’nin, Emevi Camii içerisinde bulunan türbesi. Selahaddin Eyyubi’nin Kudüs’e girmesi Avrupa’daki kralları endişelendirdi. Bunun üzerine krallar bir araya geldiler ve Kudüs’ü tekrar geri alabilmek için III. Haçlı Seferi’nin başlattılar. 1189’da çok sayıda asker, şövalye ve krallarla Kudüs’ü ele geçirmeye geldiler. Üç yıl süren savaş 1192’de Müslümanların lehinde sonuçlandı. Bu zaferden sonra, Selahaddin başkent Şam’a çekildi. 1193’de eceliyle hayata gözlerini yumdu.
(Kaynak: http://www.bilgimanya.com/selahaddin-eyyubi-kimdir-kisaca-hayati/)
Tarihe ismini altın harflerle yazdıran Kumandanlardan biri olan Selahaddin Eyyubi gibi daha nice insanlar, kumandanlar İslam’a hizmet etmiş, Kur’an ve Sünnet yolunda cihada önder olmuşlardır.
Sekiz milyonluk İsrail Devletinin işgalinde bulunan KUDÜS, iki milyar Dünya Müslümanları için önemli bir ibret ve hikmet vesikasıdır.
Kendi aralarında Vahdeti kuramayan, Tevhit’te bulaşamayan Müslüman Devletler ila sefahat âleminde, kapitalin esiri olan sözüm ona Ümmet’e, Müslümanlara, millete ne demeli?..
“Bütün Müslümanlar Sabah Namazında camide buluşmadığı sürece, Kudüs’ü fethe gitmeyeceğim...” diyen kumandanın mesajı, asrın cahiliyetinde bizler için en güzel uyarıcı, hedef noktası ve hatırlatmadır. Cuma namazlarında camileri dolduran Müslümanların Sabah namazlarına devam etmemeleri neticesinde, halimiz budur, şikâyete ve feryada hakkımız yoktur.
Her Müslüman bir Selahaddin Eyyubi olmalı, kendini hesaba çekmelidir. Yoksa kurtuluş kolay olmayacaktır.
Yazımı yine anlayanlar için bir şiirimle bitireyim:
KALK YİĞİDİM!
Kalk yiğidim, kalk, silkin ayağı kalk,
Kulluk için yaratıldın kenden bak,
Kur’an’da zafer müjdeliyor Hakk,
Karanlıklardayız,bir mumda sen yak,
UYAN, UYANDIR, BİZ SEFERE GİDİYORUZ!
Kalk yiğidim kalk, neler oldu bize?
İtin izi karıştı, atın ize,
Mübarek emanet yüklendi size,
Avrupa Birliği vermiyor vize,
BOYA, BOYANDIR, BİZ MENZİLE GİDİYORUZ!
Kalk igidim kalk, mazide kaldı çağlar,
Seccâdede ak pürçek, anam ağlar,
Kurudu, soldu, ürün vermez bağlar,
Yol vermez oldu, yâre giden dağlar,
DAYAN, DAYANDIR, FERHATLARA GİDİYORUZ!
Yiğidim kalk, asâlet bağlı öze,
Ulu çınar, ak alın, büyük göze,
Cevher iman, sönmeyen ateş köze,
Fırsat vermen, leke düşmesin söze,
DUYAN, DUYANDIR, SÛR DÜDÜĞE GİDİYORUZ!
Kalk yiğidim, Asr-ı Saadet gelecek,
Ehl-i Küfür, bunu böyle bilecek,
Ağlayan yüz, elbet bir gün gülecek,
Bekler Sakarya, alın teri silecek,
KEMÂLİ KALK BAK, HEP BİRLİKTE GİDİYORUZ!

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem