“ERMENİ MEZÂLİMİ” UNUTULMAZ, UNUTTURMAYIZ!..
Eklenme: 24.04.2015 08:00
Dünyanın jandarmacılığına soyunan, aysberg (buz dağları) gibi eriyen, Nevyork’un orta sokaklarında karnını doğurmak için çöp kutularından ekmek toplayan aç insanların bulunduğu, bir devletin isabetli görüşü ile “Büyük Şeytan” mahlasını alan ABD. yalağı Avrupa Parlamentosunda “Ermeni Soykırımı” oylamasını ABD’nin de kabul etmesinden başka ne bekliyordunuz?
Rahmetli Eşref Edip Bey’in “KARA KİTAB”ında yer alan: “Moskof Mezalimi, Ermeni Mezalimi, Yunan Mezalimi ve Bulgar Mezalimi”ni nereye koyacağız?..Unutmak mümkün mü?...
Metin yazarlığı ve danışmanlığını yaptığım “GAZİ ŞEHİR BAYBURT” belgeselinde Ermeni mezalimine geniş yer verdik. Hiçbir yerde yayınlanmayan resimleri, ibret nazarları için belgesele yerleştirdik.
490 kişinin taş mağazalara doldurulup, üzerlerine gazlı çaput attıktan sonra ateşleyen ve yanan insanların dumanları, kokuları Bayburt semalarında günlerce kaldı. O günleri, Ermeni mezalimini unutmadık, unutmayız.
Müslüman Türkün “KARA KİTABI” içerisinde yer alan “Ermeni Mezâlimi, Moskof Mezâlimi, Yunan Mezâlimi, Bulgar Mezâlimi ve Emperyalist Güçlerin, ‘Sam Amca’nın çeşitli oyun/tuzak, mezâlimleri unutulmaz, tarihteki kara yeri asla silinmez, gelecek nesiller için unutturulamaz.
1915’te Ermeni olaylarının yaşandığı tarih olan 24 Nisan’dan bir gün önce, Başbakanlık’ın resmi sitesinden bir taziye mesajı yayınlandı. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasını taşıyan mesaj Almanca, İngilizce, İspanyolca, Fransızca, Rusça,
Arapça, Türkçe, Doğu ve Batı Ermenice olarak 9 ayrı dile de çevrildi.
Milletin başına bela kesilen “Kürt Açılımı”ndan sonra, “Ermeni Açılımı” mı?
Ermenilerden Erdoğan’a tepki gecikmedi.
Amerika Ermeni Ulusal Komitesi (ANCA) Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın 1915 olaylarına ilişkin taziye mesajını ‘inkarı yeniden paketleme’ çabası olarak yorumladı. Washington merkezli kuruluşun genel direktörü Aram Hamparian, Erdoğan’ın açıklamasıyla ‘sözde’ Ermeni soykırımından kaçmak gibi beyhude bir çabaya girdiğini iddia etti. Hamparian, 1915 olaylarının Erdoğan tarafından yapılan açıklamayla basite indirgendiğini ileri sürdü. Hamparian açıklamasında, “Bu çarpık görüşü hukuk veya ahlak kuralları benimsemez. Bu acımasız ve gülünç taktiğin açıkça gösterdiği gibi Türkiye bugün gerçekleri ve Ermeni soykırımı için adaletin yerine gelmesini engelleme çabalarını arttırmıştır.” ifadelerini kullandı.
Tarihe kara bir leke olarak geçen ve Ermenileri heveslendiren bu mesaj; Başbakan’ın büyük hatalarından biri olabilir, siyasi yaklaşım olarak da kabul etmek isteyenler bulunabilir, Ermenilerden özür dilemesi, taziyede bulunması boş kubbede ve tarihin sayfaları arasında iyi bir iz bırakmadı, talihsiz ve yersiz bir beyanat olarak zihinlere kazındı, demek mümkündür.
Türkiye’de bulunan Ermeni Vatandaşların samimi olanları, Türk vatandaşı sıfatıyla kimlik taşıyanlar yanında, bu devlet, millet aleyhinde kuyu kazan, Megal-i İdea besleyen zihniyet ve ideolojileri değişmeyenlerin sayısı az değildir.
İstanbul Şişli’de bulunan “Karagözyan Ermeni Yetimhanesi Vakfı” tarafından bir internet sitesinde “Karagözyan” sayfasında yayınlanan enteresan bir makale dikkat çekici, düşündürücü… Acaba yara kaşımak için mi, yoksa aslına rücû etmek için mi?.. Bazı yazarlarımızın köşelerinde de yer aldı. Şaşırtıcı bir yazı doğrusu..
Ermeni Diasporası olarak; Ermenistan, Türkiye ve İran dışında yaşayan Ermenilere verilen genel ad olarak biliniyor. Ermenistan dışında 3-4 milyon kadar Ermeni’nin yaşadığı iddia edilmektedir. Ancak sağlıklı istatistikler yoktur. Ermenilerin en yoğun olduğu ülkeler Rusya, ABD ve Fransa'dır.
Ermenistan dışında yaşayan Ermenilerin nüfusu Ermenistan'ın nüfusundan çok daha fazladır.
Yazı çok enteresan ve satır başları ile bakınız:
• Ermenileri yaklaşık 850 yıl dinlerine-kültürlerine karışmadan yönetip onlara “Millet-i Sadıka” diyen ecdadımdan kim özür dileyecek ?.
• Ayinlerinde devamlı andıkları, onlar için patrikhane kuran Fatih Sultan Mehmet’ten kim özür dileyecek?
• Kendisine suikast düzenleyen Ermenilere karşı bile hoşgörü ile yaklaşan II. Abdülhamit’ten kim özür dileyecek?.
• 1906-1922 yılları arasında Erzurum, Kayseri, Yozgat, Çorum, Merzifon, Samsun ve Adana’da çıkardıkları isyanlarda ve çeşitli bölgelerdeki saldırılarda Hınçak, Taşnak örgütlerinin katlettiği 517.955 Türk’ten kim özür dileyecek?.
•I.dünya Savaşı sonrası İngilizlerin sözde Ermeni katliamı iddiası ile tutuklayıp işkence yaptığı ve daha sonra delil bulamayıp serbest bıraktığı 143 vatanseverden kim özür dileyecek?.
• 1915 Tehcirinde Ermeni zulmüne maruz kalmış Türklerin, Osmanlı Ordusu korumasındaki Ermenilere saldırmasından dolayı kurulan “Nemrut Kürt Mustafa Divanı” nda görevi kötüye kullanmak suçundan sahte şahitlerle idam edilen 69 kişi, çeşitli hapis cezaları alan 210 kişiden kim özür dileyecek?.
• Bu mahkemede idam cezası alan ve T.B.M.M.’nin 14 Ekim 1922’de çıkardığı özel bir kanunla “Milli Şehit” ilan ettiği ..ve son sözünde “Beni ecnebilere yalakalık olsun diye asıyorlar. Fertler ölür, millet yaşar…Yaşasın Türk milleti” diye haykıran Boğazlıyan Kaymakamı Şehit Kemal Bey’den kim özür dileyecek?.
• Ermeni iddialarını incelemek için Anadolu’ya gelen ve Türklerin bu konuda haklı olduğunu, Ermenilerin Türkleri katlettiğini bir raporla dünyaya duyuran General Harbord’u katliam bölgelerinde gezdiren M. Kemal Atatürk’ten kim özür dileyecek?.
• Tehcir Kanunundan baş sorumlu ilan edilen 1921 yılında Almanya’da bir Ermeni suikasti ile şehit edilen Talat Paşa’dan kim özür dileyecek?.
•İstanbul’un işgalden önce ve sonra Türklere ihanet etmedikleri gerekçesi ile Hınçak ve Taşnak komitacısı Ermenilerin öldürdüğü kendi soydaşları, Avukat Haçik, Gedikpaşa Kilisesi vaizi Dacet Vertabet, Dikran Karagözyan, Apik Uncıyan, Jambanyan, İzmir’de Balyozyan, Erzincan’da Ahoran, Armin, Polis Memuru Markan, Şimon Maksut ve nice vatansever Ermeniden kim özür dileyecek?.
• 1973-1994 yılları arasında Ermeni Terör Örgütü Asala tarafından hunharca öldürülen 42 diplomatımızdan kim özür dileyecek?.
• 26 Şubat 1992’de Hocalı’da Ermenilerce katledilen 1.300 Azeri Türk’ünden kim özür dileyecek.
•Asala’nın devamı niteliğinde olan PKK’nın şehit ettiği Türk askerlerinden ve 30 binin üzerinde Türk vatandaşlarından kim özür dileyecek?.
• Ermeni soykırımı yalanını dünyaya haykıran ve onların yalanlarını bir bir ispat eden, ancak içerdeki (!) ve dışarıdaki Ermeni diyasporası ile ilişkileri düzeltmek adına görevinden alınan eski Türk Tarih Kurumu Başkanı Prof. Dr.Yusuf Halaçoğlu’ndan kim özür dileyecek?.
2008 yılında tarihçi Taki Kaplan imzasıyla yayınlandığını da ayrıca öğrenmekle birlikte; yazarı kim olursa olsun bu seslenişin, İstanbul Ermenilerinin bir Vakıf kanalı olduğu anlaşılan “KARAGÖZYAN” adlı sayfasında neden yer aldığını / emrivaki bir paylaşımsa neden silinmediğini hep merak edilecektir.
Satır başları sayısını çoğaltmak mümkündür. Tarafımdan hazırlanan 16 sayfalık “Ermeni Mezalimi Biyografisi” ile “Bayburt’ta Ermeni Mezalimi” isimli yazılarımla, Cumhuriyet Tarihinin en kapsamlı belgeseli olan ERMENİ SORUNU-SARI GELİN isimli 6 bölümlük iki DVD’yi izlemek, yüzyılın kan davası, suikastlarla kazanılan kimlik, sessiz tanık arşivler, katliama çıkarılan vize ve kader birliğini ibretle hafızalarda yeniden canlandırmak gerekir.
Aziz Milletimize isnat edilen geçmiş suçların, bizim medeniyet anlayışımızda ve tarihimizde yerinin olmadığı bilinmelidir. Bu suçları isnat edenler, önce kendi ayıpları ile hıyanetlerine bakmalıdır.
Tarihle yüzleşmek konusunda hiçbir gizli/kapaklı yanımız ve kompleksimiz yoktur.
Birileri tarafından yazılan yalan söyleyen tarih bile utanırken, Ermeni zihniyeti ve hıyanetini, mezalimini zaman zaman gündeme taşımak isteyenlerin karanlık yüzleri bellidir, Kıyamete kadar bu zihniyet değişmez.
Zihniyetleri belli mahut ve malum bazı medya organları tarafından, Erdoğan’ın bu açılımını fırsat bilerek Ermeni Lobilerini, Ağababalarını harekete geçirdi. Başbakanla görüşmeler, anlamlı hediye takdimleri, ziyaretler gırla gidiyor.
San ki bir zafer havası içinde uçuyorlar..
Türkiye Ermenileri patrik Vekili Aram Ateşyan’ın malum kıyafeti, boynundaki haçı ile şovmenliği sözüm ona barış köprüsünde (!) yerini buldu.
Kalemini budaktan sakınmayan, zaman zaman doğruların üzerine parmağını basan bir dostumun bana mesajında şöyle diyor:
“Ermeni dönmeleri geçmişte, sinsice saldırıyorlardı. Şimdi ise gün üstüne çıktı.
Dün laik çağdaş görüntü altında Ermenicilik oynayanlar, soykırım iddialarının papağanlığını yapanlar vardı.
Ermeni terör örgütü Asala terör örgütü yerine PKK’yı kurdular. Kürt kimliği şemsiyesi altında kanlı saldırlar yaptılar.
O da başarılı olamadı. Açılım saçılım süreci adı altında ihanet yapılanması sürerken, bu kez üçüncü sacayağı olan İslamcı görüntülü kanı bozuklar İslamcı kimlikleriyle sahnede yerlerini aldılar.
Laik çağdaş örgütlerde veya İslamcı tarikat ve cemaatlerde yuvalanmış İslamcı dönme Ermeniler ve terör örgütünde yer alan Marksist Ermeniler nerede?
Onlar siyasetçi kimliğindeler.
Onlar gazeteci kimliğindeler.
Onlar akademisyen kimliğindeler.
Onlar sivil toplum örgütü temsilcisi kılığındalar.
Rum isyanından sonra boşalan Osmanlı hariciyesine yerleştirilen Ermenilere, Osmanlı Devleti'ne hizmetlerinden dolayı Millet-i Sadıka adı verildi.
Osmanlı döneminde el üstünde tutuldular.Devletin en önemli görevlerine getirildiler.
Cumhuriyet döneminde müzikten, sanata, her alanda değer gördüler.
Ama onlar kin nefret ve öfkelerini yenemediler.
Anadolu topraklarında kardeşçe barış içinde huzur ve güven içinde yaşamayı içlerine sindiremediler
Tarihi gerçekleri tersyüz etmeyi varlık nedeni sayıyorlar.
Türkleri katil ilan eden kitaplar yayınlıyorlar, makale yazıyorlar.
Nefret söylemciliğini kimlik haline getiriyorlar
Türkler içindeki uzantıları ile Hepimiz Ermeni'yiz, grubu oluşturmayı başardılar.
Hepimiz Ermeni'yiz, diye sokaklara düşüyorlar.
Kalem oynatıcılarını el üstünde tutuyorlar.
Türkleri daraltmak, bunaltmak, ezmek için ellerindeki bütün imkanı kullanıyorlar.
İlmi gerçekleri tersyüz ediyorlar.
Bütün bulguları çarpıtıyorlar.
Kışkırtıcılıkları, nefretleri, kinleri her an canlı tutuyorlar.
Kalemlerinden kin nefret öfke kokuları akıyor.
Tek dertleri Türklerdir, Müslümanlardır.
Her sokağa düşüşlerinde kinlerinin, nefretlerinin şiddetini daha artırıyorlar.
TC’nin devlet dairelerinden silinmesini istiyorlar.
Türk Milleti’ni ağızlarına almazlar.
Onlar ne kadar vatan haini varsa onlara övgü düzerler.
Geleneksel Türk ve Müslüman düşmanlığının gizli sinsi alçak savunucularıdır.
Onlar; içimizdeki dönmelerdir. Türk ve Müslüman isimleri taşırlar ama gönülleri kalpleri hınç doludur.
Onlar; Müslüman görünümlü Gürcü, Rum, Yahudi ve Ermeni dönmeleridir.
Ajite etmek, nefret kusmak kimlik kişilik yaşam amaçları olmuştur.
Vatan evlatlarını kirli niyetlerle suçlamak, zan altında bırakmak, karalamak amaçları olmuştur.
Rum, Gürcü, Yahudi, Ermeni kimliklerini taşıyan ve bu ülkenin asıl vatandaşları olanlardan hainler çıkmaz. Onlar gerçek kimlikleriyle varlıklarını sürdürmektedirler.
İhanet içinde olanlar; kimlik değişimi içinde zehir kusanlardır.
Türkiye Cumhuriyeti'nin bütün vatandaşları; eşit, uluslararası hukukun ve Anayasa'nın teminatı altında barış içinde kardeşçe yaşamaktadırlar.
Sorun, Ermenilerle değil, Batılılarla. Ermeni sorunu dediğimiz şey, Ermenilerle değil, emperyalistlerledir.Türk Milleti kışkırtıcı tipleri iyi tanımalıdır.”
Anlayanlar için yazımı bir şiirimle noktalamak istiyorum:
HAYKIRMAK İSTİYORUM!
(ERMENİ DİASPORASINA)
Yıl dokuz yüz on sekiz, zamanı unutmuşum,
Esâret zincirinde yaslarını tutmuşum,
Soluk benizlerde ruh, kuru lokma yutmuşum,
Babasız yavruları, yetimi okutmuşum,
İntikam yemin edip, haykırmak istiyorum!
Kadın erkek Taşmağazalara dolduruldu,
Yerde kaldı ekinler, bağ, bağban solduruldu,
Beşikte yavru, merekte nine boğduruldu,
Nice hamile gelin, doğmadan öldürüldü,
Sina Çölüne gidip, haykırmak istiyorum!
Yıkıldı türbeler, kalmadı üstünde taş,
Süngüler ceninlerde, kesildi sayısız baş,
Kan akıttı Moskoflar, Ermeniyle can gardaş,
Düşmanı iyi tanı, tarih yazıyor dadaş,
Küllenen gerçekleri haykırmak istiyorum!
Bayburt Kalesinde dalgalanır şanlı bayrak,
Milis elinden alındı,yere düşmeyen sancak,
Allah’ın önünde diz çöker, eğiliriz ancak,
Destan-ı Milliyi nesillere anlatacak,
“Ya İstiklâl, Ya Ölüm!” haykırmak istiyorum!
Kazma, kürek, balta, satırla savaştı atan,
İstiklâl Harbinde; çaresiz, mahzundu vatan,
Cihad-ı Ekberde, güç verdi ulu yaratan,
Şehitler tümsek, yığın, kurtuluşa can katan,
Düşmana “düşman” diye haykırmak istiyorum!
Masal değil kardeşim, “Bayburt Destanı”,
Sen şehit torunu, oğlusun; ecdadın tanı,
Kopdağında nöbette bekler, şüheda kanı,
Şahit olur söyler, anlatır, recebin hanı,
ŞehitOsman tepeden, haykırmak istiyorum!
“Ermeni Mezâlimi” Türkün “Kara Kitabı”,
Ekmeğimizi yedin, sonra da kuyu kazdın,
Yalan soykırım yazan, duysun doğru hitabı,
Kemik sana fazla geldi ki, azdıkça azdın,
Kızıl örtü kaldırıp, haykırmak istiyorum!
Yirmi Bir Şubat günü, Bayburt’um temizlendi,
Tarihi nice gerçek,yalanlarla gizlendi,
Doğru yazan kalemler; şan,şerefle izlendi,
Kurtuluş destanında yeni ruh filizlendi,
Saat kule önünde, haykırmak istiyorum!
Kelime-i Şehâdet, kubbendeki kefenin,
Vatan damarda, ” İkinci Plevne” bedenin,
Kemâli sana kurban, binlercedir nedenin,
Burc-u Hisar ser çekmiş, Darül Celâl’de senin,
Bayrağın gölgesinde, haykırmak istiyorum!
|