:: YAZI

Eklenme: 29.09.2010 05:45 


Hazreti Adem'le başlayan insanlık; asırlardan beri çeşitli değişimler geçirmiş, Hak ile Bâtılın, doğru ile eğrinin, mümin ile münafığın, Müslüman ile kâfirin mücadelesi devam etmiş, Kıyamet'e, büyük hesap gününe kadar da devam edecektir.
Zaman akışını, olayları düzenleyen, yazan bilimin adına tarih diyoruz. Doğru yazmayan, söylemeyen tarihe de "Yalan Söyleyen Tarih" adı verilir.
Asra, zamana, zemine göre yazılan veya yazdırılan tarih sayfalarının sayısı az değildir.
Kâinatı yaratan ve her şeye gücü yeten yüce Mevla'nın kader çizgisiyle hazırlanan disketler uygulanırken, tabuları yıkan, cesaret perdelerini açan, yırtan iman sahipleri, kelam erbabı da eksik değildir günümüz kaosunda..
Analar ne evlatlar doğurmuş, nice değerler, değerlere sahip çıkmışlardır.
Tarihi kaynak, bilgi ve belgeler, son yıllarda gün ışığına çıkmakta, tozlu ve kirli raflardan inen vesikalar aydınlanmakta ve cesaretle yayınlanmaktadır.
Tarihi yönü ve değeri ile tarih olan, fâniler listesine eklenen ve Mîzân'da hesap verme ayrıcalığı bulunmayan Mustafa Kemal Atatürk'le ilgili, birbirinden önemli ve güzel bilgi/belgelerin bugünlerde yayınlanması; başta sahte Kemalistleri ve Ergenekoncuları rahatsız etmekte, 'Devirimciler' hırlamaktadır. 5816 sayılı koruma kanunu zırhına bürünerek, istismar ederek, can simidi yaparak, nutku dahi okumadıkları halde 'Atatürkçü' ve 'Devrimci' geçinen gerçek yobaz ve karanlıkta bocalayan sözüm ona bazı aydınların son yaygarası SAVARONA YATI bugünlerde gündemden düşmüyor.
Satışa çıkarılan Savarona'yı "Araplar alacakmış, sahip çıkmıyor muşuz, bize yazıklar olsun..." gibi senaryo ve tahrik kırıntıları ayyuka çıkmış vaziyette. Milletin sesi, gözü, kulağı olmaktan çıkmış güdümlü bazı medya grubu da, bu senaryolara yalakalık yapmak yarışında...
Savarona Gemisi hakkında çok çeşitli bilgi,belge ve iddialar var; bugüne kadar bilinmedi veya bilgilendirilmedi.
Savarona, Hindistan'da yaşayan bir tür siyah kuğu demekmiş. Amerikalı bir milyarderin kızı olan Mrs. Cadwalader tarafından dünyanın en büyük ve lüks yatı olarak, 7,5 milyon doların üzerinde bir para ile Hamburg'da yaptırılmış harika bir gemiymiş.
ABD limanlarında bu ağırlıkta bir gemi için biçilen vergi, çok yüksek olduğundan, ödenmediği için 1931 yılında denize indirilen Savarona, Amerikan limanlarına yaklaştırılmamış. Bunun üzerine milyoner sahibesi, gemiyi satmaya karar vermiş. Bu sırada, gemiye Adolf Hitler göz koymuş. ABD'den bir alacağına mahsuben gemiye haciz koydurmuş, bir başka kaynağa göre de beğenerek satın almış.
Ankara'da hastalığı ilerlemiş bulunan ve son günlerini yaşayan Atatürk'ün ıstırabını hafifletmek için, bir gemi alınması düşünülmüş. Sultan II. Abdülhamid için satın alınan, ancak bir defada olsa binmediği emektar Ertuğrul Gemisi, bacasından duman püskürtmesi ve, misafirlerin üzerlerine kurum dökülmesi, pisletmesi gerekçesiyle, Savarona'yı almak isteseler de, Hitler buna mâni olmak istedi. Neticede ABD başkanı Roosevelt'i devreye sokarak, bazı tehditlerle, gemi aslan ağzından kurtarılarak, satın alınmış, 1 Haziran tarihinde de İstanbul'a getirilmişti. Kaynaklara göre; Atatürk bu olaya çok sevinmiş, geminin birkaç yıl önce getirilmesinin isabetli olacağı hayıflanması bilinmektedir.
Atatürk'ün 23 Temmuz tarihine kadar, sadece 53 gün kaldığı Savarona gemisinin ışıkları karartılarak, Atatürk'ü uğurlamıştı.
O tarihlerde bu yat için 1 milyon 250 bin dolar hangi hesaptan ödendi? Bugünkü hesaba göre 19 milyon dolara tekâbül eden büyük rakam ne demektir?
1938 tarihinde Gayri Safi Hasılası yüz dolar altında seyreden bir ülkede; bu korkunç rakam nedir, yat alış/verişi nasıl düzenlendi, alındı? Yalan söyleyen tarihin yalanları arasında yer alan böyle acı gerçeklerin vebâli kimin veya kimlerin boynuna, hesaplar nasıl verile?
İktisatçı Prof. Dr. Yahya Sezai Tezel'in verdiği bilgilere göre; 1937 yılının sonunda, Türkiye'nin Almanya'dan 18 milyon TL tutarındaki alacağından düşülerek mi, Savarona alınmış, takas mı yapılmıştır. O tarihlerde Almanya'ya sattığımız Krom madenlerinden, bu rakam kadar alacağımızın olduğu ileri sürülmektedir.(Bu konuda, Zaman Gazetesi yazarlarından Mustafa Armağan'ın önemli bir araştırmasını okumanızı tavsiye ederim.)
Savarona'da görev yapmış olan emekli deniz albayı Kâzım Erbil'in hatıraları bu konuya ışık tutmaktadır. Geminin Amerikalı sahibesinin kendisi için yaptırdığı siyah mermerden mamul muhteşem banyoda; Atatürk'ten sonra gözde bir çift ağırlanmış çocukları olmadığı için ayrılan son İran Şahı Rıza Pehlevi ile karısı Prenses Süreyya, süt dolu bu banyoda yıkanmışlar.
Sonraları Irak Kralı Faysal, bu geminin müdavimi olmuş. Hatta bu gemi ile balık avına çıktığı kaynaklarda yer alır. Irak Kralı naibi Abdülillah yanında Kuveyt Kraliyet ailesinin bu gemiyi aylığı 1,5 milyon dolara kapattığı da bilgiler arasında yer alıyor.
Celal Bayar zamanında bu geminin; Pakistan, Hindistan'dan gelen misafirleri de ağırlamıştır.
3 Ekim 1979 da yanan Savarona'nın bugünlerde Ruslara veya Araplara satılacağı söz konusu, yani gemi gidici...
Hey koca tarih hey!... Hey kocalan asır ve zaman!... Sen nelere kadirsin Rabbim.. Hey yalan söyleyen tarih hey!..
Daha nice kirli çamaşırlar çıkan meydana da görürüz pisliği, rezaleti, acı gerçekleri..
Lozan'da kapatılan dosyalar bir gün gelir açılırda, daha neler neler görürüz, tarih öğrenir..
Bekliyoruz!...

( NOT: Bu yazımı aylar öncesinden internet sitemde yayınladıktan sonra, 28 Ekim 2010 medyasında kötü kokular yayılmaya başladı. Günlüğü 50 bin dolar karşılığında Savarona'da fuhuş yaptırılan çete ele geçirildi.
Rusya ve Ukrayna uyruklu 10 kadın, fuhuş şebekesinin üyesi olduğu öne sürülen 8 kişi ile bazı tanınmış iş adamları gözaltına alındı.
Savarona Yatı`na çıkan jandarma ekipleri, ilk etapta bazılarının yaşı 18`den küçük olan Rusya ve Ukrayna uyruklu 10 kız, fuhşu organize ettiği iddia edilen 8 kişi ile bazı tanınmış iş adamlarını gözaltına aldı.
Siyah mermerden yapılan muhteşem banyoda, fuhuş yapılırken süt kullanılıp/kullanılmadığı belirtilmiyor amma, 50 bin dolar yanında süt dolu banyonun sözü mu olur?
İbret alınmadığı için tekerrür eden tarih, yeniden tekerrür ediyor. Her fırsatta Mustafa Kemali can kurtaran simidi olarak kullanan, nasırlarına basılınca, yeri geldiğinde fâni bir lideri Allah, Peygamber yapan, 5816'ya sığınan devirimciler, menfaat yobazları, sahte Kemalistler bugün bir bardak suda fırtına koparma cüret ve cesaretini kimden alıyorlar, merak ediyorum.Bunların da akıbetlerini göreceğiz...Boş kalan meydanlarda at ve eşeklerin tepişmesi, gazete ve ekranlarda ahkâm kesilmesi kolay olsa gerek...)

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem