GÜNAH BATAKLIĞINDAN KURTULMAK
Eklenme: 16.03.2015 11:29
Medyada yer alan Sağlık Bakanlığının verdiği rakamlara bakılırsa; 2009 yılında psikolojik rahatsızlıklar sebebiyle sağlık kuruluşlarına 3 milyon 21 bin 361 kişi başvururken, bu oran 2013 yılında 9 milyon 163 bin 101'e çıkmış.
Bursa’da 2013 yılından beri psikolojik sorunlarından dolayı 390 bin 897 kişi ilaç kullanmaya başlamış…Hastaların yüzde 50’si de hekimlerin kontrolünde…
Bu korkunç tabloyu, ekonomik sıkıntıya bağlayanlar yanında manevi iman duygularından mahrum olarak yetişen bir neslin akıbeti olarak da gösteriliyor.
Felaket tellallığı yapan çoğunluk medya, ateşe körükle giderken, iman terazisi kefelerine bir şeyler koymak isteyenler okunmuyor, dikkate alınmıyor bile..
Annesini kesen, babasını yakan, arkadaşını boğazından bıçaklayıp katleden, karısını 40 parçaya ayıran, zalimce öldüren, işkence yapan, kendini uyuşturucuya veren insanların sayısı git gide artıyor, tedavi reçeteleri yazanlar bilmem nelerle isimlendiriliyor.
Her gün bir vahşet haberiyle sarsılıyor Türkiye…Mersin’in Tarsus ilçesinde, 20 yaşındaki üniversite öğrencisi Özgecan Aslan’ın hunharca katledilmesinin ardından, tüm camilerde okunan Diyanet İşleri Başkanlığının “KADINA YÖNELİK ŞİDDET” konulu hutbesi hayatımızda yer almışsa, mesele anlaşılmış, geldiğimiz nokta iç açıcı değildir.
Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan alınan verilere göre son 5 yıla ait antidepresan ve benzer özelliklerdeki ilaçların kutu bazında tüketim miktarları da dikkat çekici.
2009 yılında 37 milyon 727 bin 498 kutu; 2010 yılında 40 milyon 739 bin 706 kutu; 2011 yılında 46 milyon 817 bin 849 kutu; 2012 yılında 48 milyon 425 bin 163 kutu; 2013 yılında ise 37 milyon 866 bin 804 kutu ilaç tüketilmiş.Son 5 yılda tüketilen toplam ilaç 211 milyon 577 bin 20 kutu olmuş…
İnsanlar bu ilaçları niçin içiyor? Neden psikiyatristlerde kuyruklar oluşuyor?İnsanlar cinnet geçiriyor, katil oluyor, çareyi uyuşturucularda buluyor, neden?
“İnsanlık tarihi boyunca toplumlar tabir caiz ise bu kadar zıvanadan çıkmadı” diye feryat edenler,yazanlar, söyleyenler haksız mı?
“Asrın Vebâsı sigaradır!” diyenleri bu korkunç tabloya ilave etmek gerekir. Zaten bütün olumsuzlukların anası sigara değil mi?
Sayısız sağlık sorununa yol açan sigara, Türkiye’de, yılda yüz bin kişinin ölümüne, 700 bin kişinin sakat kalmasına yol açıyor.
Ülkemizde sigara içme oranları erkeklerde yüzde 60, kadınlarda yüzde 15. Türkiye’de 17 milyon sigara tüketicisi var.
Yıllık tütün ürünleri tüketimi 5,5 milyar paket.
Sigara hakkında yıllardan beri yazılmadık kitap, söylenmedik söz, alınmadık ibret, ders kalmadı. Yine ağızlarda, yine içiliyor, yine rağbette…
Sigara ve dolayı hastalıktan 1 günde 810 kişi öldüğünü unutmayın. Çanakkale savaşı 11 ay sürmüş 7 tane ülke ile savaşmışız. Tam 300bin şehit vermişiz, şu an savaş yapmıyoruz , sigara içiyoruz. Bir yılda yüz bin insanımız ölüyor, 700 bin kişi sakat kalıyor. Ne kadar hasta sakat kalıyor bilmiyoruz. Yandığı zaman insan sağlığına zara veren 4.000' in üzerinde insan sağlığına zarar veren maddeler üretir. Kanserin annesi, babası sigaradır.
Ülkemizde sigara içme oranları erkeklerde yüzde 60, kadınlarda yüzde 15. Türkiye’de 17 milyon sigara tüketicisi var.
64 yıldan beri bu manzaralar karşısında, önce kendim aynaya bakarak konuşuyorum, yazıyorum, eserler meydana getiriyorum, ücretsiz dağıtıyorum.
Müslümanların, milletin, halkın, özellikle ümmetin, müminin böyle bir derdi yoksa, asrın kaosundaki hüsran ve canhıraş feryatları, karanlıkları, olup/bitenleri hâla görmüyor, duymuyor ve zerre kadar rahatsız olmuyorsa, affedilmeyi, kurtuluşu, saadeti, huzuru, selameti, Cenneti hiç beklemesin, Cehennem bile ona az gelir.
Elbette ki Allah nurunu tamamlayacak, O’nun dedikleri olacaktır. Kâfirler istemeseler de… Ancak, bu yeterli değildir, Allah yarattığı her kuluna dünyada görevler vermiş, kul olmasını istemiştir. Kulluk kolay bir olay ve küçük bir rütbe değildir.
Yazımı anlayanlara armağan olmak üzere, yine bir şiirimle bitireyim:
GÜNAH BATAKLIĞI
Yağmur gibi yağıyor, büyük günahlar,
Ağırdan daha ağır, çekemez yükü,
Arşa kadar yükselir, Feryâd-ı Ahlar,
Unutmuş, bırakmışız, binlerce öğüdü,
AĞIZ TORBA DEĞİL Kİ, ALIP BÜZESİN,
GÜNAHIN DERYÂSINDA, NEDEN YÜZESİN?
Haramlarda dururlar, içinde saray,
Oyun/düzen kurarlar, oynarlar halay,
İçini de oyarlar, zahiren kalay,
Ölünce de duyarlar, bu olur olay.
HARAMLARIN BİNASI, OLMAZ DİYORLAR,
GÜNAHLARIN ZİNASI, HARAM YİYORLAR.
Asrın şer modasında, bu kadar olmaz,
Gizlilik odasında, saklanan kalmaz,
Günahlar dosyasında, hırsızlar çalmaz,
Çağdaşın yosmasında, edep bulunmaz.
GÜNAH BÜYÜK BATAKLIK, GİRENLER BATAR,
NEFSE UYMAK ALÇAKLIK, SENİ DE SATAR.
Yağmur damla yağarken, rahmet elçisi,
Yoklukları boğarken, Hak güvencisi,
Güneş Tanda doğarken, hayatın sesi,
Bebek gülüp oynarken, âhenk bestesi.
GÜNAHLARDAN ARINIP, DÜNYAYA GELİN,
KEFEN ALIP SARILIP, ARŞA YÜKSELİN.
Rahmet yanında zahmet; günahla, sevap,
Günaha etme rağbet, alırsın cevap,
Derman olsun muhabbet, kaos bir girdap,
Çekersin bin musibet, şükürlü bir kap.
KEMÂLİ HEP SÖYLEDİ, HECELER GELDİ,
AŞK/MUHABBET EYLEDİ, GÖNÜLLER DELDİ.
|