ALLAH’A TESLİMİYET
Eklenme: 21.11.2016 19:41
Tarihi kaynak, bilgi ve belgelere göre: Hz. İbrahim ateşe atılırken, neden Hz. Cebrail’in yardımını kabul etmedi?
“Hz. İbrahim ateşe atılırken, neden Hz. Cebrail’in yardımını kabul etmedi?” sorusu, bu asrın kaosunda zihinlere sorulabilir.
Mutemer b. Süleyman et-Teymi’nin bazı arkadaşlarından naklettiğine göre, Hz. İbrahim bağlanıp ateşe atılacağı zaman, Hz. Cebrail gelip “Senin bir ihtiyacın var mı?” diye sormuş, o da “Sana bir ihtiyacım yok.” demiştir. (bk. Taberi, Enbiya 68. ayetin tefsiri)
Semarkandî’nin temriz siğasıyla (rivayete göre, deyip) bildirdiğine göre, Hz, İbrahim bağlanıp ateşe atılacağı sırada Hz. Cebrail, “Ya rab! Senin kulun İbrahim Senden (sana olan bağlılığından) dolayı ateşe atılıyor” dedi. Allah da, “Eğer senden yardın dilerse ona yardım et!” diye buyurdu. Tam ateşe atılmak üzere (veya mancınıktan atılıp havada) iken Hz. Cebrail, “Kurtulmak istiyor musun?” diye sordu. Hz. İbrahim, “Hayır! Senin yardımına ihtiyacım yok” dedi. Cebrail, “Peki seni kurtarması için Allah’a yalvarmayacak mısın?” deyine de, Hz. İbrahim, “Onun benim durumumu bilmesi, bir şey söylememe ihtiyaç bırakmamaktadır.” diyerek cevap verdi. (bk. Semarkandi, Razî, İbn Kesir, ilgili ayetin tefsiri)
Bu rivayetten anlaşıldığına göre, Hz. İbrahim’in bu tavrı “Haliliyet Makamına” (Allah dostu olma unvanına) uygun bir sadakatin eseridir.
Allah’ın Hz. Cebrail’e “Eğer senden yardın dilerse ona yardım et!” diye buyurması, onun böyle bir yardım dilemeyeceğinin ipuçlarını da taşımaktadır. Ve bu sahne aynı zamanda “Allah’ın dostu” olmak için ona karşı gereken tevekkül ve samimi bağlanmanın boyutunu da göstermektedir.
Sebepler planında en büyük bir sebep, bir kurtuluş vesilesi olan Hz. Cebrail’in yardımını dahi kabul etmemesi, gerçekten onun “Allah’ın dostu” iltifatına layık olduğunu dost ve düşmana göstermiştir.
Hz. Cebrail Allah’ın emriyle hareket eden bir Melekti, emirleri taşırdı.
Hazreti İbrahim a.s. çok önemli bir imtihan kazandı ve “Halilullah” unvanını elde etmiş oldu. Allah’a teslimiyet, her şeyi O’ndan beklemek, O’ndan istemek kulun görevidir.
Asrımızın Firavun ve Nemrutları; inananlara, Allah dostlarına, mazlum ve maznunlara zulmederken, sadece Allah’a sığınmak, O’ndan istemek yeterlidir.
Dünyada her şey, “KUL” için bir imtihan değil midir? İmtihanı kazanmak, sabır ve tevekkülle olur. Şükür sabrı tamamlar, saadet getirir.
Harabelerde baykuş ve yarasalar tüner. Harabelerde mâmûreler beklemek, hayaldir, mümkün değildir.
İman olmayan yerde, netice beklemek te mümkün değildir, hüsrana yol açar.
Yazımı, anlayanlar için yine bir şiirimle bitireyim:
HARABEDEN BEKLEME
Yıktın/Yaktın gönülleri, Harap/Vȋrân eyledin,
Aşktan yana dilleri, boşta görüp peyledin,
Duadaki elleri, neler dedin, neyledin?
Bağda açan gülleri, bülbüllere söyledin.
HARABEDEN BEKLEME, GÜLLÜKLE/GÜLİSTANLIK,
BOŞUNA EMEKLEME, İSTEME HAN/HAKANLIK.
Gönülde yaptın ise, sevdanın sarayını,
Bunu bilmezse kimse, toplasan alayını,
Mânalar dolu nesne, boş olan kalayını,
Alınsa ibret hisse, takip et olayını.
YIKARSAN BU SARAYI, ALTINDA SEN KALIRSIN,
ÇEKERSEN BU NARAYI, AHLAKTA ALÇALIRSIN.
Mâmûreye talip ol, yarasa, baykuş olma,
Boş olan kaplara dol, hayırdan geri kalma,
Vahdetteki iki kol, Devlet malını çalma,
Dava, hizmetlerde sol, sakın gaflete dalma.
YIKMAK KOLAY, YAPMAK ZOR, DAVA ÇİLESİZ OLMAZ,
GÖRME KİMSELERİ HOR, ZULÜMLER YERDE KALMAZ.
İman olmayan yerde, neticeyi bekleme,
Nefisler ister zerde, boşuna emekleme,
Girersen bin bir derde, sabır et de tekleme,
Yazılan var kaderde, nefreti tetikleme.
“KUL” DİYE YARATILDIN, KULA KULLUK YAKIŞMAZ.
HİKMETLE DONATILDIN, HAKKA BÂTIL YAPIŞMAZ.
KEMÂLİ daim söyler, sırça köşk gönül yıkma,
Hece hece harceyler, kirli sularla akma,
Şahittir şehir köyler, hizmet etmekten bıkma,
Hayaller umut düyler, hakikat yoldan çıkma.
GÜN OLUR, HARMAN OLUR, BİR ÖMÜR GELİR/GEÇER,
ARAYAN HAKKI BULUR, ÂŞIK BÂDEYİ İÇER.
|