:: YAZI

Eklenme: 24.01.2009 04:51 


Prof. Dr. Şerif Mardin'in: "AKP iktidarı Kemalizm'in başarısıdır" sözü bir kenarda kaldı, itibar görmedi. "Devrim" ve "İnkılâp" kelimeleri yeniden gündemde.MUSTAFA filmi, bazı tabuları yıktı, perdeleri araladı ve yeniden bir münazara/münakaşa ortamı meydana getirdi. Cumhuriyet Bayramı ile On kasım beyanatları, yazılanlar, çizilenler, söylenenler gerilerde kaldı.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün on kasım mesajında: "Atatürk'ün öncülüğünde hayata geçirilen inkılâp ve reformlar, demokratik, modern, hür ve müreffeh Türkiye'nin temellerini attı" sözleri yanında Başbakan Tayyib Erdoğan'ın: Cumhuriyetin temelini oluşturduğunu öne sürdüğü Atatürk devrimlerini hayata geçiren kurumun TBMM olduğunu, Atatürk ilke ve inkılaplarının meclis ve bütün Türk milleti tarafından korunacağını" ifadesi, yapılmakta olan söz ve icraatları ortaya koymaktadır. Devamla: "Atatürk, devrimleri ve yeni düzeni millete emanet etmeden yaşatmanın mümkün olmadığına güçlü bir şekilde inanmış; bu sebeple yeni, siyasi, hukuki ve toplumsal düzeni millete dayatmayı değil, millete benimsetmeyi amaçlamıştır" demiştir.
Şunu önemle tartışmak gerekir. "Atatürk devrimleri" mi, "Atatürk inkılapları" mı?..
"Devrim" var olan bir şeyi, halk istemese de değiştirerek, yerine yeni bir şeyi koymaktır. Büktün devrimler "Darbe" yöntemiyle gerçekleşmiş, istemeyenler idama, ölüme kadar götürülmüştür.
Çankaya sofralarından birinde kararı verilen Cumhuriyet, Latin harflerinin kabulü, şapkanın değiştirilmesi, laikliğin getirilmesi, hilafetin kaldırılması sayabileceğimiz "darbe" yöntemiyle yapılan devrimlerdir.
Meclis zabıtlarını tetkik ettiğiniz zaman: "İhtimal ki bazı kafalar kesilecektir" tehditlerinin, konuşmalarının eşliğinde yapılan devrimler az değildir.
Başlangıçta asker kaçaklarını cezalandırmak için kurulan İstiklal Mahkemeleri, devrimlerin yapılış sürecinde "Devrim mahkemeleri" ne dönüştürülmüş, zaman içinde en sıradan eleştiriler "İnkılaba muhalefet ve direniş" olarak damgalanarak, en ağır cezalar verilmiştir. Bugün hâlâ doğru olarak gündeme getirilemeyen İstiklal mahkemelerinde haksız yere idam edilenlerin sayısı az değildir. Erzurum'lu Şalcı Bacı hadisesi enteresandır: kadınların dahi şapka kanununa muhalefetten suçlu bulunup idama mahkûm edildikleri, Atıp Efendinin tarihi müdafaası ve neticede idam edildiği, Bayburt kaymakamı Nusret Efendi'nin Trabzon İstiklal Mahkemesinde idam kararının çıkarıldığı tarihin acı gerçekleri arasındadır.
(Bakınız: İlhan Yardımcı, İstiklal Mahkemeleri )
Kur'an başta olmak üzere İslam harfleriyle yazılan kitaplar köşe/bucak saklanmış, çocuklara Kur'an öğretmek suç sayılmış, camiler bir dönem ot deposu olarak kullanılmış, matbuatta "Allah" ismi yasaklanmış, ezan yıllarca Türkçe okutulmuş, okuyanlara en ağır cezalar verilmiş, Bediüzzaman ve talebeleri başta olmak üzere, dini hizmet için ortaya çıkan cemaat liderleri, âlimler, hocalar amansız takip ve tazyiklere maruz bırakılmış, zindanlara atılmış, ölüm fermanları çıkarılmış, zilan vadileri havadan mitralyözlerle taranmış, Hamidiye zırhlısı tarafından koca bir sahip kasabası topa tutulmuş ve daha neler neler tarihe yazılmış.
Bunların günümüz Türkiye'sinde canlı şahitleri de mevcuttur. Ancak kanun ve psikolojik mazi baskıları yüzünden konuşamazlar, konuşturulmazlar, yazamazlar, yazdırılmaz.
"Devr-i Sabık, Millî Şef "dönemlerini, Eşref Edip bey'in KARA KİTAB'ından okumak gerek. Yakın tarihimizi, yalan söylemeyen tarihten ve yazarların kaleminden okumak gerek. Otuzlu yılların vahşetini, dehşetini, olaylarını, oyunlarını iyi bilmek, araştırmak gerek..."Yalan söyleyen tarih utansın" gerçeğinde, doğruları öğrenmek gerek...
Kalemi ve fikri yapısı belli olan, ticari zihniyetle hazırlanan Can Dündar'ın, MUSTAFA isimli belgeseli, sahte Atatürkçü Kemalistleri ve Ulusalcıları ayağa kaldırdı."Elime imkân geçse Fransa'daki gibi bir coup, yani darbeyle toplumsal hayatı değiştiririm" yaklaşımı gerçeğini nereye koyalım? Cumhurun istediği, önemsediği, benimsediği inkılâplarla, devrimleri nasıl yan yana getirebilir siniz?
Her fırsatta Atatürk devrimlerinden bahsedenler, cumhuru karşılarına alanlar kimlerdir? Atatürk'ün dahi etrafından kovduğu dalkavuklar, menfaatperestler kimlerdir? Localarını kapatan masonlar tarafından günümüzde Atatürkçü geçinen rotaryanlar, lionslar, lionesler, düşünce dernekleri neyin peşindedir? 5816 sayılı kanun nedir, neden gerektirir?

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem