:: YAZI

Eklenme: 10.12.2016 16:45 


Yazımın başlığı; İman ve aksiyon şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE isimli şiirde yer alan “Şu boğaz harbi varya...” değil, yemek için yaşayanların boğaz harbi..
“Yaşamak için mi yemeli, yemek için mi yaşamalı” düsturu yanında, yemek için yaşayanların büyük harbi... Günümüzün kir perdesi, pisboğazlığın meydana getirdiği büyük bir garabet...
Resmi rakamlara göre; dünyada, her 25 saniyede bir kişinin açlıktan, yine bir çocuğun susuzluktan öldüğü gerçeğinde, boğaz harbi...
1,5 milyar insanın açlıkla kıvrandığı, ikibuçuk milyar insanın obezit olduğu bir zaman dilimi, bir kaos vce hüsran asrı; ne derseniz deyin...
Zaman zaman önünden geçerim. Bir dönercinin önünde döner yemek için kuyruğa giren insanlar. Saatlerce bekledikleri söyleniyor. Ne yiyecekler, bir veya birkaç porsiyon kebap, yanında da malum meşrubatlar. Bu kişilerin çoğuna,Allah rızası için bir yetim, bir muhtaç, bir mazlum için bir ekmeklik sadaka verin desen, yan gözle bakarlar. Ardından da; Sosyalist, Devrimci, Kemalist, Cumhuriyetçi, Çağdaş, Laik, bilmem neci geçinirler, söyler dururlar...
Başka bir olay daha gözümden kaçmadı. Teblig Cemaatinden, Madde ve Mana Kumandanları olarak; Ahmet Yesevi Dergâhında yetiştirilip, Diyar-ı Rum’a gönderilen Kızıklar silsilesinden biri olan CUMALIKIZIK köyüne Bir Pazar günü yolum düştü. Sanki küçük bir Mahşer...Açlık imtihanını kaybedip, varlıkları ile Boğaz harbini kaybeden binler kahvaltı yapmak için buraya gelmişler. Haftanın altı günü dolu, Pazar günü sanki boğaz panayırı... Sokak başı bir yer, nerede ise köyde ev kalmamış. Kahvaltı masalarına çekmek için bin türlü ağız, kartvizit dağıtımı, sesli kuryeler, pazarlıklar.. Ne oılacak burada kahvaltı yapılacak. Ballı/börekli, bazlamaçlı, peynirli, yumurtalı, acılı/tatlı yiyecekler ve çaylar dolsun/boşalsın.
(Bu güzel köyümüz, UNESCO tarafından koruma altına alınmış bir mekân. Haçlı Kulübü neden alır, niçin alır, o ayrı bir içinden çıkılmaz büyük bir yara...KINALI KAR dizisinin bu köyde çevrilmeye başladığı an,
Ahlaki/Dini/Millȋ değerlerini kaybetmeye başlayan, kapital esareti altında kaybolan bir köy haline gelmiş,köylü şikâyetçi...)
Daha niceleri var. Bir ara daha çok muhafazakâr insanların konakladığı Capris Otele misafir olmuştum. Mutfak girişinde “Yiyiniz içiniz israf etmeyiniz- A’RAF. 31” Âyet meali yer alan mekânda dolup/boşalan, boşalmayan çöpe atılan yemekleri, köfteleri, tatlıları gördüm. O tarihlerde “İşkembe-i Kübra Müslümanları” başlıklı bir makale yazmış, üzüntülerimi dile getirmiştim. Değişen bir şey yok; ayni israf, ayni kanaatsizlik, ayni şükürsüzlük, ayni doymamazlık, ayni boğazlar harbi...
Bunlar için; ben “Mutlu ve Putlu azınlık” diyorum. Türkiye'de bulunan bir azınlık ama, yaygara koparan, çeşitli bahanelerle oyun/tuzaklar kuran, dine ve halka saldıran bir gürûh...
“Yeyin efendiler yeyin... Yeyin Müslümanlar yeğin...” Elbet bir gün hesap verirsiniz.
EN BÜYÜK İMTİHAN AÇLIK isimli bir oratoryom seslendirildi, özel slaytlarla değerlendirildi. İnternet sitemden ve youTUBA’dan izleyebilirsiniz.
Bu oratoryoyla yazımı noktalamak istiyorum.

ŞİİR ORATORYO

EN BÜYÜK İMTİHAN AÇLIK
(Özel bir müzikle giriş)
(SOLO HALİNDE)
RAHAT MISIN MÜSLÜMAN?
Firavun sofra atak,
Kuştüyü, yünden yatak,
Sana yakışır patak,
Kuşsütü, balla, börek,
Kimlere çorap örek,
Taşırsın nasıl yürek?
Âhirin birkaç kürek,
RAHAT MISIN MÜSLÜMAN?
(MÜZİK)
(SOLO)
• Her gün 1600 ton ekmek, 1500 ton yemek çöpe atılıyor.
• Her 25 saniyede bir çocuk susuzluktan, bir insan açlıktan ölüyor.
• Bir milyar insan aç, iki milyar insan obezit.
(MÜZİK)

(KORO) AÇLIK/VARLIK…
(kıtaları bir kişi, beyitler koro halinde okunacak)
Nefsi yola getiren, sefahati bitiren,
Muhtaçlara götüren, Varı/Yoğu yitiren,
Çok olunca güldüren, mideleri eriten,
Süre sonu öldüren, zaman zaman delirten.

YOKLUKTA VE AÇLIKTA, NEFİSLER DİZGİNLENİR,
KANAATLİ HARÇLIKTA, DUYGULAR ENGİNLENİR.

Oruç tutan aç bilir, nefsini eder esir,
Aç kalırsa irkilir, iftarda ister mesir,
Hak alırken dikilir, paydası eşit kesir,
Kantarlarda çekilir, olur kendi müessir.

ORUÇLUNUN NEFESİ, KOKSA BİLE MİS GİBİ,
BİTMEZ BAYRAM HEVESİ, SABIRLAR BORAN/TİPİ.

Açlık sofuyu bozar, ayı da aç oynamaz,
Fazla bulursa azar, bilmez bunu bî namaz,
Etmez yoksula nazar, boş tencere kaynamaz,
Aklınca bir şey yazar, sırlarını saklamaz.

MEVLÂ UTANDIRMASIN, İMTİHANI ETMESİN,
TOK SİZİ KANDIRMASIN. RABİTALAR BİTMESİN.


Âr damarı çatlarsa, açlık onu tetikler,
Lağım suyu patlarsa, pislik dolar gedikler,
Dedeler ip atlarsa, neyler gezen mėdikler,
Tok olan rahatlarsa, kapta kalır hedikler.

BU TOPLUMUN DERDİ BU, BİRİ AÇ, BİN TOK GEZER,
KİRLER TEMİZLEMEZ SU, KARNI TOK, ACI EZER.

Komşun aç, senin ki tok, oruç tutsan ne yazar?
Açlığa saplanır ok, boş durmaz, çukur kazar,
Çirkefin adı çok çok, temiz kirletir azar
Başka bir dünya yok, ibretle eyle nazar.

AÇLIK VARLIK KAPISI, DOYUNCA “VAR” ANLARSIN,
VARSA KADER YAZISI, İMAN EDİP KANARSIN.

KEMÂLİ acı anlar, tok olan göbek şişkin,
Açla dolarsa hanlar, hancı oluyor pişkin,
Açlıktan ölen canlar, binlerce var yetişkin,
Kandırıcı yalanlar, güya bulunmaz düşkün.

AÇLIĞI BİLİR HANDAN, ŞÜKÜR ELHAMDÜLİLLÂH,
USANDIRAN HER CANDAN, FİKİRDE HEM DE LİLLLÂH.

(MÜZİK)

(SOLO)
“BU DÜNYADA NE İSTERSEN, O SENİN İMTİHANINDIR.” Diyen Hazreti Mevlâna ile nice gönül erenleri, açlığın da bir imtihan olduğunu söylerler:

‘Sınav’ diyorlar adına,
Tahammül zordur tadına.
Mesaj erkekle, kadına,
Sen de öğret ahfâdına.
İmtihanda kazanırsan,
Rahmet kapısı açılır.
Çilelerle bezenirsen,
Etrafa nurlar saçılır.
Dünya bir imtihan yeri,
Şikâyetler kalsın beri,
Helâl için döksen teri,
Çalışkandan kalma geri.
İmtihanı kaybedersen,
Hikmet-i Sırrını bil,
Daim Hakkı zikredersen,
Tövbe ile günahın sil.

(MÜZİK)
(BİR KİŞİ TARAFINDAN)
“Yiğiniz, içini, fakat israf etmeyiniz” emrini, “Komşusu açken, tok yatan bizden değildir” Hadisini unuttuğumuz, yok olanın halinden anlamadığımız, var olanlara şükretmediğimiz sürece dünya insanlarını ve bizi acı bir gelecek bekliyor.
Bazen bir şiir, binlerce kitaba bedeldir. Bir şiirimizle bitirelim.
(MÜZİK)
(şiir solo ve koro halinde okunur)

İSRÂFIN ZİRVESİNDE
Altı milyon ekmek, her gün çöpe gidiyor,
Bir bu kadar da yemek, isrâfın zirvesinde.
Lokma beklerken köpek, insan nere gidiyor?
Yazık oluyor emek, gösteriş kirvesinde.

AÇ KALANA HELE SOR, BULAMAZSA YEMEĞİ,
VİCDANA DÜŞER BİN KOR, İSTER KURU EKMEĞİ.

Ekmek, su bulamayan, milyon insan ah! almış,
Saniyede ölüyor, bir deri kemik kalmış,
Karnı şişmiş soluyor, yetimin malı çalmış,
İnsan hicrân doluyor, sefahatine dalmış.

AÇ AYI OYNAMIYOR, ZİLLER ÇALSAN DA BİLE,
TENCERE KAYNAMIYOR, EVE GELMEZSE FİLE.

Bolluk içinde darlık, yokluk çeken bir millet,
Helal olmazsa varlık, ümmeti kaplar illet,
Ad olursa uygarlık, hastalık olur zillet,
Bu asırda barbarlık, içimizdeki gıl let.

İSRÂF HARAM KILINMIŞ, MÜSRİF NEREYE GİDER,
YETİM HAKKI ÇALINMIŞ, YEMEK DEREYE GİDER.

Dünyanın bir ucunda, ağlayan aç bebekler,
Yosma, falla, burcunda, çöpe giden yemekler,
Çalışkanın hurcunda, hayat dolu emekler,
Coğrafyada, yurdumda, mazlum için dilekler.

KENDİ TOK, KOMŞU AÇSA, O LOKMA HELAL OLMAZ,
NEREYE GİTSE, KAÇSA, HAK/HUKUK YERDE KALMAZ.

Tohum ek topraklara, ekmekle gelir bize,
Bir de sor yapraklara, sızı inerse dize,
Göbek şiş ahmaklara, hesap sorarlar size,
Gelinde yaşmaklara, kabir toprakta çize.

TOK AÇ HALDEN ANLAMAZ, MENFAAT OLDU MAKAM,
MUHTAÇ LOKMA BULAMAZ, KESİLİR DAİM AHKÂM.

Bir yanda, asrî konfor, öte yanda sefâlet,
Ekonomik kriz var, kurtaracak mahâret,
Şerle dolu sponsor, büyük yara cehâlet,
Veren eller oldu dâr, emek, gayret mârifet.

SİGARAYA GELENDE, VERİRSİN MİLYONLARI,
TOK OLSANDA YİYENDE, ACI BİTER SONLARI.

Fırınlarda rekabet, bayatlayan ekmekler,
Nefislerde şehâvet, Lâf-ı Güzâf demekler,
Yiğit işi metânet, doğruyu istemekler,
Hanımlarda rehâvet, çöpe gider yemekler.

KOMŞULAR AÇ YATARKEN, KARNI TOK YATAMAZSIN,
NEFSE DİKEN BATARKEN, YARDIMDAN KAÇAMAZSIN.

Her sekiz saniyede, sigaradan bir ölüm,
İster inan, inanma, haberin olsun gülüm,
Güllük/gülistan sanma, açlığı örtmez tülüm,
Yalan sözlere kanma, goncadaki bülbülüm.

AÇLIĞI İYİ BİLİR, ŞİİRLERDE KEMÂLİ,
AÇ OLANLAR İRKİLİR, AĞIR OLUR VEBÂLİ.
(MÜZİK)

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem