:: YAZI

Eklenme: 01.12.2015 14:20 


Sapla/samanın birbirine karıştığı günümüz kaosunda; Asrın Teknolojisi hayra kullanılırsa, büyük faydalar sağlar. Aksi halde zararı ve yıkımı büyük olur.
Dijital ekranlar, telefonlarlar, hızlı internet, laptoplar, tabletler, bilişim Alet/Araçları, vesair daha neler neler moda halinde herkesin evinde, işyerinde, elinde.Tefekküre, zikre, okumaya, düşünmeye zaman bırakmayan tuzaklar gibi insanları sardı, sanki bir veba gibi, kanser gibi öldürüyor, beyinleri, ruhları, değerleri uyuşturuyor, uyutuyor, kandırıyor, yandırıyor...
Telefonda WhatsAPP diye bir kapı var. Anında mesaj alıyorsun, yazıyorsun, sesli konuşuyorsun o küçücük araç ile... Bu ağ içinde, zaman zaman mesajlar geliyor, birbirinden güzel. TARIK YUSUF UÇAR isimli bir dosttan:“CEMAAT, CANINA KIYDIĞI ABLALARIN AHINDA BOĞULACAK!” başlıklı bir mesaj aldım.
Edebi yönden; cümle bozuklukları, eksiklikler olsa da, bu mesajı sizinle paylaşmak istiyorum. Bakınız ne diyor Uçar kardeşimiz:
O hanımlar ki “Abla” dediniz adlarına.
Pek çoğunu sabah namazından sonra düşürdünüz yola. Hizmet gerekleri ile.
O ablalar ki çoğu evde el kadar bebelerini emanet edip yaşlı kayınvalidelerine yahut bırakıp kendisine acıyan bir hayır sever komşuya döküldüler yollara.
O ablalar ki otobüs yahut minibüs şoförleri ile daha sık karşılaştılar neredeyse eşlerinden, kardeşlerinden. Yine hizmet gerekleri ile.
O kadınlar ki parfüme, kozmetiğe vermedikleri paraları, katık ettiler, yedi yabancı öğrencilerin ekmeklerine. Ve tercih ettiler sevâbı, cilt güzelliğine.
O ablalar ki müsaade etmediniz “Onayınızdan geçmemiş” kişilerle evlenmelerine. Ve izdivaç ettiler ancak hizmet gereklerine göre.
O ablalar ki 80’lerin sonunu kadar büründürdüğünüz, hatta “Allahın emrettiğinden daha fazla tesettüre”
Başlarında ağızlarınıda kapatan başörtüleri. Simsiyah gözlükleri, simsiyah eldivenleri ve yeri süpüren pardesüleri üzerlerinde.
O ablalar ki zalim bir lâik Prof karşısında değil, imam hatipli bir delikanlı sınıf arkadaşından ders notu isteyecekken, mahcubiyetinden adeta duruverecek kalpleri.
O ablalarski ara kuzusuyken analarından ayrıldılar, ana olunca da kuzularından... Gözlerini bile kırpmadan, hizmet gereğince.
O ablalar ki ana ve babaları, onların evlatlığından feragat ettiler, kocalarıysa evlerinin hanımlığından.
Gönderdiler Abilerin uygun gördükleri yerlerde mesaiye. Hizmet önceliklerine göre. Eşinden sonra girdi eve bir çoğu, erkekleri büyüttü çolukçocuğu. Sıcak bir kap yemeği ancak anaları geldiğinde gördüler evlerinde.
O ablaların emeği büyüttü davanızı!
Örtülü başlarına basarak yükselttiğinz bayrağınızı!
Kermesler için sardıkları dolmaları cephane diye sürdünüz hizmetin şarjörlerine.
Kendilerini başka başka adla abone yaptılar, hicaplarından başkasına teklif edipte abone edemedikleri dergi ve gazetenize.
O ablalar ki, iki adamın yapacağı işi yüklediniz kendilerine. Ama maaşa gelince bir fetvayla yarıya kesiverdiniz, hemence.
Neymiş Şer’an “Ev geçindirme mükellefiyeti yok” diye.
