"İKİ CAMİ ARASINDA Bİ NAMAZ"
Eklenme: 06.10.2006 07:08
İki cami arasında bî namaz" atasözümüzü bilirsiniz. Namazla, niyazla ilgisi bulunmayanların iki cami arasında kaldıkları zaman ne yapacaklarını şaşırdıkları, karar veremez hale geldikleri, bocaladıkları, telaşa kapıldıkları, imani zaafa düştükleri anlamlarına gelir.
Günümüz anlayış ve kaosunda; bu tür insanları ve olayları çokça görmek ve yaşamak mümkündür.
Bizim bir ilahiyatçı Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahinimiz var. Seçimden sonra dostlarını unutan, makamına gidebilmek için kırmızı mumlu mektuba ihtiyaç olan şahin gibi bir bürokrat... İnegöl'den sonra Bursa'ya transfer olan, birçok noktalarda ne yaptığını bilemeyen, ilahiyatçı olduğunu unutan, hatta bugünlerde kendisine bu kökeni hatırlatıldığı zaman kızan, sert ve dürüst samimiyetle kendisini tenkit edenleri, hatalarını, Ak Parti misyonuna yakışmayan icraatlarını söyleyenleri, yazanları bir kalemde silen, selamı/kelamı kesen, siyah boyalı bıyıklı ve saçlı başkanımız.. Zengin sofralarında, rotaryan makamlarında boy gösteren, fakir/yoksul bir ailenin kapısını açmayan kardeşimiz, dostumuz...
Hikmet Şahin; AK Parti'den seçilen, bizim seçtiğimiz, Ak Partiye gönül verenlerin emek ve gayretleriyle sandıktan çıkan bir başkandır. Seçim öncesi hayatı ile seçim arifesinde verdiği beyanat, demeç ve sözler bakidir, silinmez. "Baki kalan boş kubbede, hoş bir seda" olarak Kıyamete ve Mizan'a kadar gidecektir. "Makam, şöhret, şan, şehvet, para, pul" dipsiz kuyu, ateşten gömlek olduğundan; kemâlat noktasında, kâmil olmayanları eriten, yok eden, silip/süpüren bir imtihan kapısı, hatta meydanıdır. Bu kapıdan geçen, meydanlarda güreşen Hikmet Şahin; elbette ki başarılı projelere imza attı. Bursa bir şantiye şehri haline geldi, inkârı mümkün değildir. Ancak; Bursa'nın ev sahibi olan belediye başkanının görev ve sorumlulukları bunlardan ibaret değildir. "Fikir-Zikir-Şükür" üçlüsünde görev ve sorumlulukları vardır, vebal terazisi ağır basar. Bursa'nın Emiri olarak, Nilüfer Nehri kenarında bir koyunu kurt kapsa, başkan sorumludur. Sadece Çekirge değil, Yavuzselim Mahallesi uçlarında oturan ailelerin varlığından/yokluğundan, acısından/sızısından, bayramından/kederinden haberi olması gerekli Emir'ül Müminin olması şarttır, inanan gönüller böyle ister.
Yıllardan beri yapılan "Bursa Festivali", festival içinde festival olarak halka ve inançlara aykırı olarak yapılmakta, boş yere trilyonlar harcanmaktadır. Gençlik kampları, Yerel Gündem çalışmaları, Kültür etkinlikleri, Ramazan Eğlenceleri (!) halkımızın temel değerlerine uygun değildir.
Dünyada sayılı eserler arasında bulunan Ulucami ile Orhan Camisi arasında yapılan Ramazan Temaşaları için söylenecek çok şey vardır. Neye hizmet ettikleri, kimlerin düdüklerini çaldıkları Bursa Medyası değil, biraz da halka kulak vermek, halkın içine girmek, halkın dili/kulağı/gözü olmak gerek...
Etini, budunu, sesini satan zennelerin iki cami arasında işi ne?...İbadet yapanları rahatsız edici dambul/dumbul kargaşası nereden çıktı? Başka bir mekân yok mu?. İki heybetli Osmanlı mirası cami arasında bilerek mi yapılmaktadır? Bu tür şüpheler ve sorular gündeme gelebilir.
Sayın başkanımız, değerli dost, kardeşimiz; dünya makamları gelip/geçicidir. Önemli olan, gelinen makamlarda Rıza-i Bari'yi gücendirmeyen hizmet eri olmak gerektir. Bu makamlardan kimler gelmiş, kimler geçmiş, çoğu unutulmuş, yok olmuş, tarih kabristanına gömülmüşlerdir.
Önemli olan; iz bırakarak göçmek, müessir olabilmek, boş kubbede hoş bir seda olabilmek ve Mizan'a Âmel-i Salih olarak gidebilmektir.
|