:: YAZI

Eklenme: 28.01.2011 13:36 


"Kıyamet Asrı"nda yolların kaybolduğu, izlerin silindiği, kurtarıcı bekleyen dünya; içine düştüğü kaostan kurtulmak için "Yeni Düzen"ini arıyor. Büyük güçler arasındaki ilişkilerin ne olacağı, yeni ittifakların kurulup kurulmayacağı, eğer kurulursa kimin nerede yer alacağı bilinmiyor. Karanlık dehlizlerde yol arayan görmezler, çırpınırken daha derinlere batan zavallılar gibi "Gizli Dünya Devleti" kurma gayretleri (!) yeniden gündemde...Bizi kandıra kandıra, ballandıra ballandıra, ihanet planları, tuzakları hazırlanıyor, satın alınan taraflı medya olup/bitenlere çanak tutuyor. Halkın güvendiği, inandığı irade ile iktidara getirdiği parti içerisinde, kaynayan kazan, fikir/zikir/şükür ayrılıkları, menfaat odaklarının ve nefislerin galebe çaldığı bilinen bilinmezler, mahalli idarelerde başa gelenler, geçenler ve yıllardan beri bir şey yaptım/yapıyorum sananlar, zamanın dehlizleri içerisinde zaman zaman kaybolmakta, serseri bir mayın gibi sağa/sola çarparak ömürlerini tüketmektedirler.
Hakkın dayandığı noktada buluşarak aklı kullanan yazar ve kelam sahiplerinin birleştiği noktada şöyle deniliyor:
"Yeni oluşumlar, ansızın ortaya çıkmazlar. Önce ipuçları görülür yeni oluşumun, sonra yavaş yavaş şekillenir. Bugün dünya, oluşan yeni düzenin ilk basamaklarında ve Türkiye'ye nerede yer alacağı soruluyor..
Dünya, ABD'nin giderek küçülen bir güç olduğunu kabul ettiğinden, tek kutuplu dünya düzeninin sürmeyeceğini bilmekte ve yeni arayışlara gitmektedir. Yani Türkiye öngörülerindeki isabet oranında geleceğini belirleyecektir. Dünya medyası ve uzantıları, Türkiye'nin öngörüsünü köreltmeye çalışmaktadır.. Daha önce eksen kayması tartışmaları, günümüzde füze kalkanı tartışmaları söz konusu öngörümüzü köreltme operasyonlarıdır."
58 yıllık kalem ve kelâm hayatında doğrudan yana, Hakkın emirleri ve rızası dışında zerre kadar sapma göstermeyen, veya göstermemek için gayret gösteren bir kişi olarak, ben de aynen bu görüşlere ve tehlike çanlarının seslerine katılıyorum.
Her türlü şer odakları ve emperyalist güçlere, Yahudi/Mason işbirliğine rağmen, Müslüman ve İstiklâl Mücâdelesi vermiş aziz ürk milleti, özellikle şûûrlu Müslümanlar uyanık olmalı, son Osmanlı kalesi üzerinde paylaşım planlarına âlet olmamalıdır. Millî meselelerde partizanlık ortadan kalkar, tek yürek/tek bilek/tek vücut olarak mücadele yapılır, gayret gösterilir ve üzerimize düşen görev başlar.
Bu milleti Tanzimat'la başlayan batılılaşma hareketi tarihinden bugüne kadar uyutanlar, yalan söyleyen tarihin yalanlarını yutturmaya çalışanlar, ayakla başların yer değiştirdiği, sapla/samanın birbirine karıştığı ve sahte devrimcilerin at oynattığı, taklidi iman sahibi Müslümanların cihadı terk etmeleri yüzünden, son karakolu, Medine ışığını, medeniyetini ortadan kaldırmak istiyorlar. Güçleri yetmeyecek, Allah'ın dediği olacaktır. Allah vaadinde mutlak hakimdir, öbürleri fasa/fiso...Güneş'i, mum ışığı söndürebilir mi?
Önümde bir afiş var... Bursa Büyükşehir Belediyesi Kent Konseyi, Bursa Kent Konseyi Engelliler Meclisi'nin ŞİİR TADINDA... isimli bir davet afişi...
Ahmet Hamdi Tanpınar'ın en başta yem olarak konulduğu, öz değerlere karşı; ateist ve komünizan fikir,faaliyet ve eserleri ile tarihteki yerini almış mahut kişilerin cirit attığı bir etkinlik. Özellikle Rusya ve Komünist ülkelerde iflas eden rejimin uşağı Abidin Dino, Zekeriya Sertel, Nazım Hikmet Ran, Şeyh Bedreddin gibi sicillilerin pelesenk haline getirildiği günümüz Türkiye'sinde, iyi ki zakkum tarlasında bu isimler yer almadı, sebebi bilinmez... Ak Parti İktidarının, Ak Partili Belediye Başkanlığının, Semih Pala'nın başkan olduğu Kent Konseyi bünyesinde bir grubun çalışmaları..
Ahmet Selçuk İlkan, Atilla İlhan, Aziz Nesin, can yücel, Cahit Sıtkı Tarancı, Cezmi Ersöz, Mahsuni Şerif, Murathan Mungan, Orhan Veli, Özdemir Asaf, Sebahattin Ali ve Şemsi Belli.. Bu adamlar ve şiirleri üzerine yorum yapmak istemiyorum, ilgilenmek isteyenler bi zahmet baksınlar. Şiir dendiği zaman, ilk akla gelenler yok... Temel değerlere, milli birlik ve beraberliğe, Tevhit akidesine ve şair/şiir bütünlüğüne nokta kadar zarar vermeyen şairler ve şiirler yok.
Baktığımız zaman, kent konseyine bağlı çalışma gruplarının hangisinde bir tutarlılık görebilirsiniz, ipler kimin elinde, belediye imkânları ile neler yapılıyor, milletin paraları nerelere harcanıyor. Şöyle bir bakın, araştırın ve vicdanlarda karar verin...
Bütün etkinliklerde bu tür ideal ve ideolojisi belli faaliyetlerin odak noktası Nilüfer İlçesi Belediyesi ile Kent Konseyi olabilir. CHP'li bir belediye başkanı, aynı zihniyette kadrolar, seçilmiş kişiler ve nesli tükenen ". İzim"leri yeniden gündeme getirmek için, milletin parkına "üç fidan" isimli heykeli dikenler, kültür merkezlerinde sol/komünizan görüş ve fikir sahiplerini konuşturanlar, Atatürk'ü ve Cumhuriyeti kullanarak, istismar ederek kalpaklı resimler altına "Devrimlerinin İzindeyiz! yazısını yazarak, meydanlarda attıkları slogan ve taşıdıkları flamalarla ne demek istedikleri, onlara göre, CHP.ye göre normal veya doğru (!) olabilir. Hangi ideal ve ideoloji ile iktidar olanların, bahsettiğim değerlerde mangalda kül bırakmayanların, ahkâm kesenlerin, halleri ne olacak?
Yıldırım Kent Konseyi kurulduğu günden beri sancılı.Konsey için ayrılan Adile Naşit Kültür Merkezinde, in/cin cirit atıyor, Eğitim Kültür Sanat Çalışma Grubu dışında faal olan grup bilinmiyor. Sadece tiyatro olarak, her Cumartesi günleri halka açık eserler sergileniyor..
Konsey başkan vekili, sekreteri adı var, kendileri yok. Yazılan yazılara cevap verilmiyor, yapılan etkinliklere gidilmiyor.
Osmangazi Kent Konseyinin de sesi çıkmıyor. Bâriz bir faaliyet yok, etkinlikler yapılmıyor.
Ak Parti döneminin en güzel ve büyük projelerinden biri olan KENT KONSEYLERİ tüzüklerini tetkik ettiğimiz zaman; çok güzel, isabetli, çevreye faydalı, belediye başkanlarına destekleyici, sivil toplum teşkilatları ile çalışmak isteyen sevdalılara güzel kapılar açan, imkânlar sağlayan, faaliyet ve çalışmaların yapılabileceği dikkat çekiyor.
Avrupa Birliğinin dayatması ile kurulan "YEREL GÜNDEM 21"ler gerilerde kaldı, yerine KENT KONSEYLERİ geldi. İyi değerlendirmek, mazideki hataları yapmamak gerekir. Milletin kör kuruşunu yiyenlerin, vebal terazisinde kantarın ağır basacağı gerçeği bilinmeli, görevde olanlar hesaba hazır olmalıdır.
"Na ehil olanda olmaz kemâlat- kem âlette, kemâlat bulunmaz" ölçülerinde; Ehil olmayanları iş başına getirirseniz, değerlere sahip çıkmazsanız, gelecekten endişe edilir. Pazarlıklı ve listeler hazırlanmış salonlarda, belediye imkânlarını kullanarak, açık oylama ve oldu/bittilerle Kent Konseyi ve yürütme kurulu üyelerini seçerseniz, netice böyle olur.
Mahalli seçimlere ve kent Konseyi Genel Kuruluna az bir zaman kaldı. Ehil olanları görev başına getiriniz ki, derdiniz olmasın, değerler yara almasın. Doğruda/
Güzelde/İyide/Hakta hedefe varılsın. Bekliyoruz, göreceğiz...
Yazar aynı zamanda şair olunca, size bir şiir armağan etmemek mümkün değildir.
NE OLDU BİZE BÖYLE? İsimli bir şiirimi, duygulara, şiir tadını alamayanlara ve vicdanlara armağan ediyorum:

"DERDİNİ SÖYLEMEYEN, DERMÂNI BULAMAZ" MIŞ,
NE DERT KALDI, NEREDE DERMÂN, HAN/HANCI SARHOŞ.
MECNÛN AŞK ÇÖLLERİNDE, LEYLÂ'SIZ OLAMAZ MIŞ,
BÂTILIN GİRDÂBINDA, MÜMİNLE, KÂFİR BİR HOŞ,
NE YÂR KALDI, NE YÂREN, NE OLDU BİZE BÖYLE?
KAPILAR ARALANDI; NE GELEN VAR, NE GİDEN,
BEYAZLAR KARALANDI, NE BİLEN VAR, NE EDEN,
ÖLÇÜLER DARALANDI; NE SİLEN VAR, NE NEDEN,
GÖNÜLLER YARALANDI; NE GÜLEN VAR, NE BEDEN,
NE HÂR KALDI, NE CEREM, NE SOLDU, SİZE SÖYLE.
KİLİTLER AÇILMIYOR, ÇİLİNGİRİ BELLİSİZ,
MIZRAP KALDI SAHİPSİZ, KIRIK SAZLAR TELLİSİZ,
EVDE HESAP UYMADI, SUYA DÜŞTÜ ELLİSİZ,
ESÂRET RUHA TESLİM, BEDEN KELLİ/FELLİSİZ.
NE KAR KALDI, NE BAHAR, ERKÂNDA SÖZE BÖYLE.
CAMİLER ŞİMDİ MAHZUN, MİHRÂB BEKLEMEZ İMAM,
ZAMÂNELER RAĞBETTE, KESRETTE KESİR TAMAM,
DİBE VURDU DEĞERLER, KİRLER YIKAMAZ HAMAM,
KEMÂLİ'DEN SORARSAN: İŞİ YARINA KOMAM,
NE ÖZ KALDI, NE OCAK, ATEŞTE KÖZLER BÖYLE.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem