"BİNDİKLERİ DALI" KESENLER..
Eklenme: 03.06.2008 09:37
"Millet irâdesinin hiçe sayıldığı, "Dün dündür, bugün bugündür..." tekerlemesinin ağızlarda pelesenk edildiği, inanç ve kültür değerlerinin dinamitlendiği, "Devr-Sabık – Millî Şef" dönemini aratmayacak kaos ve yıkıntıların yaşandığı bir zaman dilimi üzerine, çeşitli baskı, tuzak ve oyunlara rağmen iktidar olan millî ruhun, Güneş gibi doğduğu bir zaman üzerinden seneler geçti, yeni seçim dönemine girildi.
"İktidar olmak başka, muktedir olmak başkadır" gerçeğinde; neler yapılıp/yapılmadığı, millete vaat edilen sözlerin yerine gelip/gelmediği, AK PARTİ Hükümetinin artı ve eksileri, yapıp/yapmadıkları gerçeklerini herkes unutsa, tarih unutmaz...En güzel şahit zaman, tarih ve millet irâdesidir. Gerçeklere ve temel değerlere gem vurulmaz, kelepçe ise asla..."
İfadeleri; Haziran 2007 tarihinde basılan "AK SÜT İÇİNDE, AK KIL"I GÖREN KALEMLE NEDEN AK PARTİ? İsimli eserimin önsözünden alınmıştır.
"Sert ve dürüst, kırılan fakat eğilmeyen, özü ile sözü bir, imanından tâviz vermeyen, dâvâ adamı, milletin vekillerine ithaf edilen" 302 sayfalık eser; Bursa'dan aday adayı olduğum için yazılmamış, aday olduğum zaman 'başımı yemiştir' demek te mümkündür.
Mahut "Şiir Davası"nda Tayip Erdoğan'a en büyük desteği veren, bir makalemde ayni şiir yer aldığı için hakkımda dâva açılan ve berâat verilen kararı Gümüşhane Adliyesinden Serdar Arseven tarafından çıkarılarak Anadolu'da Vakit Gazetesinde günlerce tefrika eden yardım ve gayretlere rağmen, bugüne kadar kitabımız hakkında ne Erdoğan'dan, ne genel merkezden, ne il başkanlığınca, ne de diğer bürokratlar tarafından bir tebrik/teşekkür/tenkit yazısı alamadım..Ellibeş yıllık mücadele, hizmet ve yazı hayatımda; bu olay kadar beni üzen zindan olayları bile olmamış, mide kanaması geçirmeme vesile olmuştur. Bu kadar vefasızlık olabilir mi?..
Makamına asansörle inip/çıkan bir başbakandan kurtarılan Türkiye; 22 Temmuz genel seçimlerinde bir daha şahlandı, millî irâde bir defa daha ustura gibi muhaliflerini traş ederek, AK PARTİ'yi iktidara getirdi. Türkiye'de çok şeyler yapıldı, başarılamayan çok eserlere imza atıldı, her biri devrim niteliğinde projeler hayata geçirildi, fikir ve ruh yapımızdaki değişiklikler tarihteki yerini aldı.
Ancak, ancak... Aziz milletimiz kendine yapılanı iyi bilir, verilen sözleri iyi takip eder, yapılmayanların da hesabını sormasını çok iyi bilir.
İki dönem iktidara getirilen AK PARTİ; şimdiye kadar Anayasa'yı çok rahat değiştirebilir, milletin sırtındaki YÖK, YARGITAY, DANIŞTAY, ANAYASA MAHKEMESİ gibi kamburları düzeltebilir, ıslah edebilir, uru kökünden kazıyabilir di. Ay bacayı geçtikten sonra yapmaya başlasa bile; geç kaldı, atı alan Üsküdar'ı geçti... "Hukukun siyasallaşması" olarak nitelendirilen AK Parti'yi kapatma davası, tarihte bir leke olarak Mizan'a taşınacak, milletin çimentosuna zehir katanların hesabı ağır olacaktır.
Karşılıksız olarak inandığı davası uğruna gayret gösteren, aday adayı olan, AK PARTİ'nin temel misyonunu destekleyen, gerekirse canını verebilen dava adamları, insanımız unutuldu, vefa borcu ödenmedi. "Değerliler bir tarafta yapyalnız/ Değersizler elde gezer tertemiz / Alan kör, satan kör, kantar ayarsız/Buğday pahasına saman satılır" dörtlüğünde değer bulan, ibret olan dâvâ adamları unutuldu.
Bakan, milletvekili ve parti kademelerinde görev yapan veya Bu makamlara gelebilmek için binbir türlü oyun ve entrikalardan süzülen, Ak parti misyonu ile uzaktan/yakından ilgisi/bilgisi bulunmayan köşe kapmaca adamları koltuklara yerleştirildi, tayin ve nakilleri yapıldı, kadrolaşma siyasetten ziyade etnik ve bölgesel milliyetçilik haline getirildi.
Başbakanlığa bağlı TRT. nin beş kanalı ile özel televizyonlardaki yayınlar malum.. Temel değerlere, ahlak ilkelerine, iman esaslarına, millî kültürümüze, mazimize, ecdadımıza, fetih ruhuna ve dinimize aykırı, zıvanadan çıkan, halkın tabiri ile "Seyyar Genelev- Lağım Çukuru" haline gelmiş ekranlara müdahale edilemez mi?.. Sembolik bir maskottan ibaret RTK. yetkileri ve caydırıcı kanunlar çıkarılamaz mı?.. Asrın Şeytanı haline gelmiş televizyonların çoğunun necip insanımızı nereye götürdüğünün hesabı yapılmazsa, gönüllerde yeni bir İstiklal Savaşı yapılması gerekir demek insafsızlık olmaz kanaatindeyim.
Mahkeme kararları ile görevlerine dönen kişilere, hiçbir şey yapılamadı. Hakları olanlara, hakları verilemedi.
Tarihin ibretle, insanlığın hikmetle yad edeceği AK Parti'yi kapatma davasından sonra verilen işaretler arasında yer alan "Atatürkçülük yarışı"nda gençlik kolları kongrelerinde "Onuncu Yıl Marşı- Atatürk'ün İzindeyiz" marşlarının çalınması, Türk paralarından, posta pullarından ve Devlet dairelerinden Atatürk'ün resmi kaldırılarak, yerine İsmet İnönü'nün resimlerinin konulması olayının gündeme getirilmesi ve "28 Şubat Ürünü" malzeme ve sloganların temcid pilavı halinde topluma sunulması iyi bir sevdâ (!) olmasa gerek.."Aç canavara karşı sevgi, merhametin değil, iştihasını açar, hem de diş ve tırnağının kirasını ister. Gayrimeşru muhabbetin neticesi, mahbubun gaddarane adavetidir" temel değerlerine ters düşer, samimiyet riyaya döner.
Fikir özgürlüğü önünde aşılmaz bir duvar gibi duran, Türk Ceza Kanunun 159. maddenin yerine konan/301. maddedeki değişiklik, iç açıcı bir yenilik getirmedi. Son beş yılda bu maddeden 1481 davca açılmış, 6 bin 725 kişi sanık sandalyesine oturtulmuş, 745'i mahkum olmuş 1444 davalı beraat etmiş 527 davanın görüşülmesi devam etmektedir. Bu madde tamamen kaldırılmalı, Ak Parti'nin tarihe yazılan zaferlerinden biri olmalıdır.
Bakan Murat Başesgioğlu'nun büyük oğlu Hakan Başesgioğlu tarafından kurulan ARGEV adındaki proje ve uygulama Danışmanlık Sanayi ve Ticaret Limitet Şirketi açılışı dualarla yapıldı. Kastamonu merkezli; Çankırı, Sinop, Karabük, Bartın, Zonguldak'taki yerel yönetimlere ve sivil toplum örgütleri ile KOBİ'lere danışmanlık hizmeti verecek olan bu şirket gibi resmen Devlet'i kullanarak para kazanmaları haksızlığı, belki zaman içinde olabilecek yolsuzluğu gören ve müdahale edenler olmadı.
İstanbul'da skandal haline gelen, Fatih Semtinde açılan Saray muhallebicisinin yerinde tarihi Halil Paşa Camisi yanında yükselen devâsa bina, Bursa'da yapılmasına müsaade edilen ve 7 katlı olarak inşa edildikten sonra parası ödenerek yıkılan bina, yine Bursa'da Devlet hastanesi Fizik Tedavi Bölümü olarak 65 milyar liraya kiralanan, aracı kişi olarak bir eski il başkanı ve babasına ödenen otuz milyar liralık bahşiş (!) , Devlet Hastanesinin yataklarının bir bakanın kardeşinin oğlu tarafından bir ay içerisinde değiştirilmesi, Ak Parti il binasının bulunduğu Tuğcu Plaza için parti tarafından kira bedeli ödenmediği, diyet olarak 5 trilyonluk bir ihalenin ismi bizde mevcut bir müteahhide verilmesi, ayni müteahhide piyasa değeri iki milyar olan kira bedeli karşılığı 6.5 milyara verilmesi, KESK' e üye yapma gayretleri ile bilinen doktorların başhekim, başhekim yardımcısı ve diğer görevlere getirilmelerine göz yumulması, büfe ihaleleri verildiği söylenen, eski bir il başkanı tarafından korunan, başarılı çalışmalar yapan Dr. Nuri Daştan başhekimlik görevinden alınarak, yerine getirilen Mustafa Tümay macerası, hakkında dava açılan ve mahkum olan Olay gazetesi köşe yazarlarından bir bayan yazara çeşitli sırların ve direktiflerin verilmesi ve yazılması, başhekim muavini olarak görev verilen bir doktorun kızı tarafından "AKP. Türevlerine hiç yakın olmadık, adımız belirtilen yazıda geçtiği için utandık.." şeklinde gazete sütun yazısında yer alan dedikodular birer örnek teşkil eder.. Milletin ağzı çuval olmadığı için, büzemezsiniz. Bu iddia ve görüşler doğru/yalan olabilir, doğru ise ne demektir?..
Aziz insanımızın yıllardan beri millî / manevî değerlerine ters düşen, zaman zaman saldıran, ahlaki değerleri alt/üst eden müstehcen ilave ekler veren OLAY Medya grubuna TMSF. tarafından el konulması ile yayın politikasında zerre kadar bir değişiklik olmayan, personelin 'kazan' kaldırdığı, daha ileri boyutlarda saldırılarda bulunmasının izahı yapılamaz, güç olsa gerek.. Muktedir olamamak nasıl izah edilir?
Bursa'da Bir bakan tarafından ortaya konan sandığa para attırma ile resmi dilencilik yapılması, trilyonluk borcu olan Bursaspor kulübünü bataklıktan kurtarma operasyonları, Ak Partili Belediye başkanlarından çoğunun ne yaptıkları belli olmayan icraatları ve parti ruhunu unutmaları, "İKTİDAR SARHOŞLUĞU" yapılması, geleceğin adayı olabilmek için, zurnanın son deliği icraatları yapmaları, 'Kraldan ziyade kral' kesilmeleri halkımız tarafından 'bindikleri dalı kesmek' olarak değerlendiriliyor, oluyor...
Zaman en güzel şahit ve ilaçtır, biline..
|