'BİR KAŞIK SUDA FIRTINA KOPARAN' TRAVMA DEVİRİMCİLERİ
Eklenme: 28.06.2008 09:06
Tıp terminolojisinde "Travma", dışarıdan gelen etki ile vücutta meydana gelen tahribat, yaralanma, hasar demektir.
Ak Parti Genel Başkan yardımcısı Dengir Mir Mehmet Fırat'ın New York Times Dergisinde yer alan sözleri, bazı zihinlerde tam bir travma meydana getirdi. Bir kaşık suda fırtına demekte mümkündür. Zaten Türkiye'de her zaman dilimi içerisinde birileri bu yaygaraları koparır, kraldan ziyade kral kesilir, rejimin, Cumhuriyetin, Demokrasinin, laikliğin, hürriyetin, Atatürkçülüğün Donkişot'u kesilir, parçalanan zırhı ve uzun mızrağı ile cart cavlak meydanda/ortada kalır, gülünç bir hale gelir.
Travmalar çeşit çeşit olur. Psikolojik travmalar da şöyle izah edilir: "Bireyin veya toplumun hayatını tehdit eden ve derin izler bırakan bir olaydan sonra başlayan kaygı belirtileri, ürkeklik, korku tepkileri, kısaca ruh sağlığındaki bozukluklar.."
Dünya klasikleri arasında Saint Exupery'in "Küçük Prens" bir eserinde kıyafet devrimine dair ironik bir anekdot vardır. Bir Türk bilim adamı, Küçük Prensin yaşadığı küçük gezegeni ilk keşfeden biridir. Uluslar arası Asrtronomi toplantısında bu keşfini açıklar. Başındaki festen dolayı onu kimse dinlemez. Sonra 'dediği dedik' bir Türk önderi çıkarak, fesi çıkartıp şapkayı giydirir. Artık Türk bilginlerine herse saygı göstermektedir. Exupery, Avrupa'yı ve şekilciliği eleştirmektedir. Küçük Prens'in bu bölümü, yakın zamana kadar Türkçe tercümelerde yer alamamış, travma geçiren kafalar rahatsız olmuştur.(Bakınız: Zaman,26 Haziran2008/Perşembe, Mümtaz'er Türköne )
Tarihi karıştırın, maziye gidin, yazılan sayısız eserleri okuyun, daha neler göreceksiniz, ne büyük travmalar geçireceksiniz. Okumayan insanımızın peşin hüküm verdiği nice talihsiz gerçekler, acı olaylar ve ibret alınmadı için tekerrür eden tarih anekdotları..
1864 de başlayan Çerkes Göçü, 93 Harbi sonrasında İstanbul'a akın eden Balkan Muhacirlerinin yürek yakan hikâyesi, Balkan Savaşlarında katliama uğrayan ve yaşadıkları topraklardan sürülenlerin yaraları, Kurtuluş savaşında başımıza gelenler, Allahuekber dağlarında bir kapris uğruna şehit verilen 93 bin vatan evladı ile Çanakkale'de ki 400 bin şehidimizin travmaları unutulur mu?.
İstiklal Savaşını kazananlar, Cumhuriyeti kuranlar, bizlere cennet gibi bir vatanı teslim edenlerin yaşadıkları travmaları bilir miyiz? Her türlü reform, devrim, inklapların arkasında, her şeyini kaybetmiş, son bir hamle ile kalanı kurtarmış bir neslin gece rüyalarına giren kâbusları bilir miyiz? Bizler hiç yaşıyor muyuz, yaşar mıyız?.
'Atatürk Devrimleri yoktur, inkılapları vardır" neden denilmez?' (Devirimciler) neler yapmak istemektedir? Her fırsatta Atatürk, Cumhuriyet, devrimlere sığınanlar, bütün bir milletin malını can kurtaran simidi gibi kullananlar, rant peşinde koşanlar kimlerdir, bilir miyiz? Atatürk'ü bilir miyiz, Nutkunu okuduk mu? Cumhuriyetin nasıl kurulduğunu bilir miyiz? (Devrim Yobazları) nı bilir miyiz?
Atatürk devrimleri somut prensipler olarak, Anayasa'nın 174. maddesinde sekiz kanun olarak sıralanır. "Paşa" kelimesi, askerlik mesleğini ataerkil bir otorite kaynağı olmaktan çıkarmak için yasaklandı. 2590 sayılı devrim kanununa aykırı biçimde, bu unvanı bugün en çok kimler kullanıyor. 677 sayılı devrim kanununa aykırı olarak falcılara taşınanlar, astrolojiye inananlar ve gaipten haber almaya çalışanlar kimler? Daha niceleri...
1913 Edirne, 1916 Bitlis,1917 Muş,1918 Bayburt'un kurtuluşu, İkinci Plevne olarak tarihe geçecek destanın yazıldığı Bayburt Kop Müdafaası, ayni tarihlerde Nene Hatunların, Gazi Muhtar Paşaların tarihe kaydettikleri Erzurum müdafaası, Van, Trabzon kurtuluş günleri, 31 Ekim 1919 da Kahraman Maraş'ta düşmana ilk kurşunu atan Sütçü İmam, 1920 Şanlı Urfa destanı, Burdur, Kırklareli, 1921 Adapazarı,Yalova, Samsun,1922 Kütahya, Uşak, Eskişehir, Bilecik, Balıkesir, Aydın, Manisa, İzmir, Bursa, 1923 İstanbul, Edirne, 1938 Hatay kurtuluş günlerini unutmak mümkün mü?
"YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN" diyenler, ciltler dolusu kitaplar yazanlar, bilgi/belgeleri gün ışığına çıkaranlar, vesikaları konuşturanlar için 'devirimciler' acaba ne söyler?
Tarih her zaman kendi hükmünü verir. Atatürk inkılaplarını iktidarı gasp etmek, dikta yönetiminin gerekçesi olarak kullanmak, istismar aracı olarak kullananların yol açtığı travma, televizyonlarda dizilere konu olmadı mı? Boyalı basın ve medyada darbe çığırtkanlığı yapan tamtam savaşçılarını, aziz insanımız bilmiyor mu?
İstiklal Savaşı vermiş ve destan kazanmış bir milletin torunları ile uğraşmayın.
Cennet gibi vatanı Cehennem'e çevirmek isteyenlere bir kıtalık şiirimizi armağan ederek, yazımızı noktalayalım:
ANADOLU BİR CENNET; HER BÖLGEDE, HER İLDE,
GÜNEŞ IŞIĞI YOKTUR NE BİR MUMDA, NE PİLDE,
DİLİNE SAHİP ÇIK, ÖLÇÜ BULUNMAZ HER DİLDE,
AŞK BAHÇESİNE GİRMİŞ BÜLBÜLÜN NAZI GÜLDE.
Eline, beline, diline sahip çıkmayan 'devirimci'lerin kulakları çınlasın, dillerini eşik arıları soksun.
|