:: YAZI

Eklenme: 04.08.2009 06:45 


İç ve dış düşmanlar, mihraklar ve menfaatperestler dumanlı havayı sever, kaos ortamında burunlarını, dişlerini, kuyruklarını gösterir, sümüklerini kusarlar.
Bukalemun gibi renk değiştiren, menfaatleri icabı kalıptan kalıba giren, toplumun nabzını yoklayarak şerbet ve zehir verebilen düşmanlar, asrın belası haline gelmiş "izim"ler, özellikle Müslüman ülkeleri seçer, yeminleri ile "Megale İdea"larını yerine getirmek için her türlü şerefsizlikleri, eğilmeleri, senaryoları kabul ederler.
Hüsranda bulunan asır, özellikle İslam ülkeleri ile Türkiye sıkıntılı ve sancılı günler geçirmekte, Kıyamet arifesinde kabuk değiştirmektedir. Ahlakı bunalımlar, siyasi, iktisadi, ekonomik buhranlar, 'kriz' adı verilen yokluk, sıkıntı ve şükürsüzlükler, yaratılış fıtratından uzaklaşma, kabuk değiştirme, ilimden uzaklaşma, fazilet değerlerini yitirme, iman zafiyeti insanı Esfel-i Safiline kadar çekebilmekte, Cennetin kolay, Cehennemin lüzumsuz olmadığı gerçeğini meydana çıkarmaktadır.
Ruhban Okulu'nun açılması, Topkapı Sarayında şarap kadehleri altında konserlerin verilmesi, Peygambere ve İslam'a saldıran karikatür ve yazıların yayınlanması, Filistin dramı, Irak'ın işgali, Kudüs baskınları, Çin'de, Bulgaristan'da, Yunanistan'da bulunan Müslüman Türklere asimilasyon uygulanması ve Çin ekonomisinin dünyaya hakim olma kavgaları, süper devlet Amerika pilinin bitmesi, Komünizmin iflası, kapitalizmin imanlara hakimiyeti, haram denizinin insanları yutması, cihadın unutulması, ibadetsizlikte direnme, günah deryasında ehl-i dünya hayatı yaşayan Müslüman'ın mesuliyet ve cihad diye bir davasının bulunmaması, Kur'an ve sünnetin yaşanmaması ve ayaklar altına alınması gibi sayabileceğimiz önemli satır başları karamsarlık ve yeis değil, görünen kaos, çöküş, değişim ve acı manzaraların, geleceklerin, gerçeklerin işaretleridir.
Yıllardan beri aziz insanımızı kandıran ve kalıbının adamı olmayan Kırım doğumlu Halil İnalcıklı, Murat Bardakçı gibi dönmelerin rant kapısını aralayarak yeri bir yangının ilk ateşleyicisi olmaları zamansız ve basit bir olay değildir.
Halil İnalcıklı tarafından, ilk devletleşmenin, Osmanlı Devletinin ilk kuruluşunun, yani bu işin resmiyete dökülme yerinin Bilecik-Söğüt değil, Yalova-Altınova olduğunu iddia etti ve kavga buradan başladı. Söğüt Belediyesi ile Yalova Belediyesi, birbirlerine girdiler, şenlik, şölen, bir nevi horoz dövüşü, yeni bir oyun ve tam bir rant kapısı...
Osmanlı Devletinin kurulduğu, 11 milyon kilometrekareye hükümran olduğu, 24 milyon kilometrekareye gittiği önemini bir kenara atarak, neden yıkıldığını, hilafet makamının hamisiz bırakıldığını, hanedanlığın yok edilerek sürgün edildiğini, neleri kaybettiğimizi gündeme getirmeyerek, menfaat çatışmalarına âlet edilmesi samimi değildir, yeni bir oyunun, senaryonun işaretidir , yıkıcı olmaktadır.
"1909 da Halife-Sultan Abdulhamid Hazretlerine yapılan hain Yahudi-Sabatayist-Mason darbe ile Hilafetin bir manada fiilen bitirildiği gibi, 1922 de şerefli yiğit Osmanoğulları hanedanından gasbedildiği, hilafet makamının hamisiz bırakıldı, laikçi bugün foyaları meydana çıkan Ergenekoncu Kuvayi Milliye adamları yani Yahudi Sabatay münafıklar istedikleri gibi at oynatabildikleri gündeme getirilmedi, cesaretle yazılmadı, yazılmıyor..
1923 de yeni halifenin yetkileri elinden alınıp meclise devredildiğinde ikinci kez bitirildi, 1924'de de resmen ilga edilince öldürücü darbe oldu bu son nokta ile hilafet-i İslam bitti." diyenler haksız değildir. Bu sahada internet sitelerinde çok sayıda yazı yayınlanmakta, tartışma, münakaşa yapılmakta, yıkılan tabular, aralanan perdeler, yazılabilen doğrular özellik taşımaktadır. Gerçekler tozlu raflardan aşağı inmekte, karanlık dehlizlerden gün ışığına çıkmaktadır.
Son Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi'nin de Şehid Dr Abdullah Azzam'ın ve işi bilen herkesin de değindiği ve vurguladığı bir "yahudi" gerçeği var işin içinde...
Yahudi ve Sabatayist Yahudi!..Bunların şer ittifakı kurdukları, yer yer çanak yalayıcı köpekleri de kullandıkları Tapınakçı Mason Mahfilleri!... (Bakınız: Şeyhülislam Mustafa Sabri Efendi hz-Hilafetin İlgasının Arka Planı)(Şehid Dr Abdullah Azzam hz-Tevbe Suresi Tefsiri)
Siyonizm'in kurucusu Teodor Herlz'i saray eşiğinde köpek gibi beklettiren ve yaverine kovdurtan Halife Sultan Abdulhamid'e yapılan misilleme 1909 darbesinde, Halife hazretlerine hal tebliğini sunan köpeğin bir Selanik Yahudi'si olan Emmanuel Caroso olması tesadüfi değildir. ( Bakınız:Halife Sultan Abdulhamid -Hatıratım)
Bu darbe Makedonya Rizorta Locası ve Selanik Localarınca hazırlanmış/ayarlanmış Teodor Herlz'in Siyonist şebekesince, daha önce Halife'ye Filistin bedeli olarak teklif edilen ve tarafından ret edilen ve devletin tüm borçlarını ödeyebilecek büyüklükte bir meblağ olan paranın onda biri kadar para ile finanse edilmiş, Siyonist Yahudiler 5 milyona yaptıramadıkları işi 400 000 liraya yaptırmışlardı.(Bakınız:Mustafa Turan-31 Mart Faciası)
Harekat Ordusu'nun başında ilk iki isim Mason Mahmut Şevket Paşa ile sağ kolu Kurmay Yüzbaşı M Kemal vardı. Şaibeli orduyu Silivri ye kadar getiren bu kişiler son anda görevden alınıp yerlerine Hüseyin Hüsnü Paşa denen melun ve Enver Paşa atandı. Kısacası M Kemal'in yıldızının parlamasında, Halife Sultanın mekânının, Yıldız Sarayının Haçlı Bulgar çetelerine yağmalatılması gibi bir Allah Peygamber Hilafet düşmanlığı ve böylesi bir ihanet tarihin ibretli sayfaları arasında yer alır.
Bu Yahudi-Haçlı şer ittifakıdır. Osmanlı İslam Devleti'ni bitiren. M Kemal'in çekirdek kadrosu, bunu destekleyen müstevliler ile diğer bilinen malum kimselerdir.
Lozan da Türkiye halkını temsil eden İnönü ve Yahudi Hayım Nahum değil midir,
M Kemale vekaleten katıldığı müzakerelerde İngilizlere, Osmanlı Hilafetini bitirme, yok etme sözü veren ve karşılığında M Kemal'e Anadolu'yu verecekleri sözünü alan?.. (Bakınız:Akıncı Zülfikar-Sulubi Kemal Atam ve Sabatayist Kemal Atatürk)
Ermenileri 1915 de süren İttihatçı Yahudiler değil miydi?. Onları sürüp yerlerine 1923 ve 24 de Nüfus Mümadelesi adı altında Balkan Sabatay Yahudilerini iskan eden? ..
O gün tüm iktisada zanaata hakim durumda olan Ermenileri önce kışkırtıp savaştırıp kullanıp sonra atan, ve sürüp yerlerine bu günkü tröstleri holdingleri kuracak olan Yahudi Dönmeleri getiren bu İttihatçı ve Kuvvacılar değil miydi? Ermeni tehciri olmasaydı bu gün en zengin kodamanlar hep Yahudi olmayacak Ermeni olacaktı.
Sürgün tamamen iktisada pazarlara hakim olmak adına yapılmıştır..
(Bakınız:Akıncı Zülfikar-1915 Ermeni tehciri ve 1924 Yahudi iskanı)
Aynı Yahudi ekip değil mi, bu Milleti önce "aynı anda" 10 ay cephede harbe sokan ve böylece telef eden, hatta kendisi kaçan komutanlar değil mi askere "ölmeyi emreden"? Çanakkale de Sarıkamış da Afrika da Mısır da Kanal da Hicaz da Galiçya'da, Balkanlar'da Yemen de askeri bile bile ölüme sürükleyen, kasten başarısız operasyonlar yaptırıp "imanlı" gençlerden böylece kurtulan, evet binlerce imanlı genci yok etmek için ve devleti parçalamak Ulus Devletlere bölmek için sokmadılar mı aynı anda 10 savaşa birden?.. (Bakınız:Akıncı Zülfikar-Çanakkale ve Sarıkamış gerçeği)
Balkan, Afrika ve Cihan harplerinde öldürte öldürte bitiremedikleri "İmanlı-İslamcı" kesimi daha sonra yerel kıyamlarda, hafif silahlı ve de davası Hak olan bu insanları ağır silahlarla mekanize birliklerle hem de çoluk çocuk kadın yaşlı demeden şerefsizce katleden bu Yahudi Mum Söndü Mahsulü kadrolar değil miydi?
Yozgat, Bayburt, Bozkır, Gönen, Düzce, Adapazarı, Şeyh Said vs daha adını saymadığım bir çok haklı kıyamı bastırırken çoluk çocuk demeden ağır silahlarla binlercesini katleden de bu ekipti.. (Bakınız:Mustafa İslamoğlu-İslami Hareketler ve Kıyamlar-Akıncı Zülfikar-Bayburt ve Yozgat kıyamları)
Cihan Harbinde telef ettiremedikleri Kıyamlar sırasında katledilmişti, orda da bitiremedikleri son kalan Müslümanları da İstiklal Mahkemeleri denen "avukatsız"
mahkemelerde yargısız infaz eden asan yine bu Tağut Yahudi Sabatay Masonik kadro idi.. (Bakınız:Akıncı Zülfikar-M Sabri Efendi ve M Akif'in Mısır Seyahati)
Bu Allah Peygamber, Şeriat-ı Muhammedi düşmanları açık tağut ve tağut'un uşağı kâfir oldukları gibi, Vallahi hemen hepsi de "aslen" Yahudi ve Mum Söndü Mahsulü Sabatayist Yahudi ve de Mason!....
Siz bırakın 'Osmanlı nerede kuruldu yu da, nerede ve kimler tarafından ve nasıl yıkıldı onu konuşalım!..
Bu cümleler; kaynakların verildiği kişiler ile Akıncı Zülfikar'a aittir. Olayların üzerine cesaretle giden, kalemini birilerine ve sistemlere yedek lastik olarak kullanmayan bir araştırmacı...Birileri, bazıları bir şeyler, bazı şeyler diyebilir, söyleyebilir, yazabilir. Önemli olan; Mizan'a gidecek gerçek doğrular, Allah'ın emir ve nehiylerine uymayan dünya hayatı değildir. "Yalan söyleyen tarih" yalan yazabilir, bu nesle yalanları doğru, doğruları yalan olarak yazabilir, yazdırabilirler. Veya yutturabilirler. Rejim ve sistemler kendi meddahlığını yaptırabilir, temel değerleri ve doğruları yanlış olarak yazdırabilir, söyletebilirler. Yeni senaryo ve oyunlar hazırlayarak, sahnelere çıkabilirler. Beyinler yıkanır, iç ve dış mihraklar tarafından yeni bir tarih yazılabilir, yeni bir dünya devleti kurulabilir. Önemli olan Hak'ta buluşmak, Hak için mücadele vermektir. Gerisi hep yalan, dolan ve angarya değil midir?

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem