“ALLEM/KALLEM” FAYDA VERMEDİ, SÖZÜN BİTTİĞİ YERDESİN...
Eklenme: 24.10.2017 12:27
“Allem/Kallem Etmek” diye güzel bir deyimimiz vardır.
İstediğini elde etmek için her türlü kurnazlığa başvuranlar için kullanılır.
Fi tarihinde Yıldırım Belediye Başkanlığı aday adaylığım sırasında Recep Altepe, Faruk Çelik’de vardı. Siyasi bazı dolaplar döndü, ben çekildim, Altepe Osmangazi’ye kürelendi, Ankara’dan başka bir aday getirildi.
Tarih kabristanında daha nice böyle olaylar yatıyor, ibret alınmadığı için de tekerrür ediyor.
Siyaseti hizmetten ziyade bir rant kapısı görenler, menfaat baronluğu yapmak isteyenler, öte yandan da köşeleri dönenler az değildir. Sadece kendileri değil, yedi sülaleleri nemalanmış, trilyonluk servetlere sahip olmuş, bugün ağaran saçları altında hâla nedamet göstermemiş, dünyalık için Allem/Kallem etmeye devam etmektedirler.
Ak Parti Genel İdare kurulunca görevden alınması karar altına alınan Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Recep ALTEPE,1959´da Bursa´da doğdu. İlk, orta ve lise öğrenimini Bursa´da tamamladı. Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Makine Mühendisliği Bölümü´nü bitiren Altepe, 1983 yılında kendi işini kurarak kalorifer, buhar kazanı imalatı, ısıtma-soğutma tesisatı ve proje işleri yaptı.
Siyasete 1989 yılında Refah Partisi İl Yöneticisi olarak giren Recep Altepe, 1994´te aynı partinin İl Başkan Yardımcılığı ve Yerel Yönetimler Başkanlığı görevine geldi. Fazilet Partisi döneminde bir yıl süreyle Genel Merkez Müfettişliği görevini sürdürdü.
1994 yılı yerel seçimlerinde Bursa Büyükşehir ve Yıldırım Belediyesi Meclis Üyelikleri ile BUSKİ Genel Kurul Üyeliği´ne seçildi. Altepe, 1999 yılındaki seçimlerde tekrar seçilerek üst üste iki dönem bu görevleri yürütme imkanı buldu. Bu görevler sırasında yurt içi ve yurt dışı gezilere, çalışmalara katıldı. Ayrıca Yıldırım ve Büyükşehir Belediye Meclisleri´nin; Bütçe ve Mali İşler, İmar ve Ulaşım Komisyonları´nda görev yaptı
Recep Altepe, 2004 yılı yerel seçimlerinde AK Parti´den Osmangazi Belediye Başkanlığına seçildi. 29 Mart 2009 yılı yerel seçimlerinde AK Parti´den Bursa Büyükşehir Belediye Başkanlığı´na seçildi. 30 Martı 2014 seçimlerinde yeniden Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Recep Altepe Büyükşehir Belediyesi tarihinde üst üste iki dönem seçilen ilk başkan oldu.
“Milli Görüş Gömleği” altında yetişen, sonraları çıkaran ve siyasi koltuklara oturan Recep Altepe; görev süreleri içinde başarılı çalışmalara imza attı. Büyük hatalar da yaptı. Bursa’da bir boynuz gibi yükselen 185 dönüm arazinin katledildiği stadyum, plansız olarak çalakalem projelerle hayata geçirilen raylı sistem, ipek böceği, batçıklar ve Yunan saçı haline gelen trafik keşmekeşliği, belediyeyi büyük borçlar altına sokması, koltuk hayatının sonu oldu.
Deyimi tekrar kullanayım; Allem etti, Kallem etti, sözün bittiği yere geldi.. Gazetelerde tam sahife kendi yağdanlığını yaptıran teşekkür ve taktir ilanları yayınlattı. Skorbordlarda ve belediye yayınlarında boy boy resimlerini, reklamlarını yaptırdı. Âhir sonunu durduramadı ve iyi olmayan bir biçimde zoraki istifa ettirilerek, koltuktan ayrıldı.
Hobileri arasında define aramak olan, zaman zaman define avına çıkan, hatta halkın ağzında bulduğu bile söylenen Recep Altepe’ye birkaç yazı yazmış, defalarca telefon mesajlarıyla ikaz etmiştim. Bir kere olsun bile dönmedi. 13.19.2017/Cuma günü, son bir mesajımı sizinle paylaşmak isterim: “Dost! Define aradın, nefsinde aramadın. Kalemin yazdığı yerdesin. Büyük sözü dinlemedin.”
Dünya bu... Kirlenen, sulanan ve aslını kaybeden Siyaset bu...Biri gelir, biri gider... Koltuklar, makamlar sabit, yolcular değişir.Ve bir gün insan uzatılır boylu boyunca musalla taşına.. İşte o taştır insandan baki. Üstünde bir tarih ve bir Hüvelbaki...
İstifa ettiği zaman yaptığı basın açıklamasında, etrafında bulunan dalkavukları görünce, hayret etmedim. Dalkavuk, yağdanlık, yalaka, bol cıvata her zaman aynidir.
Önemli olan boş olan kubbede hoş bir seda olmak, Dünyada bir iz ve eser bırakmak, Allah'ın rızasından başka bir iş yapmamak. Peygamber Sünneti ile yaşamak ve Kul olarak kefene sarılarak kabir sarayına girmek. Hepsi Fasa/Fiso, hepsi Çelik/Çomak, hepsi dünyalık...
Vicdanların sorumlu olması, hesap vermesi önemli olup; İman/Amel/İhlas ile ömür bitirmek en büyük koltuk, en büyük sermaye, en büyük kazançtır.
Yazımı bir şiirimle bitireyim:
GÖNÜLDEN DAMLALAR (26)
Avâre dolandırdı, bu dünya hepimizi,
Zehirlere bandırdı, doldurdu heybemizi,
Feryat, ah!la yandırdı, attırdı tepemizi,
Sefahatle kandırdı, sarkıttı küpemizi.
KANDIK, POSTA OTURDUK; SENELER GELDİ/GEÇTİ,
NȊMETLERLE KUDURDUK, ŞEYTAN BİZLERİ SEÇTİ.
Dünya küçük istasyon, yolcular Gelir/Gider,
Sağlam olan dala kon, gönül rahatlık ister,
Dilde olma atmasyon, imanı ihlas besler,
Akıbet değil mi son, fermân yazılır, biter.
AZIĞI KOY HEYBENE, YOLCU OLURSAN KORKMA,
DOST İLE YAP HERFENE, VERDİĞİN SÖZDEN KOPMA.
Şan-ı Şöhret ateşten, düştün mü çıkması zor,
Çile/Gam çekiyor ten, ateşinin içinde kor,
İncinme incidenden, kendini görme Kem/Hor,
Mazlûm yanmasın senden, olanı hayıra yor.
NEFSİ DİZGİNLEMEZSEN, ALIR GÖTÜRÜR SENİ,
HAKİKAT DİNLEMEZSEN, OLURSUN DAHA DȆNİ.
Dalkavukluk bir sanat, yalaka olur vida,
Olmamış çıban kanat, ayyuka çıkar nȋdâ,
Sofranı helal donat, olmasın hemen vedâ,
Açılır yelken kanat, kalırsın sonra cüdâ.
“SANAT” DÜŞTÜ AYAĞA, MUMLA ARA SANATKÂR,
MUHTAÇ ŞİMDİ DAYAĞA, BULURSAN KANAATKÂR.
Gurur/Kibir/İhtiras, Kin/Nefreti körükler,
Kanser gibi iltimas, yapar ise büyükler,
Memnun, yapan iktibas, hazır bulur küçükler,
Doğrunun üstüne bas, bunu bilmez hödükler.
ZAKKUM AĞACI GİBİ, YEŞİL YAPRAKLI ZEHİR,
FIRTINA/BORAN/TİPİ, KARŞILIĞI PANZEHİR.
Değer bil, vefakâr ol, Dünya iki kapı han,
Boş olan kaplara dol, mazlûma arka dayan,
Vahdette olsun tek kol, her şey Mevlâ’ya âyan,
İslam’dır huzurlu yol, nefer ol, cihatta yan.
VEFÂDA KOPMAYAN İP, ÇELİKTEN ZIRHLI DUVAR,
KUYUDA BULUNMAZ DİP, ÖNCE NEFSİNİ UYAR.
İslam’ı yaşamak zor, Söylerler/Söyletirler,
Düşer gönüle bin kor, ûmûdu düyletirler,
Zamana göre hak hor, zil takıp oynatırlar,
Bin bilirsen, bire sor; bildiğin kaynatırlar.
KAOS ASRINDA YAŞA, OYUN/TUZAK İÇİNDE,
NELER GELİYOR BAŞA, BİN BİR TÜRLÜ BİÇİMDE.
Olacak, hep olacak, Kıyamet Asrındayız,
Arayanlar bulacak, Sefahat Kasrındayız,
Çukur açsan dolacak, kuyunun başındayız,
Eser varsa, kalacak; bir ömür yaşındayız.
AZIĞINI HAZIRLA, YOLCULUK BAŞLAR BİR GÜN,
İBRET İLE NAZARLA, EDERLER SENİ SÜRGÜN.
Gönülde damla başlar, Deryâlara ulaşır,
Gerilir kirpik/kaşlar, bir heyecan bulaşır,
Gözlerden akar yaşlar, âşık olur dolaşır,
Bağıra batar taşlar, Feryat/Ahla ağlaşır.
DAMLALAR OLMASAYDI, DERYÂLAR OLUR MUYDU?
YOLDA İZ KALMASAYDI, KILAVUZ BULUR MUYDU?
Dünya bizi aldatır, Zehir/Şerbet yanyana,
Yaraları kanatır, türlü türlü tantana,
Hayatı kim donatır, baksana bir dört yana,
Sıbgatullah boyatır, neden düşman kaynana.
OYUN İÇİNDE OYUN, TUZAK İÇİNDE TUZAK,
BUNUN ADI SİZ KOYUN, OLMASIN HAK’TAN UZAK.
Ölmeden önce ölmek, fâniliğin esâsı,
Mirası hakça bölmek, Şeriat’ın yasası,
İki göz ile görmek, şüphe olan tasası,
Kader ile iz sürmek, Din’in Anayasası.
TASAVVȖFTA BİR KAPI, BEKLEYEN BİLİR BUNU,
TEMELİ SAĞLAM YAPI, YIKMAYIN SAKIN ONU.
KEMÂLİ daha yazma; okuyan anlar, bilir,
Nefis içinde azma, Dostla/Yâren dikilir,
Kalemle kuyu kazma; korkak okur, irkilir,
Petek petek dolaşma, balı alan çekilir.
ŞİİRLER BİNLER AŞTI, KİTAPLAR BASILIYOR,
GÖNÜLDE DERYÂ TAŞTI, KÂİNAT SARSILIYOR.
|