İnsanımıza Sesleniş...
Eklenme: 10.07.2006 08:18
"Dünya Globalleşiyor" diyerek, kendilerinin dahi ne demek istediklerini bilemeyenler, halkımız ile alay etmeye devam ediyorlar.
Son ve ekmel din olan İslam'a yeni boyutlar getirmek, sözüm onu çağa göre yorumlamak ve düzenlemek isteyen cüce beyinler, kendi inatlarının cehalet bataklığında diplere doğru giderken, gerçek kurtarıcıyı bildikleri halde, kendilerine uzanan elleri tutmuyorlar.
Acıyı ve ağuyu bal eyleyen, savaşları kesen, karanlıkları aydınlığı çeviren, yollarını kaybeden insanları yeniden hayata döndüren, asrın kaosunu selâmet ve saadet saraylarına çeviren kelamları bildikleri halde, küfür haline gelen inat ve kaldıkları yerden devam sözünde ısrar ediyorlar.
"On yılda on beş milyon genç yarattık her baştan.." sloganları, 85ci yıllarda çok gerilerde kaldığı halde; hâla izindeler, çalışmak istemiyorlar, avanta hayatı seviyorlar, çalışanları da rahat koymak istemiyorlar.
On beş milyon işsiz, imtihanları kazandıkları halde tayin bekleyen yüz binlerce memur ve öğretmen, sadece İstanbul'da 19 bin homoseksüel, Türkiye genelinde 650 binin üzerinde genelev kadını, bir bu kadar bilinmeyen telekız ve sokağa dökülmüş fuhuş tacirleri,
75 milyar doların üzerinde iç ve dış borçlar, bağımlı Dış Politika, Amerikan Emperyalizminin meddahı, AB.'nin uygulayıcısı, Batı ve batılın kobay ve kovboyu, millî ve manevî değerleri ortadan kaldırarak "Gizil Dünya Devleti" ni kurma "Megale İdea"sındaki Siyonist ve mason ideal ve ideolojilere yataklık ve yaltaklık, neslini eğitim ve sağlık politikalarından uzak tutarak, geleceğe hazırlamama, yabancılara ve misyonerlere satılan 4,5 milyon metrekare arazi, GAP. ve Doğu/Güneydoğu arazilerinin içten içe kuşatılması, Ermeni tehciri ve kıyımı oyunları altında oynanan gizli oyunlar ve korkunç tuzakları bilenler, bilmiyor görünüyorlar.
Kurgulanmış bir dünya hayatı yaşayan insanlık, özellikle Osmanlının son kalesi Türkiye'de katliamlar sıradanlaşıyor, fuhuş ve ahlaksızlık normalleşiyor, hırsızlık ve soygunculuk alenileşiyor, televizyon kanalları evlere kadar giren lağım kanalları haline geliyor, bir şeyler yapmak isteyen iktidar hükümetini düşürmek, muktedir olmalarının önüne geçmek için elden gelen her türlü melanet, yalan ve dolan haber ve yayınlar yapılıyor, çıkarılmak istenen kanunlar geri çekiliyor, sokaklara dökülen bir avuç devrim yobazları her dediklerini yaptırabiliyorlar; "Milli İrade"nin hükümeti, milletin istediklerini yapamıyor.
Gülistanı istila etmek isteyen kargaların kılavuzlu danışmanları, sokaklara dökülen kara cübbeliler, YÖK. Bezirgânları, Milletin ve TBMM.'nin sırtında bir kambur gibi egemen olmaya çalışan Anayasa Mahkemesi Başkanı'nın yumurtlaması, besleme basının patronları; gençlerimize ve halkımıza zaferlerle dolu bir maziyi kirletme sevda (!) ve hayalinde olup, körelme ve ruhsal çoraklaşmayla birlikte Batının kapıkulu haline getirmek için oynatılan ihanet dolu senaryoların, karanlık oyun ve emellerin liderliğini, Donkişotluğunu yaparken; nemelazım ve vurdumduymazlık devam ediyor, birileri dumanlı ve kirli hava istiyor...
Yeis ve karamsarlığın bizim inanç sistemimizde, cihad aşkımızda yeri yoktur.Hayat akışımızda yer alan, ısrarla gündeme getirilen acı gerçekleri de görmemezlik; paslı kaşıkla bal yemeye benzer ki, bizi selamete götürmez, gelecekten endişe edilir.
Bu millet gemileri karadan yürütmüş, yok olan donanmayı kısa bir sürede denize indirmiş, boşalan nice bütçeleri vergileri ve altınları ile doldurmuş, yedi düvelin karşısında İstiklal Savaşı vermiş, sadece Çanakkale topraklarına 400 bin şehit gömmüş bir ecdadın torunlarıdır. Her türlü olumsuzluk ve karanlık tablolara rağmen, gelecek inkilabatı içerisinde en gür seda İslam'ın olacaktır, aziz milletimiz imanı ve inancı sayesinde daha nice yeni "İstiklal Savaşları" kazanacaktır. Dumanlı ve kirli hava isteyen yara soylular, emellerine nail olamayacaklardır. Çünkü bu milletin mayası sağlam, imanı kavîdir.
|