YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN!...
Eklenme: 15.01.2020 12:24
GÜL DİKENİ
YALAN!
İnsanoğlu çiğ süt emdi,
Kendini dünyaya verdi,
Sinirleri bazen gerdi,
Menfaati öne serdi.
YALAN OLAN ŞEY, BİL YALAN!
KEMÂLİ
YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANSIN!...
“Asrın teknolojisi ve iletişim imkânları olmasa, halimiz haraptı...” demek mümkündür.
Facebook,WhatsApp, .... gibi kanallardan gelen çok sayıda mesaj, bilgi, belge ve bilmediklerimiz, yalan söyleyen tarihi utandıracak bir nitelikte....
Zaman zaman benim de yazdığım, eserlerim içerisinde sert ve dürüst bir samimiyetle yazdığım gerçekler, artık günümüzde Gün ışığına çıkıyor.
Dostlarımızdan, okurlarımızdan biri olan Hanefi Keleşoğlu YALAN Başlığıyla bir
metin gönderdi. Aynen şöyle diyor:
“Bakın şimdi Nasıl yalan ninnilerle büyüklük yılanlarla eģitildik...
Amerika’yı Kristof Kolomb keşfetmiştir.(Yalan)
Vasko Da Gama Ümit Burnu’nu keşfetmiştir.(Yalan)
Okyanus yollarını hep Avrupalı denizciler bulmuştur.(Yalan)
Osmanlı Sultanı, Sultan İbrahim Han, delidir.(Yalan)
Lozan Antlaşması bir zaferdir.(Yalan)
Birinci İnönü Zaferi isminde bir galibiyet vardır.(Yalan)
Sultan Vahideddin Han Sevr’i imzalamıştır.(Yalan)
Kuva-i Milliye’yi Atatürk kurmuştur.(Yalan)
İsmet İnönü muzaffer bir kumandandır.(Yalan)
Menemen’de Kubilay’ı öldürenler molla idi ve din devleti istiyorlardı.
(Kuyruklu Yalan)
Bandırma Vapuru pusulası bozuk ve köhne bir gemiydi.(Yalan)
Sultan Abdülhamid Kızıldır.(Yalan)
Sultan Vahideddin Han, haindir.(Vallahi Yalan)
Ve daha nice nice yalanlar… nice yalanlar… Biz bu yalanlarla büyüdük.
Batıda dürüst araştırmacılar da çıkıyor. Dr. Anne Millrad onlardan biri. Diyor ki:
“Kristof Kolomb’da, Vasko Da Gama’da Müslüman kılavuzlar kullandı. Müslümanlar onlardan çok çok daha önce buraları biliyorlardı.
Araştırmacıdan bir örnek daha:
“Bartalomeu Diaz, 1487 yılında Afrika’nın güney ucundaki kıyılara ulaşmayı başardı. Burası ‘Ümit Burnu’ olarak adlandırıldı. Bu ilginç bir isim değil mi?... diğer kara parçaları kendilerine ilk ulaşan denizcilerin isimleriyle adlandırıldıkları halde burası neden Bartalomeu Diaz Burnu olarak isimlendirilmedi?
Bu geçişten on sene sonra aynı yolu bu sefer Vasko Da Gama geçti. O da gördü ki Ümit Burnu denen yerden zaten Arap Denizciler onyıllardır geçmekteydi. Zaten o da bu burundan geçerken yanına bir Arap rehber aldı.”
Ne dersiniz? Gerçekler eninde sonunda meydana çıkıyor. Peki bu gerçekleri kendi okul kitaplarımızda ne zaman göreceğiz?..
Coğrafî gerçekler ne kadar çarpıtılmış,
Tarihî gerçekler de öyle, Hatta Sosyal ve Politik hakikatler de…
Seneler senesi hep masal dinlemişiz ve dinlemeye devam ediyoruz…
Son ve çarpıcı bir hakikat daha… okuyun, okuyun ve çarpılın…
850 li yıllarda İspanya’daki Endülüs Emevileri’nde sıcak yaz aylarında şehrin büyük meydanlarında halkı serinletmek için (Şimdi sıkı durun) basit bir akümülatör tertibatına bağlı dev aspiratörler kullanılıyormuş…
Harun Reşid’li Abbasi Sarayı’nın gündelik işlerini Sarayın dünyaca meşhur makine mühendisi ‘El Cezeri’nin icad ettiği robotlar yapıyormuş. Evet yanlış okumadınız dünyada ilk robot yapan kişi Ebul İz Bin Rezzaz El Cezerî isimli Müslüman bir bilim adamıdır.
Ve Harun Reşid, İngiltere Kralı’na El Cezeri yapımı ve su ile çalışan saat başı çalan bir guguklu saati hediye olarak göndermiş. İngiltere Kralı saat başı ses çıkartan bu saati şeytan sanmış ve büyük bir dinî törenle yaktırmış…
Gerçek tarih ne kadar farklı değil mi?...
YALAN SÖYLEYEN TARİH UTANIR MI?... BİLEMEM AMA,YALAN SÖYLEYENLER HİÇ UTANMIYOR, HEM DE CÜRETKÂR...
Anlayanlar için iki şiirle yazımızı noktalayalım.
YALAN
İnsanoğlu, nedir bunca kin, haset?
Yüz samimi, göz samimi, dil yalan.
Ne ekersen onu alırsın hasat,
Yalan ektin, yalan aldın, ye, yalan.
Her mevsimin zamanı var, vakti var,
Yaz güneşli, bahar yağmur, kışta kar,
Zemheride bağ verirse meyve, bar,
Deseler ki tadı doğal, bil yalan.
Beyaz una eş olur mu hiç kepek,
Kervan yoldan dönmez, ürüsün köpek,
Pamuk baştır, eğer yok ise ipek,
Aba gerçek, keten gerçek, şal yalan.
Aslan ki aslandır, olamaz tilki,
Kim demiş tilkidir her şeyin ilki,
Manevi yoksulun, maddiyse mülkü,
Şanda yalan, ünde yalan, mal yalan.
Er yiğidin ola vicdanı, arı,
Millet için olsun hizmeti, kârı,
Son baharda bal verirse bir arı,
Şeker gerçek, şerbet gerçek, bal yalan.
M.CEVAT AHISKALI
VERDİĞİ İLHAMLA
İnsan en Ahsen varlık, gönlünde Sevgi gizli.
İnansa çekmez dârlık, Peygamber-i Hak izli.
Geride kaldı Çarlık, zûlüm ile ikizli.
İslâm esas uygarlık, bu zamanda dikizli.
HASRET-İ SEVDÂ VATAN, AĞYÂR OLAN ȆL YALAN.
Güneş/Yaz/ Güz/Kış/Bahar, insan ömrü de böyle.
Her meyve vermez ki bâr, yalan ise sen söyle.
Sadakatli, cömert yâr, Umut/Sabırla düğle.
Ağustos’ta yağsa kar, Haktandır deriz öğle.
GÜNAH GÖSTERMEZ RADAR, VEBÂL YÜKLÜ BEL YALAN.
Nefis İman kilitli, Şeytan çıkarır yoldan.
İsyan/Küfür çeşitli; haberi yoksa “Ol!”dan.
Hakla/Bâtıl eşitli, çaresi Vahdet koldan.
Arş Katı’na dilekli, melek Sağ ile Soldan.
RAHMET-İ HAK’TAN YAĞAR, SET YIKMAYAN SEL YALAN
Zaman içinde Zaman, Mevsimler sıra sıra.
Feryât yanında aman, tahammül kıra kıra.
İlâhi olsa Fermân, emrinde dura dura.
Yaralar için Dermân, acıya vura vura.
YALAN EKİLEN TARLA,MAHSÜL VERMEZ BİL YALAN.
İnsanın mayasında, “Kin” ile “Hâset” vardır.
Edeple/Hâyâsında, dil için zaman dardır.
Ekilen kayasında, mahsül olan zarardır.
Samimi Tayasında, Sevgi/Saygıda yârdır.
YALAN SÖYLERSE İNSAN; AK YÜZLERDE, DİL YALAN.
Aslan/Tilki bir ölçü, Karınca/Yılan gibi.
İmandır eden güçlü, Gayreti Boran/Tipi.
Hayır yapan Hörgüçlü, desinler “Kurnaz Tilki”.
Vicdan olursa yüklü, demezler sana “Hippi”.
NÂRI NȖR EDEN ATEŞ, OCAKTAKİ KÜL YALAN.
Ahıskalı bir yiğit, kalemi hizmetkârı,
Şairler çeşit çeşit, ara dost ile yârı,
Duyar mı Hacı Reşit, bilir İt ile Mârı.
Kemâli söyler işit,çiçekler özde arı.
IŞIK GİRER İÇERİ, PENCEREDE TÜL YALAN.
Doğru yol, Doğru izde, Kervân yola çıkarsa,
İğne yanında bizde, tamirciyi sıkarsa,
Hata var ise sizde, eller yüzü yıkarsa,
Secdede nasır dizde, Dua/Niyaz akarsa,
HABERCİ YALAN SÖYLER; GELENLERİ SİL, YALAN.
|