:: YAZI

Eklenme: 11.07.2006 04:11 


İslam tarihinin başarılı komutanlarından Ebu Müslim Horasan, ayni zamanda bir gönül dostudur.On dokuz yaşında iken ateşli bir ihtilalci olan Ebu Müslim, Horasan halkından güçlü bir ordu toplayarak, 748 tarihinde Merv Şehrini aldı, Nişabur'a girdi, Emevi Ordusunu bozguna uğrattı.Horasan'da uzun yıllar valilik yaptı, Veliaht Mansur ile birlikte Hacca gitti. Tarihin derinliklerinde bir sır olarak kalan, hesabı Mizana taşınan çeşitli siyasi oyun ve tuzaklara da giren Ebu Müslim Horasan; halife Mansur tarafından hazırlanan bir hile ile Irak'a getirtilerek öldürüldü.Çinlilere karşı 751 tarihinde yapılan, Talas Savaşı'nı kazanan Türklerin İslam dünyasında yerlerini almayı sağlayan Ebu Müslim Horasan'ın bize miras bırakılan güzel bir sözü vardır. Aradan asırlar geçmesine rağmen, günümüzde hâlâ değerini koruyan ve Müslümanlar tarafından çerçeve yapılarak asılan söz şöyle:
"Zarar vermeyeceklerinden emin oldukları için; dostlarını uzak tuttular. Kendilerine bağlamak ve kazanmak için de; düşmanlarını yakınlaştırdılar. Yakınlaştırılan düşman, dost olmadı ama; uzaklaştırdıkları dost, düşman oldu. Herkes düşman safında birleşince; yıkılmaları mukadder oldu."
Bu güzel vecize; sanki günümüz için söylenmiş, günümüzde geçerli..
Dost ve düşman, iki kutup kelime. "Dost istersen Allah yeter, düşman istersen nefis yeter" diyen ehl-i dilin güzel tespiti yanında, Ebu Müslim Horasan'ın taşları gediğine koyması cup diye yerine oturmuş ve değerinden hiçbir şey kaybetmeden günümüze kadar gelebilmiş altın bir gerdanlık...
"Dost acı söyler. Debbağ sevdiği deriyi yere vurur. Menfaate dayanmayan dostluk, mezara kadar gider. Dostunu söyle, senin ne olduğunu söyleyeyim." Gibi daha nice atalar sözü, vecize, kelâm-ı kibar, ölçülü söz; kültür hazinemizin temel değerleri arasında yer alır.
Dost ve düşmanı bilmek, büyük bir fazilettir. Gerçek dostlar ve dostluklar yozlaşınca, yok olunca, gelecekten endişe edilir.
Dost ve düşman kavramları, siyasi hayıtımızda ve siyasette daha başka bir özellik taşır.Sert ve dürüst bir samimiyetle, riya perdesi altında saklanan yapmacık nezaket ve gösterişten uzak kalarak, manevi sorumluluk altında, Allah korkusunu ölçü yaparak tenkit yaparsanız, hata ve noksanları söylerseniz, yazar/çizerseniz, yeri geldiği zaman konuşursanız, görevde bulunanların yüzüne karşı doğruları söylerseniz vay halinize...
Önce sakallarını, sonra bıyıklarını kesip, ideal ve ideolojilerini rafa kaldıran, eşik ve beşiklerinde çalıştırdıkları kişilerin kılık/kıyafetlerine bile karışmayan, beş paralık dünya menfaat ve makamları için U dönüşü yapan nice başkan, müdür ve vekillerimizin icraat ve hareketleri, değişim rüzgarlarına esir olan görüş ve düşünceleri, dehşet, ibret ve düşündürücü olmaktadır. "Siz hâlâ orada mısınız?..Neyin müdafaasını yapıyorsunuz?...Biz o dalları kapattık..." gibi sözleri sarf eden, görüş ve düşünceler sergileyen seçtiklerimize yabancı değiliz.. Bunları sütunumuzda dostça yazdığımız zaman, dost bildiklerimize düşman kesilen kalem ve şahsiyetimize karşı alınan tavırları çok iyi biliyoruz, olup/bitenlerin yabancısı değiliz...Gazetemizin susturulması için yapılanları, alınan ekonomik linç tedbirlerini de biliyoruz. Almanya'da hazırlanan oyun ve tuzakları da unutmadık. Beşer unutmaz..Hak asla unutmaz...
Bizler doğruları yazmaya devam edeceğiz. Kabul edilen bir yanlışlık, kazanılan bir zaferdir. Acı söyleyen dostların tenkit ve temennileri, yerinde ikazları, daha iye ve doğruları istemeleri, başarılı hedeflere ulaşım projeleri, dostlara ağır gelmemeli, rehber olunmalıdır.
"Nasıl olsa iktidarız.. Yeni bir seçimde ya kısmet.. Bugün varım, yarın olmasa ne yazar.." gibi görüş ve düşünceler, geçerli ve yeterli değildir. "Dün, bugün, yarın" olgusunu hazırlayan Kader-i İlahide, "Kaş ile göz arasından daha yakın.." gitmek de mukadderdir. Her rehâvet ve zafer sarhoşluğu, bir yok oluşun işaretidir. Geldikleri gibi, arkalarına bakıp gidenlerin sayısı az değildir..

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem