DEVRÂN SİZİNDİR!...
Eklenme: 16.09.2006 08:05
Millet iradesiyle, AK Parti misyonuna inanarak, destek vererek seçilen milletvekilleri ile belediye başkanlarımızın çoğunun aniden gömlek değiştirmeleri, "Oldukları gibi görünmedikleri/Göründükleri gibi olmadıkları", hayatlarında ilk defa böyle bir makama gelmelerinin verdiği sarhoşluk veya rehâvet yüzünden ne yaptıkları belli olmayan fiil ve hareket içinde yılları geçirmeleri, seçmene verdiklerdi sözlerin karavana olduğu gerçeğinde umutların suya düşmesi ve inanç kabuklarını kırmaları siyasi bir kaos haline gelmiştir.
Zeki Müren'in mezarı başında çalgılı/şarkılı anma merasimleri yapan, sadece "Mutlu/Putlu azınlık" ın olabileceği sanat güneşi (!) için Emel Sayın ile Ahmet Özhan'a milyarları ödeyenler, Bursa Gazeteciler Cemiyetini ait Bursa Kültür Sarayı, içkili nikâh salonunda nikâh kıydırarak vatandaşın cebinden 415 YTL. çıkmasına sebep olanlar, aorebik kursları açanlar, Yerel Gündem ve Kültür Dairesi Başkanlıklarına naehil olanları getirenler, kendi reklamları için milyarları harcadıkları halde, inanç ve kültür değerlerimizi kitap haline getiren yazarları desteklemeyenler, "Bursa Festivali"nde halkımıza, inanç ve millî kültürümüze ters düşen ekip ve sanatkârları (!) sahneye çıkaranlar, Mason Dernekleri tarafından dikilen, şahadet parmağı sol ele verilen ucube Osmangazi heykeli hakkında yazılan çeşitli yazılara rağmen, kılları bile kıpırdamayan, reklamları için trilyonları harcayanlar, içkinin adeta belediyece tescillendiği, misafirlerin burada ağırlandığı, yıllardan beri Bursa için bir yara olan "Arap Şükrü Sokağı"nı kaldırmaya veya ıslah etmeye güçleri yetmeyen, yerel gündem faaliyetlerinde bilmem neler yapan Belediye Başkanlarımızı saymak mümkün. Bursa Ak Parti milletvekillerinin performans karneleri pekte iç açıcı değil. Seneleri iş takibi, ihaleler, tayinler, akraba ve tanıdıkları makamlara getirme, dost/yâren ilişkileri, villa sahibi olma, sekreterleri ile basında çıkacak kadar ileri boyutlara ulaşan "Haşni/Fişni"ler, köşeyi dönen, kurşunlanan milletvekillerimizin sayısı az değildir. Seçim kapıda, yıllar geldi/geçti ömürden..Gelecek dönemde; bu ve bu gibi milletvekillerimizin, belediye başkanlarının ne yüzle aday olacakları merak konuşu. Oy veren seçmen, halkımız tetikte bekler...
Bazen bir şiir, bin kelimeye bedeldir. Şiirin duygu ve düşünce harmanında; kendine
has biçim, üslup, teknik, kavram ve cümleler ifade edilmesinde vurucu bir yeri vardır.
Edebiyatımızda önemli bir yeri bulunan hicivler, rubaîler, taşlamalarda; nice şairin
kellesi gitmiş, nicelerinin gözlerine mil çekilmiş, vatanlarından sürgün edilmişlerdir.
Zamanın zihniyet geçerliliği, şartların değişmesi, iktidarların egemen ve ayakların baş olması; şiir ve yürekli şairlerin mısralarını değiştirmediği gibi, vicdanı ve mâ'şeri sorumluluğu ortadan kaldırmaz. Yallozluğun, şaklabanlığın, bukalemun gibi şekil değiştirmenin, menfaat kalıplarında yanar/döner olmanın, şehvet/şöhret/makam putlarına esir olmanın hakim olduğu bir devirde, doğruları söylemek ve yazmak kolay bir hizmet ve mücadele değildir.
Halk şairlerimiz, ozanlarımız, âşıklarımız; eğilmez ve bükülmez bir kol olarak hayatımızda yer almış, şiirlerindeki ruh, asâlet, fazilet; cemiyet için yaşayan bir rehber, susayan gönüllere duru ve soğuk su, yollarını kaybedenlere bir kılavuz ve ışık, hedefe varmak için bir meşale ve sancak, burçlara dikilecek bir bayraktır.
Bütünde, tekte ve Hakta buluşan, birleşen şiir ve şairlere muhtacız...Gönüllerini Allah'ın emrine verip, Ahmed-i Muhtar'ın (Sav.) yoluna kurban olan, ayağının tozunu başlarında bir taç gibi taşımak için çırpınan şairlere muhtacız... Diğerleri şair ve şiir olamaz. Mâna ikliminden uzak şair ve şiirlerde güzellik ve ulviyet aramak; taka ile Ummanları aşmak, sahile ulaşmak demektir ki; bu hayaldir ve neticeye varamamak demektir. Varlığın hikmet ve gayesini soran şair ile gönül damlaları şiirler, bizim gülistan bahçelerimizdir.
İnce ayar eleştiri ağırlıklı, sert ve dürüst bir samimiyetle yazılmış, hiciv dolu bir şiir sunacağım sizlere. Millet iradesi ile iktidara getirilmiş, "Muktedir" olamayan Milletvekili, Belediye ve parti başkanları, tayin edilmiş bürokratlarımızın bu şiirden pay almaları beklenir.
Kahramanmaraş (Elbistan) doğumlu Ahmet Çıtak, 1956 yılında bir trafik kazasında kaybettiğimiz dost şairlerimizden biridir. Bu dostun bir şiirinden yola çıkarak, böyleleştirilen şiirimiz şöyle:
MEBUSLAR SEÇMENE İKRAM EDERLER,
LÂYU'NEF BABINDA AHKÂM KESERLER, (LÂYU'NEF: Bilinmez, tarif edilmez.)
BEŞ YILDIZLI OTELLERE GİDERLER,
GİDİN GARDAŞ GİDİN, DEVRÂN SİZİNDİR!
DERT SÖYLESEN, MEKTUP YAZSAN HAVALI;
KONSERE YETİŞEN ÇALDI KAVALI,
SEÇİM YAKLAŞIYOR AÇIN ÇUVALI,
ÖLÇÜN BİÇİN VEKİL, HARMAN SİZİNDİR!.
RAFTA KALDI BERRAK VİCDAN HİZASI,
NASIL KAZANILIR ALLAH RIZASI,
TÜRBANI KORURSAN HAPİS CEZASI,
YAZIN BAKAN YAZIN, FERMAN SİZİNDİR!.
LAİKLİK, EŞİTLİK ÇEKTİ SUYUNU,
ADALET KIRPILAN MERNOS KOYUNU,
BİN SEÇMENE BEDEL BİR DANS OYUNU,
OYNA BAŞKAN OYNA, MEYDAN SİZİNDİR!.
DOST BEDELİ KOYDUK BAŞLARINIZA,
AKIL YETMEZ OLDU İŞLERİNİZE,
YAHUDİ HAHAMI DÖŞLERİNİZE, (DÖŞ: Göğüs.Bağır.)
SARIN VEKİL SARIN, YÂRAN SİZİNDİR!.
YÜCE MİLLET İÇİN SIZLIYOR İÇİM,
BU NASIL İDARE, NE KÖTÜ GEÇİM,
SENELER GEÇTİ YAKLAŞIYOR SEÇİM,
YAZIN VEKİL YAZIN, HAYRAN SİZİNDİR!
MAZLUMLARI EZDİK, ZALİMDEN KAÇTIK,
TARİHTE YENİDEN BİR SAYFA AÇTIK,
DEVLETİN MALINII ZENGİNE SAÇTIK,
GİDİN BAŞKAN GİDİN, KERVAN SİZİNDİR!.
AZAP ÇEKER MEZARDAKİ ÖLÜMÜZ,
KIMILDASA COPA DEĞER KOLUMUZ,
AVRUPA BİRLİĞİ ÇIKMAZ YOLUMUZ,
ALIN BAKAN ALIN, SEYRAN SİZİNDİR!
HAKKIN ZIDDI HAKSIZLIKTIR BİLİNİR,
VİCDANI OLANIN BAĞRI DELİNİR,
DÖRT SENELİK MAAŞ PEŞİN ALINIR,
ALIN BABAM ALIN, BAYRAM SİZİNDİR!.
KEMÂLİ'YİM DAİM DOĞRU SÖYLERİM,
KORKUM YOK KİMSEDEN, HELÂLİ YERİM,
SORMAZSA MAHŞERDE MEVLAY-I KERİM,
GİDİN BAŞKAN GİDİN, MİZAN SİZİNDİR!.
|