FİTNE ATEŞİNDE AĞLAYAN MUHARREM
Eklenme: 14.01.2008 03:18
Arabi ayların başı, birincisi olan Muharrem; "Haram edilmiş olan, haram kılınmış tahrim olunmuş, "Eşhür-ül Hurûm" anlamına gelir. Müslümanlıktan evvel, Araplar arasında bu ayda muharebe yapmak haram ve yasak kılınmıştı. Bundan dolayı bu isim verilmiştir.
Aradan asırlar geçti, insanlığın hüsranda bulunduğu günümüzde Muharrem ayında fitne ateşinin körüklediği, müslümanları ağlattığı "Kerbelâ Olayı" meydana geldi.
Hazreti Peygamberin torunu Hz. Hüseyin'in 680 tarihinde, Irak sınırları içerisinde kalan Kerbelâ'da şehid edilmesi, İslam Dünyası gündeminden bugüne kadar düşmemiş, Kıyamete ve hesap gününe kadar da düşmeyecektir.
İslam tarihinde önemli bir yeri bulunan Hazreti Hüseyin'in şehid edilmesi; yıllardan beri fitneyi körüklemiş, onulmaz yaralar meydana gelmiş, istismarcı ve tahribatçılar bunu koz olarak kullanmışlardır. Mesuliyetini Emevi Sultanı Yezid ve yoldaşlarına yükleyen Şiîler yanında, elem verici, asla tasvip edilemeyen olayın Mizan'a taşınması, Allah'a havale edilmesi ve kanamaya hazır yaranın kaşınmaması gerektiğini ileri süren Sünniler de vardır.
Ehl-i Beyt muhabbeti, sevgisi/saygısı, bütün Müslümanlar için geçerlidir.Pâk cenazesi toprağa verilirken; "Haddini bil toprak, gelen Fatımadır" sesinin duyulduğu Peygamber kızı Fatıma'nın yavrusu Hüseyin'in şehit edilmesine kim sevinir, kim ister, kim bu olayı savunur ki?.. Şiîlik ve Aleviliği başka mecralara çekenler, bu olayın üzerinden parsa toplamak isteyenler, İslam Ümmetine fitne sokanlar samimi değildir, hesap vereceklerdir.
"Yezid'e lânet okumak caiz midir, değil midir?" akaid ve kelam konusudur, ilgisi ve bilgi olmayanların ahkâm kesmesi, yaraların kanamasına, fitnenin devamına sebep olur.
Kerbelâ olayını manzum ve manzûm eserlerde yâd etme geleneği, asırlardan beri devam etmekte olup, değerinden bir şey kaybetmemiştir.
Şehidlerin ser çeşmesi,
Enbiya'nın bağrı-başı,
Evliya'nın gözü yaşı,
Hasan ile Hüseyin'dir.
Dizelerinde Derviş Yunus feryat ederken,
Ey Şehid-i Kerbelâ'ya ağlayan,
Ağla matemdir, Muharrem'dir bugün.
Nâr-ı hasretle ciğerin dağlayan,
Ağla matemdir Muharrem'dir bugün.
Sözleri Hasan Sezaî'ye aittir.
Kerbelâ,Musa'ların bir Tur'udur
Canları alt üst eden Hak nurudur
Kerbelâ haktır;evet Hak rengidir
Kerbelâ kalplerde aşk ahengidir.
Kerbelâ mı,yoksa Hakk'ın arşı mı?
Kerbelâ mı,yoksa Aşkın marşı mı?
Kerbelâ,can Kerbela,kan Kerbelâ
Her gün Aşura, her yan Kerbelâ.
Ehlibeyt Ali Turap Erdoğan tarafından gönderilmiştir.
Abidân-ı Mustafayız biz Hüseynîlerdeniz,
Âşıkan-ı Mustafayız biz Hüseynilerdeniz,
Başımız top eyledik Şah-ı şehidân aşkına,
Canfeday-ı Kerbelâyız biz Hüseynîlerdeniz.
İfadeleri; mersiyehanların nağmelerinde cûş-u hurûşa gelen dervişlerin şiirle bestenin ve yanık sesin en güzel örneklerinden biridir. "Muharremiyle veya Mersiye-i Kerbelâ, maktel-i Hüseyin" adını alan ve dergâhlarda okunan bu besteler karşısında ağlamamak, gözyaşı dökmemek mümkün müdür? "Gülüyorsunuz, ağlamıyorsunuz- Necm, 53/60- Az gülsünler, çok ağlasınlar- Tevbe, 9/82 ayetleri yanında; "Bir damla gözyaşı Cehennem'e sütredir, Sıkıntılar sebebiyle yaş döken gözlere, hüzünlenen kalplere Allah azap etmeyecektir" gibi Hadis-i Şerifler; dünya ile Âhiret arasındaki köprü görevini hatırlatmaktadır.Tasavvuf âlemine girenler çok daha iyi bilir. Dünya ne kadar hüzünlü geçerse, Âhiret o derece mutlu ve mükâfatlı olacak demek değil midir?..Sadece bir istasyon mesabesinde olan dünya hayatı, ebedi Ukba hayatına tercih edilebilir mi?.. Peygambere olan sevgi/saygı, muhabbet ve bağlılık, torunu Hazreti Hüseyin için de olmaz mı?.
Zevcesi Fatima, nesli peygamber,
Mübarek cesedi nurla münevver,
Nice münkirlere gösterdi teber,
Kalede, kulede, sahrada Ali.
Şiirinde Âşık Sümmani, Hz. Hüseyin'in babasını anlatır. "Allahın Aslanı" unvanını alan, dört büyük halifeden biri olan, ilim ve hilm kapısı peygamber damadını kim sevmez ki, sevgiler ölçülebilir mi?..Hazreti Hüseyin'in ve Hasan'ın babasına sevgilerde ölçü biçilebilir mi?.Hazreti Ali'yi sever görünerek, İslam'ın ve Hz. Ali'nin kabul edemeyeceği dünya hayatı yaşayanlar, Peygamberimiz Hazreti Muhammed ve Kur'an'ı dışlayanlar, bol keseden fetva verenler, hizip ve kaos meydana getirenler kimlerdir?.Bazı Marksist kesimlerin yönlendirdiği Alevi vakıf ve derneklerinin zararlı propagandaları, birlik/beraberliği bozan yayınları, Ramazan Ayı dışında şov amaçlı iftar programları düzenleyerek,Ramazan'a alternatifmiş gibi göstererek, devletin zirvesini buraya davet edenlerin ne yapmak istediklerini bilir miyiz?.."Türkiye'de 250 kadar oldukları söylenen Alevi Dernekleri kimler tarafından, ne için kurulmuştur, ne yaparlar, bunların çoğu İslam ve aleviler için zararlı ve tehlikeli midir?" sorusunu vicdanlara ve Diyanet İşleri Başkanlığına sorabilir miyiz? Pîr Sultan Abdal Derneği Başkanı. Alevi ve Bektaşi Federasyonu Yönetim kurulu üyesi Kâzım Genç tarafından basında yer alan: "Müslüman değil Aleviyim. Alevilik İslam içinde değildir." sözünü, Aleviliğin ve samimi Alevilerin neresine koyacaksınız?. Tarikat olarak kabul edilen Alevilik bir rant kapısı haline getirilmiş, her kafadan bir ses çıkmaktadır. "Oniki İmam, Cem Ayini, Dede-Pîr, Semah" gibi alevi kavramlarını, farklı uygulamaları İslam'ın dışına çıkarabilir misiniz?..b
"Analım, ağlayalım, anlayalım" ölçüsü ile Kerbelâ olayını zaman zaman hatırlamak, yeni bir fitne olayının aramıza girmemesi için dua etmeliyiz. Muharrem, Kerbelâ ve Aşûre ayı bizim için çok önemlidir. Muharrem Orucu tutulmalı, aşûre dağıtılmalı, Hazreti Hüseyin anılmalıdır.
|