:: YAZI

Eklenme: 17.04.2009 04:58 


Demokrasi, laiklik, çağdaşlık, Atatürkçülük, adalet ve hukuku kendi ideal ve ideolojilerine göre yorumlayan, kullanan ve menfaat aracı yapanlar bellidir.
Türkiye bir kaos döneminden geçiyor. Yakalarındaki rütbelere güvenen emekli paşalardan tutunuz da, isimlerinin sol tarafında bulunan etiketleri koz olarak kullanan böyyük başlara kadar yaygaraları ayyuka çıkıyor.
Ergenekon Terör Örgütü üzerine giden Türk Adaleti, hukuk sistemleri birilerini rahatsız edecek hale geldi. Hazırlanan onbinlerce iddianame, aylardan beri süren duruşmalar, gözaltılar, arama/taramalar, cephanelik haline gelen toprakların kazılması, kuyulardan öldürülen kimselerin kemiklerinin çıkması, Türkiye'yi havudu ile yutanların yolsuzlukları, arsızlıkları, uğursuzlukları medyanın sakızı haline geldi.
Allah'ın verdiği belâ / musibet neticesinde başına türban örtmeye mecbur kalan, kabir kapısına geldiği halde, hâla tövbekâr olmayan, kanser hastalığından günleri sayılı bulunan bir Prof Dr. Türkan Saylan var. Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) başkanı Saylan; "Ne şeriat, ne darbe" dedikleri için gözaltına alınmışlar ve serbest bırakılmışlar. "Bir süre daha yaşamam gerekiyor" sözlerini de zehir/zemberek açıklamalarına eklemiş. Etrafında bulunan bir sürü goygoycu, nemalanan, fikir budalası, devrimci yobazların gösterileri, Türk Bayrağını ve Atatürk'ün kalpaklı resmini kullanmaları ayrı bir senaryo olarak dikkatlerden kaçmadı.
"Mal bulmuş mağribi" gibi günlük haber ve programlarında kullanan bazı televizyonlar ile gazetelerin meddahlık yapması, nereden nereye gelişimizin, kokuşmuşluğun, bozulmanın gerçek manzarası olarak karşımıza çıkıyor.
Adalet bu kadar ucuz değil ki... Suç işleyen kim olursa olsun; cezasını çekmeli, adalet yerini bulmalıdır. Ağa olsan, paşa olsan, poşa olsan, patron olsan, zengin olsan, itibar sahibi olsan, zirvelerde bulunsan ne yazar? Adalet mülkün temeli ise, mülkte bulunan herkes haddini ve hukukunu bilmeli, şom ağızlardan devrim çığırtkanlığı yapılmamalıdır.
Devirmeye alışanlar, çalışanlar kendi putlarını devirsinler, başka ihsan istemeyiz. Kuru gürültüler, yaygaralar, kuru kalabalıkların işidir. Gölge etmesinler yeter.
Cumhuriyet tarihinin en büyük olaylarından biri olan ETÖ Davası, tarihe altın harflerle yazılacak, adalet yerini bulacaktır.
"İt ürür, kervan yürür" biline...

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem