:: YAZI

Eklenme: 08.07.2008 02:10 


Asırlar ötesinden günümüze gelen, zaman içinde yozlaşan, bazıları tarafından soysuzlaştırılan, menfaatlere âlet edilen âşıklarımız, ozanlarımız, saz/söz ustalarımıza, bu geleneğe gereği kadar sahip çıkılmadığı için, "Konya Âşıklar Bayramı", yıllar sonra noktalandı, yapılamaz hale geldi. Yılların emektarı Fevzi Halıcı'nın bir köşesine çekildiği gibi.. Vefa duygularının rafa kaldırıldığı gibi.. Bayramın siyasi şova dönüştürülmesi gibi..
Kültür köklerimiz arasında önemli bir yeri bulunan, Ahmed Yesevi Ocağı'nın, Anadolu'da iz bırakan değerlerden biri olan "ÂŞIKLIK GELENEĞİ" ne sahip çıkanlardan bir nefer olarak, Bursa tarihinde ilk defa "Âşıklar Şöleni" ni başlatarak, beş yıl devam ettirdik. İmkânsızlıklar, salon tahsislerinin yapılmaması, çok sayıda müracaatlara rağmen, Bursa Festivalinde âşıklara bir gün bile olsa yer verilmeyişi, bizi de bu hizmet yolunda yaya koydu, zaman içinde aldı götürdü, bugünlere geldik..
Kültür değerlerimize, âşıklara, ozanlara, saz/söz ustalarına sevdalı, Yıldırım İlçesinde yeni yapılan bir parka Âşık Reyhani'nin ismini veren, Ardanuçlu Efkâri isimli eser sahibi bir Belediye Başkanı Özgen Keskin Bursa'da, "Âşıklar Bayramı"nın ilkini başlattı, dördüncüsü Uluslararası boyuta taşınarak, bu yıl 1-2 -3-4 Temmuz 2008 tarihleri arasında coşkuyla yapıldı.. İlk gün Barış Manço Kültür Merkezinde, ikinci günü Bayrak Meydanında halka açık toplu gösteriler,üçüncü günde ayni şekilde devam ederek, dördüncü gün final ve ödül töreni ile bir şölen daha geride kaldı.. Sevabıyla, günahıyla tarihteki yerini aldı.
Yapılan bayram, şölen havasına dönüşen geceleri binler izledi, Halkımız geç saatlere kadar salondan ayrılmadan programı dinledi. İlk günlerde milletvekillerimizin, gelmesi gerekenlerin olmadığı dört günlük etkinlik, kültür değerlerimize sahip çıkan insanımızın; vefasını, cefâsını, coşkusunu, bağlılığını ve iştiyakını gördük, gelecek yıllar coşkunun daha çok artacağını ümit ediyoruz. Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın Bursa'da bulunduğu dört günde, çok sayfalı şehvet pazarı ilaveler veren, ekranlarını fuhuş kervanı haline getiren medyayı da gördük. Kültür Müdürlüğümüzü de gördük, terazide tarttık.
(değişecek bölüm)
"Divan, türkü, atışma, muamma, Leb(dudak) değmez, Şiir Okuma/yazma " dallarında yarışmaya katılan âşık1arımız, marifetlerini saz tellerinde ve gönüllerinde gösterdiler.
Yedi kişilik jüri heyetinin puanları ile dereceye girenlere ödülleri verildi, 5. şölende buluşmak ümidiyle, gelenler memleketlerine uğurlandılar.
Bu tür faaliyetler, özellikle kültür etkinlikleri kolay bir iş değildir. Maddi ve manevi sıkıntıları vardır.Dedikodu, itirazlar, hakaret ve iftiralar, aldığı dereceyi beğenmeme gibi olgular, bu tür etkinliklerde süre gelmiş, olmuş ve olmaya da devam edecektir. Her kişinin, hele belediye başkanının bu tür organizasyonları yapması er kişi işidir. Neticeler skandala dönüşebilir, Bursa'da ilk iki yıl böyle olduğu gibi..
Çok sayıda eser ve ödülü bulunan, Azerbaycan Üniversitesi tarafından Dr. Unvanı verilen belediye Başkanı Özgen Keskin dostumuza, kalem arkadaşımıza bazı hususları sert ve dürüst bir samimiyetle, riya perdesi altında saklanan yapmacık nezaketten üstün tutan bir kişi olarak şu hususların gelecek yıllarda tezahür etmemesi en samimi dileğimizdir:
1-Anadolu'nun her tarafından bulunan âşık, ozan, şairlerimize yeteri kadar ulaşılamamış, elemelerde bazı kişiler etkili olmuş, birçok ünlü âşığımız bazı kişiler yüzünden bayram ve yarışmalara katılmamıştır.
2- Özel televizyon ve radyolarda, ticari amaçla program yapan, Türkiye'deki bütün festival, bayram, şenlik ve yarışmalara katılan, belediye başkanlığında memur görevli âşık ve ozanlar komite ve jüride görev almamalı, çeşitli şaibe/dedikodulara vesile olmamalıdır.
3- Komite, bu işi bilen ehliyetli kişilerce teşekkül edilmelidir.
4- Yarışmada sınır olmamalı, isteyen herkes katılmalı, ilk elemeler yine özel bir jüri tarafından yapılmalıdır.
5- Bursa ve civarında ikamet eden bütün âşık, ozan ve şairler isterlerse yarışmaya katılmalı, özel kontenjanları yine ilk eleme jürisi ve komite yapmalıdır.
6- Yarışma tarihinden önce, yarışmaya katılacakları kesinleşen âşık ve şairlerin kısa hayat biyografileri ile birkaç şiirlerinin yer aldığı bir kitapçık basılarak, şölen günleri ücretsiz olarak dağıtılmalıdır.
7- Başkanlığınız tarafından, Türkiye'de ilk defa Barış Manço Kültür Merkezinde âşıklara, ozanlara, şairlere ayrılan 54 metrekarelik salon; sadece bir derneğe değil, bu sahada hizmet veren diğer derneklere de verilmeli, derneklerin belirtilen salonda birer masaları bulunmalıdır. Yıllardan beri "HODDER" ve yöneticilerinin elinde bulunan salona sadece bir grup âşık, ozan, şair gelmekte, taraf olan bir televizyonda program yapan bir ozan yüzünden, taraf olmayan halk ve âşıklar bu salonda yapılan faaliyetlere katılmamaktadır.
8-Türkiye ve Uluslararası bayram, yeteri kadar tanıtılamadığı için, diğer etkinliklere nazaran halkımızın katılımı istenilen sevide olmamıştır. Tanıtım, bir ay önce başlatılmalıdır.
9- Bu tür yarışmalarda jüri çok önemlidir. Ehil olanlar, eseri bulunanlar seçilmeli, Milletvekili olsa dahi, bu 'tarakta bezi' yoksa, hatıra binaen jüriye alınmamalı, gerekirse komitede yer verilmelidir. Şiir yazmak, şiir kitapları yayınlanmak, âşık edebiyatı ile ilgilenmek, âşıkları, saz geleneğini bilmek ayrı ayrı konulardır.
10-Uluslar arası boyuta taşınan şölen için yeterli duyuru, tanıtımın yapılmadığını söylemek insafsızlık olmaz.
11- Yarışmalara katılanların çok fazla olması münasebetiyle, elemeler kısa zamana sığdırılmış, aceleye getirilmiş demek mümkündür. Özellikle şiir, divan, atışma dalları acele gelmez. Adil ve isabetli karar, puan verebilmek için zaman önemlidir.
12- Kapalı alanlarda ses düzeni çok önemlidir.Elemelerde sazlarda jak kullanılmamalı, otantik/temel/öz değerlere gölge düşürülmemelidir. Gerekirse jak takılmadan yarışmalar yapılmalı, en ince hatalar dikkat çekmelidir. ( Teneke ses ve gürültüsü meydana getiren Jaklar sazın orijinal özelliğini ve güzelliğini ortadan kaldırıyor.)
13- Açık ve kapıla alanlarda yapılan bütün gösterilerde, izleyiciler yerlerini alırken verilen sesli müziklerde sadece âşıkların sesi/sözü/sözü olmalı, başka fon ve müzikler çalınmamalı. Bursa, özellikle Yıldırım İlçemiz şölen boyunca bu kültür değerimizin izlerini taşımalıdır.
14- Kardeş/dost ülkelerden gelen âşık ve şairlerin yöresel lehçe, şive ve besteleri ile Anadolu âşıkları, şairleri arasında büyük farklılıklar vardır. Jüri puanlamalarında büyük farklılıklar meydana gelmekte, adalet ayarı bozulabilmektedir.
15- Şiir okuma ve yazmalarında kahramanlık, lirik, pastoral, serbest vezin gibi şiirler arasında önemli farklar vardır. Okuma ve yazım şekilleri ayrı ayrıdır. Puanlamada yine adalet terazisinde ibreler farklı olmaktadır.Ya tek tip şiir verilmeli, ya da puanlama buna göre olmalıdır.
Ferâsetine ve dirâyetine inandığım Dr. Özgen Keskin Başkanımızın, değerli kalem dostumun dikkatine sunulur. Doğru söyleyen ve yazanlardan zarar gelmez. Dost acı söyler, acılarda tatlıları bulmak zorundayız.Baki kalan boş kubbede hoş bir seda olabilmek, iz bırakmak, eser vermek en büyük rütbe ve saadettir.
Âşıklık geleneğinin yozlaştığı, menfaat haline getirildiği, medya organları tarafından gölge düşürüldüğü günümüz kaosunda; Özgen Başkan gibi sevdalıları tebrik etmek, kendilerine yardımcı olmak ve başarılarının devamını dilemek bir görev olmalıdır.

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem