ÖRNEK BİR NEBİ CERCİS ALEYHİSSELAM.
Eklenme: 22.07.2010 07:17
Zulmün, menfiliklerin kol gezdiği bir dönemde Nebi olarak gönderiler Hz. Cercis'in hayatını çok iyi bilmek, yaşadıklarını örnek almak zorundayız.
Şam civarında ve Filistin'de yaşadığı, Hazreti İsa Aleyhiselam'dan sonra geldiği belirtilen Cercis'in (as) Filistin Remle kasabasında doğduğu kaynaklarda yer alır. Hıristiyanlar tarafından, St. Georges ismiyle anılmaktadır.
O tarihlerde putperestlik hakimdi, zulüm ve ahlaksızlık arşa dayanmıştı. Dadıyan isimli bir kral başta idi.
Cercis ticaretle uğraşıyor ve şehir şehir dolaşarak, kazandıklarını fakir ve muhtaçlara dağıtıyor, idarecileri ikaz ederek halka zulmetmemelerini önlemeye çalışıyordu.
Putperest olmayanlar, kral tarafından ateşe atılarak yakılıyordu. Cercis'in ikazlarına aldırmayan zalim kral; Cercis'i bir ağaca bağlatarak, vücudunu demir taraklarla taratır, üzerine keskin sirke ile tuz döktürür. Büyük bir demiri önce ateşte kor haline getirdikten sonra, başının üzerine koyarlar. Cenab-ı Hak nebisini, tekrar eski haline getirir. Bu defa, altında ateş yanan büyük bir kazana atıp, kapağını iyice kapatırlar. Uzun bir süre kazanda kalan Cercis'in ölmediğini görünce, hayrete düşer ve bir zindana atarlar. Orada mahpuslarla görüşmemesi, hakka davet etmemesi için; el ve ayaklarından çivileyip, büyük bir mermer taşı üzerine yaslarlar. Allah tarafından gönderilen bir melek Cercis'i kurtarır, hakka davet devam eder.
Tarihi kaynaklara göre kâfirler tarafından dört defa şehit edilen Cercis, tekrar diriltilerek, yüksek mertebelere ulaşacağı kendisine söylenir.
Cercis'i tekrar aralarında gören kral taraftarları tarafından yakalanan tebliğciyi ikiye ayrılan ağacın arasına iyice bağlar, vücudundan etler kopararak, et yiyen aslanların önüne atarlar. Zalim kral bütün mü'minleri toplatıp, hepsini şehit ettirdikten sonra Cercis de şehit edilir.
Daha sonraları bu kavmin ateşle helak edildiği, tarihteki yerini alır.
Çekmedikleri eza, çile, baskı, işkence, zulüm kalmayan nice gönül erenleri, dava adamları, asrımızın tabiplerinin hayatları aynen Cercis'e benzemektedir.
"Biz , en acı vaziyet ve sıkıntılara karşı, kemal-i sabır içinde şükür etmekle mükellefiz. Ve ciltleri ve derileri soyulan Cercis Aleyhisselam gibi, binler, milyonlar hakikat mücahidlerinin hakaik-i imaniyenin kudsi hizmetinin bir numunesine mazhar olan nur şakirtlerinin çektikleri zahmetler, o eski zatların zahmetlerine nispeten binde bir olmaz." İfadeleri, Bediüzzaman Said-i Nursi'ye aittir.
Her hareket ve fiillerde ihlas esas olmalı, ittihat, muhabbet çerçevesinde, dine ve dindarlara zarar verebilecek her türlü hareket ve fiillerden kaçınmak zorundayız.
İslami terbiyenin bozulduğu, dinin sulandırıldığı, menfaatin dine alet edildiği veya aksinin de yaşandığı günümüz kaosunda, müspet hareket, bir imani meseledir.
Kur'an esaslarının, Sünnet-i Peygamberinin, milli/manevi değerlerin alt/üst olduğu günümüz anlayışında, her mümine önemli görevler düşmekte, başta nefsinin esiri olmamalıdır.
Tarikat ve cemaatler arası menfaate dayanmayan diyalog, beraberlik gayret ve hizmetler tevhit akidemizi bozmamalı, baki kalan boş kubbede hoş bir seda olarak Mizan'a gitmelidir. Aksi halde; çalkantı, kaos, huzursuzluk ve Cehennem'e akış devam edecektir.
|