MUHARREM’İ UNUTTUK!
Eklenme: 28.10.2014 14:34
Muharrem ayının onuncu günü “Aşure Günü”dür. Muharrem ayı, Kur'an-ı Kerimde, kıymet verilen dört aydan biridir. Muharremin birinci günü oruç tutmak, o senenin tamamını oruç tutmak gibi faziletlidir. Bir hadis-i şerif meali şöyledir:”Ramazandan sonra en faziletli oruç, Muharrem ayında tutulan oruçtur.” [Müslim]
Bu ayın en kıymetli gecesi de Aşure Gecesi, yani bu gecedir. Allahü teâlâ, birçok duaları Aşure günü kabul etmiştir.
Hadis-i şerifte buyuruldu ki:
Aşure günü Nuh Aleyhisselamın gemisi, Cudi Dağına indirildi. O gün Nuh ve yanındakiler, Allahü teâlâya şükür için oruçlu idiler. Hayvanlar da hiç bir şey yememişti. Allahü teâlâ denizi, beni İsrail için, aşure günü yardı. Yine Aşure günü Allahü teâlâ Adem aleyhisselamın ve Yunus aleyhisselamın kavminin tevbesini kabul etti. İbrahim aleyhisselam da o gün doğdu.” [Taberani]
Öteden beri Kureyş de, Resulullah da Aşure günü oruç tutardı. Medine’ye gelince de yine o gün oruç tuttu ve tutulmasını emretti. (Buhari, Müslim, Tirmizi, Ebu Davud)
Medine’de aşure günü oruç tutan Peygamber efendimiz, Yahudilerin de oruç tuttuklarını gördü. (Niye oruç tutuyorsunuz?) diye sordu. Onlar da, (Allah’ın İsrail oğullarını düşmanından kurtardığı bir gündür, Musa bu günde oruç tuttuğu için) dediler. Resulullah efendimiz de, Müslümanların bugün oruç tutmalarının sebebini anlatmak için, (Ben Musa aleyhisselama sizden daha layıkım) buyurdu. (Buhari, Müslim, Ebu Davud)
Aşure günü yapılması iyi olan işler:
1- Aşure günü oruç tutmak sünnettir. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
(Aşure günü oruç tutanın, bir yıllık günahları affolur.) [Müslim, Tirmizi, İ. Ahmed, Taberani]
“Aşurenin faziletinden faydalanın! Bu mübarek günde oruç tutan, melekler, peygamberler, şehidler ve salihlerin ibadetleri kadar sevaba kavuşur.” [Şir’a]
“Aşure günü bir gün önce, bir gün sonra da tutarak Yahudilere muhalefet edin.” [İ.Ahmed] (Yalnız Aşure günü oruç tutmak mekruhtur. Bir gün öncesi veya bir gün sonrası ile tutmalı!)
Peygamber efendimiz bir gün öğleye doğru buyurdu ki:
“Herkese duyurun! Bugün bir şey yiyen, akşama kadar yemesin, oruçlu gibi dursun! Bir şey yemeyen de oruç tutsun! Çünkü bugün Aşure günüdür.” [Buhari, Müslim, Ebu Davud]
Peygamber efendimiz, bugün bir hurmayı mübarek ağzında ıslatıp çocukların ağzına verirdi. Çocuklar, Resulullah’ın mucizesi olarak akşama kadar bir şey yiyip içmezlerdi. Bugün bazı hayvanların bile bir şey yemediği bildirilmiştir. Bir avcı, Aşure günü, bir geyik yakaladı. Geyik, yavrularını emzirip akşamdan sonra dönmek üzere, avcının izin vermesi için, Resulullah Efendimizden, şefaat istedi. Avcı, geyiğin akşama kalmadan hemen gelmesini isteyince, geyik, ‘Bugün Aşure günüdür. Bugünün hürmetine yavrularımızı emzirmeyiz. Onun için akşamdan sonra gelmek için izin istedim’ dedi. Bunu duyan avcı, geyiği Resulullaha hediye etti. O da, geyiği serbest bıraktı.
2- Sıla-i rahim yapmalı. Yani akrabayı ziyaret edip, hediye ile veya çeşitli yardım ile gönüllerini almalı. Hadis-i şerifte, (Sıla-i rahmi terk eden, Aşure günü akrabasını ziyaret ederse, Yahya ve İsa’nın sevabı kadar ecre kavuşur) buyuruldu. (Şir’a)
3- Sadaka vermek sünnettir, ibadettir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü, zerre kadar sadaka veren, Uhud Dağı kadar sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir'a)
“Bugün ibadettir” diye aşure pişirmek günahtır. Aşurenin bugüne mahsus ibadet olmadığını bilerek, bugün aşure veya başka tatlı yapmak günah olmaz, sevap olur. Bu inceliği iyi anlamalı. Tedavi niyetiyle sürme çeken bugün de sürmelenebilir. Hadis-i şerifte, (Aşure günü ismidle sürmelenen, göz ağrısı görmez) buyuruldu. (Hakim)
4- Çok selam vermeli. Hadis-i şerifte, (Aşure günü, on Müslüman’a selam veren, bütün Müslümanlara selam vermiş gibi sevaba kavuşur) buyuruldu. (Şir'a)
5- Çoluk çocuğunu sevindirmeli! Hadis-i şerifte, (Aşure günü, aile efradının nafakasını geniş tutanın, bütün yıl nafakası geniş olur) buyuruldu. (Beyheki)
6- Gusletmeli. Hadis-i şerifte, (Aşure günü gusleden mümin, günahlardan temizlenir) buyuruldu. (Şir'a) [Bu sevaplar, itikadı düzgün olan, namaz kılan ve haramlardan kaçan mümin içindir. Bunlara riayet etmeyen kimse, Aşure günü, bir değil, defalarca gusletse, günahları affolmaz.]
7- İlim öğrenmeli! Hadis-i şerifte, (Aşure günü, ilim öğrenilen veya Allahü teâlâyı zikredilen bir yerde, biraz oturan, Cennete girer) buyuruldu. Bu gece ilim olarak, Ehl-i Sünnete uygun bir kitap, Çeşitli sağlam ilmihaller okumalıdır. Ayrıca Kur’an-ı kerim okumalı, kazası olan kaza namazı kılmalı. (Şir’a)
Hazret-i Hüseyin, 10 Muharremde şehid edildi. O yüce imamın şehid edilmesi, elbette bütün müslümanlar için büyük musibet ve üzüntüdür. Hazret-i Ömer, Hazret-i Osman, Hazret-i Ali ve Hazret-i Hamza’nın şehid edilmeleri de, böyle büyük musibet ve üzüntüdür. Fakat, Peygamber efendimiz, Hazret-i Hamza’nın şehid edildiği günün yıldönümlerinde matem [yas] tutmadı. Matem tutmayı da emretmedi. Matem yasak olmasaydı, herkesten önce Peygamber efendimizin ölümü için matem tutulurdu. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Matem tutan, ölmeden tevbe etmezse, kıyamette şiddetli azap görür.” [Müslim]
“İki şey vardır ki, insanı küfre sürükler. Birincisi, birinin soyuna sövmek, ikincisi, ölü için matem tutmaktır.” [Müslim]
MUHARREM AYINDA ÖNEMLİ OLAYLAR
Hz. Peygamberin Mekke’den Medine’ye hicret ettiği 622 yılının 1 Muharrem Hicri Takvim’in başlangıcı olarak kabul edilir. Ayın, Güneş ve dünya etrafındaki dönme süresini esas alır.
Hicri yılın ilk basamağı olan Muharrem ayının önemi ilahi dinler açısından büyüktür. Özellikle bu ayın onuncu gününe ‘Âşura’ denir.
İnsanlık tarihi, bu ayda meydana gelen çok önemli olaylara şahit olmuştur. Hadîslerde ve değişik kaynaklarda rivayet edilen olaylardan bazılarını özetle şöyle sıralayabiliriz.
1-İnsanoğlunun atası; ilk insan ve ilk Peygamber Hz. Adem’in tövbesi bu ayda kabul olunmuş,
2- Hz.Nuh’un kavminin başına gelen tufan son bulmuş ve gemisi bu ayda Cudi dağına oturmuş,
3- Hz İbrahim, Âşura günü doğmuş, İlahlık iddiasında bulunan Nemrut’un ateşinden bu ayda kurtulmuş, Allah (c.c.) ona yolun doğrusunu bu günde göstermiş,
4-Evlat acısı ve hasretiyle kavrulan Hz.Yakup’un gözleri bu günde görmeye başlamış, bu ayda oğlu Hz. Yusuf’a kavuşmuş, kardeşlerinin atmış olduğu kuyudan ve daha sonra efendileri tarafından atıldığı zindandan bu ayda çıkartılarak Mısır Azizi tarafından devlet hazinesinin başına getirilmiş,
5-Sabır ve tahammül kahramanı Hz. Eyyüb bu ayda hastalıklarından şifa bulmuş,
6-Hz. Musa, bu ayda doğmuş, kendisine bu ayda bir mûcize ihsan edilmiş, kavmiyle beraber Kızıl Deniz’i geçmesi ve Firavun’un ordusuyla beraber suda boğulması bu ayda olmuş,
7-Hz Davud’ un tövbesi kabul edilmiş,
8-Hz.Süleyman’a mülk (hükümranlık) verilmiş,
9-Hz Yunus balığın karnından kurtulmuş,
10- Hz. İsa bu ayda doğmuş ve Yahudilerin şerrinden bu ayda Semâ’ya yükseltilerek kurtulmuş,
11- Hz Muhammed’in (s.a.v.) geçmiş ve gelecek bütün günahlarının affedileceğine dair kendisine Allah tarafından teminat bu ay da verilmiştir.
12-Bütün bu hadiselerin yanında ciğersiz bir olay vardır. Sevgili Peygamberimiz'in
Cennet çocuklarının efendileri' diye övdüğü, Hz. Ali ile Hz. Fatıma'nın ciğerparelerinden biri olan Hz. Hüseyin ve 72 arkadaşı, Hicri 61 yılının 10 Muharrem aşure gününde (Miladi 10 Ekim 680) siyasi ihtiraslar uğruna Kerbela'da önce susuz bırakılmış, ardından da hunharca şehit edilmiştir. Hz. Hüseyin'in bugünde şehit edilmesi sebebiyle Müslümanların ortak hafızasında artık bu müessif olayla hatırlanır olmuştur.(Çeşitli kaynak ve internet sitelerinden)
Yılbaşı eğlenceleri, aylar önce başlayan kutlama programları yanında, Müslümanların çoğunun HİCRİ YILBAŞI VE MUHARREM AYININ ÖZELLİKLİNDEN haberi olmaması, ne acı, düşündürücü ve Hicrân-ı Hançer yarasıdır.
Anlayanlar için bir şiirimi Muharrem Ayının armağanı olarak kabul edin.
DİVAN: BİR LOKMA İMAN
Bir lokma iman helvası, bir bardak ihlâs şerbeti,
Beş vakit, daim ibâdet, aradan kaldır müddeti,
Her derde etme şikâyet, revâ görme sen hiddeti,
Tarihler yazdı rivâyet, kov gitsin nefsin şiddeti.
KURTULUŞUN İMANDADIR, İBÂDET RUHLARI BESLER,
KALKAN GEMİ LİMANDADIR, ÖLÜM YOLCUSUNU BEKLER.
Bir tutam tövbe yaprağı, günahları havanda döv,
Secde et temiz toprağı, nasır tutan ak alnını ov,
Boş akıl veren ahmağı, gerektiğinde, durma söv,
Arttır nedâmet tokmağı, ağyâr sakilerini kov.
DOĞRU YOL, İZDEN ÇIKARSAN, YOLU GÖSTEREN ÇOK OLUR,
GÖNÜL KÂBE’Yİ YIKARSAN, ŞEYTAN GELİR, SENİ BULUR.
Bir demet sevgi yumağı, sevdâ bohçasına gül ör,
Mürşid-i Kâmil yamağı, gözler önündekini gör,
Hani yiğitler oymağı, harama bakma, ol da kör,
Tekmele menfaat kaymağı, bin bilirsen, birine sor.
ALDATILSAN DA ALDATMA, SEN, ‘KÂRI VAR’ ÇIKACAKSIN,
ŞEREF/HAYSİYETİN SATMA, NEFİS TAHTI YIKACAKSIN.
Bir fermân cihadın emri, yola çıktı kervan, kalma,
Kararı vermezsen fevrî, mazlumun âhını alma,
Zaman “Kaos Asrı” devri, açılmaz kapılar çalma,
Şehâdet dilde ceviri, yıkıl, kırıl, düş, alçalma.
BÜLBÜL GONCADA HİKÂYET, ÖTER ALLLAH, ZİKİR EDER,
NEFSE KOLAYDIR ŞİKÂYET, YOK OLANA FİKİR GİDER.
Er meydanında celâdet, zafer hak olana gider,
Doğrusu verir vekâlet, Mevlâ’sına şükür eder,
Nefse kolaydır şikâyet, yok olana fikir güder,
Olan olur, ol nihayet, acı ölümden de beter.
ŞEHÂDETİN TEMELİNDE, BİRLİK/DİRLİK, HUZUR YATAR,
MÜMİNLERİN EMELİNDE, KANAAT EKSİLMEZ, ARTAR.
Âşıkların saz telinde, mızrâbın sevdâsı yaşar,
Dâva yüklü sır belinde, heybet vardır, setten taşar,
Sevenlerin aşk selinde, duyguları canan okşar,
Seher vaktinin yelinde, uyku kalmaz, daim coşar.
SUNALARIN KANADINDA, HİKMETİ BİLEN GÖLÜDÜR,
BİR SÜLÂLE AHFADINDA, SȂDIK OLMAYAN ÖLÜDÜR.
Bir rüzgâr, yükselen bayrak, dalgalansın kana kana,
Şehidin kabrinde yaprak, şahit olan candan cana,
Secde edilecek toprak, nasip olmaz her erkâna,
Cennet-i Vatandan kopmak, zulüm olan İlm/İrfâna,
VATAN DEĞİL SADE TOPRAK, SEVGİSİ HAK İMANDANDIR,
AKIL,ÎZÂN NOKSAN AHMAK, MAYA SAĞLAM, AL KANDANDIR.
İlk celsede bir adalet, kuzu kurtlardan korkar mı?
Kanser gibidir atâlet, avâre tahta çıkar mı?
Cihan titretir asâlet, destanlar yazsa bıkar mı?
Hüsrân olsa her akamet, Neron Roma’yı yakar mı?
ADALET MÜLKÜN TEMELİ, YIKILIRSA MÜLK YIKILIR,
SAĞLAM OLURSA EMELİ, ARŞ-I ÂLA’YA ÇIKILIR.
Ebedi Devlet uhuvvet, Tevhit olur ise ekber,
İki bilek dolu kuvvet, zayıf olanlar emekler,
İlâhi Rahmettir kudret, kabul olur her dilekler,
Millî Birliktedir kesret, nice Mehmet nöbet bekler.
ALLAH EMRİNE SARILMAK, AYRILMAMAK UHUVVETTEN,
ELİF OLUP TA SAVRULMAK, ASLA YIKILMAZ KUVVETTEN.
Kurtuluş urgan merhâmet, etmeyenlere edilmez,
Mevlâ’dan gelir hidâyet, mesûliyetsiz gidilmez,
Değerler ölçü, kifâyet, kötülük, fenâlık güdülmez,
Asâlet kanda sirâyet, zalimin zulmü güldürmez.
ZEHİR, PANZEHİR ÇARESİ, MERHÂMET EN ÜSTÜN DERMÂN,
GEÇMEZ DİLDÂRIN YARESİ, HİCRÂN-I EMİRDİR FERMÂN.
Karanlık, kirli cehâlet, Ebu Cehil’in yavrusu,
Ateşten gömlek dalâlet, çıkmaz sokaklar avlusu,
Son pişmanlıkta nedâmet, rahatlatır o âğûşu,
Kul da gösterir kerâmet, Semâ’dan rahmet yağışı.
KARANLIK/AYDINLIK İKİZ, ÜVEY EVLÂTLAR MİSÂLİ,
HOYRAT EDERLER DİKİZ, BULUNMAYAN BİR EMSÂLİ.
Bir KEMÂLİ ocağında, gönül pişer, şiir olur,
İl, ilçe, köy, bucağında, arayanlar onu bulur,
Şefkat dolu kucağında, yuva yapanlar kurtulur,
Vahâmetin sıcağında, zaman geçer unutulur.
SEV SENİ SEVENİ, HAKSA; SEVMEYEN SULTAN OLSA DA,
GÖNÜLLERİN NÛRU PÂKSA,BAĞBANDAÇ GÜLLER SOLSA DA.
KEMÂLİ
|