:: YAZI

Eklenme: 04.09.2019 13:02 


TESETTÜR İÇİNDE KİM VAR?
Halen Kiracımız olan bir dost anlattı.
Balkonda oturuyordum. Bir araba geldi. Bir müddet bekledi. Sonra pür tesettür bir bayan arabanın yanına geldi.
Arabanın dikiz aynasına bakarak dudaklarını boyadı, yüzüne allık sürdü, saçlarını taradı. Başındaki türbanı çıkardı. Ayağında bulunan uzun ve geniş bir giysiyi de çıkardı. Kısa bir eteklik giydi. Arabaya binip gittiler.
“Kapalı olup, açık gezenler”, “Örtünün altında dolap çevirenler”, “Çarşafın içinde başka bedenler”, “Örtü altında oyun içinde, tuzak kuranlar”, “Menfaat için, yaranmak, görünmek gayretiyle istismar edenler” ana başlıklarıyla günümüzde az değildir.
Örtü Allah'ın emridir, tevil ve tâviz yoktur. Yapanlar, böyle istismar edenlerin gidecekleri yer de Cehennemdir.

PARASINI FAİZE YATIRAN HACI NE YAPTI?
Bir Savcı savcının hatıralarından biri.
Bankada idim. Sakallı bir hacı içeriye girdi. Cebinden çıkardığı tomar parayı, faize yatırmak istedi. Görevli bayanın göğüsleri açık ve görünüyordu.
Hacı bu bayana kapanması, göğüslerini göstermemesi için birşeyler söyledi.
Olaya müdahale ettim. Peki Hacı amca, bayanın bu açıklığı yanında, senin faize para yatırmana ne diyelim?..
“Faiz, borç verilen bir parayı veya malı belli bir süre sonunda fazlasıyla geri almaktır. Borçlunun alacaklısına ödemek zorunda bırakıldığı meşrû olmayan, karşılıksız ve hak edilmeyen fazlalıktır. Alın teri dökmeden, emek sarf etmeden, haksız yoldan kazanç elde etmektir. Dara düşmüş, zorda kalmış kişilerin bu hallerini fırsata çevirmektir.
İslam, faizin her türünü kesin olarak haram kılmıştır. Faizli işlemleri en büyük günahlardan saymıştır. Nitekim Yüce Rabbimiz, hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede müminleri şöyle uyarmaktadır: “Ey iman edenler! Kat kat arttırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının ki kurtuluşa eresiniz.” (Diyanet Hutbesinden)
EVET; ne diyelim, işin içinden nasıl çıkalım. Bir yanda menedilen mahrem olayı, zinaya bakış, öte yanda faiz...
SİZ KARAR VERİN, TOPLUMUN HALİNE BİR BAKIN...

KARMAN/ÇORMAN BİR TOPLUM
Bir yanda çarşaflı, bir yanda başörtülü, bir yanda, sadece gözleri görünen, öte yanda baldırı çıplak, göğüs açık, pantolon delik/deşik, yüzde boyacı çanağı, çeşitli hızmalar takılmış, torunları veya çocukları olan, kendi giyim/kuşamından tamamen uzak durumda kadınlar, kızlar, analar..
Kolları, ayakları dövme yaptırılmış, kulaklarında küpe, saçları topuz, tişörtlerinde acaip garaip yazılar, şortla gezen, erkekler...
Kahvehaneler, meyhaneler, kerhaneler, gazinolar, pavyonlar, plajlar, barlar, bilmem ne evleri,Günahların ve isyanların alenan işlendiği birçok bazı oteller tıklım tıklım...
Plaj sahnesinin bütün çıplaklığıyla verildiği bir habere göre: Antalyayı, Antalya Kültür ve Turizm Müdürlüğü verilerine göre, kente 1 Ocak-31 Ağustos arasında 437 bin 615 yerli, 10 milyon 328 bin 331 yabancı turist geldi. Şehre 8 ayda gelen turist sayısı geçen yıla göre yüzde 17 oranında artışla toplamda 10 milyon 765 bin 946'ya ulaştı. Antalya'yı en fazla Rus turistler tercih etti. Söz konusu dönemde Rusya'dan gelen 3 milyon 865 bin 310 turist kentte tatil yaptı. İkinci sırada ise 1 milyon 697 bin 824 turistle Almanya yer aldı. Ayrıca, Ukrayna'dan 596 bin 645, İngiltere'den 530 bin 444, Polonya'dan da 400 bin 214 turist Antalya'ya giriş yaptı. Şehre ağustosta gelen turist sayısı da 2 milyon 572 bin 21 olarak gerçekleşti. Bu rakamın 92 bin 888'ini yerli turist oluşturdu. Geçen yıl yaklaşık 14 milyon turist ağırlayan Antalya'nın, bu yıl 16 milyon turist hedefini aşarak rekor kırması bekleniyor.
Seksen Milyon türkiye’de, sadece Antalya’nın ağırladıoğı 14 milyon turist ve plajların hali...
İşte Millet/Ümmet ve toplum olarak halimiz... Nerelere gidiyoruz, plajlar ne halde, insanlar panayırında kılık/kıyafetlerimiz...
Ondan sonra başımıza gelen bin çeşit bela, hastalık, musibet, dert ve ....
Özet halinde diyelim ki: Rüzgâr ekilen yerden fırtına biçilir...

MODA İMİŞ...
Giydiği dar kot pantolon delik/deşik... Avret yerine yakın yerde delikler..
Böyle bir kıza yaklaştım:
-Kızım sen çok fakirsin galiba... Sana bir pantolon alalım...
Hayretle yüzüme baktı ve şöyle dedi: Yok amca, ben fakir değilim, bu moda...
Düşünün ve karar verin... Nerede ise avret yeri görünecek bayanın pantolonu delik/deşik.. Bunun adı da Moda...
Çeşitli bilgilere göre:
“Modanın ortaya çıkış nedeni: Farklı olma isteği
Hepimiz Maslow’un ihtiyaçlar piramidini hatırlıyoruzdur. 5 basamaktan oluşan piramidin 4 alt basamağı Maslow tarafından eksiklik ihtiyaçları olarak adlandırılmıştır. Bunlar saygı gereksinimi, arkadaşlık, aşk, güvenlik ve fiziksel ihtiyaçlardır. Piramidin en tepesinde ‘Kendini gerçekleştirme’ basamağı yer alır. Moda yaratmak veya modayı takip etmek temel bir ihtiyaç değildir fakat kendi özgün karakter ve kişiliğini yansıtabileceğin, kendini anlatabileceğin ve başkalarından farkını ortaya koyabileceğin geniş ve ucu bucağı olmayan bir alandır. Bu alan kişiye ihtiyaçlar piraminde en üst kısımdaki kendini gerçekleştirme imkanı verir. Yemek yemek, barınmak veya giyinmek temel ihtiyaçlardır fakat bunları farklı ve kendine uygun yorumlayarak bu şekilde ruhunu da doyuma ulaştırabilirsin. Günümüzde insanlar ihtiyaç kelimesini genelde fiziksel ve somut şeyler için kullanıyor fakat kaliteli bir yaşam için ruhsal ihtiyaçların da tatmin olması gereklidir. Modanın çıkış noktası da bunu hedef alır; özgün olmak…Kısaca kendini gerçekleştirme yolunda modadan yardım alabilirsin.
Modaya dair kilit bilgi
Vogue 1892’de yüksek sosyete gazetesi olarak Amerika’da çıkmıştır. Ardından giderek çizgisi modaya kaymış ve yıllar içinde moda dünyası için çok önemli bir mecra olmuştur. Irwin Penn, Richard Avedon ve Helmut Newton gibi dünyanın en başarılı fotoğrafçıları Vogue için önemli işlere imza atmıştır.
İlk Vogue 1982 yılının Aralık ayında çıktı.
Tarihteki ilk moda tasarımcısı Charles Frederick Worth 1846’da İngiltere’de doğmuştur. Charles Frederick müşterileri ayağına getirmeyi ve kendi tasarımları yapıp onları giydirmeyi başaran ve terzilik anlayışını yıkan ilk modacıdır. İlk haute couture’u başlatmıştır. Haute couture’ün kelime anlamı kişiye özgü olarak yapılan modern kıyafet anlamı taşır. Ayrıca markasını etiket olarak kullanan ilk moda tasarımcıdır. Yılda dört defa defile düzenlemiş, model kullanmıştır.”
Asrın mûsibetleri arasında bulunan Moda çılgınlığı, İslama karşı bir alternatif proje ve hazırlanan büyük tuzaklardan biridir. Asırlar ötesinde Diuyojen isimli bir gazetede modanın tarifi şöyle yapılmıştı: “Maymunların Tanrısı...”
Bugünkü modayı görseydi Diyojen Gazetesi, acaba ne yazardı?

  Yorum gönder
 
Diğer yazılar

* ASRIMIZIN BÜYÜK HASTALIĞI ÇIPLAKLIK...
* HASTALAR RİSALESİ HASTALIKLA BARIŞMAYA VE BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİR
* BİR DAMLA VE DÜŞÜNDÜRDÜKLERİ
* ŞİKÂYET VE KARAMSARLIK SONSUZU...
* ŞİKAYET!..
* AK PARTİ NEREYE GİDİYOR?...
* ANARŞİ VE TERÖRDEN KURTULMAMIZ “HUCURAT SURESİ” İLKELERİNDE YER ALIYOR
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER
* İBRETLİK BİR HİKÂYE
* ERMENİ CEMAATİ VE KÜRT BİLİNEN ERMENİLER


Tüm Yazılar

 
© 2006 - 2024 İlhan YARDIMCI
Tasarım & Yazılım Sinan Eldem