:: YAZI

Eklenme: 13.02.2014 14:04 


Müslümanların ve inanmışların maddi/manevi yardımlarıyla, 3 Kasım 1986 tarihinde Fehmi Koru'nun yönetiminde yayın hayatına başlayan Zaman gazetesi, 35 ülkede 10 farklı dilde, 2 farklı alfabede yayınlanmakta ve 10 ülkede basılmaktadır.
Günümüzde Ekrem Dumanlı genel yönetmenliğinde yayın hayatına devam etmektedir.
Künyesi şöyledir:
Zaman Gazetesi Sahibi: Feza Gazetecilik
Zaman Gazetesi İmtiyaz Sahibi: Ali Akbulut
Zaman Gazetesi Kuruluş Tarihi: 3 Kasım 1986
Zaman Gazetesi Siyasi Yönelimi: Muhafazakar Demokrat
Zaman Gazetesi Merkez Büro: Yenibosna, İstanbul
Zaman Gazetesi Tiraj: 996.352
Zaman Gazetesi Slogan: Farklı gazete, Kendinize Zaman ayırın, Gerçekler Zaman'la anlaşılır.
1986 tarihinden bugüne kadar köprülerin altından sular değil, coşkun seller geçti. Gazetede muhafazakâr nice kalem yazdı, görevlerine son verildi. Ben de yazdım ve bir eserim gazetenin hediyesi olarak dağıtıldı.
İnsan başlarının beyaz bir çizgiyle ayrıldığı, banka ilanları, açık kadın resimleri, Yahudi kurum ve kuruluşlarının reklam ve haberlerine yer vermeyen, hatta Mustafa Kemal’in portrelerini bile yayınlamayan bir gazete…
İlk defa CocaCola’nın, Vakko’nun, aleyhinde özel dosyalarla okuyucuların karşısına çıkan, İslami değerlerden taviz vermeyen, banka ilanları yayınlamayan bir gazete…
Bugün, Babıalide Sabah, Yeni İstanbul, İttihat, Yeni Asya gibi gazeteler formatı yanında ayrı bir gazete…
Derken, gazete yönetiminde ve yayın politikasında kabuk değişimleri başladı.
Kiloluk gazeteler gibi magazin türü haberlere yer veren, sütunlarında çeşitli fikirlerin tartışıldığı yazarların boy gösterdiği, makyajlı, ojeli, boyalı,açık başlı Nevval Sevindi, Sevgi Akarçeşme, Nuriye Akman gibi bayan yazarlara, Etyen Mahçupyan gibi Ermeni yazara, Ekrem Dumanlı, Hekimoğlu İsmail, Hilmi Yavuz, Ali Bulaç, İskender pala, Selim İleri, Mustafa Armağan gibi zıt kutuplara yer veren bir gazete…
Medya ordusunda çok sayıda televizyon, radyo, dergi, mecmua, yayınevi, kitap, dağıtım şirketleri, haber ajansları bulunan, aldıkları tüm reklam ve haberlerde ideoloji aramayan bir tröst…
18 Aralık ekonomik darbe girişiminden sonra yönünü belli eden, iktidar hükümetine ve başbakana karşı saldırılara geçen bir medya kuruluşu ve düşen takkenin altından görülen kel…
Samimi, yapıcı, akıl/îzân sahibi, şuurlu, dost/düşmanı iyi bilen, Müslüman sıfatlarını taşıyan cemaatler yanında, sadece kendilerini ‘cemaat’ kabul eden F. Gülen’i, bu cemaati sevenler yanında, ortalılığı velveleye veren, felaket tellâllığı yapan, milletin oyu ile iktidara gelen hükümete veryansın eden, saldıran, yakında bir parti kuracakları söylenen “Abi” lerin cemaat liderleri iyice azıttı, gazete sanki Prawda, Sözcü, Radikal, Taraf, Milliyet, Vatan, vesaire gazeteler gibi yayınlar yapmaya başladı. Bütün gayesi ve davası İslam ve temel değerler olan gazetelere saldıran, “Diyalog, Hoşgörü, Medeniyetler Arası İttifak” gibi tuzak mefhumları sütunlarına getiren, başkanlık yaptığı dernek bildirilerinde kullananların haberlerini yapmayan, televizyon ekranlarında teşhir etmeye başlayan bir gazete…
Titreten, düşündüren, tüyleri diken diken yapan bir haber düştü ajanslardan.
“Portland Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Tuğrul Keskin, ABD derin devleti ve oryantalizm üzerine çalışan, Gülen Cemaati ve Pakistan’daki Mevdûdi’nin İslam Cemaati üzerine hazırladığı doktora teziyle dikkatleri çeken bir isim. Garnet/Ithaca tarafindan 2011 yılında İslam Sosyolojisi: Sekulerizm, Ekonomi ve Siyaset başlıklı kitabını yayınladı.
(TUĞRUL KESKİN KİMDİR: Portland Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Tuğrul Keskin, ABD derin devleti ve oryantalizm üzerine çalışan, Gülen cemaati ve Pakistan’daki Mevdudi’nin İslam Cemaati üzerine hazırladığı doktora teziyle dikkatleri çeken bir isim. Garnet/Ithaca tarafindan 2011 yılında İslam Sosyolojisi: Sekulerizm, Ekonomi ve Siyaset başlıklı kitabını yayınladı.)
Porttland Üniversitesi’nde doktora tezini Gülen Cemaati üzerine hazırlayan Yrd. Doç. Dr. Tuğrul Keskin, 2013′de cemaatin bazı ‘mensuplarını’ yurtdışına çektiğini söyledi.
ABD derin devleti ve oryantalizm üzerine yaptığı çalışmaları ve Gülen Cemaati üzerine hazırladığı doktora teziyle tanınan Portland Üniversitesi’nden Yrd. Doç. Dr. Tuğrul Keskin, devlet içinde devlet gibi hareket eden Paralel yapının nasıl çalıştığını Star’dan Betül Bozdoğan’a anlatı. Keskin “Hizmetin dini bir yapılanma olduğu iddiası tartışmalı, ABD’de para karşılığı imaj kitapları yazdırıyorlar. 17 Aralık operasyonunun en büyük etkisi Türkiye’de değil, cemaat açısından yurtdışında olacak” dedi. Keskin şunları söyledi:
Cemaat kapalı bir network, şeffaf değil, kendisine ait bir istihbarat ve iletişim mekanizması olan bir yapılanması var. Cemaatin amacı kesinlikle demokrasi veya yolsuzlukla mücadele değil. Sadece demokrasi ve yolsuzluğu araçsallaştırarak, karşı olarak gördükleri grup veya kişilere karşı bir meta olarak kullanıyorlar yolsuzluk iddialarını. Hizmetin ABD’deki bazı akademisyenlere para ödeyerek kendileri hakkında kitap yazdırdıkları biliniyor.
Cemaat 2013 yılının başında Türkiye’deki bazı “mensuplarını” yurtdışına çekme kararı aldı. Bu yüzden 17 Aralık olaylarından önce bir grup yurtdışına çıktı. Bu hicretin veya mücadelenin başka bir sekliydi. Yani aklımıza yine şu soru geliyor; Niçin hizmet görevi kendisine atfeden bir sosyal hareket, böyle devletvâri işler yapar?
Eğitim kurumları sadece cemaatin görünen yüzleri ve bulundukları bölgelerde halka açılmalarının bir versiyonu. Esas iletişim noktaları ABD’de her eyalete atadıkları sorumluları üzerinden yürütülüyor. Yine bu kişilerin bağlı oldukları bölge sorumluları mevcut; herkes yaptığı buluşmayı ve görüşmeyi düzenli olarak rapor ediyor. Çok ilginçtir, her eyalette ilk ziyaret ettikleri yerler genelde FBI ofisleri. Zaten bunları kendi sayfalarından ilan ediyorlar, çünkü kendilerini Amerika’da kabul ettirmeye çalışıyorlar.
Cemaatin iki iletişim sistemi mevcut, birincisi daha informal iletişim olan telefon, e-mail ve sohbetler gibi; diğeri ise paralel mekanizmanın esas sorgulanması gereken formal iletişim ağını oluşturuyor. Yüksek teknoloji iletişim programları vasıtası ile haberleşen bir istihbarat ağı. Burada biz hangi cemaat sorusuna yanıt bulmamız gerekirken, Cemaatin de hangisinin kendisine ait olduğunu açık demokratik toplumda belirtmesi gerekiyor.
Kullanılan tekniklerin büyük bir çoğunluğu ABD istihbarat birimlerinin kullandığıyöntemler ve metotlar. ABD Adalet Bakanlığının Mac Carthy döneminde savaş karşıtlarına, Amerikan Kızılderili Hareketine (American Indian Movement) veya Kara Panterlere (Black Panthers) karşı uyguladığı yöntemlerin, benzerlerini bu mekanizma Ergenekon, Balyoz ve benzeri davalarda uyguladı. Bu yüzden kullanılan yöntemler büyük bir benzerlik gösteriyor. Acaba 1998 yılından itibaren ABD’ye eğitim amaçlı gönderilen polisler ile bir alakası var mı?
Cemaat veya benzeri networkler ABD’de Musevi ve İsrail lobisi ile çatışmayı veya İsrail’i eleştirmeyi pek göze alamazlar veya almak istemezler. Oysa, bu lobinin zaten cemaate pek olumlu baktığı da söylenemez. Onlara göre Cemaat, AK Parti’ye nazaran ehven’i şer. Zaten bu yüzden son dönemde, bilhassa Gezi ve sonrası bazı liberal Musevi çevreler cemaat ile balayına girdiler. Unutmayın liberal veya muhafazakar Musevi grupları için İsrail kutsaldır, bunlar Türkiye’yi eleştirdikleri kadar hiç bir zaman İsrail’in Filistin’de uyguladığı insan haklarını açık eleştirmezler. Bunun en güzel örneği Human Rights Watch’a danışmanlık yapan Musevi kökenli danışmanlardır. Gezi ve sonrasında Türkiye’ye en fazla eleştiri getiren yine bu kadrodur.”
Haydi çıkın bakalım işin içinden!….Turşu ile perhizi yan yana getirin bakalım!…
Bugüne kadar olup/bitenlerin, yapılan destek ve yardımların, trilyonların, yatırımların, okulların, dershanelerin, kurum ve kuruluşların vebal ve hesabını yapın bakalım!...
Bazen bir şiir, kitaplara bedeldir. Anlayanlar için bir şiirimle yazımı noktalamak istiyorum:

VİRÜS, “HAŞHAŞİ”LER
(MİLLET, ÜMMET, DİN DÜŞMANLARINA)
Virüs, “Haşhaşi”ler, Hassan Sabbahlar,
Yerlerde paspaslar, eyvah, yazıklar,
Dertlerde kıstaslar, diken kazıklar,
Yat, kat, köşk, yazlıklar, çölde sazlıklar,

DİKTİNİZ ZAKKUMU, ZEHİRLE DOLU,
MİLLETİN HAKKINI, ORTANIN SOLU.

Siyon hazırladı, siz oynadınız,
Şer güç nazırladı, ne boyladınız,
Mazlumlar sızıladı, kaç oyladınız,
Saldırı hızlandı, şer soyadınız,

DİN ADINA SÖMÜRÜ, EN BÜYÜK BİR ZİLLETTİR,
ÇAĞIR GELSİN DÜNÜRÜ, SÎNELERDE İLLETTİR.

Patronun sırtı kalın, fakir ocağı yanmaz,
Kâr payı koşun alın, nefis paraya kanmaz,
Alçaldıkça alçalın, gafletteki uyanmaz,
Kırıldı ince dalın, zulüm arşa dayanmaz,

ASIRLARI BİLİRİZ, İSTİSMARLA, KANDIRI,
OKUYUP İRKİLİRİZ, ATEŞ YAKMAZ TANDIRI.

Virüs bedene girse, mücadeleler başlar,
Panzehiri getirse, zehirci anda haşlar,
Asâleti götürse, ağarır siyah kaşlar,
Âr, hâyâyı bitirse, sarsılır temel taşlar.

HASAN SABBAH’DA VARDI, MÜSLİMİ ZEHİRLEDİ,
ÜMMETİ ŞÜPHE SARDI, İBÂDET TEHİRLENDİ.

Nice Lavrensler geldi, bozamadı bu dini,
Müslüman’a engeldi, unutmayın bu kini,
Hak geldi, bâtıl deldi, terk etmedi fikrini,
Çağlayan, taşan seldi, bırakmadı zikrini.

‘ALLEM’ ETTİNİZ DE, NE OLDU BİZE,
‘KALLEM’ ETTİNİZ DE NE OLDU SİZE?

Hak şerleri hayreyler, Allah sever güzeli,
Eylerse güzel eyler, doğru ebed, ezeli,
Görelim Mevlâ neyler, akl-ı selim sezeli,
Zalimleri kahreyler, mazlum aşar engeli.

SOYGUNCU, HIRSIZ, ARSIZ, İÇİMİZDEN HER BİRİ,
DÂVÂÂ İÇİN ÇIKARSIZ, YİĞİTLER OLUR DİRİ.

Ortam germek istiyor, “Cadı Avı” diyorlar,
Anlamsız sözler diyor, vermeden istiyorlar,
Halkın hakkını yiyor, hayırlar diliyorlar,
Buzdan dağlar eriyor, gerçeği biliyorlar.

YAKTIN VÎRÂN EYLEDİN, KUYUYA ATTIN BİR TAŞ,
OLUR/OLMAZ SÖYLEDİN, EĞİLDİ YERLERE BAŞ.

Bu millet ulu millet, Dostu/Düşmanı bilir,
Kaplarsa ruhu illet, vicdanından irkilir,
Kabul edilmez zillet, karşınıza dikilir,
Peygamberi bir ümmet, Gayr-i Müslim silkinir,

KEMÂLİLER OLDUKÇA, SÖYLENİR, HEM YAZILIR,
HAK YERİNİ BULDUKÇA, FİTNEYE YER KAZILIR.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem