:: YAZI

Eklenme: 27.05.2017 13:04 


İŞİN ÖZÜ/TEMELİ...
“Milletimize, partimize yük olan değil, yükü omuzlayan Belediye Başkanları ile yolumuza devam edeceğiz.”-RECEP TAYYİP ERDOĞAN-

Asrın lideri, Reis, Kumandan Cumhurbaşkanı Erdoğan AK Parti’nin 3. Olağanüstü kongresinde yerel seçimlere dair önemli açıklamalarda bulundu.
Anlayanlar için Belediye Başkanlarına mesajı gönderdi. Erdoğan kimlerle yola devam edeceğini açıkladı.
“Milletimize, partimize yük olan değil, yükü omuzlayan belediye başkanları ile yolumuza devam edeceğiz.”
Bu sözlerin referandumda kendi il ve ilçelerinde kaybeden belediye başkanlarına dönük olduğunu ifade edildi.
Evet; partiye ve davaya yük olmayan, yükü omuzlarında taşıyan adamlarla yola devam edilir.
Yıllardan beri önemli olan bu odak noktası zihniyet değil mi?... “Adam arıyoruz, adam aranıyor” derken, elbiseler içerisine sıkıştırılmış, kafalarında tilkilerin dolaştığı; Akl-ı Evvel, Cüce beyinli, davasız, gayesiz, ideal ve ideolojisiz insanlar değil...
Siyasi arenalarda menfaatini odak noktası yapan, halkı kandırmak için maüngalda kül bırakmayan, bol keseden atan, Kayseriye liman getiren çok baronları gördük.
Para dolu çantalarıyla genel merkeze gidip, kendilerini listelere koyan, seçildikten sonra köşeleri dönenleri gördük...
Önlerindeki mangalları deşeleyerek ısınan, milletvekili ve Bakan olduktan sonra aile boyu sülalelerine gökdelenleri dikenleri gördük.
Oy veren milleti, halkı unutarak, aldıkları yüksek maaşlarla keyif sürenleri, maaşları yetmiyormuş gibi, ihale ve şirketlerde keselerini/kasalarını dolduranları gördük...
“Vatan/Millet/Sakarya/Din/İman/İslam/Ümmet...” edebiyatı ile nutuk atıp, seçildikten sonra kadehleri kaldıranları gördük...
Lakapları “ Defineci” olan, bu işi yıllardan beri yapan belediye başkanının Tarihi eserleri restarasyon yaparken, halkın ağızlarında dolaşan define buldukları ve iç ettikleri dedikodularını unutmadık...
İktidar Hükümetine yaranmak için yağcılık yapıp, bayram ve etkinliklerde, mübarek gecelerde skorbortlarda “Kraldan ziyade kralcı” kesilen ilan ve reklamları salonlarda etkinliklerini gördük...
Bunların sayıları çoğaltılabilir. Edep ve terbiyemiz daha birçoklarını, bazılarını yazmayı engeller...
Şahsımız olarak, bize “sivri kalem” deselerde; çekinmeden, usanmadan sivri olanları söyledik, yazdık. Dalkavukluk yapmadık, dostların bile kalbini kırdık. Hatalarını, eksiklerini yüzlerine vurduk, mesajlar çektik. Koltuk ve menfaat âşinası olmadık, gerektiğinde koltuklara , menfaatlere tekme vurduk.
Reisin dediği de bunlar değil mi?... “Yük olmayan, yükü omuzlarında taşıyan”... Asrın kaosunda, zamanın hüsranında hemde ne ağır bir yük... Ne büyük vebâl ve sorumluluk... Allah ve Peygamber de böyle buyurmuyor mu?...
Elbette yeni bir devir, yeniden diriliş, öze/köke dönüş başlamış, kel başlar görünmüştür.
Bu milleti kandıran, dolandıran, yandıran, usandıran küçük adamlar, zihniyet ve ideolojiler Tarihe gömülecek, inananlar rahat bir nefes alacaktır. Mevlâ’nın takdiri böyle ise, kimse mâni olamayacaktır. Biz inanıyoruz...
Yollar Tevhide, Vahdete ve Kâbe’ye gider...
Tanzimatla başlayıp, Cumhuriyet döneminde zirveye çıkan bâtı ve bâtıl yollarda Muhammedi iz belli olmuş, Menzil görünmüştür.
Yazımı yine bir şiirimle bitireyim.

GÖNÜLDEN DAMLALAR
Nazar eyle ileri, her şeyi gör ibretle,
Kalma sakın sen geri, izleri sür hikmetle,
Ezel/Ervah’tan beri, Tarih oku dikkatle,
Otuz üç tekmil seri, Edep takın rikkatle.
KANAAT PAZAR OLSUN, SABIR BÜYÜK SERMÂYE,
İTİMAT SİZİ BULSUN, MUHTAÇLARI HİMÂYE.

Gülde diken arama, bülbül olsun sırdaşın,
Tuz dökersin yarana, yâren kalsın yoldaşın,
Tövbekâr ol karana, Hak olsun arkadaşın,
Cevabı ver sorana, varsa dikili taşın.
DİKENSİZ GÜL BULUNMAZ, BAHÇE/BAĞA BİR GÜL DİK,
ÂŞIĞA TEL SORULMAZ, MIZRÂBI OLSA KEMİK.

Diken tarla, dar sokak, önünde dipsiz kuyu,
İmansız olur korkak, netice çıkar suyu,
Ömründen düşer yaprak, sorulur ahlak, huyu,
Sonda bir kürek toprak, kabrinde rahat uyu.
SERMÂYE SALİH ÂMEL, İBADET ALLAH İÇİN,
BESLERSEN İYİ EMEL, SORULMAZ NEDEN/NİÇİN.

Tohum ek, yeşerecek; meyvesini de bekle,
Gençlik yıllar bitecek, ömrüne ihlâs ekle,
Gelen elbet gidecek, gayret ile emekle,
Hesâbın istenecek, Hakka giden dilekle.
BOŞA YARATILMADIN, HAK SENDEN “KUL”LUK İSTER,
FÂNİ DONATILMADIN, MÜMİN OLDUĞUN GÖSTER.

Desinler, söylesinler; yaygara koparsınlar,
Mahkemeye gitsinler, malını aparsınlar,
Kötü niyet gütsünler, aleyhinde atsınlar,
Horoz olup ötsünler, gıybetini yapsınlar.
SABIR EN GÜZEL DERMÂN, MURADINA ERERSİN,
YÜCEDİR BÖYLE FERMÂN, YOLLARA GÜL SERERSİN.

KEMÂLİ gönül kapı, mazlûmlar için açık,
Olmaz haramdan hapı, bunu bilemez kaçık,
Helâldir kepçe sapı, sofrada şükür kaşık,
Mayası sağlam yapı, Sevgi/Sevdâya âşık.
DAMLALAR DERYÂLARA, DERYÂLAR ARŞ KATINA,
ÂHENKLER ARYALARA, TÜM ÂLEMİN SATHINA.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem