TARİKAT-CEMAATLER ÜLKESİ…
Eklenme: 17.02.2014 13:25
Tarihi elediğiniz zaman; geçmişte olduğu gibi günümüzde de hemen her din’de gruplaşmalar, hizip ve ayrılıklar vardır. Kişilere biat etme, bazen kul olma, aşırı teslimiyet bir nevi tapınma olarak değerlendirilebilir.
Doğruları söyleyen, tevhit akaidinden ayrılmayan, makam/koltuk beklemeden Hak için yazan, araştıran din adamları, felsefeciler, sosyologlar, psikologlar, antropologlar, arkeologlar, gökbilimciler, biyologlar, hukukçular ve ideolojiler bu olguya tarikat demektedir..
Tarik, Arapça yol demektir.Tarikat da yol demektir. Tarikat, (İng. Order, tariqa, dervish order, tariqat ).
“Yorum ve uygulama farklılıkları olan, bazı ilkelerde ayrılan bir din içinde tasavvufa dayanan, Allah’a ulaşma ve onu tanıma yollarından her biri olarak, Şeriatın pek sert ve bencil yargılarını yumuşatmak gerekçesiyle oluşan türlü İslam öğretilerine verilen ad olarak yazanlar, fikir ileri sürenler, yorum yapanlar izah edenler” de vardır.
Osmanlıyı Gün ışığına çıkarın, dine yön veren, İslam’ın esaslarını Kur’an ve Sünnete dayalı olarak aynada gösteren çok sayıda tarikat kurulmuş, tekke,zaviye ve dergâhlar açılmış, buradan çok sayıda kâmil insan, âlim ve evliya nasibini almıştır.
Tarikatlarda istekli olanlara mürid deniliyor. Mürid isteyen demek, istekli demektir.
İster tarikat deyin, ister cemaat alfabe sırasına göre sıralamak mümkündür:
Aczmendi, Âhi Tarikatı, Bayramiyye tarikatı , Bektaşi (Hacı Veli Bektaşi), Bedeviye (Ahmet El Bedevi), Bahaiyye Tarikatı (Mason), Buhurilik, Celvetilik-Celvetiye (Aziz Mahmud Hüdayi), Cerrahiler, Çiçtiyye, Desukiyye, Dussukiye Tarikatı, (İbrahim Dussuki) , Ebü'l Vefa el-Bağdadi, Ekberiyye Tarikatı, Erenköy Cemaati (Muradiye Vakfı),Esedilik, Eşrefilik, Fethullah Gülen Grubu,Galibilik (Galip Hasan Kuşcuoğlu), Gülşeniyye tarikatı, Halvetîlik (Ömer Sıracettin Halveti), Halvetiyye Tarikatı , Hüseynilik, Haznevilik (Nakşibendi tarikatının bir kolu, Muhammet Muta Haznevi), Hiz-but tahrir, İhlascılar/Işıkçılar (Enver Ören), İskenderpaşa Cemaati (Zahit Kotku, Esat Coşan, Nurettin Coşan), İsmailağa Cemaati (Önderi Mahmut Ustaosmanoğlu), İcmalciler (Kadiri tarikatının bir kolu), Kadirilik, (Kadiriye, KadiriyyeAbdülkadir Geylani), Kalendirilik, Kübreviyye, Kırkıncı Hoca, Melamilik, Mevlevi, Mevleviyye, Mevlevîlik (Mevlana Celaleddin Rumi), Menzilciler (Nakşibendi tarikatının bir kolu, Abdulbaki Erol), Nakşilik, Nakşibendilik, Nakşibendiye tarikatı (Muhammed Bahauddin Nakşibendi), Nasır-Nasırcılar, Nizariye (Haşhaşi), Nurcular, Ömer Öngüt (Hakikat grubu), Üveysi İslam Sufizmi Okulu, (Veysel Karani), Rifaiyye, Raufiyye Tarikatı, Rufailik, (Ahmet Er Rufai), Ruşenniye, Rumilik, Sadiye,(Seyit Sadeddin), Silsile-i Sadat, Sünbüliyye Tarikatı, Sühreverdiyye, Süleymancılar (Kemal Kaçar), Şazeliyye Tarikatı-Şazelilik,(Ebul Hasan Şazili), Şabaniye(Halveti tarikatının bir kolu), Universel Sufizm,(Hazret İnayet Han),Uşakiyye Tarikatı,Yahyalı Cemaatı (Nakşibendi tarikatının bir kolu),Yesevilik, Zeyniyye tarikatı, Adnan Okyar grubu gibiler…
İslam ve değerlerinden bi haber, öğrenmemiş, yaşamamış, kendisine böyle anlatılmış nicelerinin ağızlarında pelesenk olan, kalemlerinden düşmeyen:
“Çağdaş dünya, iletişim çağı, bilgi çağı, internet çağı, siber çağ, dijital çağ dünyayı insanlığı sarmalarken, İslam ülkeleri neden çatışma kan vahşet bölgesi?
Neden İslam ülke aydınları; bilimde teknolojide, keşifte, buluşta yoklar? Açık değil mi? Biat, itaat, İmam, İslam, mezhep, sünnet, tanrı, tarikat, tasavvuf, yöntem, zikir, şeriat, şeyh kelimeleri ile yüzyıllar öncesinin düşüncesine göre düşünmeye çalışan, yüzyıllar öncesinin ve yaşamına göre yaşamaya çalışan insanlar. Ve bunları istismar eden, hırsızlar yalancılar sahtekarlar, din istismarcıları…Çağdaş dünya gerçekleri ve dogmalar, hurafeler, mitolojilerle düşünen ve yaşayan insanlar. İnsanlar bu ikilemi yaşıyor. Ancak ne olursa olsun aydınlanma serüveni devam ediyor.” İfadelerinden pay almak gerekir. Yazı yazdığım yıllar içerisinde “TARİKAT VE MENFAAT KAMBURU” başlıklı yazılarımda, nerede ise taşlanacaktım.
“Dinden imandan, ahlaktan, Allah ve peygamberden söz eden, din sömürüsü yapan, siyaseti devlet dairelerine, cami avlularına sokanlar, hırsızlıkları sahtekârlıkları açığa çıkınca bağırmaya, çağırmaya, terör estirmeye başladılar.
İslam tarihi; Kur’an ve peygamber odaklı çizgi ile Müslüman görünen şeytanın dostları arasındaki mücadelelerle doludur.
Mezhepler, tarikatlar, cemaatler, gruplar yığınağı ilahi mesajı tersyüz etme örgütlenmeleri yapmış, İslam dinine değil, kendilerine zarar vermişlerdir. ‘Mümin’ ve ‘Münafık’ terimleri boş olarak söylenilmemiş, tehlike açık bir şekilde gösterilmiştir.
İnanç, sevaplar, günahlar her bir din âlimi denilen şahsın görüşüne göre farklılaşmıştır.
İktidar savaşında sahabelerin çoğu; fakir, hak yolun temsilcisi Hz. Ali ve oğlu Hüseyin’e karşı malın, servetin, şehvetin esiri Muaviye ve oğlu Yezid’n yanında yer almışlardı. Kara bir leke olarak günümüze kadar gelen Kerbela olayı, aradan asırlar geçmesine rağmen, fitne/fesat ve iktidar hırsının bâriz bir örneği olarak Kıyamet’e kadar gidecektir.”
Şeytan ve nefis iki büyük düşman. Bu iki düşmana karşı iman, amel ve takva ile karşı gelmek mümkündür.
İslamiyet’in kutsal kitabı Kur’an’a göre şeytan’ın özellikleri; şöyle sıralanıyor:
1. Sinsi ve Yalancıdır: (İbrahim Suresi 22)
2. İnsanlara Korku Vermeye Çalışır: (Al-i İmran Suresi 175)
3. Müminlerin Arasını Bozmaya Çalışır: (İsra Suresi, 53) (Mâide Suresi,91)
4. İnsanları Sözde Onlara İyilik Yaptığına İkna Etmeye Çalışır: (Araf 20- 21)
5. Allah’ın Adını Kullanarak Saptırmaya Çalışır: (Fatır Suresi, 5-6)
6. Yalan Vaatlerde Bulunur.-(İbrahim Suresi 22)
7. Kuruntulara ve Kuşkulara Düşürmeye Çalışır: (Nisa Suresi 119-120)
8. Fakirlik Korkusu Vermeye Çalışır: (Bakara Suresi 268)
9. Kibir Vermeye Çalışır: (Sad Suresi 74-75)
10.Gösteriş İçin İbadet Etmeye Teşvik Eder: (Nisa Suresi 38)
11.Duygusallık Telkini Yapar: (İsra Suresi 64) (Mümtehine Suresi 1-3)
12.Detaylara Daldırır: (Bakara Suresi 67-71)
İnsan suretinde içinde şeytan olanları tanımak ferâset işidir. Kim insan, kim mümin, kim şeytan olduğunu fark etmek için Şeytanı ve nefsi iyi bilmek gerekir..
Asırlardan beri üstün varlık, yeryüzünde Allah’ın halifesi insanı din adına kandıranlar, şeytanlık yapanlar az değildir.
Asrın kaosunda İslam Dünyası ile bizim halimize bir bakın. Müslüman Müslüman’a bomba atarken, tekbir getiriyor, İslam coğrafyası pölük/pörçük, darmadağınık, perişan..Sözüm ona Şeriatla yönetilen İslam ülkelerine bakın, dökülüyor. Emperyalist ülkelerin, şer güçlerin sömürü kaynağı, odak noktası…
Bu kadar tarikat, bu kadar pasta dilimlerine talip cemaat, bu kadar ayrı ayrı fikir ve mürşitlerin temel değerlere ne kazandırıp/kazandırmadığını iyi hesap etmek zorundayız. Din adına bir toplumu, milleti kandırırsanız, en büyük zillet ve hıyanet olur. Din ve tarikat leke, kir, pas kabul etmez. Gerçek mürşitler, müritlerine Kur’an ve Sünnet dışında hiçbir şey öğretmez, müritlerinden istemez.
Birlikten dirlik doğar, dirlik en büyük huzur ve saadeti getirir. Menfaat uğruna tarikat ve cemaat parçalarına ayrılmak, sadece ikilik, ayrılık ve zayıflık demektir. Allahın ipine sımsıkı sarılmak, Salih amel ve iman sahibi olmak, hakkı ve sabrı tavsiye etmek en büyük tarikattır.
Yazımı yine bir şiirimle bitirmek istiyorum:
HAYAT BU!
Gün bugün, saat de bugün,
Gerilerde kaldı bir dün,
Ömür dediğin kaç öğün,
Öncen nefsin ile dövün,
ARA HER ŞEYİ KENDİNDE,
HAYAT BUL EFENDİNDE.
Hayat denilen ne ki?
Saniye, dakika belki,
Öncelik kendine deki,
Hani, nerede evvelki?
GÜNEŞ DOĞAR, PARA ALMAZ,
BU DÜNYA KİMSEYE KALMAZ.
Yoldan çıkma kaybolursun,
Ararsan Hakkı bulursun,
Dert/Belâdan kurtulursun,
Gönüllerde şâd olursun,
ARI BALDAN ŞİKÂYETÇİ,
ÂŞIK TELDEN ŞİKÂYETÇİ.
Bak kendine, ahvâlına,
Yaslanma çürük dalına,
Bakarsın haram falına,
Girersin tabut salına.
DEĞERLERE KAR MI YAĞDI?
YAŞANILAN HANGİ ÇAĞDI?
Mevlâ Kâinat yaratmış,
Sırr-ı Hikmetle donatmış,
Geceleri de karartmış,
Nice yiğitler sarartmış,
İNSAN DENEN ÜSTÜN VARLIK,
MÜ’MİN OLAN ÇEKMEZ DARLIK.
Kalbe sokma kir/pasını,
Yokta ara libâsını,
Kaybedersen ihlâsını,
Tutarsın sonra yasını.
HAYAT BİTER, ÖMÜR TAMAM,
GÜNAHI PAKLAMAZ HAMAM.
Kabir sana ibret olsun,
Sevdâlılar aşkı bulsun,
Kokmayan her gül solsun,
Tövbe eden, saçın yolsun.
HAYAT BİZE BALDAN TATLI,
ÂHRET YOLUNDA BİN ATLI.
Nefse vurulursa tokmak,
KEMÂLİ bir kara yaprak,
Beden olacaktır toprak,
Bunu anlamaz ki ahmak.
HAYAT YOLU KABRE GİDER,
FÂNİ ÖMÜR BİR GÜN BİTER.
|