:: YAZI

Eklenme: 17.02.2011 16:04 


( Bu yazımı: Mert Yürekli Prof. Dr. Orhan Çeker'e ithaf ediyorum )
Fransızca bir kelime olan dekolte, "dėcollėte" aslından gelir. Bizim değerlerimizle ilgisi yoktur.Dilimize girmiş Frenk kelimelerinden biridir. "Kolların, göğüs ve sırtının bir bölümü açık kadın giysisi" anlamına gelir.
Aslında medeniyeti bulamayan medeniyet anlayışında kibar bir kelime olarak günümüzde kullanılıyor, müstehcen kelimesi bu kelimenin karşılığına zor gelse bile...
Selçuk Üniversitesi İlahiyat Bölüm Başkanı Prof. Dr. Orhan Çeker'in haklı bir beyanatı, güdümlü medyaya bomba gibi düştü, YÖK başkanı da 'mal bulmuş Mağribi'lerin yaygara koparmasına ortak oldu. Gazetelerde birinci sayfadan, televizyon ekranlarında dakikalarca canlı yayınlara kadar varan bir kaşık suda fırtına koparma provokasyonları, şer odakların ekmeğine yağ sürdü.
Ömrünü Bu ilim kapısında tüketmiş, eserler vermiş ve bölüm başkanlığına kadar getirilmiş profesör ne demiş: "Dekolte giyen kadınlara yapılan tacizde, sadece yapanların değil, o kadınlarında payı vardır. Suç ortaktır..." Vay efendim; sen misin böyle söyleyen, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetinde böyle sözler söylenir mi? Taciz, oldu tecavüz ve bin türlü hezeyan saldırılar aldı başını gidiyor.
Güdümlü medya, boyalı ve kiloluk basın, Yahudi ve Mason beslemeli zihniyetlerin kudurması normaldir, YÖK'e ne oluyor? Türban, aslı adı ile örtünün müdafaa ve mücadelesini yapan YÖK'e ne oluyor? Üniversite Rektörüne ne oldu? Kim kimin, kimler neyin peşinde? Kimin eli kimin cebinde, kimin kalemi kimlerin dilinde, kraldan ziyade kral olanlar kimler? Doğru söyleyenleri kaç köyden kovacaklar?
Tanzimat'la başlayıp, Cumhuriyet döneminde zirveye çıkan fikir kaosu içinde bocalayan sözüm ona aydınlar gürûhu ile cahil kalemler ve ağızların neyin peşinde oldukları belli, açıklamaya gerek yok.Onlar görevlerini yapıyor, Müslümanlara ne oluyor?
Kadını bir meta haline getirenler, 3,5 milyon genelev kadını, bir bu kadar katında telekız, randevu evleri ile batakhanelerde can çekişenler, sadece İstanbul'da on dokuz bin homoseksüel, bir bu kadar lezbiyen, on binlerce kumarhanede kullanılan dekolte kadınlar ve medyada fuhuş tüccarlığı yapılan müstehcen yayınlar, porno filimler, erotik programlar, gece kulüpleri, kaçak çalışan sayısız zina evleri, bar/ pavyon dekolte giyinenlerin eseri değil mi? Otomobil lastiği, çiklet sakızı, sinek ilacı ve diğer çeşitli reklamlarda dekolte kadınlardan daha müstehcen sahneler yok mu? Bugün işlenen cinayetlerin yüzde çoğunluğu içki ve dekolte kadınlar değil mi? Zinaya teşvik eden, ocakları yıkan müstehcen yayınlar değil mi?
Ahlaki değerlerin dibe vurduğu, zinanın meşrulaştırıldığı, cahiliye döneminden daha ileri seviyede kadının kullanıldığı genelevlerde bulunan binlerce zavallı kadının halini bilir mi bu budalalar ve yobazlar? Adliye dosyalarını tetkik ettiğiniz zaman, işlenen cinayetlerin neden işlendiğini bilmez mi bu Akl-ı Evvel devrimciler... Kuş beyinli bile olamayan cüceler...Karanlıkta bocalayan aydınlıktan korkan, pay alamayan cahiller...
Kadın anadır, kadın temeldir, kadın nesil devamının tek varlığıdır, kadın ana olursa, Cennet ayakları altındadır. Peygamberi doğuran ana, Fatihleri de doğurmuş, İstiklal Harbinde cepheye ayakları çıplak mermi taşımış, ellerini kınaladığı oğlunu askere göndermiştir. Müslüman kadını, anayı İslami temel değerlerden koparamazsınız, koparırsanız toplum böyle olur. Sadece Bursa'da 2010 yılında yedi binin üzerinde ailenin boşandığı acı gerçeğinde, ana ve kadını nereye koyacaksınız? İnternet cafelere kadar giren porno sitelerini seyreden sayısız genci, zina yapmaktan nasıl koruyacaksınız? Bunun adına; medeniyet, laiklik, demokrasi, çağdaşlık, bilmem ne derseniz, ihanet edersiniz. Kadını ve anayı alçaltır, yerin dibine koyarsınız. Kadın ve ana korumaya muhtaçtır, yüceliği 'hatun' diye değerlendirilmiştir.
Bakın şu televizyon dizilerine... Kadın ve ana ne hale getirilmiş, senaryolar nasıl hazırlanmıştır? Kadını ve anayı alçaltmak/küçültmek için hazırlanan oyunlara,tuzaklara bakınız. Kanuni Sultan Süleyman'ı sözüm ona anlatan Muhteşem Yüzyıl dizisindeki dekolte kıyafetlere bakınız. Bu kadar yalan, bu kadar muhteşem cehalet, bu kadar ahlaksızlık olur mu? Anasının baldırını göremeyen bir nesil yanında, ananın ve kadının mahrem yerlerini teşhir eden böyle bir medeniyet anlayışı ve çağdaşlık olur mu? İslam'a, Kur'an ve sünnet'e göre kadın ve ana böyle mi, bu mudur? İstiklal Harbini kazanan, Maraş Müdafaasını, Antep Savunmasını, Çanakkale Destanını tarihe yazdıran, Bayburt İkinci Plevneyi kazanan, Erzurum Tabyalarında, Anadolu'nun her köşesinde, her karış toprağında şehit düşen bu analar mı? Etini, budunu, sesini, iffetini satan bazı dekolte soysuzlar mı? Laiklik, Cumhuriyet ve Demokrasi bu mu?
Kur'an'dan bihaber, hayatında ahkâmı ile âmel etmemiş, söylenenleri duymamış, kitabını açıp bir gün okumamış, bir gün camiden içeri girip va'z dinlememiş, alimlerin sohbetlerine katılmamış, ilahi emirlere uymamış niceleri bi zahmet: Ahzap, 33/53-55, A'raf.26-27, Nur. 24/60, Nahl. 81. ayetlerle, Peygamberimizin sayısız hadis-i Şerifini okusunlar. Cüce beyinlerine göre fetva vermesin, ahkâm kesmesinler. Bırakın dekolte giymeyi, örtünmenin farz olduğunu göreceklerdir. İslam'da ilk savaşın örtü yüzünden çıktığını, inkârının küfür olduğunu öğreneceklerdir. (Bakınız: Örtünme ve Çıplaklık. Hasan Çalışkan. 398 sayfa. Serhat Kitabevi. Konya dizgi ofset. Kasım 2010. 9. baskı )
Diyanet İşleri başkanlığı neyin başkanlığını yapar, neleri söyleyebilir? İlim erbabı bir profesör doğruları söylerken, diyanet nerede, biz neredeyiz? Rahat bir uyku içinde bocalayan, ehl-i dünya Müslümanları ve Ümmet-i İslam nerede?
Olup bitenler karşısında Müslüman çok rahat ve keyfi yerinde. Allah kabul ederse namaz kılar, yılda bir ay orucunu tutar, parası varsa zekât verir, birkaç defa hacca gider, tasadduk eder, sadaka verir, çeşitli iyilikler yapar ve de cihadı unutur, sorumluluğunun bittiğini zanneder ve Cennete hazırlanır. Yok öyle yağma hasanın böreği.. Cehennem hem lüzumsuz değil, Cennet kolay değil... İbadetler her kulun asli görevidir, kabul edilip/edilmeyeceğini Allah bilir. Cennetin tapusunu almak hayal değildir. Kul olmak, kul olarak yaşamak ve ölmek de günümüzde er kişinin kârıdır. İman ister, yürek ister, cihad ister..
İman-ı kâmil, âmeli Salih yaşamak ve ölmek hiç kolay değildir.
Müslümanlar, müminler uyanmalı, cihadı bilmeli, terk etmemelidir. Dünün Ebu Cehilleri, Lehepleri, Neronları, Firevunları, Nemrutları yanında, bugünün de aynı isimde adamları vardır, Şeytanla birlikte görevlerini yapıyorlar. Biz ne yapıyoruz, neyin neresindeyiz?
Mert yürekli, hakkı söylemekken çekinmeyen Prof. Dr.. Orhan çeker'i tebrik ediyor, bir şiirimle yazımı noktalamak istiyorum:
AYAĞA KALK MÜSLÜMAN!
BU DÜNYA DEĞİŞİYOR, MÜSLÜMANLAR UYKUDA,
DEĞERLER ALT/ÜST OLDU, SOFRALAR BALLI/BÖREK,
EŞEK ÇEKMEZ VEBÂLİ, CİHAT KALDI KUYTUDA,
AÇLIKTAN ÖLENLER VAR, EKMEK YERİNE ÇÖREK,
YETER ARTIK UYUMAK, MÜSLÜMAN UYANMALI!

TAĞÛT SİSTEM ÇÖKÜYOR, KURTARICI GELECEK,
ASIR KAOS ASRIDIR, HAK BÂTILI DELECEK,
PATLA SODOM GOMORA, HERKES YERİN BİLECEK,
GELİYOR EHL-İ İMAN, EHL-İ KÜFRÜ BOĞACAK,
YETER ARTIK UYUDUN, AYAĞA KALK MÜSLÜMAN!

MUSA'YI TAŞIYAN NİL, ŞİMDİ KİRLİ AKIYOR,
FİRAVUN MEZARINDAN, MÜSLÜMANA BAKIYOR,
"SAM AMCA" NAZARINDA, "KIRMIZI MUM" YAKIYOR,
DEVLERİN PAZARINDA, İSTAVROZ HAÇ TAKIYOR,
BİTSİN ARTIK UYUMA, CİHADA KALK MÜSLÜMAN!
MÜMİNLER ÖLMEZ AHENK, BİRLEŞSİN OLSUN HEVENK,
SOLMASIN BU ASÎL RENK, ŞEHÂDET OLSUN TEK TEK,
ÇATLASIN MOSKOF, FRENK, SİNEDE ATAN YÜREK,
KEFENSİZ MEZARLARDA, ŞÜHEDÂ TOPRAK KÜREK,
UYAN GAFLETTEN UYAN, KENDİNE GEL MÜSLÜMAN!
GÜNEŞ DOĞDU BATIYOR, KITALAR KAN PAZARI,
EHL-İ DÜNYA YATIYOR, DOĞRU YAZMAZ YAZARI,
HAÇLI, REJİM SATIYOR, İSTEMEZLER HAZARI,
DÜŞMANLAR KİN KATIYOR, HAK SAKLASIN NAZARI,
UYUDUN YETMEDİ Mİ, AYAĞI KALK MÜSLÜMAN!
IRAK, SUDAN VE MISIR, SIRA BİR GÜN BİZEDİR,
ERİDİ BUZDAĞLARI, MAZLUM AHI DİZEDİR,
EMİR BEKLER SAĞLARI, HAK FERMÂNI SİZEDİR,
ÖLÜM BİR TESKEREDİR, BU ÂLEMDEN VİZEDİR,
RAHAT MISIN MÜSLÜMAN, RAHAT MISIN MÜSLÜMAN!
KARUN BİLE KALMADI, NİCE ZALİMLER HANİ?
MİLYONCA YILDAN BERİ, HER İNSAN OLDU FÂNİ,
ESKİMEZ ESKİ YENİ, , KAYNIYOR KAZAN YANİ,
VARLIK İÇİNDE YOKLUK, NÎMETLER SONSUZ, GANİ,
KEMÂLİ HAYKIRIYOR, AYAĞA KALK MÜSLÜMAN!
(17 Şubat 2011/PERŞEMBE )

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem