Kültür Kitaplarına Gösterilen İlgi...
Eklenme: 11.07.2006 11:05
"Her türlü fikir, sanat ve âdet varlılarının hepsine Kültür diyoruz.
Bir ağacın çiçek ve meyveleri ne ise, bir toplumun kültürü de odur. Kültürünü olgunlaştıramamış veya kaybetmiş milletler; meyve vermemiş veya meyveleri dökülmüş ağaçlara benzer. Bu ağaçların; bugün olma da, yarın kesilip odun olarak kullanılmaları mukadderdir.
Bir milletin kültür kökleri; yaşama ve yükselme yollarını açar ve aydınlatır. Geçmişle geleceği birbirine bağlamayan kültür kökleri, her gün değişik bir kültür ve düşünceyle yetişmek; o milleti çürütür, yerle bir eder.
Gerçek kültür; hakiki din, yüksek ahlâk, fâzilet ve hazmedilmiş ilimlerin potasında kaynayarak/eriyerek olgunlaşır. Dinsizlik, ahlâksızlık ve cehâletin hakim olduğu toplumlarda; gerçek kültür değerlerinden bahsetmek paslı kaşıkla bal yemeğe benzer ki, insanların ondan faydalanması mümkün değildir.
Başka milletin kültür değerleri ile zifâf edenlerin varlık ve bekaları gülünç ve aldatıcı olup, gelecek aydınlık değildir.
Millet hayatının ahenk ve istikameti ile kültür değerlerinin duruluğu bozulduğu zaman; millî tuh imbikleri çalışmaz, medeniyet ve kültür bunalımı başlar.
Bu eser; elli yıllık bir araştırma, derleme ve gayret ürünü olarak, aziz milletimizin Kültür Şelâlesinden, ulu çınarlardan meydana geldi."
Elli yıllık bir araştırma, fişleme, resim çekme, kupür kesme, arşiv çalışmaları neticesinde meydana gelen, basılarak kitap haline gelmesi bir yıl süren, 880 sayfalık "KÜLTÜR KÖKLERİMİZ" isimli, 57. kitabımızın arka kapağında bu ifadeler yer alır. Bir yazarımızın ifadesiyle, iki kitabın bir çocuk tarafından taşınamayacağı bir eser basılarak, aziz milletimizin istifadesine sunuldu. Osmanlı'nın 750, Cumhuriyetin 100. yılına armağan edilen, yine okurların ve dostların ifadesiyle; "Besmeleli/Hamdeleli/Halveleli, "Antika" bir kitap..
Birbirinden güzel, faydalı binlerce kitap basılır, okurun hizmetine sunulur. Bazı eserler belden aşağıdır, milyonluk satış yapar. Bazı kitaplar "Köpek yalağında süt" misali sadece gübrelik ve çöplük lüktür. Birçok eser, kitap fuarlarında sergilenir, imza günleri yapılır, ideal ve ideolojik sahiplenme neticesinde beslenir, desteklenir, medyada ön plana çıkarılır. "Dışı seni yakar, içi beni" Kelam-ı Kibar gibi, imkân ve destekler sayesinde zarf güzeldir, trilyonlar harcanmıştır, mazruf zarar verici, beyin yıkayıcı, saptırıcı ve düşman yetiştirmektedir. Yine bazı kitaplara ödül (!) verilir, eserde cenaze namazı kılınırken rükû ve secdeye gidilir, "Peygamber âyetleri, avret avrat olsa gerek..." gibi cehalet kumkuması nice hatalarla doludur. Okuru imanından eder, yoldan çıkarır, uçurumlara sürükler, anasını ağlatır, hayatını zindana çevirir..
"Millet hayatının ahenk ve istikameti ile kültür değerlerinin duruluğu" nu bozmamak, "Millî ve Dini Ruh imbikleri"ni kullanarak, medeniyet ve kültür değerlerini gelecek nesillere aktarmak isteyen nice yazarlarımızın kitapları da maalesef gereken ilgiyi görmez, başta bulunanlar destek vermez. Halka ters düşen festival ve gecelerde trilyonlar harcayan belediyelerimiz, yazarlar tarafından yapılan müracaat dilekçelerine cevap vermeye tenezzül bile etmez. Zevahiri kurtarmak için bir veya birkaç tane satın alarak, kitapları bir köşeye atarlar. Kültür değerlerimiz içerisinden gelmiş, imbikleri iyi kullanan bazı başkan, makam sahipleri ve yetkililer de vardır. Her türlü olumsuzluk ve kısıtlı bütçeler, sıkıntılara rağmen yardımcı olmaya çalışırlar, destek verirler. Bunların da henüz nesilleri kesilmemiştir...
"Kültür" ve "Turizm" aslında iki ayrı kutuptur, Türkiye'de Kültür Bakanlığı ile Turizm Bakanlığının birleştirilmesi iktidarın en büyük hatası olmuş, "Kültür" değerleri, turizm potası içerisinde adeta asimile edilmiştir.. Dansöz ile camiyi, şarap ile Selimiye'yi, Sümela ile Mevlâna'yı, plaj ile Yeşiltürbe'yi ayni kefeye koymak isteyen turizm zihniyeti, bu milletin başına çok daha çoraplar örecek, millî ve manevi değerlerimiz üç kuruşa kurban edilecektir. Turizm adına devlet kredileri ile yapılan otel/motel gibi bilmem kaç yıldızlı tesislerimizin hali belli olup, kültür değerlerimiz ile taban tabana zıttır.
Kültür Bakanlığına bağlı olarak çalışan "Kütüphaneler Genel Müdürlüğü" ne bağlı, Türkiye genelindeki beş yüzün üzerinde kütüphaneye yeteri kadar kitap alınmamakta, belli zihniyet ve patronların bastıkları kitapların alımında maalesef objektif davranılmamaktadır. "Millî Eğitim ve Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları ne derece etkilidir, kimler faydalanır, kimlere telif ücreti ödenir, nasıl temin edilir, yazarların kaçının kitapları satın alınır, kaç kitap alınır, depolarda yığılan kitapların akıbeti nedir, yazarlar tarafından yapılan müracaatlara kaç ayda cevap verilir?..." gibi soruları çoğaltmak mümkündür. Kültür değerlerimiz ile kültüre hizmet eden eserleri desteklemek, yardımcı olmak, yaşamalarını sağlamak vazifeleri olan belediyelerimizden kaçı bu sorulara cevap verebilir?... Zeki Müren'in mezarı başında şarkılı anma merasimleri yaparak, özel davet edilen sanatçılara milyarlar ödeyen, festivallerde ve Ramazan eğlencelerinde (!) Nurhan Damcıoğlu gibi kalça/göbekleri pek sanatçılara (!) köçek oynatan, cep telefonları ile bu zennelerin türkülerine eşlik eden, milyarları vermekten çekinmeyen, dans ve eorobik kursları açarak, bir grup mutlu azınlığa hizmet ettikleri zanneden belediye başkanlarımızın kaçı kültür değerlerimizi gelecek nesillere aktaran eserlere para ödemiş, desteklemiştir? Kültür köklerimizle ilgili kaç eser yayınlamışlar, Kültür Müdürlükleri, Yerel Gündem Üniteleri neler yapmıştır?...
"Millî ve Dinî Ruh İmbikleri" ile kitap yazan değerlerimize en büyük destek ve yardımı okuyucularımız yapmalı, içi boş olduğu için ağlayan kalemler nâmertlere muhtaç olmamalıdır.
|