50 LİRA ARKASINDAKİ İHÂNET:
Eklenme: 08.07.2019 12:37
50 LİRA ARKASINDAKİ İHÂNET:
FATMA ALİYE HANIMIN KIZI BİR KATOLİK RAHİBESİDİR
Cebinizden elli lirayı çıkarıp, arka yüzüne bakar mısınız. Orada bir hanımefendinin(!) fotoğrafını göreceksiniz.
Para üzerine fotoğrafı basılan ilk Türk kadını.
Kendisi ilklere pek yabancı değil aslında.
İlk Türk kadın roman yazarı,ilk Türk kadın çevirmen, ilk “muhafazakar” feminist,eserleri batı dillerine ve Arapçaya çevirilen ilk Türk kadın yazar ve düşünür...
Evet, Ahmet Cevdet Paşa’nın muhterem kerimesi Fatma Aliye Hanımdan bahsediyoruz.
Ne kadar parlak bir kariyer ve ışıltılı bir hayat değil mi?
Değil maalesef...
Çünkü madalyonun bir de öbür yüzü var.
Döneminin hemen hemen bütün İslamcıları gibi “Batı’nın iyi yönlerini almak lazım” diyen Fatma Aliye hanım dört kızından ikisini, Nimet ve İsmet’i o dönemde yeni açılan Fransız okulu Dame de Sion’a kayıt ettirir.
Nimet okuldaki hocaların Hristiyanlık telkinlerinden rahatsız olur ve okuldan ayrılır. Fakat İsmet durumdan pek şikayetçi değildir ve okulda kalmakta ısrar eder. İki kız kardeş daha sonra yüksek tahsil için Fransa’ya giderler. Nimet tahsilini tamamlayıp döner fakat İsmet geri dönmeyeceğini annesine bir mektupla bildirir. Ve uzun süre iletişimleri kopar.
Ve nihayet yıllar sonra sevgili kızından bir haber alır Fatma Aliye
Hanım;İsmet bir Katolik rahibesi olmuştur.
Plevne kahramanı Gazi Osman Paşa’nın yeğeni Faik Bey’den olma, Mecelle’nin müellifi anlı şanlı Ahmet Cevdet Paşa’nın kızı Fatma Aliye Hanım’dan doğma İsmet Hanım rahibe olmuştur.
“Ölmeden önce ölmek bu olsa gerek”der Fatma Aliye Hanım. Bütün yazı hayatına son verir ve ömrünün bundan sonraki kısmını kızını aramakla geçirir. Yıllarca ne kendisi kızından bir haber alabilir, ne de kimse kendisinden bir haber alabilir. Hatta gazetelerde hakkında çıkan ölüm ilanını düzelttirmek isteyen yakınlarına engel olur, “bırakın öldü bilsinler” der.
Babasından kalan serveti kızını bulmak için harcar fakat nafile.
Nihayet muzdarip ruhu yorgun ve küskün bedenini terk eder ve kızını bulamadan bu dünyadan göçüp gider...
Daha nice bilmediklerimiz yanında, bu Belgeyi/Bilgiyi yeni öğrendim. Bir vatandaş tarafından Facebook’a gönderilmiş.
Madalyonun iki yüzüne birden bakmak gerekir. Böyle bir anadan böyle bir evlat...Günümüzde bunların sayıları az değil ya... “Mazlûmdan Zâlim, Zâlimden Mazlûm doğar” sözü yabana atılır değil ya...
Nice Namazlı/Niyazlı/Sakallı/Hacı/Hoca/Dindar/Muhafazakâr görünen nicelerinin evlatları ile ilgili feryatları, gözyaşları günümüzde geçerli değil mi?
Nice aileler bu yüzden boşanıyor, ocaklar yıkılıyor. Ne diyelim, ne ekleyelim?... İşte halimiz...
|