:: YAZI

Eklenme: 17.08.2016 13:48 


BİR ÇINAR DAHA HAKKA YÜRÜDÜ.
Bir şiirimde ölümü, akrostiş olarak şöyle izah etmiştim:
Ölüm kaşla göz arası,
Lisanla Dünya darası,
Üzülen kömür karası,
Misafir ömrün yarası.
Kaşla göz arasından daha yakın ilâhi bir emir... Her nefsin, istemese dahi, tadacağı mukadder son...
Aslında yokluk değil, yeniden doğuş ve Hakka kavuşmanın bir yolu..
Her gün nice çınarlar devriliyor, kurumayan pınarlar kuruyor.
Köklü Çınarları ve değerlerimizi kaybediyoruz, haberimiz ola...
Yerleri dolmuyor, eserleri ve izleri silinmiyor, arıyoruz onları...
Halil Uzunoğlu Ağabeyimizi de kaybettik. 11 Ağustos 2016/Perşembe günü, yağmur rahmetinin sağnak halinde üzeremize döküldüğü bir gündü, yatırıldı musalla taşına...
1969 Tarihinde Bursa’ya gelmeme vesile olan ağabeyi, dostlar arasında önemli bir yeri vardır.
Ulucami ve avlusunun hıncahınç dolduğu cenaze merasiminde konuşmak için hazırlandım, Mehmet Emin Ay Hocamız konuştu.
Şöyle diyecektim:
“Samimi dost, Allah’ın dostu” anlamını taşıyan ismi ile 90 yıllık ömründe “HALİL” olan HALİL UZUNOĞLU; 1926 Bulgaristan-Ahadlar/Sağir köyünde doğdu.
Rüştiye mezunudur.
1928 yılında Atalarıyla birlikte Türkiye’ye göç etti.
22 yıl Orduda görev yapan ÖMER AĞA’NIN torunudur.
1976 tarihinde kurulan RODOP-TUNA TÜRKLERİ DERNEĞİ başkanlığını yaptı. BULGAR MEZALİMİNDEN NEDAN KAÇTIK konulu iki sempozyumda konuştu.
40 ay Bulgar zindanlarında kaldı. CEDDİMİN MENKIBELERİ VE BULGAR ZİNDANLARINDA KIRK AY isimle eseri yayınlandı.
Halil Uzunoğlu ağabeyimiz ömrü hayatını hizmete adamış ulu bir çınar, suyu kurumayan bir pınardı.
Adını taşıyan salonda çok sayıda konferans verdirmiş, inandığı davasına hizmet etmiş bir mücahit olarak yaşadı ve Hakkın rahmetine kavuştu.
40 yıldan beri gelenek haline getirdiği her Cuma namazından sonra dostları ve muhtaçlarla beraber yemek yer, sohbetler yapardı.
ULUDAĞ zirvesinde Türkiye genelindeki ilim adamları, âlimler ve dostlarını davet ederek ziyafet çeker, sohbet yapardı.
Çok sayıda eseri bastırarak ücretsiz olarak dağıtan HALİL UZUNOĞLU’na haklarınızı helal eder misiniz, helal eder misiniz, helal eder misiniz?..
Akrostiş bir şiirin sonunda:
“Olsun zindanlarda kırk ay çekilen çileler, dava için imanlarda helal,
Ğılmanlar deftere yazar, Mahşer günü Mȋzân’a taşınır ecirler.”
Deniliyor. İnşallah böyle olur.”
Ölenlerin arkasından çok şey söylenir, iz bırakanlar unutulmaz, devamlı yâdedilir.
Mevla rahmet eylesin, geride kalan evlatlarına, dostlarına, yârenlerine, arkadaşlarına ve dâvâ adamlarına sağlıklar dilerim.
Bir şiirimle yazımı noktalayayım:
“Ölümü öldürmek”, inanan için,
Mirası böldürmek, kavgalar niçen,
Âmeli güldürmek, bir başka biçim,
Ocağı söndürmek, son nokta seçim.
ÖLÜMDEN KORKANLAR, GİDİYOR CANLAR,
ÖMÜRDEN ARTANLAR, BOŞ KALIR HANLAR.

Âmelin sağlamsa, gidersin atlı,
Evlâdın ağlarsa, çifte kanatlı,
El/Pençe bağlarsa, en güzel tatlı,
Fatiha çağlarsa, iman inatlı.
RUH ÇIKSA BEDENDEN, SENİ HEP BEKLER,
HABER YOK GİDENDEN, GELİR BEBEKLER.

Mekânsız mekânda, var bir mekânın,
Salih bir imanda, rahat yatanın,
Büyük bir ihtiramda, toprak atanın,
En son ihtimal de, mezar vatanın.
HAZIRLAN KEMÂLİ, BAK SIRA SENDE,
AĞIR YÜKLE VEBÂLİ, HAKKA GİDENDE.
KEMÂLİ
(11 AĞUSTOS 2016/PERŞEMBE – ULUCAMİ )

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem