:: YAZI

Eklenme: 30.12.2009 02:51 


1- Sahte slogan, Cumhuriyet, Atatürk, Kur'an, Peygamber, Vatan, Millet, Din, Ezan,, Tarikat, Siyaset şovmenliği, demagoji, istismar ile korunulmaz, gelecek nesiller için kazanılmaz. Dini, millî ve manevî değerler menfaat ve siyaset için kullanılmaz
2- Altı ok gibi zihniyetler, siyasi partiler Anadolu'da Millî İradede itibar görmemiş, siyaset hayatında iktidar olmamış, Kıyamet'e kadar da görmeyecektir.
3- Temel değerlerimiz, kültür kaynaklarımız, on bir milyon kilometrekarede hükümran olan, yirmi dört milyon kilometre kareye giden tarihi gerçeklerde; adalet, hürriyet, müsavat, İslam'a dayalı kardeşlik, sevgi, saygı, hoşgörü ve fazilet ile kazanılmış, bu değerler, Tanzimat'la başlayıp, Cumhuriyet döneminde zirveye ulaşan yanlı ve eksik politikalar, siyasi oyunlar, batı taklitçiliği yüzünden kaybedilmiş, büyük kaoslar meydana gelmiş ve hala devam etmektedir.
4- Bugün Türkiye'de: On beş milyon işiz/aşsız, nüfusun yarıdan fazlası okuma/yazma bilmez, sadece İstanbul'da on dokuz bin homoseksüel, lezbiyen, yedi bin kadar genelev kadını, bu kadar telekız, randevu evi, meyhane, karanlık ve kirli emellerin tatmin edildiği batakhaneler, binlerce kumarhane, Millî piyango, toto, loto adı altında kirli soygunlar, eczanelerde satılan doğumu kontrol haplarının yüzde altmışının üzerindeki tüketimi öğrencilerin ve gençlerin yaptığı, dünyada zirveye çıkan alkol tüketimi, sigara, uyuşturucu bağımlılığı, intiharlar, soygun ve kapkaççılar, devleti havudu ile yutanlar, rüşvet ve milletin kurbanına, zekatına, fitresine kadar araklama yapanlar, çalanlar, Şeytana tapanlar, din değiştirenler, misyoner faaliyetleri, apartman kiliseleri, dini, ahlaki ve milli değerlere devamlı saldırılar, spor özelliğiniz kaybeden trilyonluk vurgunlar, futbolda sporcu pazarları, milli servetin çarçur edildiği, toprak ve suların bile satıldığı, değerli, antika ve tarihi eserlerimizin yurt dışına kaçırıldığı, bankaların içlerinin boşaltıldığı, paravan şirket soygunlarında patronların ellerini kollarını sallayarak rahatça gezindikleri ve geçindikleri, sayıları çok fazla kökleri dışarıya bağlı dernek, vakıf ve tarikatların Anadolu'ya yeni bir din, kitap getirme çalışmalarında kimsenin kılının bile kıpırdamadığı, karanlık tablolar zirvede...
5-Ahlaki ve dini değerler, haram/helal, sevap/günah, hak/hukuk, insan hakları, inanç özgürlüğü zillete doğru gidiyor. Vatikan ve Fener Rum Patrikhanesi yeni bir Bizans inşa etme yolunda bütün güçleriyle gayret gösterirken, İstanbul adı yerine Konstantienepolis derken kimseden ses çıkmamaktadır. Yunanistan ders kitaplarında Türk düşmanlığı yapılıp, her sabah andında çocuklara Ege, adalar bizim olacak, Helen yeniden dirilecek denilirken, Venizelos'un heykeli İzmir'i gösterirken, Sırtake oyunlarında Anadolu toprakları gösterilirken, ne yapıyoruz?
6- Kutsal makam, Devlet ve milletin temeli aile çöküyor, yangınlar büyüyor, boşanma davaları çığ gibi büyüyor, yedi milyonun üzerinde icra dosyalarını koyacak yer yok.
2008 yılında sadece Bursa adliyesinde açılan resmi boşanma davası 6900,(gayri resmi olanlar hariç) Temel harcımız aile bireylerinin çoğu huzursuz, rahatsız ve hasta... Ekonomik, ahlaki, manevi, cehalet ve imansızlık yüzünden çöken, yıkılan ailelerde kadının yerinin belli olmaması, "kadınlık" mefhumunun 'medeniyet-çağdaşlık-eşitlik' adı altında tahrip edilmesi, yozlaşması, değerini kaybetmesi ve intihar, cinayetlere kadar gidebilecek yolların açık bulunması sebep ve netice gösterilebilir.
Medyada sürekli tahrik ve tahrip edilen aile düzeni ile kadının yeri, çıkmaz sokaklara, karanlık dehlizlere doğru sürüklenmekte, müstehcenlik ve şehvet pazarlarıyla fuhuş kapısı aralanmaktadır. Çeşitli eğlence yerleri, bar, cafe, meyhane, bilmem nerelerde; sayıları az da olsa bile, kadının meta olarak kullanıldığı, nasıl teşhir edildiği bellidir. Netice uçurumlar meydana getirmekte, sanat adına kadın da kullanılmaktadır.
Çıplak heykel ve kadın resimleri yapanlara sanatkâr denilmesi, el üstünde tutulması, ayrı bir yara ve hastalıktır. Cahiliye dönemindeki kadınlık, sözüm ona çağdaş bu asırda daha aşağı kertelere düşürülmekte, Allahın emri olan örtünme; suç, gericilik, ilke düşmanlığı olarak gösterilmekte, körüklenmekte, lanse edilmektedir.
Çok zengin aile çocuklarının hayat sistemleri, tahsil yaptıkları okul ve ülkeler bellidir, sıkıntılı, iflas duruma düşen ailelerde intihar vakaları, boşanmalar daha çok meydana gelmektedir.
7- Suç oranları her geçen gün, daha çok artan bir ülkeyiz. "Adalet Sarayları" yetmiyor, yeni saraylar inşa ediliyor, mahkemeler açılıyor, polis ve jandarma sayıları devamlı arttırılıyor. Sadece İstanbul'da yüz binin üzerinde polis olduğunu söylemek, geldiğimiz noktanın önemli bir mihenk taşıdır.
8-Bağımsızlık mücadelesi verilerek İstiklal Savaşı yapan, sadece Çanakkale'de dört yüz bin şehit veren Lazı, Kürdü, Çerkez'i, Türkü, Boşnağı, Dadaşı, Yörüğü, Türkmeni, Efesi, bilmem hangi etnik grup insanı, bugün Amerika, İngiliz, Yunan, İsrail, Suriye, Rusya, Fransa, Almanya, Avrupa Birliği ve diğer emperyalist güçler ile beynelmilel Siyonizm, Masonluk, Hıristiyanlık gibi ..İzimlerin tuzak ve oyunlarıyla birbirine düşürülmek ve vatanın bölünmez bütünlüğü parçalanarak bir iç savaşa girilmesi ve "Gizli Dünya Devleti"nin kurulması "Megale İdea"sı gündemdedir. Ateşe körükle gidilmektedir.
9-Gençlik ve toplum medya ile nereye götürülmek isteniyor? Dış mihraklar, Ermeni lobiler, PKK. Senaryoları, Alevi-Sünni kışkırtmaları, Apo'yu asamayan adalet, Laik-Antilaik, Kemalist, Cumhuriyetçi, çağdaş-gerici, devrimci ve diğerleri medyanın körüğü halinde ateşi daha çok arttırmakta, yaralar kaşınmakta, tahrikler asrın vebası haline gelmektedir.
10-Buz dağının görünen yüzü Ergenekon terör örgütü ve oyunları, soruşturmaları, mazide kara bir leke olarak kalan Cumhuriyet mitingleri, Anıtkabire yürüyüş ve Atatürk istismarcılığı yüzünden, gelecekten endişe edilmektedir.
11- Eline kalemi alan, bir gazete veya yayın organında köşe kapan, ekranlarda yer bulan bazı kişiler kendilerini imparator gibi görmekte, edep/haya ve usul değerlerini ortadan kaldırarak, önüne gelenlere saldırmakta, küfür bile etmektedir.
"Şehvete/Şöhrete/Menfaate/Hıyanete/Yalana dayalı Şeytan beşgeninde yayın yapan bazı medya organları, patron gazetecilik ve boyalı basın sıfatlarıyla bölücü, kışkırtıcı, iftiracı ve ihanet edici olmaktadır.
Otuz yıllık bir mazisi bulunan televizyon ekranları günümüz Türkiye'sinde EİDS, KANSER, ANARŞİ ve TERÖRDEN daha tehlikeli yayınlar yapmakta, birileri ve dış güçler tarafından da beslenmektedir.
Millet ve eli kalem tutan yazar, şair, aşıklar, aydınlığı bulan aydınlar tarafından bu bayrağın mücadelesi verilmelidir.
Kemâli'nin dün ile bugünü mukayese eden bir şiiri ile maddeleri noktalamak istiyorum:
DÜN - BUGÜN...
Dün Kâbe'yi yıkmaya gelen Ebrehe'ler yanında,
Bu gün Müslüman'ın imanını yıkmak isteyenler yok mu?
Dün sahte Cennet İrem Bağları yapan Şeddat yanında,
Bu gün Cehenneme kütük, günah evleri açanlar yok mu?
Dün Müslümanlara eziyet, işkence edenler yanında,
Bugün Müslüman'ca yaşamak isteyenlere kan kusturanlar yok mu?
Dün peygamberini taşlayan, iftira atan ümmet yanında,
Bugün Kur'an'a, Peygamber'e, sünnete saldıran yok mu?
Dün undan yapılan putlara tapan, acıkınca da yiyenler yanında,
Bugün "Şehvet-Şöhret-Para" putlarına tapanlar yok mu?
Dün Bilâl-i Habeş'lere kırbaç şaklatan, bağırlarına taş koyanlar yanında,
Bugün bir avuç inanmış kızımızın örtüsünü açmaya çalışanlar yok mu?
Dünün Nemrut'u, Firavun'u, Neron'u, Ebucehil'i, Karun'ları yanında,
Bugün zalim oldukları kadar, devleti soyan devrim yobazları yok mu?
Dün bir deri parçasını yumuşatarak çocuklarına yediren sahabe yanında,
Bugün altı yüz bin ton ekmeği çöpe atan şükürsüzler, fikirsizler az mı?
Dün Uhud Tepelerinde ganimet peşinde koşanlar yanında,
Bugün deveyi havudu ile yutan büyük hırsızlar yok mu?
Dün peygamberinin dişleri kırıldı diye kendi dişlerini kıranlar yanında,
Bugün peygamber sünnetini Kur'an'dan ayıran din baronları yok mu?
Dün İstiklal Harbine mermi taşıyan, boyunduruğa koşulan analar yanında,
Bugün konken masalarında, güzellik merkezlerinde ömür bitiren kadınlar yok mu?
Dün cephede kocasının yanında gâvura mermi sıkan gelinler yanında,
Bugün kabul günlerinde şampanya patlatan, kumar oynayan gelinlerin sayıları az mı?
Dün örtülerini edep ve hâyânın simgesi görüp yere düşürmeyenler yanında,
Bugün sanat/çağdaşlık adı altında etini/budunu/sesini satanlar yok mu?
Dün karadan gemileri yürüten, bıyığında tarak tutan hakanlar yanında,
Bugün devletin zirvesinde millete ters düşen, bıyıksız başkanlar yok mu?
Dün Devlet-i Ebedi Müddet diyerek, hâk ile yeksan olanlar yanında,
Bu gün "Dün dündür, bugün bugündür" diyen siyasi cambazlar yok mu?
Dün Dicle kenarında keçiyi kurt kapsa, kendilerini mesul tutanlar yanında,
Bu gün Türkiye Büyük Millet Meclisinde yan gelip yatanlar az mı?
Dün İlây-ı Kelimetullah için Viyana kapılarına dayananlar yanında,
Bu gün Avrupa Birliği kapılarından içeri giremeyen iktidarlar yok mu?
Dün mesai haricinde devletin mumunu yakmayan yöneticiler yanında,
Bugün "Devletin malı deniz, yemeyen domuz" diyenler az mı?
Dün Kur'an asılı odada ayaklarını uzatmadan sabahlayan kumandanlar yanında,
Bu gün "YAŞ" kararlarıyla inanmışları ordudan atanlar yok mu?
Dün adaletin tecellisi için kendi kolunun kesilmesine razı olan idareciler yanında,
Bu gün kızlara isim olarak verilen adaletçiler, hukuk tacirleri yok mu?
Dün mazi, bugün ve yarın gelecek elbet bir gün Mahşer günü Mizân kurulacak!

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem