:: YAZI

Eklenme: 08.02.2014 14:18 


Özgen Keskin, 1952 yılında, Artvin-Ardanuç'un Cevizli köyünde doğdu. Bursa Eğitim Enstitüsünü bitirdi (1974). Lisans eğitimini Anadolu Üniversite Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde tamamladı (1990).
Anadolu'nun değişik yerlerinde lise öğretmenliği, müdürlüğü, Millî Eğitim Şube Müdürlüğü ve Bursa'nın Nilüfer ilçesinde belediye başkan yardımcılığı yaptı.
Özgen Keskin, benim kırk sene öncesine dayanan kalem ve dava arkadaşımdır. Çok sayıda eseri ve son olarak yayınlanan İki Cihana Bir Güneş isimli Peygamberimizi anlatan iki ciltlik, sahasında bir boşluğu doldurmuştur.Eski dost, eskiyen dost haline gelmiş, çok sayıda dostlarını kaybetmiştir.
Fi tarihinde, Bursa Milli Eğitim Şube Müdürlüğü görevini yaparken, o tarihlerde yayınlanan Bursa Marmara Gazetesinin Genel Müdürlüğü görevi ile başyazarlığını yapıyor, kendisi ile zaman zaman makamında buluşuyorduk. Halk ve öğretmenlerle diyalogu güzel, etkili ve başarılı idi. Bu yüzden zaman içinde bazı sıkıntılar yaşadı. Derken Vakıflar Bölge müdürlüğü, Nilüfer Belediye başkan yardımcılığı ve siyaset…
Çeşitli bâdireler, çalkantılar, çalışmalar ve Yıldırım Belediye Başkanlığı koltuğuna oturdu. Sert ve samimi bir yürekle söylemek gerekirse, yıllardan beri Belediye çatısı altında; kendisine, ideolojisine ve çalışmalarına ayak uyduracak kadroları getiremedi, büyük zararlar gördü. Önce Türkiye iken sonraları Uluslar arası seviyeye çıkan Âşıklar, Şairler Şöleni; ehil olmayanlar yüzünden bir türlü rayına oturamadı. Medyada çıkan, dostları tarafından söylenen, yazılan çeşitli tenkit yazıları alerji meydana getirdi, köprüleri attı.
Yeniden aday gösterilmesi için çırpınışları devam etti. Televizyon ve gazetelere büyük rakamlarla ödemeler yaptı. Reklam tahtalarını donattı, her gün bir etkinliğin mesajını ilgili adreslere gönderdi. Devlete paralel çalışmaları ile gündeme gelen, iktidar aleyhinde veryansın eden ve CHP ile düşman saflarına geçen malum cemaat tarafından yaptırılan iki özel üniversiteye arazi tahsisi, Gülen tarafından bir eserine takdim yazısı yazılması, gerçek dostlarından kopması bardağı taşıran damlalar oldu ve aday gösterilmedi.
“Güneş doğar para almaz/ Bu makam sana da kalmaz”, “Dostlarını kaybedenler, iyot gibi açığa çıkar” gibi birkaç mesajım ve bazı şiirlerim ile resmi dilekçelerim, araya giren kara kediler tarafından değerlendirildi, aramıza bulutlar girdi, unutulduk ve jürilere alınmadık.Hakkımız olan “Enler..” verilmedi.
22 Ağustos 2013 tarihli sitedeki, YETER ARTIK ÖZGEN KESKİN başlıklı yazımda; iki dönemlik başkanlık koltuğunu bırakma zamanı geldiğini, siyasi denge ve ölçülerde başkanlık koltuğunu terk etmesini sert ve dürüst bir samimiyetle, bir ağabeyi olarak yazdım, kötü oldum. Ziyaretine gitmek için birkaç defa randevu istedim, alamadım.Yıllardan beri satın aldığı, takdim yazısı yazdığı kitaplarımdan, kara kedilerin fitnesi ile, yeni çıkanlardan almadı.
4. yapılan “YILDIRIM’DA ŞİİR AKŞAMI” programına katıldım. Barış Manço Kültür merkezi salonunda, 50 kişinin bulunmadığı etkinliğe fiyasko değil, rezalet demek gerekir.
Nazım Hikmet Ran şiirlerini okuma sevdalısı (!) bir şairle, şiirleri ve şairlikleri tartışılabilen sadece 4 kişinin sahnede oturtulduğu, şiir okudukları gecede, seyirci yarıya indi, Yıldırım, Bursa, şair ve şiir adına yapılan gecenin verdiği rahatsızlıkla, salonu ben de terk ettim.
Gecede; yeniden aday gösterilmeyen Belediye Başkanı Keskin, bir tek bürokrat ve başkanın yanında olanlar yoktu.
Şair ve şiirlerin kimlere kaldığını üzülerek, ibretle gördük, Başkan adına da üzüldük.
Vali Şahabettin Harput’un ilgi ve katkıları ile basılan DİBÂCE ŞEHİR BURSA’YA ŞİİRLER Kitabımın galasını, valinin isteğine/talimatına rağmen yapmadı. Derken; bugünlere geldik, sen sağ ben selamet…
Her makam ve insanlar fâni olup, boş kubbede hoş bir seda olmak, iz bırakmak, eser vermek en büyük gelecek ve akıbet sondur. Dünya ve makamlar kime kalmış ki, Keskine de kalsın…
Hayırlısı, hayırlı olanı istemek ve kadere boyun eğmek de müminin görevidir. Keskin kardeşimiz, üzerindeki ağır yükü attığı için, yeni eserler yazar, etkinliklerde görünür, hizmet ve gayretlerine devam eder.Dostlarını da ziyaret ederek, özür diler, helallik alır.
Bir şiirimi armağan ederek, yazımı bitirmek istiyorum:

EKTİĞİN BİÇTİN KESKİN!
(ÖZGEN KESKİN DOSTA)
DOSTLARINI UNUTTUN,
HİZMET İÇİN UMUTTUN,
NİNNİLERLE UYUTTUN,
ŞÖHRET YOLUNU TUTTUN.
DEDİM, YAZDIM, SÖYLEDİM,
BEN HER ZAMAN BÖYLEYDİM.
GÜN BUGÜN, SAAT BUGÜN,
UNUTULMAYACAK DÜN,
GAMSIZA HERGÜN DÜĞÜN,
DOST ÖĞÜDÜ, HER ÖĞÜN.
KALEMİNİ BEKLETTİN,
DOST BAĞINI TERK ETTİN.
GÜN DOĞAR, PARA ALMAZ,
MAKAM KİMSEYE KALMAZ,
MAZLUM HAKKINI ÇALMAZ,
KOLTUK İÇİN ALÇALMAZ.
EKTİĞİN BİÇTİN KESKİN,
KENDİN EDERSİN TESKİN.
SAZ DİNLE, SÖZÜ DİNLE,
KONUŞMA SAKIN KİNLE,
YARIŞ ET, SEN ERKİNLE,
GÜNAHIN VARSA İNLE.
GERÇEK DOST ACI SÖYLER,
ŞAHİTTİR İLÇE, KÖYLER.
YIL GEÇTİ, YILLAR GEÇTİ,
HAK KAPIDA NE YAPTIN?
BU MİLLET SENİ SEÇTİ,
NEDEN, NİÇİNDE SAPTIN.
KEMÂLİ’DEN BİR ÇAĞRI,
AK ALIN, GÖNÜL BAĞRI.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem