“KURUCU RUH YENİDEN CANLANACAK!”
Eklenme: 15.05.2017 14:52
Bu söz, çekirdek, tohum Asrın lideri Recep Tayyip Erdoğan’a ait.
“Bizim dâvâmız Hazreti İbrahim’in dâvâsıdır” sözü de bu liderin.
AK Partiyi başka türlü zannedenler, veya kabul edenler, partiye sinek gibi yapışan menfaat baronları, toplama adamlar, fikir yoksunları, Millȋ Dâvâyı bilmeyen zavallılar; beyinlerde zonklaması gereken bu iki söze dikkat etmeli, yoğurmalı, mayaları bozuksa, hemen geri çekilmelidir. Trenden atılmadan, geri çekilmek...
“Kurucu ruh yeniden canlanacak!..” bir ana dâvânın, köklü bir çınarın, sağlam bir mayanın haykırışıdır.
Hazreti Adem’le başlayan insanlık Tarihi; Hak ile Bâtılın savaşı, Kıyamet’e kadar devam edecek, Hak her daim galip gelecektir.
Türk Milletinin ve İslam Ümmetinin Tarihinde nice kara günler vardır, Tarih kabristanına gömülmüşlerdir.
Tarih, iki Cihanın Güneşini taşlayan, yaralayan, üzerine işkembe atan Hazreti Peygamber’e karşı gelen insanları yazmadı mı?.. İslam’ı yeryüzünden silmek için Bedir kuyularına gelen müşrikleri püstürten müslümanların cihadını Tarih yazmadı mı?
Haçlı Seferlerini, İstiklal Harbini, Çanakkaleyi, Maraş ve Kop Müdafaalarını, (vesair) hikmet ve ibretle okumuyor muyuz?..
Tarihi bilgi ve belgelere göre:
Yakın tarihteki Darbeleri, muhtıraları bizzat yaşamadık mı? Bir 27 Mayıs ihtilalinde ölen binleri nasıl unuturuz?..
Ak Partinin temel zihniyetini, kuruluş mayasını, büyük davasını bilmeyenlerin, bilemeyenlerin ne hale düştüklerini, siyaset arenasında seyretmedik mi?
Ak Parti’yi sağılacak bir koyun olarak kabul ederek; partinin içine sızmak, girmek, hatta Milletvekili olmak için Ankara yollarında mekik dokuyan, döşeklerini parti merkezinin binası önüne seren, neticede bir koltuk kapanları, aldıkları makamlarda çöplenenleri de görmedik mi?...Bilmedik mi?...Yaşamadık mı?...
“FETÖ’cülerin, kırk yamalı bohça, yedi kocalı Hürmüz gibi göründükleri, 15 Temmuz darbe girişiminde başrolleri (!) oynadıkları, 16 Nisan referandumunda aleyhe oy kullandıkları, milleti tahrik ettikleri, hâla da nifak ve fitne tohumları ekmeye devam ettiklerini de biliyoruz, herkes biliyor, vicdan sahipleri kabul ediyor.
Başkomutan, Reis, Cumhurbaşkanımız R. Tayyip Erdoğan’ın Başbakan iken söylediği: “Devlet içinde Devlet, Devlet içinde Çeteler var!” sözü zihinlerden kaybolmamış, tazeliğini muhafaza etmektedir.
Aynel yakin, ilmen yakin, siyaseten yakin bir söz...Devlet içinde paralel yapı FETÖ Örgütünün 15 Temmuz darbe girişimini gördük, çeteleri gördük, hâla görüyoruz. Temizlenmedikleri, köklerin hâla dalları besledikleri bir ağaç misali, yılanlar gibi inlerinde beklerler..
Mahut ve malum CHP. zihniyeti yanında, geçmiş dönem seçimlerinde Millȋ İrâde hakimiyeti ile iktidara gelen AK Parti milletvekilleri arasında, maalesef haybeden listelere giren, FETÖ hesaplamaları ve planları ile vekil seçilen çoklarını gördük. “Takke düştü, kel göründü:” ölçüsünde, trenden atılanlar, bir daha seçilmeyenleri de siyaset arenasında takip ettik.
Türkiye’nin dördüncü büyük şehri, yakın bir gelecekte üçe girecek olan Osmanlı Dibâcesi Bursa’dan on sekiz Milletvekili, Meclise gitti. İthal edilen vekiller ile on iki vekil seçtik. İsimlerini bugün bir çırpıda söyleme zorluğu çektiğimiz on iki adam. Maaşları aldılar, vekil olarak pasta dilimlerini yediler, ne yaptıkları belli olan projelerde kaybolan on iki Vekil...Seçim listeleri hazırlanırken; kimler listelere alındı, kim kimi lanse etti, nasıl seçildiler; belli, bilmeyen yok sanırım.
Milletin yeni bir zaferi ile sonuçlanan REFERANDUM olayından sonra, yeni bir seçim gündeme gelebilir, isâbetlidir. Çer/Çöpün, Fetö kalıntılarının, menfaat ve dalavera patronlarının elenmesi, hakkı yenen nice Vatan Evlatlarının zorla olsa bile listelere alınması temennimizdir. Akl-ı Selim vicdan bunu ister, bekler...Gerçek Adalet de budur..
Referandum çalışmalarında, gayret ve çabalarda Bursa’nın aldığı oy oranı acı ve düşündürücüdür. Fert olarak halkımızın yaptığı çalışma ve gayretlerin yüzdesini Milletvekilleri ile Belediye Başkanlarında görmemek ayrı bir yara ve neşterlenmesi gerekli önemli bir meseledir. Yere inen bu durumu tepedekilerin görmemesi mümkün değildir. Zaman en güzel şahit ve dermândır; bekliyoruz...
Yazımı; Reis’e ithaf ettiğim bir şiirimle bitireyim.Anlayanlar, anlamak isteyenler paylarını alsın.
BİR MİLLET UYANIYOR!
(YİĞİT REİS RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A)
Bir Millet uyanıyor; yeniden bir diriliş,
Ecdâdını tanıyor; ayakta bir silkiniş,
Meşâleler yanıyor; Haçlı şerre dikiliş,
Yeni Tarih yazıyor; tohum olup ekiliş.
YALANLA UYUTTULAR, DAMARLARI KESTİLER,
ZEHİR HAPLAR YUTTULAR, POYRAZ RÜZGÂR ESTİLER.
İçte/Dışta düşmanlar, bin türlü Oyun/Tuzak,
Sahte, zorba pişmanlar, asâlet oldu uzak,
Göbek iri, şişmanlar, Bâtıla açtı kucak,
Sâlip’ten Danışmanlar, sahipsiz kaldı bucak.
YIKILDI KALELERİ, HARÂBEDE YARASA,
SÜMBÜLLE/LÂLELERİ, SORUN KİME YARASA?
“Devr-i Sâbık” mazide, kabristanda bekliyor,
Yalan yazdı ceride, devirimci tekliyor,
Zaman şahit beride, maznunlar emekliyor,
Baharla/Zemheride, hâzan mevsimi diyor.
FIŞKIN VERDİ TOHUMLAR, FİKİRLER ÇİÇEK AÇTI,
BİN BİR TÜRLÜ YORUMLAR, YILAN DELİĞE KAÇTI.
Ayasofya dirilsin, uyansın Ümmet/Millet,
Sancak sura dikilsin, ortadan kalksın illet,
Feyz-i Umut sökülsün, olmasın yine zillet,
Deryâda su bükülsün,İstikrâr/Hakimiyet.
ASIRLARDIR BEKLERİZ, DÜZENİN DEĞİŞMESİ,
İSYÂNDA ETEHLERİZ, ÇIBANLARI DEŞMESİ.
Vur Dadaşım tokmağı, çal zurna; bar başlasın,
Akl-ı Evvel ahmağı, hidâyet aşılasın,
Getir gavdan çakmağı, alevleri taçlasın,
Şaşı gözle bakmayı, kör gözler yavaşlasın.
MİLAT DERLER ADINA, YENİDEN DOĞUYORUZ,
DİRİLİŞİN TADINA, SÂLİBİ BOĞUYORUZ.
Ruhta sefer başlasın, kırılsın kelepçeler,
Zakkuma gül aşlasın, yazsın Tarih lehçeler,
Ebâbiller taşlasın, Art kat’a dilekçeler,
İnkılâbı taçlasın, çiçek açsın bahçeler.
ZAFER VADEDER YEZDÂN, CİHÂD-I EKBER TEVHİT,
AŞK-I HİCRÂNI HÂZDAN, ÇEKİL ARADAN ŞER İT.
KEMÂLİ al kalemi, secdelerde ak alın,
Şahit tut Kün Âlemi, Vahdet Marşları çalın,
Verin kırık lâlemi, Halvet-i Hak’ta kalın,
Yapın ben ihâlemi, Kabr-i Saraya salın.
KALEMLER BOŞSA AĞLAR, KALEM O; HAKKI YAZAR,
GELECEK ALTIN ÇAĞLAR, ŞER, BÂTIL DURMAZ AZAR.
|