EBU CEHİLİN PİÇLERİ...
Eklenme: 15.10.2009 05:00
Nesebi belli olmayan veletlere piç denir. Bazı piçlerin babası bellidir, zulümle meydana gelmiş veya şehvetin galebe çaldığı pazarda ana rahmine düşmüştür. Her doğan çocuk günahsızdır, Müslüman'dır ve zaman içinde onu değiştirecek ana-babasıdır. Japonya'nın en ücra köyünde Hıristiyan veya ateist bir aileden dünyaya gelen yavru, Müslüman'dır, günahsızdır ve pırıl pırıl temizdir.
Kâinat bir gaye için yaratılmış, dağların kabul etmediği mübarek emanet insanın sırtına yüklenmiştir. Bunun için insan kâinatta en üstün varlık, yeryüzünde Allah'ın halifesi olarak yaratılmış, kendisine büyük vazifeler verilmiştir.
İnsan en üst seviyeye çıkacağı gibi, en alt seviyelere de düşer, Cennet ve Cehennem'e taliptir.
Ayni havayı teneffüs eden nice Ebu Cehiller, Lehepler, Talipler, Firavunlar, Neronlar, Haccaclar, Voyvodalar, nice zalimler dünyadan gelip geçmiş, Mizan'da adaletli hesap vereceklerdir. Arasat meydanında kurulacak olan adaletli bu terazide torpil olmaz, kayırma bulunmaz, herkes hakkını alacak, cezasını çekecek, mükâfatını alacaktır.
Onsekizbin âlemin rahmet müjdecisi, kurtarıcı, İslam İnkılabının önderi, Müslümanların lideri, Ahmed-i Muhtar, Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed'le ilgili oyun ve senaryolar hazırlanır, zaman zaman peygambere hakaretler gündeme gelir, özellikle Vatikan'ın parmağı bulunan küstahlıklar ümmetin, Müslümanların, sözüm ona İslam ülkelerinin nabzını yoklar, imanını kantara çeker.
Karikatürler çizilir, şiirler ve makaleler yazılır, romanlar hazırlanır, filimler çekilir, konferanslarda, uluslar arası toplantılarda birileri tarafından gözler ve kulaklar önüne serilir.
Peygamberine sahip çıkan yazar/çizerlere, sitelere düşen bir haber var bugünlerde. Yeni bir oyunun, Ebucehil piçlerinin yeni bir oyunu demek mümkün. Açılımların, diyalogların, hoşgörü dolmalarının ve Müslüman Türk'ün "Kara Kitabı"nda mezalime damga vuran Ermenistan maçının Osmanlı Dibâcesi Bursa'da oynanması, Cumhurbaşkanı Sarkisyan'ın özel koltuk ve 250 koruma polisi ile maçı dört köşe seyrettiği bir zaman dilimi içinde gündeme gelen yeni bir oyunun kırıntısı...
"Peygambere hakaret eden sabatayist köpekler!" başlığında sitelerde yer alan haber şöyle:
"Fransa'da Tekfen ve Fevziye Mektepleri'nin finansörlüğünde sözleri Peygamberimize hakaret dolu müzik dinletisi yapıldı.
Batı ülkelerinin Hz Muhammed'e (s.a.v) yaptığı saygısızlık sürüyor. En son yapılan saygısızlık ise Paris'te Türk etkinliklerinde, Türk şirketlerin finansörlüğünde gerçekleşti. Bir müzik dinletisinde, sözleri ''Ârap Muhammed'e ve onun halifesi Ali'ye lanet olsun, Mekke'yi toprak örtsün, Nebînin şehri Medine'nin altı üstüne dönsün' denildi.
Olay Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi'ye gönderilen bir mektup sonrası ortaya çıktı. Eygi'nin bugünkü köşesinde yer verdiği Yasemin Berkol imzalı mektup şöyle:
"8 Ekim 2009 Perşembe günü saat: 12.30'da Paris Petit Palais adlı güzel sanatlar müzesinde bir konser verildi.
Fransa'da Türk Sezonu adı altındaki etkinliklerden biri olan ve Tekfen ve Fevziye Okulları Vakfı tarafından desteklenen bir etkinlik bu.
Türk ve Fransız müzisyenlerin katıldığı bu konserde Peygamberimize "Ağır hakaret ve küfür edildi", ben bir Müslüman olarak bu denli hakaretten üzüntü duydum ve salondaki Türk izleyicilerden de tepki gelmemesi beni daha da hırslandırdı.
Aşağıda Fransızca ve Türkçe tercümesini yazdığım bu şiir barok müzik bestesiyle bir soprano tarafından İtalyanca okundu ancak Fransızca tercümesi el broşüründe izleyicilere sunuldu ve bol bol alkışlandı.
"....... Ah que soit maudit l'Arabe Mohamet et son successeur Ali, que le sol recouvre la Mecque, que tombe sens dessous-dessous Medinet al-nabî........."
"Ah Arab Muhammed'e ve onun halifesi Ali'e lânet olsun, Mekke'yi toprak örtsün, Nebînin şehri Medine'nin altı üstüne dönsün..."
Avrupalıların her fırsatta Müslümanlara hakaret ettiği biliniyor ama bizzat Türk kültür ve sanat adamlarının yönetiminde, Türk vakıflarının ve Dışişlerinin parasıyla düzenlenen bu etkinlikler arasında bu hakaret gözden kaçan bir kaza olamaz! Bu bir skandaldır. Siz basın mensuplarını duyarlı olmaya davet ediyorum."
Haber aynen böyle... Nerede ümmet-i Muhammed, nerede Fransa Başkonsolosu, nerede Müslümanlar, nerede devlet? Sponsorlar hangi kanı taşıyor?
İki cihanın güneşi, mahşer günü ümmetinin affını isterken secdelerden kalkmayacak olan, İslam peygamberi, zamanın üstünden ümmetini seyreden önder ve benim peygamberime dil uzatanlara: "LÂNETULLAHİ ÂLEL KÂFİRİN..." diyor, zavallı Müslümanların dahi bugün kendisine saldırdığı Usame Bin Laden'in bir görüşü ve ilk defa yayınlanan Kemali'nin bir naatı ile yazımı bitirmek istiyorum:
"Sizlere derim ki: eğer ifade özgürlüğünüzün bir sınırı yoksa o halde bırakın da kalpleriniz eylem özgürlüğümüze açık olsun ,ve ne acayiptir ki insanlara; farklılıklar için toleranstan, barıştan dem vurduğunuz bir dönemde askerleriniz ülkelerimizdeki mazlumları ve ezilmişleri yok ediyor. Bununla da kalmayıp Vatikan'ın Papa'sının büyük rol oynadığı bu yeni haçlı seferi çatısı altında bu iğrenç resimleri neşrediyorsunuz. Tüm bunlar sürmekte olan bu savaşın bir parçası olduğunuzu ve Müslümanları dinleri ile imtihan ettiğiniz gerçeğini doğruluyor. O imtihan ki: ALLAH'ın Rasulü (s.a.v) onlar için canlarından ve mallarından daha sevgili mi değil mi sorusudur. Bu sorunun cevabı ise duyduklarınız değil, gördükleriniz olacak ve :
Eğer Rasulullah'a (s.a.v) yardımdan geri kalırsak analarımız bizi yitirsin!"
Ebucehil'in piçleri her zaman oldu, Kıyamete kadar da olacak.
Peygamberin izinde bir ümmet de Kıyamet kopuncaya kadar hakkı tutacaktır.
Peygamber efendimiz Mekke'de doğdu,
Putlar yıkıldı, karanlıkları boğdu,
Cehalet, küfür, şirki İslâm'dan kovdu,
Ol Kâbe'ye gitmeyen YOLU neyleyim?
SELÂMÜN ALEYKÜM MUHAMMED MUSTAFA!
Fahr-i Kâinatın efendisi oldu,
Melekler çıkardılar, kalbi nur doldu,
O'nu sevmeyen müşrik; sarardı, soldu,
Allah'â isyan eden KULU neyleyim?
İKİ CİHAN GÜNEŞİ MUHAMMED MUSTAFA!
Gülistanda gül-ü bülbül yetim kaldı,
"İnsanlık hüsrandadır" gaflete daldı,
İzzet, ikram, irfanı hırsızlar çaldı,
Muhammed teri olmaz GÜLÜ neyleyim?
HAKKIN HÂBÎBİ YA MUHAMMED MUSTAFA!
Sevdânın bahçesine girenler yanar,
Gönül aşk kevseridir, içenler kanar,
Bülbül feryat ederek goncaya konar,
Bulutların nakışı TÜLÜ neyleyim?
ÂŞIKLAR MÂBEDİ MUHAMMET MUSTAFA!
Âşık odur ki, içmeden sarhoş olur,
Yaşayan ebette şefaati bulur,
Sana ümmet olmayanın hali nolur?
Mızrabın vurmadığı TELİ neyleyim?
SAADET PINARI MUHAMMED MUSTAFA!
Sabâ yeller eser ilkbaharda, Yaz'da,
Ağaçlar secde eder, canlar niyazda,
"O'ki o yüzden varız" kullar namazda,
Ravzâ-i Rıdvanda ki YELİ neyleyim?
ŞEFAAT KUBBESİ MUHAMMED MUSTAFA!
Ay, Güneş âşık oldu Hıra Dağında,
Hicret etti, ağladı gençlik çağında,
"Güzel ahlak" tohumdu O'nun bağında,
Kerâmetler göstermiş VELÎ neyleyim?
VESİLET-UN NECAT MUHAMMED MUSTAFA!
Huzura geldik: boyun bükük, yüzü yok,
Günah, isyan, gıybet, bühtân, haramlar çok,
Yolunu kaybeden insanlık oldu şok,
Hicrân-ı aşkta yanan DELİ neyleyim?
SIRAT KÖPRÜSÜNDE MUHAMMED MUSTAFA!
En büyük kumandan Hazreti Muhammed!
En yüce varlıktır Hazreti Muhammed!
En güzel insandır Hazreti Muhammed!
Gümüş kemerli, ince BELİ neyleyim?
AHLAKI KUR'ANDIR MUHAMMED MUSTAFA!
"Âlemlere rahmet" kurtarıcı geldi,
Kâinat'â ışık, aşkı gönüller deldi,
Billûr akış, nurlu kurtarıcı eldi,
Bentleri aşan, coşan SELİ neyleyim?
YETİŞ İMDADA YA MUHAMMED MUSTAFA!
Muhammed-i âşıklar, yanar kavrulur,
Velîler olur, her tarafa savrulur,
Emir gelir hesap gününe çağrılır,
Seni zikredemeyen DİLİ neyleyim?
"ÇÖLE İNEN NUR" YA MUHAMMED MUSTAFA!
Kâinat tefekkür et, akar dereler,
Himmet eyle; hikmet ve sırra ereler,
Mîzân terazisinde hesap vereler,
Bağda güller toplayan ELİ neyleyim?
FÂZİLET TİMSALİ MUHAMMED MUSTAFA!
"Ballar balını buldum" al, yağma olsun,
Koku vermeyen güller, çiçekler solsun,
Adını söyledikçe, aşk ile dolsun,
Dünya şerbetlerini, BALI neyleyim?
İNKILÂB ATEŞİ MUHAMMED MUSTAFA!
On sekiz bin âlem, yer, renklerle dolu,
Müslümanlık; "Sırat-ı Müstakim" yolu,
Sünnetlerin ulu çınarların kolu,
Sensiz; mavi, yeşil, mor, ALI neyleyim?
ALLAH'IN ELÇİSİ MUHAMMED MUSTAFA!
İsmin yazılı hayat bulur yapraklar,
Ümmetini bekliyor kara topraklar,
Her seher, secdeye kapanır ağaçlar,
Seni zikretmeyen DALI neyleyim?
TEK ÖNDER, TEK İNSAN MUHAMMED MUSTAFA!
Nice insanlar hırka, şala bürünmüş,
Münafıkken, mümin olarak görünmüş,
Adem olmamış, pis yerlerde sürünmüş,
Riyâ ile giyilen ŞALI neyleyim?
İLMİN MUALLİMİ MUHAMMED MUSTAFA!
Mecnûn, Leylâ, Kerem ve Aslı çöllerde,
Asırlardır Kur'an okunur dillerde,
Niyaz Allah'â gider nurlu ellerde,
Peygamber izi yoksa, ÇÖLÜ neyleyim?
NEBİLER NEBİSİ MUHAMMED MUSTAFA!
Sayısız canlar fedâ olmuş yoluna,
Kâinat titrer, diken batsa koluna,
Kemâli'nin niyazı ümmet oluna,
Rızânı kazanmayan MALI neyleyim?
SELÂM OLSUN SANA, MUHAMMED MUSTAFA!
|