ÜMMET’E/MİLLET’E SESLENİŞ!..
Eklenme: 11.10.2014 11:26
Gezi olaylarında nasıl “Ağaç” bahane ise, birileri de bugün Kobani’yi bahane ediyor. IŞİD-PKK/PYD hesaplaşmasını Türkiye’ye taşımak istiyor.. Türkiye’ye karşı yıllarca savaşan bir örgüt, silahları ile, Türkiye üzerinden bir başka ülkenin topraklarındaki bir çatışmada görev almak üzere geçiş yapmak istiyor.. Böyle bir taleple sokağa çıkıyorlar. Araçları yakıyor, yıkıyor, kırıyor, yağma ediyor, öldürüyor, terör estiriyor, Cennet vatanı da kan gölü haline getirmek istiyorlar.
Türkiye üzerinde oynanan oyun ve tuzakların bir devamı, sonu gelmeyecek gibi görünen son çırpınışlar…
6 ilde sokağa çıkma yasağı ilan edildi. 20 ölüm haberi geldi. 200’e yakın yaralı var. Ölüm ve yaralama olayları güvenlik güçlerinin açtıkları ateş sonucu gerçekleşmedi. Önce bir kaç ilde birden sokak gösterileri başladı, ardından PKK ile HÜDAPAR arasında çatışma çıkartıldı.
Kobani’de bu olaylar yokken, bir kaç ay evvel HÜDAPAR’dan gelmişlerdi. PKK içinden birilerinin ağır tahriklerinin sürdüğünü ve buna uzun süre sessiz kalamayacaklarını söylemişlerdi.
Aslında HÜDAPAR aynı bölgenin insanı. Dini referanslarla hareket eden bir grup, yine rejimle sorunu olan bir grup.. Birilerinin öteden beri bu bölge, bu ülke insanını birbirine kırdırmak için ne lazımsa yaptıkları bilinmiyor değil.
Ömrünü davasına adamış bir köşe yazarımızın yazdığı. “Bölgede görev yapan bir güvenlikçi de, bir süreden beri, derin devlet ve paralel yapının bölgedeki bu tür oluşumların tabanındaki kontrol dışı paramiliter grupları birbirine karşı kışkırttığını, hatta eski ajanları vesilesi ile, aynı çevrelerin, farklı gruplara karşı tahrik edici operasyonlar gerçekleştiğini söylemişti.” iddiası veya gerçeği, tüyler ürpertici, korkutucu ve hıyanet özelliğini taşımaktadır.
17 Aralıkla başlayan olaylarda bu devleti 50 milyar dolar zarara sokan, isyan ve fitne ateşini hâla söndürmeyen, sözüm ona muhafakâr geçinen paralelcilere ve bunları destekleyenlere ne demeli, netice nasıl olmalıdır, sabır ve metânetle bekleniyor…
“Bu olaylar, BDP, PKK, PYD için tarihi bir sınavdır.. Kürtlerin Türkiye’yi karşılarına alarak gidecekleri yol, kazanacakları bir zafer yoktur. IŞİD derme çatma, bir kaç bin kişilik silahlı grubu ile Peşmerge güçlerinden Musul’u ve PYD’den, koalisyon güçlerinin sınırlı da olsa desteğine rağmen Kobani’yi almıştır. BDP bu olaylar karşısındaki tavrı ile adeta bindiği dalı kesmektedir.. Görünen o ki, PKK ve diğer Kürt oluşumlarının da kendi aralarında eylem ve söylem birliği yoktur. Bu yaptıkları ile bir takım çevrelerin karanlık planlarına alet olmaktadırlar.
Kobani’yi bahane eden gruplar, bir yandan YDP ile görüşmeler sürerken, Kobani ile barış süreci arasında ilişki kurarak, süreci sona erdirmek gayreti ile sokakları ateşe verdiler..
Hükümetin PKK ile IŞİD’i terör örgütü olarak tanımlaması da birileri için fırsat oldu..
Bu olayların arkasında İsrail, Esad, paralel yapı ve derin devletin özel harp ve psikolojik harp ajanlarının da olduğunu unutmamak gerek.”
Birileri aynı silahlarla PKK ve HÜDAPAR çevrelerinden birilerine kurşun sıkarlarsa şaşmamak gerek. Biz buna benzer bir olayı daha önce yaşadık. Birileri Türkiye’yi, Mısır’a, Suriye’ye, Irak’a çevirmek istiyor.. Birileri de bu kanlı ve kirli oyuna ucuz figüran oluyor. Bu olayların manası şu, sen misin “dünya 5’den büyüktür” diyen.. Sen misin, ABD’ye, batıya kafa tutan.. Sen misin İsrail’e karşı çıkan..
Paralel yapı krizden memnun ve mutlu.. Muhalefet, bildik tavrını sürdürüyor.. Birileri yangına körükle gitmeye hazır..
Birileri işyerlerini yağmalıyor, araçları yakıyor, terör estiriyor.. Hızını alamayan birileri büstlere, heykellere saldırıyor.. Maksatları, bir takım merkezleri harekete geçirmek, mesaj vermek, dünya kamuoyunun dikkatlerini çekmek.. Aynı saatlerde Türkiye’nin diplomatik temsilciliklerine saldırıyorlar. Topyekûn bir saldırı bu.. Olacakların sinyali günler öncesinden gelmişti. Pensilvanya uyarmıştı. Bu arada bu olaylar, Demirtaş’ın Cumhurbaşkanlığı seçimleri sürecinde oluşturduğu imajı bir anda yerle bir etti.. Bu olanlar, HDP ve PKK içinde de ciddi tartışmalara sebep olacaktır. Apo’nun örgüt üzerindeki etkisi de bu olaylarla yeniden test edilmiş olacaktır.
Bu olaylar Davutoğlu hükümeti açısından da özel bir anlam taşıyor.. Hükümet bu krizi başarı ile aşarsa, krizden güçlenerek çıkacaktır..
Görünen o ki yaşanan olaylar karşısında Türkiye’yi sokağa teslim etmek istemeyen sağduyulu insanlar hükümete destek vereceklerdir..
Bu olaylardan sonra hiç bir şey eskisi gibi olmayacaktır.. Terör grupları ile barış yanlıları saflarını belirleyeceklerdir.. Bölgede son olarak yaşanan olaylar çerçevesinde herkes durumu ve kendi pozisyonunu yeniden değerlendirecek, Türkiye de kendi politikasını bu yaşanan olaylar çerçevesinde yeniden gözden geçirecektir. Bu olayların arkasındaki ülkeler, gruplar, kişiler, örgütler ve kurumlarla ilgili de Ankara bir karar verecektir..
Panik ve korkuya gerek yok.. Bunlar olacaktır. Tanzimat’la başlayan Batılılaşma hareketlerinden en önemlisi, birileri, şer güçler, Türkiye’yi ve bölgeyi elden çıkartmak isteyebilirler. Bunun için her türlü oyun, tuzak, provokasyon hazırlanacak, milli birnlik ve beraberliğin bozulması için çeşitli senaryolar hazırlanacaktır. Herkesin bir planı var, Allah’ın da bir planı var.
Bütün bu olanları gören, duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allahımız var. Kim ne yaparsa kendine yapar..
Bu vatanın altı üstünden canlıdır. Şüheda hâla nöbettedir.
Bu vatan bizim, başka Vatan yok. Bu bayrak, bu ezan, bu değerler, bu birlik/beraberlik bizim, ithal şerlere, akıl hocalarına ihtiyacımız yok.
|