|
FESTİVAL İÇİNDE "FESTİVAL..."
Eklenme: 11.07.2006 04:09
Osmanlının ilk beşiği, irfan değerlerimizin eşiği, tarih ve yeşilden şehir Bursa, İstanbul'un fethinden sonra ikinci Bizans ruhunu yenen "Bursa Fethi"nin sembolüdür.
Beynelmilel Rotaryanların dünya çapında üssü seçilmesine rağmen; "Ulu Çınar" dimdik ayakta, unutmadığımız ecdadın maddi ve manevî mirasını, kültür değerlerini sinesinde yaşatmaktadır.
"Avrupa Şehri" özenticilerine, boyalı ve güdümlü medyanın gayretlerine (!), Masonik çalışma ve gayretlere rağmen, "Dibâce Şehir" bizimdir, altı üstünden daha canlıdır...
Yeşilin maviyle birleştiği, dört mevsimin anında yaşandığı, sıcakla soğuk suların yan yana seviştiği, sebze ve meyveleri ile bir tabiat eczanesi oluşturan Ahmed Hamdi Tanpınar'ın "Bursa'da Zaman"ını cami kubbeleri ile "Hû Çeşmeleri" nin ahenk ve güzelliğinde buluşturan, taşlarda gülen rüyaların beton yığınlarına teslim olduğu, öz medeniyetimizin mirası, Emanet-i Mübarek Bursa dimdik ayaktadır. Türkiye'mizin dördüncü büyük şehridir. Maddi ve manevî kalkınma hızla devam etmektedir.
Bursa'mızın bu yıl 44.cüsünü yaptığımız "Bursa Festivali"nin 39 uncusu gerilerde kaldı.Tamamen siyasi emel ve ideolojilerin eseri ve esiri bir "Festival içinde festival" özelliğini taşıyan, Karaoğlan'ın beyaz güvercininin gagasında defne yaprağı getirdiği, yer kürenin birkaç parçaya bölünerek, acayip/garaip bir afişin Bursa caddelerini kirlettiği, Halktan uzak bir festival gerilerde kaldı diye sevindik. Özellikle sol görüşlü, Marksist ve Ateist düşüncelere sahip sanatçıların boy gösterdiği ve milyarların harcandığı bir festival bir daha yapılmaz diye sevindik. Antakya Rum Ortodoks Kilisesi Korosu, Yeni Türkü Grubu, Grek Müzik Konseri, Peppino da Capri, Caz Konseri, Ferhat Livaneli'nin yönetiminde Modern Folk Müzik Topluluğu gibi davetlilere yüklü paralar ödendi, sazlı/sözlü, içkili çılgın gecelerde ekipler ağırlandı, halkımıza ters düşen gösterileri sadece belirli gruplar izledi. O tarihlerde; "Bursa Festivali kimin festivali?" sorusu gündeme gelmiş, halkımız isyan etmiş, şikâyetlere çeşitli kılıflar hazırlanmıştı...Bu günler gerilerde kaldı diye sevindik. Bizim kelimemiz olmayan festivalin şölene dönüşmesini bekledik, ümit ışığımızı söndürmedik...
Halka dayanmayan iktidarlar yıkılıp gitti, millete nazaran ahkâm kesenler, "Alikıran Baş kesici" olanlar siyası mevta olarak tarih kabristanına gömüldüler. Milletimiz Adalet ve Kalkınma Partisi'ni iktidara getirdi, bu güne kadar "Muktedir" olmasını istedi. Ak Belediye Başkanlarının, "Ak Belediyecilik" yapmalarını, sözlerinde durmalarını, "Fikirleri/zikirleri/şükürleri"nin bir olmasını, tahakkukunu bekledi, hâlâda bekler...
44. "Bursa Festivali", aylar öncesinden başlayan propaganda afişleriyle, harcanan milyarlarca liralarla 12 Haziran tarihinde başladı, 5 Temmuz tarihine kadar devam edecek ama, tabiri caizse dağ fare doğurdu. AK Parti Belediyelerine gölge düşürecek özellikte programların halkımızın karşısına çıkması, adeta bir şok havası meydana getirdi. Güvenilen dağlara kar yağdı, "Ümit ışıkları söndü mü?" sorusu beyinlerde zonkladı. Kendi değerlerimizi, kültürümüzü unutturacak, inanç hürriyetini zedeleyecek, gelenek/göreneklerine gölge düşürecek kişi ve kişilerin oluşturdukları ekipler, kılık/kıyafet çıplaklığı, bizim insanımıza ters düşen özellikle sergilendi, değişen bir şey olmadı.. İşte "Bursa Kültür sanat ve Turizm Vakfı" tarafından düzenlenen, 44. Bursa Festivali'ne katılanlardan bazı isimler: Sibel Can, Arif Sağ (AKP.'ye Millî/Manevî değerlere sövüp/sayan bu adamın işi ne?..) Zeynep Casalini, Ebru Gündeş, Glykeria ve Raşid Taha, Kantocu, Soprano Emma Shaplin, İdil Biret, Roman Orkestrası, Fatih Erkoç, Etiyopyalı Minyeshu ve Chewata grubu, Devlet Senfoni Orkestrası ve bu milletin parasının verildiği diğerleri..
Ulu Çınar Osmanlı Soy Ağacının devamı, Erzurum, Bayburt, Kars, Trabzon, Muş, Erzincan, Malatya, Gaziantep, Artvin, Yozgat, Tokat. Niğde, Maraş, Bulgaristan ve Batı Trakya Türkleri mozaiğinden meydana gelmiş Bursa'da; Anadolu Kültürü" hakimiyeti varken, bu kültür ve inanç mozaiği ile uzaktan/yakından bir ilgisi bulunmayan festival etkinliklerini sadece "Mutlu/Kutlu/Azınlık" izlemekte, halktan uzak/kopuk gösterilerle arzu edilen hedefe varılamamaktadır. Bu konuda festival komitelerine dilekçe veren, şifâî isteklerde bulunan nicelerine rağmen; festival programına bir gün olsa bile, Âşıkların, ozanların, halk şairlerinin, saz ustalarının iştirak edecekleri "Âşıklar Gecesi, programa alınmamış; Büyükşehir Belediye Başkanı Hikmet Şahin'in direktifleriyle, şahsımızla yapılan telefon görüşmesine rağmen, 44. festivalde de bu değerlere yer verilmemiştir. Yıllar öncesinden başlatılan bu mücadele, halkın isteği; AK Partili Belediyeler zamanında da maalesef neticesiz kalmıştır. Ümitler bir başka bahara... Almanya'da incelemelerde bulunduğu sırada, festival gecesine bağlanarak, Sibel Can'la birlikte şarkı söyleyen Büyükşehir Belediye Başkanımız Hikmet Şahin'in bu hareketi hâla dillerde "Festival" haline geldi...
Sert ve dürüst bir samimiyetle, "Dost Acı Söyler" gerçeğinde, bunları yazacağız. AK Parti'yi iktidara getiren insanımız, büyük ümitlerle sandıklara gitti, mücadele verdi, oy verdi. Bursa'nın değişmez görünen belediye başkanlarını bir çırpıda silip/süpürdü. Ayni zamanda bir ilahiyatçı mezunu olan Büyükşehir belediye başkanımızdan; halk, kendisine oy veren, seçim zamanı çırpınan insanlar icraat, verilen sözlerin tutulmasını bekliyor. Geçen zaman dilimleri içerisinde halkımız olayları ve yapılanları yakinen izliyor, çeteleye çentikleri çiziyor. Sabrını taşırır, güvencini kırarsanız; sizde gidenler gibi, siyasi mevta olursunuz. Bizden hatırlatması, gerisini sizin paşa gönlünüz bilir.
|
