:: YAZI

Eklenme: 20.01.2017 20:16 


Rabbimiz, sevgisine ve mağfiretine mazhar olmanın yolunu bizlere şöyle göstermektedir: “Resûlüm! De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah bağışlayan ve merhamet edendir.” (Âl-i İmrân, 3/31.)
Hak rızasına ulaştıracak âmelleri Kerim Kitabında bizlere gösterdiği gibi, rahmetinden uzaklaştıracak âmelleri de beyan etmiştir. Sevgisine mazhar olan kimseleri haber verdiği gibi, sevgi ve merhametinden mahrum kalanları da bildirmiştir.
Özellikle son yıllarda camilerimizde okunun Cuma hutbeleri; aziz milletimizin, insanın, Müslümanın, Ümmetin hasret kaldığı büyük bir değer özelliğini taşımaktadır. Bu milleti kürsülerden yıkan zihniyet, yine kürsülerden kurtarılacaktır.
Bir Cuma hutbesinden aldığım değerleri gözden geçirelim.
Allah kimleri sever:
1-وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُطَّهِّر۪ينَ Allah, maddi ve manevi anlamda temiz olanları sever. Öyleyse geliniz, fıtratımızı her türlü kötülüklerden koruyalım. Zihin ve gönüllerimizi kötülük ve çirkinliklerin esiri değil; iyilik ve güzelliklerin merkezi kılalım.
2-اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ التَّوَّاب۪ينَ Allah tövbe edenleri sever.Tövbelerimizle kulluğumuzun farkına varalım. Rabbimize teslimiyetimizi, günahlarımıza nedametimizi dile getirelim. O’nun engin merhametine sığınalım. Tövbenin, adeta hayata yeni bir başlangıç olduğunu unutmayalım.
3-اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَّق۪ينَ Allah, kendine karşı gelmekten sakınanları sever. Her daim görev ve sorumluluğumuzun bilincinde olalım. Hayatımızı yaratılışımızın gaye ve hikmetine uygun yaşayalım.
4-اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُتَوَكِّل۪ينَ Allah, kendisine tevekkül edenleri sever.Üzerimize düşeni yerine getirdikten sonra حَسْبُنَا اللّٰهُ وَنِعْمَ الْوَك۪يلُ “Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!” diyelim. Rabbimizin rahmet, nusret ve inayetinden hiçbir zaman ümidimizi kesmeyelim.
5-وَاللّٰهُ يُحِبُّ الْمُحْسِن۪ينَۚ Allah, muhsinleri; her işinde, her sözünde kendi rızasını gözetenleri sever. Rabbimizin her an bizi gördüğü bilinciyle hareket edelim.
6-وَاللّٰهُ يُحِبُّ الصَّابِر۪ينَ Allah sabredenleri sever. Sabredenlerle beraberdir. Öyleyse geliniz, hayatın bir imtihan olduğu bilinciyle kendimize sabrı, sükûneti şiar edinelim.
7-اِنَّ اللّٰهَ يُحِبُّ الْمُقْسِط۪ينَ Allah, adil olanları sever. Öyleyse geliniz, her daim adaleti yüceltelim. Unutmayalım ki; adalet, güven ve huzurun anahtarıdır. İnsanca bir hayatın olmazsa olmazıdır.
Şimdi de Rabbimizin sevmediği kulların kimler olduğuna bir bakalım:
1-اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْمُعْتَد۪ينَ Allah, haddi aşanları, taşkınlık yapanları sevmez. Öyleyse bizlere düşen, yıkıcı ve bölücü değil; yapıcı ve birleştirici olmaktır.
2-وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الظَّالِم۪ينَ Allah, zalimleri sevmez. Zira zulüm, en büyük günahlardandır. Hak ve hukuku ayaklar altına almaktır. Öyleyse bizlere düşen, her daim zalimin karşısında, mazlumun yanında yer almaktır.
3-اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْرِف۪ينَۙ Allah, israf edenleri sevmez. Öyleyse bize düşen, sahip olduğumuz kazanımları saçıp savurmaktan, Allah’ın vermiş olduğu nimetleri ölçüsüzce kullanmaktan sakınmaktır.
4-وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ الْمُفْسِد۪ينَ Allah, ifsat edicileri ve bozguncuları sevmez. Öyleyse bizlere düşen, huzurumuza, birlik ve beraberliğimize, kardeşlik ve muhabbetimize hep birlikte sahip çıkmaktır.
5-اِنَّهُ لَا يُحِبُّ الْمُسْتَكْبِر۪ينَ Allah, büyüklük taslayanları, böbürlenenleri, kibirlenenleri sevmez. Öyleyse bizlere düşen, tevazu ve vakarla yücelmektir.
6-اِنَّ اللّٰهَ لَا يُحِبُّ الْخَٓائِن۪ينَ۟ Allah, kendisine, Yüce Kitabına, Peygamberine, değerlerine, kardeşlerine ihanet edenleri asla sevmez. Öyleyse bizlere düşen, her türlü ihanetten, ikiyüzlülükten, aldatmaktan uzak durmaktır.
7-وَاللّٰهُ لَا يُحِبُّ كُلَّ كَفَّارٍ اَث۪يمٍ Allah, küfürde ve günahta ısrar eden hiç kimseyi sevmez. Öyleyse bizlere düşen, Rabbimizin sayısız lütfuna, bizlere yapılan iyiliklere kör, sağır ve dilsiz kesilmekten, nankörlük etmekten sakınmaktır.
Yüce Rabbimiz, bizleri sevgisine mazhar olan bahtiyar kullarından eylesin!. (Amin!...)
Masamız üzerinde, evimizde çerçevelik olarak saklayacağımız, zaman zaman okuyacağımız, okutacağımız, gelecek nesillere emanet edeceğimiz en güzel değerlerimizden, Hakkın emirlerinden bunları anlayan ve yaşayanlara ne mutlu.
Allah’a kul olmak, kul gibi yaşayıp ölmek en büyük bahtiyarlıktır.
Kaybettiklerimizi bulmak zorundayız.
Yazımı yine bir şiirimle bitireyim:

BİR KAYIP ARANIYOR!
BİR KAYIP ARANIYOR: Benliğimi unuttum,
Ümidim zâyi oldu, haram lokmalar yuttum,
Kimliğimi kaybettim, bâtıl yolları tuttum,
Beyaz saçları yoldum, gençliğimi uyuttum.
Yaşlı bedeni yordum, aslında ben umuttum.
DÜNYALIK KISKACINDA, KAPİTALİST KELEPÇE,
FÂNİLİK YAMACINDA, VEREMEDİM DİLEKÇE.

BİR KAYIP ARANIYOR; kaldık dünya çukurda,
Tüp bebekler rağbette, Şöhret/Şehvet uçkurda,
Tebliğ sadece “şükret”, bel bağladık umuda,
Peşinden gelir “Fikret”, huzur yok ki yuvada,
Çan sesleri mabette, emânet kaldı kurda.
DÜNYA YUTAR/BİTİRİR, TAMAH EDERSEN EĞER,
İMANINI YİTİRİR, DEĞER BİR PULA MEĞER.

BİR KAYIP ARANIYOR; Sapla/Saman karıştı,
Gelin/Damat baloda, meyhanede barıştı,
İsyan dolu salonda, riyakâr yalvarıştı,
At yarışı kolonda, bilseydin uyanıştı,
Patlayan her balonda, aslında uyarıştı,
“HAYAT TARZI” KARIŞMA, KENDİ HALİNE BİR BAK,
CİHAT İÇİN YARIŞMA, BU GÖREV SENDEN IRAK.

BİR KAYIP ARANIYOR; söyle ben köksüz müyüm?
Susuz çölde yanarım, yetimle, öksüz müyüm?
Ben kimleri anarım, soysuz ve yüzsüz müyüm?
Yalanlara kanarım, mayada özsüz müyüm?
Yaramı ben sararım,çıkmaz yol, izsiz miyim?
Sağır olur bakarım, yoksa ben dilsiz miyim?
ÇÖLDEYİM SU VER BANA, BİR YUDUM OLSA BİLE,
KIYMAYIN MAZNȖN CANA, YAPMAYIN SAKIN HİLE.

BİR KAYIP ARANIYOR; “Asım’ın Nesli” geldi,
Bu asrın kaosunda, bâtıl zırhını deldi,
Çıkılmaz yokuşunda, sancağı tutan eldi,
Heybetli bakışında, vebâl taşıyan beldi,
Deryâya akışında, setleri yıkan seldi.
TÜM CİHAN’A HABER VER, KAYBOLANI BULURSAN,
ŞAHİT GÖKLERLE YER, EĞER EMİN OLURSAN.

Yıkılır Tağut Putlar, yeniden Güneş doğar,
Kuzudan kaçar kurtlar, gayret zalimi boğar,
Turan olur hudutlar, Bereket/Rahmet yağar,
Asr-ı Saadet yurtlar, huzuru baştan yığar,
Şişer helal avurtlar, ana helal süt sağar.
DÜŞMAN GÜNAHKAR DEĞİL, GÜNAHTIR DÜŞMANIMIZ,
HAKİKATE VER MEYİL, TÖVBEDİR PİŞMANIMIZ.

Hakka yemin olsun ki, emânet düşmez yere,
Hak yerini bulsun ki, yiğit göğsünü gere,
Kokmayan gül solsun ki, Mevlâ yeniyi vere,
Mâverâlar dolsun ki, Müslim önüne sere,
Yeis, gam kahrolsun ki, Nesil çağları göre.
MÜBÂREKTİR EMÂNET, EBEDİYEN BİZDEDİR,
OLMAZ ONA HIYÂNET, PEYGAMBERİ İZDEDİR.

Kayıbı bulan gelsin, hasretlik sona ersin,
Bulanlar müjde versin, umut tohum güversin,
Uzaklardan seslensin, ağyâr olan gücensin,
Mücahit heveslensin, sevdaları tükensin,
Sert taşlar kevenklensin, Ferhatlar dağlar delsin.
KEMÂLİ BULDU SENİ, TARİHLER HABER VERDİ,
MÜJDELER GELDİ YENİ, GÖNÜL MURADA ERDİ.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem