BAYBURT "12. DEDEKORKUD KÜLTÜR VE SANAT ŞÖLENİ
Eklenme: 15.08.2006 06:56
BAYBURT; Cennet Vatanımızda, Türkiye'nin en küçük vilayetidir. Anadolu'da ikinci derecede "Kültür Merkezi"olarak tarihi kaynaklarda yer alır. Yakutiye, Ulucami, Mahmudiye, Musaviye, Hayrani, kale içinde bulunan Burcusarı, İkbaliye isimli yedi medreseden ünlü ilim adamları, şairler, gönül erleri yetişmiş, Ahiliğin Anadolu'daki ilk temsilcilerinden birisi olan Ahi Muhammed Bayburt'a yerleşmiş, Osmanlı Devletinin ilk Şeyhülislamı Molla Fenari Bayburtlu Ekmelüddin Muhammed Bin Mahmud El Babirti'nin rahlesinde yetişerek, Bursa'ya gönderilmiştir.
BAYBURT; Sadr-ü Şeriâ, Ahmed-i Zencani, Şeyh Vesi, Ali Çelebi, Seydi Yakub, Şeyh Heyran, Şehit Osman, Dedekorkud, Genç Osman, Hüseyin Danişmendi, Uzun Gazi, Ahmed Revayi, İrşâdi, Zihni, Celali, Hicrani gibi daha nice gönül erlerinin yetiştiği, binlerce talebe yetiştirilen kültür ve karakter çınarı bir merkezdir.
BAYBURT; Devr-i Sabık'ta ((Millî Şef Dönemi) büyük zararlara uğratılmış, halkına zulmedilmiş, tarla ve harmandan jandarma baskısı ile alınan arabalarla, "Halk Evi"ne taş taşıtılan, seçim sandıkları yok edilen, ehramlı kadınların örtülerinin zorla açıldığı, "Hart İsyanı"nın yanlış ve noksan olarak tarihi kaynaklara geçirildiği ve İnönü Hükümeti tarafından yaptırılan bir köprüden Bayburt halkının aylarca geçmediği bir mazlumlar diyarıdır.
BAYBURT; Türkiye'nin en büyük tarihi kalelerinden biri olan, M.Ö. 400 yıllarında yapılan Çin-ü Maçin Kalesi, yontma taştan yapılan tarihi saat kulesi, Çoruh nehrine kaleden inen suluklar, Aydıntepe ilçesinde bulunan Yeraltı Şehri, Çımağıl Mağarası, Kop şehitleri anıtı, Sarıkayalar Şelalesi gibi eserleri yanında, Ermeni ve Rus Çetelerine direnerek, Kop Müdafaaları ile "İkinci Plevne Destanı"nın tarihe armağan edildiği bir ecdat yadigârıdır. (Daha detaylı bilgi için bakınız: Tarihte İkinci Medeniyet Merkezi Bayburt, İlhan Yardımcı, 288 sayfa, 2006/Konya )
Genç ve orta yaşlarını Orta Asya'nın bozkırlarında geçiren bilge insan, Dedekorkut-Dedemkorkut-Korkutata-Korkudsultan'ın mezarı, Bayburt Masat (Yıldırım) köyünde olup, on iki yıldan beri Bayburt'ta"Dedekorkud Kültür ve Sanat Şöleni" yapılmaktadır. Dünya Edebiyatının paylaşmakta zorluk çektiği Dedekorkud Hikâyeleri, konularına göre on iki çeşit olup, her Bayburtlu bu hikayeleri anlatabilmektedir. Köroğlu Hikâyelerini de dokuz koldan anlatan yaşlıların bulunduğu Bayburt, bir kültür hazinesi olarak tarif edilebilir.
26 Temmuz-28 temmuz 2006 tarihleri arasında yapılan şölene, Bayburt Belediye Başkanlığının resmi daveti üzerine bende katıldım.. Şölenin ilk günü Masat köyünde, Dedekorkud Türbesi ziyarete edilerek, yapılan dualardan sonra kortej Cumhuriyet Meydanına kadar yürüdü. Resmi tören görkemli bir şekilde açıldı, ikramiyeli balonlar uçuruldu. (Göklere salıverilen balonlar hangi ülkeye düşerse, kimin eline geçerse, Bayburt belediyesine müracaat ederek, konulan ödülleri alıyor. Geçen yıllarda, Azerbaycan'a düşen balonlar olmuş.)
Şölenin ilk gecesi yapılan halka açık konserde çeşitli sanatkârlar gösteriler yaptı, halk coşku ile izledi.
İkinci günü, belde ve mahallelerde halk oyunları, animasyon gösterileri yapılırken, Halk Eğitimi salonunda Prof. Dr. İbrahim, İlhan Yardımcı, Dr. Hamdi Güleç ve Kenan Yavuz tarafından Dedekorkud ile ilgili dört bildiri sunuldu. Bildiriler üzerinde tartışmalar yapıldı, sorular cevaplandırıldı., Ayni gece Kapalı spor salonunda Tasavvuf Musikisi gösterileri gönülleri fethetti.
Üçüncü günü "TOKİ" temsilcisi Cemâleddin Damlacı tarafından, "Kentsel Dönüşümde Bayburt Modeli" paneli yapıldı. Karşılıklı soru/cevaplı tartışmalar, panelin tuzu/biberi oldu. Semt sahasında ata sporu cirit müsabakaları heyecanla izlendi. Âşıklar Gecesinde âşıklar coştu. Genç Osman Stadyumunda halka açık konser ilgi ile izlendi.
Dördüncü gün, Saathane Meydanında halk oyunları gösterileri ile deve oyunlara sergilendi, vilayet ormanında herfene (Bayburt'a ait yemekler yenilmesi) yapıldı, Şair Zihni Şiir Gecesinde Bayburtlu şairlerin eserleri kendileri tarafından okundu, kapalı spor salonunda yöre gecesi yapıldı.
Şölenin son günü Soğanlı Yaylasına çıkılarak, halk türküleri ile halk oyunları gösterilerinden sonra "Yayla Beyi"seçimi yapıldı.
Dolu dolu geçen şölen programını binler izledi, yurt içinden ve dışından gelen binlerce Bayburtlu memleket özlemini giderdi. Bayburt'ta, Bayburt'u yaşadı, hasret giderdi.
Şölen programlarında fırsat buldukça; Bayburt kahvelerinde kıtlama çay içtim, halkla sohbet ettim. Tanıdık, dost ve akrabaları ziyaret ederek, bilgiler aldım. Bayburt halkının kem talihinden midir, kaderi midir bilinmez... Ekonomik sıkıntılar yaşayan halk, bürokrasiden ve bürokratlardan şikâyetçi. Milletvekili, Vali, Belediye Başkanı, Bayburt'a hizmet için gönderilen diğer âmir/memurların yeteri kadar halkla birlik olamadıkları, içlerine ve gönüllere girmediklerini sert ve dürüst bir samimiyetle, "Bayburtluca" işaret ettiler. Sitemleri arasında gizlenen acı gerçekleri anlattılar.Bayburt'un geri kalmışlığının kader olmadığını, yeteri kadar yatırım yapılmadığına dert yandılar, ağladılar, sızladılar. Bayburt'ta görev yapan medya yetkililerine birer fotoğraf makinesi ile kameranın, bir bürokrat tarafından verildiği, gerçeklerin, olup/bitenlerin mahalli gazetelerde, ajans haberlerinde yer almadığı, veya yazılanların taraflı olduğunu anlattılar.Bayburt'ta uzun süre kalan bir valinin icraatlarında, Dedekorkud'un Bayburt halkına yanlış anlatıldığı, heykelinin yanlış dikildiğini, kız meslek lisesinde ve Aslandağı'nda meydana gelen bir olayın mazide kara bir leke olarak hâlâ ağızlarından düşmediğini söylediler.
Belediye çatısı altında kendilerine yer verildiği halde, her fırsatta belediye başkanlığı aleyhinde haber ve yazılar yazan/çizen, muhabirlerine plaket verilen bir merasim de dillerde pelesenk oldu. Öğretmen evinde yapılan bir sazlı/sözlü merasimde Bayburt kitabımız ile belediye başkanlığına saldıran hakaretlerle dolu bir makale yazarına, Gazeteciler Cemiyeti tarafından bu yazısından ötürü plaket verilmesi Bayburtluyu gönülden yaralamış olacak ki, infialleri bize kadar geldi, serzenişler mesajlarımız arasında yer aldı. (İsmi Yeşil Bayburt olan mahalli bir gazetede; talihsiz ve garip ifadelerin yer aldığı, plaketle ödüllendirilen bu yazıya gerekirse cevap verilecektir.) Bayburt'la ilgili sahasında tek kitap olan "Tarihte İkinci Medeniyet Merkezi Bayburt" isimli eserimize takdim yazısı yazdığı, belediye faaliyet ve çalışmalarına yer verildiği, İstanbul'da bulunan Bayburtlu Kartal İlçesi Belediye Başkanı Arif Dağlar ve Ankara Bayburt Derneği hakkında kitapta bahsedildiği için, karalama edebiyatı yapılması, bir Bayburtlunun asla atamayacağı çamur atılması, kitabın yazarı ile belediye başkanına saldırılması da Bayburt halkı ağzında gereken cevabı almış durumda... Mahmut Kırtan mı, kırpan mı'nın "Gaz"a geldiği, şiirlerinin yayın hakkı bize ait olan Bayburtlu halk şairi Hicrâni hakkında bir eser yayınlayan, tarafımdan çekilen resmi kapağa koyan Kırtan'ın dışlandığı belirtiliyor. Ne yapalım kervan yürüyor, hizmet ve çalışmalar devam ediyor. Bayburtlu kimin ne olduğu, neye hizmet ettiğini çok iyi biliyor. "Gün ola /Harman ola" tabiri de geçerliliğini muhafaza ediyor. Zaman en güzel şahit, hizmet ve doğruluk en büyük sermaye, iftira ve yalan korkunç bir yaftadır. Yaftayı kimlerin taktığını çok iyi bilirsiniz..At izine karışan it izi kaybolur, kem söz sahibinin olur, menzile yürüyen maksuda erer.
Her şeye, tenkit ve yazılanlara rağmen; Başbakanlık Türk Tanıtma Fonu Kültür ve Turizm Bakanlığı katkılarıyla yapılan on ikinci Bayburt Dedekorkud Kültür ve Sanat Şöleni; bir gayretin, hizmetin ve değerlere sahip çıkmanın eseridir. Vali Musa Küçükkurt, belediye başkanı Bekir Çetin ile yardımcıları, Milletvekilleri Ülkü Güney, Fetani Battal, Milli Eğitim Müdürü Süleyman Arman, Emniyet müdürü, daire müdürleri, görevli memurlar, özellikle koşturan Ufuk Kalekâhyası ile komite arkadaşları, Başsavcı, Müftü, dışarıdan gelen milletvekili ile Bayburt toprağında yetişmiş değerler ve bütün Bayburtlular çırpınıp durdular, misafirperverliklerini en güzel şekilde icrâ ettiler.
İmkânsızlıklar içerisinde, bu kadarını yapabilmek bir fazilet ve gelecek kuşaklara bir işarettir. Daha iyisini ve güzelini yapanları alkışlar, bağrımıza basarız. Şölende emeği geçen bütün insanları, Bayburt halkını yürekten selamlar, başarılarının devamını dilerim.
Bayburt bizim, Bayburtlular bizimdir... "Madem biz Bayburtluyuğ, hepimiz birük" diyen gönül ehli, ne güzel buyurmuştur.
"Anadolu bize
Anayurt dediler.
Aradım dünyada
Cennetten bir köşe;
Her kime sorduysam,
Hep Bayburt dediler."
Şair haksız değildir, taşı gediğine koymuştur.
Can sağ olur, ömür vefa ederse; gelecek şölende buluşmak ümidiyle, en derin sevgi ve saygılarımla.
|