:: YAZI

Eklenme: 21.12.2009 05:35 


Siyasi kaosların hakim olduğu bir zamanda, Hakka ve akla dayanan millî irâdenin, ikinci defa iktidara getirdiği AK PARTİ'nin büyük hatalarından biri; CHP. Kökenli Ertuğrul Günay'ın partiye alınarak, milletvekili yapılması ve ardından Kültür ve Turizm Bakanlığı koltuğuna oturtulması gösterilebilir, bu küçük bir olay değildir.
"Bizi Biz Yapan Değerler"e sahip çıkan toprak olmuş köşe taşlarına sahip çıkarak, Türkiye'de bir ilke imza atan Âşıklar Yazarlar Şairleri Derneği (AYŞÂD) tarafından organize edilen "ÂŞIKLARI ŞAİRLERİ YAZARLARI ANMA GECESİ", 19 Aralık 2009 / Cumartesi günü, Bursa/Yıldırım Barış Manço Kültür merkezinde yapıldı, salon doldu, taştı...Gönül adamı hatip, bürokrat, âmir, memur, başkan, şair, yazar, âşık bu gecede buluştu, sessiz çoğunluk memnun ve mesrûr oldu, büyük organizasyon başarı ile tarihteki yerini aldı.
Ayni gün ve saatlerde "Turizm Çalıştayı, Edebiyat Günleri" gibi etkinlikler vardı, bürokrasi oralara taşındı.
Performans karneleri belli olan, oy veren vatandaşların bir çırpıda isimlerini saymakta zorlanan Bursa milletvekillerimiz de geceye teşrif etmediler veya edemediler.
Ayni zamanda, iyi bir şair ve şiir okuyucusu olan valimiz Sahabettin Harput, neyin ve hangi kültür değerlerinin gayretini gösterdikleri belli olmayan kültür müdürlüğümüz ve Özgen Başkan dışında belediye başkanlarımızda yoktu.
Gazetelerinde yıllarca köşe yazarlığı yapan, eserleri basılan ve rahmete kavuşan Mustafa Necati Bursalı, İbrahim Canan, Şaban Döğen, Ergun Göze, Erdem Bayezıd gibi dâvâ adamlarına gazetelerinde yer vermeyen bazı gazete ve ajanslardan görevliler de gelmedi.
Hemşeri dernek ve vakıflardan gelenler yanında; yöre değerlerinin anıldığı geceye gelmeyen, gecelerinde sahneye yosma, dansöz çıkaranlar da teşrif etmediler.
Bu hep böyle mi olur acaba?.. Siyasi arenada boy gösterenler, geleceğin bir makam hesabını yapanlar, şöhret için yapmayacakları kalmayan nefislerinin esiri olmuş bazılarının dâvâyı, değerleri, köşe taşlarına vefa borçlarını ödemelerinin şart olduğunu, dünyanın kimselere bâki kalmayacağı, boş kubbede hoş bir sedâ ve bir eser, bir iz bırakmanın en büyük rütbe, kazanç, makam ve ebediyete götürülecek artılar olduğunu bilmezler mi? Acaba neden unuturlar? Milleti ve seçmeni uyuttuklarını mı sanırlar?
Bu büyük organizasyonu Turizm ve Kültür Bakanlığının desteği ile yapmak üzere yola çıktık, istenilen projelerini resmi kanaldan bakanlığa ulaştırdık.
Yıldırım Belediye başkanı Özgen Keskin'in büyük desteği ile salon tutuldu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı yardımlarıyla afiş, davetiye, onur belgeleri bastırıldı. Balıbey Handa otuz kişilik bir kadroya akşam yemeği verildi. Dışarıdan gelen misafirler ağırlandı.
Dernek yönetim kurulu, tüm üyeler ve sevdalı insanlar, ortaya yüreklerini koyanlar etkinlik için ellerinden gelen bütün gayretleri gösterdi, çırpındı durdular ve alınlarının akı ile programı uyguladılar.
Gecenin yapılmasına katkı sözü veren Kültür ve Turizm Bakanlığının maddi destek göndermemesi sonucunda, Bursa dışından davet edilen âşık, yazar, şairlerin geceye gelmeleri mümkün olamadı.
Kültür ve Turizm bakanlığının hangi festivallere, şölenlere, şarap kokan gecelere, turizm adına ahlaki değerlerimize ters düşen, yara açan, hastalık meydana getiren faaliyetlere bütçe ayırdıklarını, su gibi para harcadıklarını, hangi eserleri satın aldıklarını çok iyi biliyorsunuz, yazmaya gerek yok.
Son bir olay ve tarihi ihanet olacak nitelikte, Mesih olduğunu iddia eden Yahudi Sabetay Sevi'nin İzmir'deki evini restore edeceklerini müjdeleyen (!) kültür bakanımıza ne demeli? Bu kaçıncı büyük hata, kaçıncı gaf üstüne gaf...
1626'da İzmir'de Yahudi bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen, toplumu kurtarabilecek ilâhi bir güce sahip olduğunu söyleyen, 31 Mayıs 1665 tarihinde Mesih olduğunu ilân eden Sabetay Sevi'nin nasıl bir cıfıt Yahudi olduğunu bilmeyen var mı bakanımızdan gayri...Avrupa'dan Yemen'e, Kuzey Afrika'dan Anadolu'ya kadar geniş bir coğrafyada yaşayan insanlar arasında dalgalanmalar, kaynaşmalar meydana getiren tarikatta, bu adama tapanlar; sinagoglardaki konuşmalarından sonra taşkınlıklar yapmaya başladılar. Taraftarlarıyla birlikte Osmanlı Devleti'nin başşehri İstanbul'a doğru yürüyüşe geçti. Bu olay üzerine Sevi tutuklandı ve yargılandı.
Cübbesi içinde bir kuş saklayarak; "Bu can bu bedende olduğu sürece Müslüman'ım." diyerek Aziz Mehmet Efendi adını aldı.
Sahte peygamber, kendisini kurtarabilmek için dinini değiştirmiştir. Bir müddet sonra da taraftarları arısındaki intiharları durdurabilmek ve insanları kendisine çekebilmek için bir çıkış yapar: Cübbesinin içine bir kuş yerleştirerek topluluğunun huzuruna çıkar. Burada cübbesinin önünü açarak sakladığı kuşu uçurur. "Can bedenden çıktı." Diyerek, eski dinine döndüğünü söyler.
Sabetay Sevi ve yandaşlarına, dinlerinden döndükleri için, 'dönme' veya 'avdeti' denilir. Fakat onlar, İslâmiyet'i kabul ettiklerini söylemelerine, görünüşte Müslüman gibi hareket etmelerine rağmen, gerçekte Musevîliğe inanmaktadırlar. Bu durum, yetkililerin gözünden kaçmaz. O dönemde tedavi edilemez bir çıban, toplumu parçalayan bu akımın öncüleri, 1676 yılında Arnavutluk'a sürgüne gönderilirler ve Sabetay Sevi, aynı yıl Arnavutluk'ta ölür.
Günümüz Türkiye'sinde milletin başına belâ kesilen ve köşe başlarını kesen "Dönmeler" in kimler olduklarını, millî bütünlüğe zarar verdiklerini; Kültür Bakanı ve Ak Parti ileri gelenleri, sayın Başbakan bilmez mi? Bu ne cüret, ne yapılmak isteniyor?
Güvendiğimiz milletvekilleri, yıllardan beri temel inancın mücadelesini verenler nerede?
Ak parti'yi tarihe gömecek hareketleri ve hataları yapanları durdurun!. CHP. zihniyetinin değişmediği Kültür Bakanını durdurun.. Yoksa, Ak Parti de tarih kabristanına gömülür..
AK PARTİ içerisinde ayrı bir zihniyetin temsilcisi imiş gibi duran Ertuğrul Günay istifa etmeli, Ak Partiye oy verenlerin bunu istemek hakkıdır, bekliyoruz.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem