HAKİKİ SEVGİ, DOSTLUK, BARIŞ VE HOŞGÖRÜ
Eklenme: 18.04.2015 09:06
“Gönül Çalab’ın tahtı, gönüle Çalab baktı,
İki cihan bedbahtı, kim gönül yıkarsa.”
BİZİM YUNUS
Sadece mümin kulun gönlüne sığan yüce Mevlâ, mümine şah damarından daha yakındır. Kalbi ikiye keserseniz, Allah İsm-i Celili çıkar.
Kimileri tarafından başka başka anlatılan bizim Yunus; müminin gönlü için “Hakkın tahtı” tâbirini kullanır.
Ben gelmedim davi için
Benim işim sevi için
Gönüller dost evi için
Gönüller yapmaya geldim.
Gelin tanış olalım,
İşi kolay kılalım,
Sevelim, sevilelim
Bu dünya kimseye kalmaz.
Dizeleri kadar; saf, temiz, berrak, duru, hedefe varan ok gibi bir güzellik olamaz. Bizim Yunus asırlar ötesinden bunları söylerken, asırlar sonra bizim dilimizden,
kalem ve gönlümüzden eksik olmuyorsa, değeri ve verilen mesaj bakımından önemlidir.
En üstün varlık olarak yaratılan insanların beslenme, barınma, güvenlik, adalet mefhumları yanında, her zaman ihtiyaç duyduğu konu, sevgi, hoşgörü, dostluk ve barıştır.
Sevgide, saygıda, dostluk ve arkadaşlıkta gönül; Âlemin göz bebeğidir. Yıkılmaz bir saray, büyük bir köşktür. Bu hasletler olmazsa, koca saray ve köşkler yıkılır, harabe haline gelir.
SEVGİ bir çekirdek, bir tohum, bir kaynak ve bir bahçedir.
SEVGİ bir sanat, bir rütbe, bir ana temeldir.
SEVGİ en üstün varlık olarak yaratılan insan’ı insan yapan, insanlara değer veren en büyük bir hazinedir.
SEVGİ hangi hal ve şartlar altında olursa olsun, kayıtsız ve şartsız sevilene bağlanmaktır.
SEVGİ O’na, O’nun Resûlüne, O’nun Velilerine giden en kısa yol ve bu yolda ilk duraktır.
SEVGİ gönül işidir, “Gönül Sultanları”na gönül bağlamanın ilk işaretidir.
SEVGİ sevmesini bilenlerin hasletidir. Kuru bir ifade, yalın bir kelime değildir.
SEVGİ Saadet ve huzurun kapısı, Aşk güneşinin ilk ışığıdır.
SEVGİ olmadığı yerde hasret duyulan en büyük sevgilidir.
SEVGİ Cemiyet fertlerini birbirine bağlayan, kaynaşma ve güçlü olmayı sağlayan en tesirli bir ilaçtır.
SEVGİ zalimlerin kılıcı, mazlûmların sığınağı bir kurtarıcıdır.
SEVGİ Madde ve mânâyı birleştiren iki kanatlı bir kuş gibidir. Tek kanatlı kuşlar uçamadığı gibi, sevgiden mahrum kanatlar sağlam değildir.
SEVGİ olmayan yerde anarşi ve terör hakim olur. Kan akar, ocaklar
söner, aileler dağılır, insanlık hüsrana uğrar.
SEVGİ maya, sevgi dem ,sevgi şeker, sevgi tuzdur.
SEVGİ gerçek manada sevenlerin aynasıdır. Sevgiyi sevemeyenler,kendilerine sevgi aynasında göremezler.
SEVGİ Dünü bugüne, bugünü yarına, yarını ebede bağlayan bir bağdır. Bu bağın kuvveti, sevginin gücü ile orantılıdır. Sevgiden mahrum bütün bağlar çürük ve çok cılızdır.
SEVGİ Materyalist fikir ve düşüncelere karşı en büyük kalkandır. Bu kalkana sahip olanlar cihana hükmeder, meydan okurlar.
SEVGİ Yok oluşun, tükenişin olduğu bir zamanda yeniden bir doğuş, reçete ve kurtarıcıdır. Sevgiden mahrum bir nesil, gelecek endişe vericidir.
SEVGİ Vatanda, Davada, Bayrakta, Ezanda, Kurban’da, Resûl’de,İnsanda ve Ruh’da bir hâledir.
İnsanlara ve insanlığa iyilik, hizmet yapabilmek her müminin asli görevidir. İnsanların en hayırlısı, cemiyete faydalı olandır.Yardım edebilmek için, kendi rahatınız kaçsa da, size zor gelse de elinizden geleni yapın. Size yardım edebilme fırsatı verdikleri için onlara minnettar olun, şükredin. İmtihan dünyasında çile ve acılar sizi usandırmasın, iyilik yapmaktan geri koymasın.
Yaşlılara ve çocuklara özel ilgi gösterin. Bilhassa yalnız yaşayan yaşlıların hâl hatırını sorun, ihtiyaçlarıyla eksikleriyle ilgilenin.
Kin, kırgınlık, öfke, kıskançlık ateşten daha yakıcıdır, taşımayın. Bu hasletler kalbinizi, gönlünüzü hasta eder.
Her önüne gelenin; sevgi, barış, dostluk, hoş görü, din-imandan bahsetmesi, günümüzün tuzaklarından biridir. Oyun senaryoları bu değerler üzerine hazırlanmakta, Müslümanlar kandırılmak istenilmektedir. Dikkat ve önündeki çukuru görmek, her Müslüman’ım ferâseti olmalıdır.. Altın tas içinde zehiri sunanlar, bizden değildir.
Hakiki sevgi, dostluk, barış ve hoşgörüyü şiar edinen müminlere selam olsun!
Bir şiirimizle yazımızı noktalayalım:
Cennet’i andıran, Vatan bağlara,
Tarihin yazdığı, altın çağlara,
Üstünden yol geçen, yüce dağlara,
Mâziye uzanan, nurlu yollara,
Birliğe uzanan, çifte kollara,
VATANDA YER ALAN, İLLERE SELÂM!
İmanı çağlatan, kalp ile dile,
Bülbülü ağlatan, dikenli güle,
Zülfünü bağlatan, kemerli bele,
Hasreti yağlatan, gurbette ėle,
Siteme dert katan, Keloğlan kele,
HİCRÂN-I SEVDÂLI , DİLLERE SELAM!
Nöbette bekleyen, kınalı ele,
Işığı isteyen, pencere tüle,
Goncayı hisleyen, şeydâ bülbüle,
Âşığın sazında, Mızrâb-ı Tele,
Her seher vaktinde, Sâba’nın yele,
MIZRÂBI AĞLATAN, TELLERE SELÂM!
Bursa’dan Bayburda uçan kuşlara,
Sevdâyı, kederi çeken başlara,
Güzeli sevdiren, keman kaşlara,
Tarihi yazdıran, mezar taşlara,
Rıza kapısında, akan yaşlara,
GÜNAHI YÜKLENEN, BELLERE SELÂM!
Mevsimler içinde, Bahara, Yaz’a,
Sevdiğim güzelin, ettiği naza,
Sevgi dergâhında, gönülde hâza,
Anadolu’muzda, il, ilçe kaza,
Âşığın aşk ile, çaldığı saza,
SILÂDA BEKLEYEN, ÊLLERE SELÂM!
Aşkın libâsını, giydiren dilber,
Gam/Keder yasını, bildiren dilber,
Muhabbet tasını, dolduran dilber,
Gönüller pasını, sildiren dilber,
Sevginin hasını, getiren dilber,
MEKTUPLAR GETİREN, YELLERE SELÂM!
Kemâli her zaman nefsini taşlar,
Seherlerde secde eder ağaçlar,
Acıyı, kederi çeken bin başlar?
Sevdânın sancısı, bir hilâl kaşlar,
Garipler hancısı, dökülen yaşlar,
MUHAMMED’E ÂŞIK, GÜLLERE SELAM!
Şiire, Şaire, Yazara SELÂM!..
Edirne, Erzurum, Anteb’e SELÂM!...
Anama, Babama, Gardaşa SELÂM!...
Dayıma, Emime, Bibime SELÂM!..
Dostlara, Yârene, hepize SELÂM!...
CENNET GİBİ YURDA, VATANA SELÂM!
|