“ALLAH’I KONUŞMUYORUZ ARTIK!”
Eklenme: 30.11.2016 12:45
Evden çıkarken geride kalanlara “Allah’a Ismarladık”, “Allah’a Emanet Olun” derdik, şimdi “Haydi ben kaçtım, bay bay, hadi öptüm..” der olduk.
İşe gidenlere “Allah İşini Rastgetirsin” derdik, şimdi “Bol Kazançlar” der olduk.
Şaşırdığımızda “Sübhanallah” derdik, şimdi “Vaaavv...” der olduk.
Sevindiğimizde “Elhamdülillah” derdik, şimdi “Oleyyyy” der olduk.
Başımıza bir musibet geldiğinde; “Allah’ın dediği olur, inna lillahi ve inna ileyhi raciun (Biz Allah’tan geldik, O’na döneceğiz) derdik. Şimdi “Hay aksi!” “Buda nereden çıktı?”, “Bittim”, “Mahvoldum” der olduk.
Bize iyilik yapana “Allah Razı Olsun” “Allah ne muradın varsa versin”diye dua ederdik, şimdi “Sağol”, “Mersi” diyoruz.
Bir zişle uğraşanlara “Allah kolaylık versin” derdik. Şimdi”Kolay gelsin” der olduk.
Yeni evlenenlere “Allah bir yastıkta kocaltsın” derdik, şimdi “Mutluluklar” der olduk.
Sınava girecek olanlara: “Allah zihin açıklığı versin” diye dua edilirdi, şimdi “Başarılar” deniliyor.
Geleceğe dair planlar yapılırken: “İnşaallah, Allah izin verirse, Allah kısmet ederse” derdik. Şimdilerde sanki gelecek bizim elimizdeymiş gibi fütursuzca konuşur olduk veya “Umarım, tahminim o ki...” gibi ne idüğü ifadeler kullanır olduk.
Günah işlediğini gördüğümüz kimselere: “Allah ıslah etsin, Allah affetsin, Allah hidayet etsin” derdik, şimdi lânet okur olduk.
Kötü bir şeyden bahsederken: “Allah korusun, Allah esirgesin derdik. Şimdilerde “kapa şu şom ağzını” der olduk.
Gördüğümüz dost, arkadaş, komşu, Müslümanlara “Selamünaleyküm” derdik, şimdi selam vermeden/almadan geçtiğimiz gibi, “Merhaba/Günaydın/ Tünaydın” der olduk.
Sözlerimizden “Allah” kelimesinin çekilmesi, bir zaman sonra hayatımızdan da bereketin kaybolmasına yol açtı. Şimdilerde mutluluğu “Allah’tan başka şeylerde” arar olduk, ama beyhûde...
Ne diyelim “Allah sonumuzu hayretsin!”
Son sözüm şu ki: “Kendinize iyi bakın” diyecek kadar kimliksiz değilim. “Hadi Allaha emanet olun.”
Bu önemli mesaj, bir dosttan geldi. Taşı gediğine koyan, denilmesi gereken, hepimiz için hedef gösteren bir tesbit...
Allah’ı unutan bir kimse nasıl “Kul” olur, Müslüman olur, Mümin olur?. Demarlarda dolaşan kan bile nabızda atarken Allah der, bütün moleküller, atom ve çekirdeği, canlı/cansız bütün varlıklar Allah’ı zikreder. Bize ne oluyor?...
Yazımı, anlayanlar için, yine bir şiirimle bitireyim:
•“Allah’ım! Nefs-i Emmâre’den Sana sığınıyoruz. Bize yardım et.“
“Nefsini bilenler, Rabbini bilir”
Allah korkusundan her an irkilir,
Zalimlerin karşısına dikilir,
Damarlarda ki hızlı kan çekilir,
Topraklara âsîl tohum ekilir.
NEFS-İ MUHASEBE ŞEYTAN’A DARBE,
MÜMİNLER GİDER NEFSİ İLE HARBE.
Nefsi engelleme en büyük cihat,
Hak sözü dinleme, İlâhi Sanat,
Dertlerle inleme, ikili kanat,
Sıcak serinleme, san ki bir memat,
Aşkı perçinleme, sevdâya inat.
NEFİS İMANLA ZIT, OLAMAZ HÂZIK,
ANLAYIŞ OLUR KIT, SAPLANIR KAZIK.
Nefis pazarında, yiğit bellisiz,
İbret nazarında, kırk beş, ellisiz,
Dünya hazarında, sazlar telisiz,
Şair yazarında, sağırla, dilsiz,
Fikir kazanında, kalemler elsiz.
NEFİS İKİ HECE, KARANLIK GECE,
KAYBOLANLAR NİCE, GELİYOR VECDE.
Nefsini yargıla, olursun hakim,
İçinde kaygıyla, kalırsın mûkim,
Muhabbet saygıyla, ekilmez zakkum,
Yarayı sargıyla, bilirsin hakkın,
Hesap gün yargıyla, vermeyen talkın.
NEFİS DİLİM OLSUN, KALBE İNMESİN,
KARARSIN SOLSUN, ACI DİNMESİN.
Mîzân’da nefisler, ağır tartılır,
Ahenk dolu hisler, ruh ayartılır,
Nefsi iman besler, şer karartılır,
Duyulursa sesler, ten bayıltılır,
Dağılırsa sisler ten ayıltılır.
NEFSİ BİLDİM BİLELİ, HEP DÜŞMAN OLDU BANA,
ÂMEL OLSA HİLELİ, PASLI KİR GİRER KANA.
Nefisler kantarda, topu kaçmasın,
Karanlık hangarda, yara açmasın,
Satılık pazarda, günah saçmasın,
İbret-i nazarda, çıkıp uçmasın,
Hak varsa Sezar’da, zehir kusmasın.
NEFİS OLURSA ZAKKUM, SENİ ZEHİRLER,
ADALET,HAK, HAKKIN, AKSİ ZEHİRLER.
Nefs Sırat köprüsü, geçebilirsin,
Mal ömür törpüsü, seçebilirsin,
İçten sır dürtüsü, göçebilirsin,
Bir masa örtüsü, sökebilirsin,
Güllerin gürültüsü, dikebilirsin.
SAYISIZ ÂYET VAR, HADİS YANINDA,
İNSANLARDAKİ MÂR, HÂR VAR KANINDA.
Nefsi satın aldım, bağladım direğe,
Haek kapısı çaldım, indi yüreğe,
İtikâfta kaldım, sağlık küreye,
Derd-i Gamı saldım, defter dürmeye,
Hülyalara daldım, izler sürmeye.
KEMÂLİ NEFSİNİ BİLİR, MUHASEBEYİ YAPAR,
KORKAR, HEM İRKİLİR, ALLAH’A TAPAR.
|