|
OKUMAYAN TOPLUMUN HALİNE BAKIN...
Eklenme: 12.06.2008 06:34
"İbâdetler ruhu, gıdalar mideyi, kitaplar beyni doyurur. Kitap okunmayan yerde beyinler açtır" kriteri, 'Çerçevelik Yazılar' arasında yer alır. Bizim için ibret ve hikmet tanesi, hayatımızda ölçü olmalıdır.
Kitabullah'ın ilk emri "OKU!" olmakla beraber, okumayan bir toplum olarak tescillendik. Kitaplar evlerimizde, işyerimizde dekor oldu, televizyon izleme oranı yüzde doksan dörde tırmandı.
Televizyona "Ahmak Kutusu" diyenlere hak verme zamanı geldi sanırım... Teknolojik bir araç olmakla beraber; hayra, iyiye, doğruya, güzele kullanılırsa faydalı, aksi halde zararlı olan televizyon ekranlarının günümüzde ne hallere geldiğini söylemeye gerek yok.Bazı kanalların fosektif çukuru, seyyar genelev haline geldiğinden dert yananlar da haksız değildir.Keskin bir bıçakla elma soyar, salatalık dilimler, insan kesersiniz. Âlet ve araçlar, kullanan gayelere göre değişir. Kullanandan, kullanana fark eder. Beyaz ekranların simsiyah olduğu, çamur deryası, çöplük, pislik haline geldiği gibi...
2007 yılında yapılan "Türkiye Okuma ve İzleme Oranları" araştırmasında ortaya çıkan gerçekler ürkütücü, korkutucu ve gülünç..Kitap okuma oranı % 4.5..Türkiye'de her bin kişiden sadece biri kitap okuyor. Gençlerin % 79'u kitabın kapağını dahi açmıyor. 49 bin 500 kişiye bir kütüphane, 122 kişiye bir kahvehane düşüyor. Yüksek öğrenim görenlerin oranı 1965'e göre 14 kat artarken, yüksek öğrenim mezunlarının kitap okuma oranı 1965'in çok altında.
Okumayan toplumlarda, kitap basımı da azalır.Bir yılda ders kitapları hariç, basılan kitap sayısı Amerika'da 72 bin, Almanya'da 65 bin, İngiltere'de 48 bin, Fransa'da 39 bin, Brezilya'da 13 bin iken Türkiye'de sadece 6 bin 31, Japonya'da kişi başına düşen kitap sayısı yılda 25, Fransa'da 7, Türkiye'de ise;12 bin 89 kişiye 1 kitap düşüyor.
BM. İnsani Gelişim Raporunda kitap okuma oranında Türkiye, 173 ülke arasında 86. sırada yer alıyor.
Bu vahim, ayni zamanda gülünç ve tehlike çanlarının çaldığını gösteren tablo karşısında, Cumhurbaşkanlığı tarafından başlatılan "TÜRKİYE OKUYOR!" kampanyasının Türkiye genelinde hızla yayılması, bir ümit kapısı olarak belirdi, inşallah verimli sonuçlar verir, neticeyi bekleyelim..
Türkiye genelinde günlük olarak basılan gazete sayısı dört milyonu geçmez.. Kiloluk, boyalı, ilaveli, promosyonlu, besleme destekli, çoğunun şer güçlerin âleti olmalarına rağmen, gazetelerin satış tirajları belli. Sermayesi kadın, şehvet, şöhret ve menfaat olan, ahlaki ve millî değerlerin üzerine çıkan gazete ve dergilerin net satışları da belli. Bütün sayfaları sporla dolu gazetelerin yüz binlerin üzerinde baskı yapması, bütün gazetelerde spor sayfalarına en çok yer verilmesi, çıplak kadın resimleri ile dolu bulvar gazetelerinin itibar görmesinin altında, okumama ve gerçekleri öğrenmeme yatar. Bir kişi bilmediğinin düşmanıdır, bilmediğini öğrenmek için okumazsa, hayat ve gelecek hüsran olur. Okumayan beyinler sadece aç kalmaz, çevresi için de bir canavar haline gelir.
Şöyle bir toplumun haline bakın, olup/bitenleri gözden geçirin. Adliye koridorları ve mahkeme kapılarındaki insan seli dosyalarını karıştırın, duruşma sonlarındaki kavgaları, küfür/kebâir saldırılarını not edin, basında yer alan ölüm, cinnet, cinayet, saldırılarını takip edin. Geldiğimiz hali daha iyi görecek, anlayacak ve karar vereceksiniz.Düşünce süzgecinde, mantık macunu yaparak, yaralara bal yerine tuz ekildiğini anlayacaksınız.
Kurtla koyunun bir arada otladığı, kimsenin malından, canından,
İnancından, namusundan emin olduğu saadet asırlarını gözünüzün önüne getirin ve tarihi iyi okuyun, rahat edeceksiniz. Toplumları, milletimizi, insanımızı bu hallere getirenlere lânet okuyacak, titreyerek yeniden kendinize döneceksiniz. Hiç düşündünüz mü?...
|
