GÖNÜLDEN DAMLALAR (25)
Eklenme: 09.10.2017 15:37
Avâre dolandırdı, bu dünya hepimizi,
Zehirlere bandırdı, doldurdu heybemizi,
Feryat, ah!la yandırdı, attırdı tepemizi,
Sefahatle kandırdı, sarkıttı küpemizi.
KANDIK, POSTA OTURDUK; SENELER GELDİ/GEÇTİ,
NȊMETLERLE KUDURDUK, ŞEYTAN BİZLERİ SEÇTİ.
Dünya küçük istasyon, yolcular Gelir/Gider,
Sağlam olan dala kon, gönül rahatlık ister,
Dilde olma atmasyon, imanı ihlas besler,
Akıbet değil mi son, fermân yazılır, biter.
AZIĞI KOY HEYBENE, YOLCU OLURSAN KORKMA,
DOST İLE YAP HERFENE, VERDİĞİN SÖZDEN KOPMA.
Şan-ı Şöhret ateşten, düştün mü çıkması zor,
Çile/Gam çekiyor ten, ateşinin içinde kor,
İncinme incidenden, kendini görme Kem/Hor,
Mazlûm yanmasın senden, olanı hayıra yor.
NEFSİ DİZGİNLEMEZSEN, ALIR GÖTÜRÜR SENİ,
HAKİKAT DİNLEMEZSEN, OLURSUN DAHA DȆNİ.
Dalkavukluk bir sanat, yalaka olur vida,
Olmamış çıban kanat, ayyuka çıkar nȋdâ,
Sofranı helal donat, olmasın hemen vedâ,
Açılır yelken kanat, kalırsın sonra cüdâ.
“SANAT” DÜŞTÜ AYAĞA, MUMLA ARA SANATKÂR,
MUHTAÇ ŞİMDİ DAYAĞA, BULURSAN KANAATKÂR.
Gurur/Kibir/İhtiras, Kin/Nefreti körükler,
Kanser gibi iltimas, yapar ise büyükler,
Memnun, yapan iktibas, hazır bulur küçükler,
Doğrunun üstüne bas, bunu bilmez hödükler.
ZAKKUM AĞACI GİBİ, YEŞİL YAPRAKLI ZEHİR,
FIRTINA/BORAN/TİPİ, KARŞILIĞI PANZEHİR.
Değer bil, vefakâr ol, Dünya iki kapı han,
Boş olan kaplara dol, mazlûma arka dayan,
Vahdette olsun tek kol, her şey Mevlâ’ya âyan,
İslam’dır huzurlu yol, nefer ol, cihatta yan.
VEFÂDA KOPMAYAN İP, ÇELİKTEN ZIRHLI DUVAR,
KUYUDA BULUNMAZ DİP, ÖNCE NEFSİNİ UYAR.
İslam’ı yaşamak zor, Söylerler/Söyletirler,
Düşer gönüle bin kor, ûmûdu düyletirler,
Zamana göre hak hor, zil takıp oynatırlar,
Bin bilirsen, bire sor; bildiğin kaynatırlar.
KAOS ASRINDA YAŞA, OYUN/TUZAK İÇİNDE,
NELER GELİYOR BAŞA, BİN BİR TÜRLÜ BİÇİMDE.
Olacak, hep olacak, Kıyamet Asrındayız,
Arayanlar bulacak, Sefahat Kasrındayız,
Çukur açsan dolacak, kuyunun başındayız,
Eser varsa, kalacak; bir ömür yaşındayız.
AZIĞINI HAZIRLA, YOLCULUK BAŞLAR BİR GÜN,
İBRET İLE NAZARLA, EDERLER SENİ SÜRGÜN.
Gönülde damla başlar, Deryâlara ulaşır,
Gerilir kirpik/kaşlar, bir heyecan bulaşır,
Gözlerden akar yaşlar, âşık olur dolaşır,
Bağıra batar taşlar, Feryat/Ahla ağlaşır.
DAMLALAR OLMASAYDI, DERYÂLAR OLUR MUYDU?
YOLDA İZ KALMASAYDI, KILAVUZ BULUR MUYDU?
Dünya bizi aldatır, Zehir/Şerbet yanyana,
Yaraları kanatır, türlü türlü tantana,
Hayatı kim donatır, baksana bir dört yana,
Sıbgatullah boyatır, neden düşman kaynana.
OYUN İÇİNDE OYUN, TUZAK İÇİNDE TUZAK,
BUNUN ADI SİZ KOYUN, OLMASIN HAK’TAN UZAK.
Ölmeden önce ölmek, fâniliğin esâsı,
Mirası hakça bölmek, Şeriat’ın yasası,
İki göz ile görmek, şüphe olan tasası,
Kader ile iz sürmek, Din’in Anayasası.
TASAVVȖFTA BİR KAPI, BEKLEYEN BİLİR BUNU,
TEMELİ SAĞLAM YAPI, YIKMAYIN SAKIN ONU.
KEMÂLİ daha yazma; okuyan anlar, bilir,
Nefis içinde azma, Dostla/Yâren dikilir,
Kalemle kuyu kazma; korkak okur, irkilir,
Petek petek dolaşma, balı alan çekilir.
ŞİİRLER BİNLER AŞTI, KİTAPLAR BASILIYOR,
GÖNÜLDE DERYÂ TAŞTI, KÂİNAT SARSILIYOR.
KEMÂLİ
10 EKİM 2017/SALI
|