KUDÜS’ÜM KAN AĞLIYOR, RAHAT MISIN MÜSLÜMAN?...
Eklenme: 12.12.2017 14:18
Asrın büyük kaosu, Müslümanlar için büyük imtihan, İslam ülkelerinin ayağa kalkmadığı Mescid-i Aksa için yüce Yaradan ve Peygamber Efendimiz şöyle buyuruyor:
“Kendisine ayetlerimizden bir kısmını gösterelim diye kulunu bir gece Mescid-i Haram’dan çevresini mübarek kıldığımız Mescid-i Aksa’ya götüren Allah’ın şanı yücedir. Hiç şüphesiz O, hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir.”
“Üç mescit için ibadet maksadıyla yolculuğa çıkılabilir: Mescid-i Haram, Benim şu mescidim ve Mescid-i Aksa.”
Filistin, Kudüs kan ağlıyor derken, karamsar değilim, sahibi akan kanı durdurur inancındayım.
Kudüs, bizim gözbebeğimizdir. Kudüs, bizim tükenmeyen özlemimizdir. Kudüs, nice peygamberin tevhid mücadelesine sahne olmuş, ismiyle ve çevresiyle mukaddes ve mübarek kılınmış bir şehirdir. Kudüs, Kutsi Şerif’tir. Diğer adıyla Beytü’l-Makdis’tir. Binlerce yıldır birçok medeniyete beşiklik yapan Kudüs ve çevresinde Hz. İbrahim, Hz. Yakub, Hz. Musa, Hz. Süleyman ve Hz. İsa gibi nice peygamberler yaşamıştır.
İsrâ ve Mirâc olayı ile Kudüs’ün son kutlu misafiri Efendimiz Muhammed Mustafa (s.a.s) olmuştur. İslam’ın ilk kıblesi Mescid-i Aksâ da Kudüs’tedir.
Kudüs ve Mescid-i Aksa, bize Peygamberimizin müjdesi ve emanetidir. Kudüs, her müminin gönülden bağlandığı ve aziz bildiği bir şehirdir. Kudüs, herhangi bir toprak parçası değildir. Kudüs, sadece Filistin ve Mescid-i Aksa civarında yaşayanların değil, tüm dünya Müslümanlarının ve insanlığın ortak meselesidir.
Kudüs, Hz. Ömer’in fethiyle huzura kavuşmuştur. Müslümanlar, Kudüs’te uzun yıllar adaletli bir yönetim sergilemişlerdir. Herkesin canına, malına, inancına saygı duymuşlardır. Hatta gayr-i müslimler, aralarındaki anlaşmazlıkların çözümünde İslam’ın adaletine sığınmışlardır.
Darü’s-selam, yani barış ve huzurun merkezi olan Kudüs uzun zamandır mahzundur, yıllardır kan ağlamaktadır. Kudüs, bugün kapanmayan yaramız, dinmeyen sızımızdır. Kudüs, her türlü saldırıya maruz kalarak barışın şehri olmaktan çıkmıştır. Peygamberler diyarında silahlar susmamaktadır. Masum insanlar acımasızca katledilmektedir.
Kudüs ve çevresinde yaşayanlar, baskı, şiddet ve yalnızlaştırma gibi insanlık dışı uygulamalara maruz bırakılmaktadır. İnsanların yaşama, inanç ve düşünce özgürlüğüne insafsızca kastedilmekte, kimlik ve kişilikleri, onur ve haysiyetleri hedef alınmaktadır. Gözbebeğimiz olan Mescid-i Aksa’dan daha dün müminler alıkonmuşken bugün ise Kudüs, işgal edilmeye çalışılmaktadır. İnsanlığı, kadim geleneği ve uluslararası hukuku hiçe sayan pervasız bir anlayış, Kudüs’ü İsrail’in başkenti yapma gayreti içerisindedir.
Bilinmelidir ki; böylesi fütursuzca girişimler, Kudüs ve çevresini huzursuzluk ve çatışma yurdu haline getirecektir. Bu tür kabul edilemez teşebbüsler, sağduyuya ve insanlığın vicdanına vurulan büyük bir darbedir. Huzuru, barışı ve güvenliği yok etmeye yönelik tehlikeli bir adımdır.
İnsanlık şiddet, zulüm, savaş ve göç gibi olumsuzluklar nedeniyle büyük acılar yaşamaktadır. Bütün bunlara ilaveten Kudüs’e yönelik basiret ve ferasetten uzak, insaf ve vicdandan mahrum bu teşebbüsler, sağduyu sahibi her insanı endişeye sevk etmiştir. Bütün bunlar karşısında her birimize düşen vazife, bu tür olumsuzluklara asla rıza göstermemektir. Dünyanın neresinde olursa olsun, kime karşı yapılırsa yapılsın, yanlışa ve haksızlığa boyun eğmemektir. Şu bir gerçektir ki; bugün İslam coğrafyasının, kardeşlerimizin ve insanlığın maruz kaldığı tüm felaket, zulüm ve mağduriyetlerden çıkaracağımız dersler vardır. Geliniz, bir an önce ümmet bilinciyle iman kardeşliğimizi pekiştirelim. Birbirimizin saygınlığını ve haklarını koruyalım. İçinde bulunduğumuz zorluklardan, acılardan, mahrumiyetlerden kurtulabilmek için her birimiz olanca gücümüzle çalışalım. İnancımızı, değerlerimizi yaşayalım ve gelecek nesillerimize öğretelim.
Tarih boyunca Kudüs’le, Mescidi Aksâ ile ve Filistinli mazlum kardeşlerimizle gönül bağını hiçbir zaman koparmamıştır. Bundan sonra da koparmıyacaktır.
Bizler bu bilinçle Rabbimize el açıp şöyle niyaz ediyoruz: Allah’ım! Bizi yeryüzündeki bütün mazlum kardeşlerimizin acısını yüreğinde hisseden ve onlara yardım için maddi-manevi varlığını seferber eden samimi Müslümanlar eyle! Bizi basiretsizlerden, ferasetsizlerden, vicdansızlardan, zalimlerden yana eyleme! Allah’ım! Kudüs’ü ve İslam beldelerini işgale yeltenenlere, ıslah adı altında ifsat edenlere ve barışı baltalayanlara fırsat verme! Dualarımızı kabul eyle Allah’ım!
Diyanet İşleri Başkanlığı hutbelerinden aldığım cümleler; kan ağlayan Kudüs ve dâvamızı en güzel şekilde neşterlemektedir.
İslam Âlemi ve Müslümanlar, Ümmet bu davaya bigane kalırsa, hesabı büyük olacaktır.
Yazımı bir şiirimle noktalamak istiyorum:
KUDÜS’ÜM KAN AĞLIYOR!
Kanayan yara değil, olmamış çıban başı,
Hakkın önünde eğil, dökersin kanlı yaşı..
Adalet için çeğil, gerekirse ver başı,
Hakikate ver meyil, dünü bugüne taşı.
KUDÜS’ÜM KAN KAN AĞLIYOR, RAHAT MISIN MÜSLÜMAN?
DÂVÂNDA EL BAĞLIYOR, ŞAHİT OLSUN ARŞ, CİHAN.
Siyon elinde mazlûm, “Sam Amca”nın kuklası,
Zalimden daha zalim, Firavunlar mumyası,
Kim oldu, kime mahkûm; kaos asr curcunası,
Dünyaya kimler hakim, Şeytan’ın maskarası.
PAPAZLAR KALDIRIYOR, ŞEREFSİZCE “ŞEREFE”,
YAHUDİ SALDIRIYOR, MAHZȖN MİNBER, ŞEREFE.
Mescid-i Aksa öksüz,Ülkümüz kaldı köksüz,
Maya bozuldu, özsüz; Emperyalistler yüzsüz,
Yetim/Yoksul/Büyüksüz, bebekler ölür tüysüz,
Kara oldu binler yüz, Müslüman şimdi sözsüz.
YETER ARTIK KALK, UYAN, DİRİLİŞİN VAKTİDİR,
CİHÂD-I EKBER DAYAN, YÜCE MEVLÂ AKTİDİR.
Peygamberim kalk da gel, Ümmetin gör halini,
Bekler tutunacak el, mazlûm ile zâlimi,
Yükü çekemiyor bel, Cahil ile Âlimi,
Bekliyor coşkun bir sel, söylenen ahvâlini.
ÖKSÜZ KALDI HAK DÂVÂ, MÜSLÜMAN GAFLET İLE,
ESİYOR GARİP HAVA, YİYECEK HAK’TAN SİLLE.
Müslüman Devletlerin, perişan haline bak,
Uzanan bir el verin, Fitne/Fesattan ırak,
Çukurdan daha derin, oraya bir can bırak,
Milyarlarda ki ser’in, kim var dâvaya çırak?
MADDE ESÂRETİNDE, SEFÂHAT YAŞAYANLAR,
İMAN CESÂRETİNDE, MAZLȖMU TAŞIYANLAR.
Bir Haçlı Seferidir, Kudüs doğum sancısı,
Ta Ezelden beridir, takılan bin kancası,
İslam’ın ezberidir, bilinen her Locası,
Cehennem’in yeridir, şerlerin falancası.
UYANMAZSAN YIKARLAR, YENİYİ YAPTIRMAZLAR,
MİNBERİNE ÇIKANLAR, HUTBELER OKUTMAZLAR.
KEMÂLİ feryat eder, kaleminden kan damlar,
Vahdet-i İslam ister, Dâvâ için “Adam”lar,
Kudüs’e doğru gider, beklesin tüm Hahamlar,
Gönülde Kudüs besler, bunu bilmez madamlar.
KUDÜS’ÜN SAHİBİ VAR, YAHUDİ YOK OLACAK,
MUKADDES-İ CAN DİYAR, AKSA BİZE KALACAK.
|