O ablalar ki ellerinde cüzler. Onu bıraktılar tebeşir aldılar, onu bıraktılar kepçeyi tuttular, onu bıraktıılar bebeğin emziğini. Yâr eli tutmaya kalmadı vakit bile.
SONRA BİR KARAKIŞ GÜNÜ GELDİ.
Sıyrılın dediniz kolayca, “Tefarruat” (Fürûat) olan şu örtünüzden.
Giyinin dediniz ortamın icap ettiirdiği kıyafetleri. Baloysa baloya, resepsiyonsa yahut amademik bilmem ne zırvasıyla ona göre.
Sıkı sıkı tembih ettiniz. Evlendiğin adam yargı mensubu yahut rütbeli! Bak sakın örtüneyim deme günün birinde.
Sarhoş etmeyen kadarı caiz, sen de al kadehi eline, modern bir imaj çiz, çaktırma, idare et bu gece de işte.
Allah Azze ve Celle.
Sonra, hele sonra verdiniz o ablaları “Şerrinden Allaha sığındığınız Siyaset’in” emrine.
Koşturdunuz bir seçim Ak, Ak, Ak...
Sonrakin de Kemallere şak, şak, şak..
Öbür seçim Erdoğan’a çak, çak, çak diye.
O ABLALAR çalıştı, Sarıgüller, Nur Serterler yılıştı da yılıştı. Seçim bitti, utanmadan dönüp sövdüler yüzlerine.
Erkekler bile sürmezken “Hak sokakta aranmaz” diyerek yollara döktünüz 17’den 70 ‘ine ablaları meydana.
Abone ettiniz emniyetin, Adliyenin önüne.
İLİŞTİRDİNİZ “GÂVURCA PANKARTLARI” O CÜZ TUTAN, CEVŞEN TUTAN SOĞUKTAN DONMUŞ ELLERİNE.
YANİ ÖZETLE:
CEMAAT ABLALARI SEÇİME DE SÜRDÜ, GEÇİME DE SÜRDÜ, SOKAKTA DA KULLANDI. MUTFAKTA DA KULLANDI. GURBETTE DE KOŞTURDU, OLİMPİYATDA TA COŞTURDU.
Şimd i en mühim soru şu:
Tamam da hakkı var mıydı Abilerin tüm bunları emretmeye?
Yoktu!
- Çünkü kadına fetva vermek için Şer’an halini bilmek lazımdı.
- Kız çocuğuna fetva yazmak için de şarttı, evlat sahibi olmak.
Ama kimse sormadı, cayır cayır herkese fetva verenlerin var mıdır “Eşi yahut kerimesi”
Bilirler mi kız ne hisseder, istemeden başını açtırırsa birisi? Umurlarında mı nereye varır yuvasından koparılan mazlumların hikayesi.
Beni affet ama, sana bir itirafta bulunmalıyım Abla.
Bu abiler var ya! Her vakit namazından sonra şu duayı okurlar, okuturlar, tesbihatte erkeklere:
“Allahümme Ecirna, min şerrin nisa,min fitnetin nisa,min belain nisa...!”
Yani “Allahım beni koru; kadının şerrinden, kadının fitnesinden, kadının belâsından!..
Hadi be iki yüzlü oradan!..
ABLA KALDIR ELLERİNİ ARTIK SEMÂ’YA!
ALLAHIM DE.ÇEKİNME, BİL Kİ KIRK YILDIR BİR TEK O DUYUYOR SENİ.
Allahım! beni; Abileren şerrinden, Adilerin şerrinden, Asilerin şerrinden muhafaza buyur...
AMİN!.. ( WhatsAPP’tan:TARIK YUSUF UÇAR)
Ne diyeyim, ne söyleyemim.. Türkiyeyi, cemaat insanlarını, dini sırtından hançerleyen, müslümanlar arasına fitneyi sokak, hain odaklara yağ süren, şer baronlarına meze olan bu güruh hakkında bende köşemde birkaç yazı yazmıştım, çizildim, onlara göre..... oldum. Önemli değil, hak var şeriki yok. Elbet O’nunda bir hesabı var, adaleti var, neticesi var. Rahim ve rahman değil mi? Hain oyun ve tuzaklar tutmadı, Mevlâ ateşi söndürdü, fitne kendi ocağında yandı/kül oldu. TÜRKİYE ÇOK İYİ BİR YERDE... İYİLİĞE, GÜZELLİĞE, DOĞRULUĞA DOĞRU EMİN ADIMLARLA YÜRÜYOR.GELECEK AYDINLIK, GELECEK BİZİM OLACAK İNŞAALLAH!
Yazımı bir şiirimle bitireyim, bu şiirimi TARIK YUSUF UÇAR’A armağan edeyim:

“Her şeyi affediniz, ama Vatana ihânet edeni asla!” (HAZRETİ ALİ)

İHÂNET ETTİ!
Kurtlar girdi sürüye,
Başlar ihanet etti.
Yiğidi gam bürüye,
Değer yok öngörüye,
BAŞLAR İHÂNET ETTİ!
Elde kaldı daktilo,
Boşandı dolu silo,
Sefere gitmez filo,
Obezit adı kilo,
TUŞLAR İHÂNET ETTİ!
Kim kaldı meydanlarda,
Kolyeler gerdanlarda,
Haysiyet merdanlarda,
Diş için kürdanlarda,
PUŞTLAR İHÂNET ETTİ!

Turna geçmez havadan,
Kervân geçmez buradan,
Dibi kara tavadan
Huzur olmaz yuvadan,
KUŞLAR İHÂNET ETTİ!

Sütler maya tutmuyor,
Ninniler uyutmuyor,
Hasta ilaç yutmuyor,
Evlatlar avutmuyor,
EŞLER İHÂNET ETTİ!

Yaşım oldu yetmiş beş,
Lazım ikinci bir eş,
Dert/gamla dolu bir baş,
Gözlerim görüyor şaş,
DİŞLER İHÂNET ETTİ!

Nefis en büyük Şeytan,
Milleti sardı buhran,
Zamane devri bühtan,
Cemaatlerde isyan,
ŞİŞLER İHÂNET ETTİ!

Devirimci solaklar,
Çıplak doldu sokaklar,
Akl-ı Evvel bunaklar,
Boyalı kaş, dudaklar,
KAŞLAR İHÂNET ETTİ!

Bilinmiyor gerçekler,
Baştan indi leçekler,
Siyasette ürkekler,
Rağbet şimdi köçekler,
DÜŞLER İHÂNET ETTİ!

Zahire baksan kalay,
Ata, Ecdat atalay,
Eğriler eder alay,
Tarihte kaldı talay,
SÜSLER İHÂNET ETTİ!

Şöhret/Şehvetin putu,
Bülbül yediyse dutu,
Futbolcu atar şutu,
Para doluysa kutu,
BÜSTLER İHÂNET ETTİ!

Bina temeller çürük,
Ana bağlamaz bürük,
Efe, Dadaşla, Yörük,
Menfaatçi üfürük,
TAŞLAR İHÂNET ETTİ!

Şairler az çardakta,
Demli çaylar bardakta,
Köz kalmadı ocakta,
Yosmalar hep kucakta,
BOŞLAR İHÂNET ETTİ!

Tekkede kalmadı post,
Fenerle ara bir dost,
Köpeğe denmiyor hoşt,
Mesajın bir adı post,
DOSTLAR İHÂNET ETTİ!

Şiir battı bağrıma,
Cevap gelmez çağrıma,
Gidiyor ağırıma,
Vasiyetim yavruma,
YAŞLAR İHÂNET ETTİ!

Sevgi çekirdek nüve,
Ahırda kaldı düve,
İmana girdi güve,
Çürüdü kapı söve,
HOŞLAR İHÂNET ETTİ!

Sofralar ballı çörek,
Tepsiler dolu börek,
Merhâmet eksik yürek,
Mezara toprak kürek,
AŞLAR İHÂNET ETTİ!

Devletin malı deniz,
Yemeyen oldu domuz,
Birliğe gerek omuz,
Kemâli de bendeniz,
AÇLAR İHÂNET ETTİ!

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem